• Sonuç bulunamadı

2. Araştırma Alanı ile ilgili Genel Bilgiler

1.1. Geçiş Dönemleri

1.1.1. Doğum

1.1.1.2. Doğum Sırası

hamile kadının sancıları ile başlamaktadır. Dünyaya gelecek olan çocuğun ve hamile olan kadının tehlikelerden korunması ve kutsanması gerekmektedir (Örnek, 1995: 140; Artun, 2005: 133).

Doğum olayı, ilk doğum eski Türk topluluklarında olduğu gibi günümüzde de aileler için oldukça önemlidir. Anadolu Türklerinin geleneklerinde kendine özgü doğurma teknikleri vardır. Bunlar: diz çökerek çömelerek veya oturarak yatarak, elleriyle ipe asılarak doğurma teknikleri vardır. Bu doğurma teknikleri yöreden yöreye çeşitlilik kazanmıştır. Benzer özelliklere sahip olduğu gibi farklı özellikte hareketler de bulunmaktadır (Boratav, 1997: 148).

Doğum sırası, gebe kadının doğum esnasında kolay bir doğum gerçekleştirmesi için yapılan uygulamaları içermektedir. Eskiden beri yapılan uygulamalar, doğum yapacak kadının ve doğacak çocuğun sağlıklı bir şekilde doğum olayını atlatması yönündedir. Baskil yöresinde de geçmişten gelen bu adet ve inanmalar, çeşitli pratiklerle şekillenerek karşımıza çıkmaktadır. Bu çerçevede araştırma yaptığımız Baskil yöresinde, ilk olarak doğum yapacak olan kadın için ebe tayinidir. Doğum gerçekleşmeden doğumu kolaylaştıracak, yardım edecek olan kişi ebedir. Ebenin doğum sırasında kullanacağı ortam hazırlanarak doğum olayının kolay bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanır. Ardandan doğan çocuk ile ilgili inanışlar ve uygulamalar karşımıza çıkmaktadır. Çocuğun göbeğinin kesilmesi, çocuğu tuzlama, yıkanma ve beleme uygulamalarının yapılması, son olarak da çocuğun eşi ile ilgili adet ve inanmaları ele almaya çalıştık.

1.1.1.2.1. Doğum Hazırlığı/Doğum Olayı

Bu evre doğum olayının gerçekleştiği bölümdür. Bu aşamada doğum olayını kolaylaştıracak, hızlı ve sorunsuz olması için çeşitli pratikler bulunmaktadır. Bu evre ailenin çocuk yapma isteğinden başlayarak, aşerme ve gebe kalma aşamalarından geçip, bebeğin dünyaya gelmesi yani doğum olayının gerçekleştiği doğum olayının en önemli birinci evresidir. Doğum öncesinde yapılan hazırlıklar, çocuğun sağlıklı dünyaya gelmesi, rahat sorunsuz bir doğum, anne ve bebeğin sağlıklı olması için yapılan uygulama ve pratiklere bulunmaktadır (Örnek, 1995: 140).

İlçede, doğum hazırlığı ve doğum olayı konusunda yapılan uygulamalara baktığımız zaman; geçmişte ev ortamında ebe olarak bilinen, bu işi yapan tecrübeli kadınlar vasıtasıyla yapılan doğum işlemi olduğu gibi, bazı kendine güvenen kadınların doğum olayını kendi başına gerçekleştirdiği karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde ise doğum hazırlığı ve doğum olayı çerçevesinde hastanelere gidilerek, doğuma dair bilgileri rahatlıkla ulaşıp, doğum hazırlığı yapılarak, doğum olayı gerçekleştirilir.

İlçede, doğuma hazırlık anlamında yapılan uygulamaların başında dünyaya gelecek olan çocuğun giyeceği elbiseler, kullanacağı eşyalar alınır. Doğacak çocuğun cinsiyetine göre alınacak kıyafetler alınmaktadır. Erkek çocuk dünyaya gelecekse eğer genel olarak mavi renk kıyafetler alınır. Kız ise pembe renkli kıyafetler alınır (K.K.17, K.K.20, K.K.21, K.K.27, K.K.19, K.K.1, K.K.8).

İlçede, doğum olayı eğer evde olacaksa önceden hazırlıklar yapılır temiz bez ve çarşaflar hazır tutulmaktadır (K.K.7, K.K.11).

İlçede, doğum olayı için daha eskilerde yapılan uygulamaya göre ince kum sac üzerinde ısıtılır, doğum yapacak kadının altına serilir üzerine bir çarşaf örtülerek kadın onun üzerine yatırılır ve köyde ebe diyebileceğimiz kadın yardımcı olur böylece doğum olayı gerçekleştirilir (K.K.19).

Yörede eski dönemlerde köylerde yapılan uygulamalara baktığımız zaman köy ortamında tarlada ekin biçilme sırasında doğum yapan kadınların olduğu bunların da yaşça büyük kadınların yardımıyla doğum olayı gerçekleştirilmektedir.(K.K.19).

Yörede birden fazla çocuğu olup, doğum yapacak olan kendine güvenen tecrübeli kadınların, ailede kayınbabası ve kaynanasından çekindiğinden dolayı doğum olayını kimi zaman kendi başına, samanlıkta ve ya ahırda yaptığı karşımıza çıkmaktadır (K.K.27).

Yörede doğum olayına yardımcı olacak kadın bellidir, yörede bulunan kişilerce bilinmektedir. Doğum olayı olacağı zaman ilk müracaat edilen kişi bu kadındır. Doğum olayına katılan bu kadının yanında da daima yardımcısı diyebileceğimiz bir kadın bulunur. Doğumu gerçekleştiren kadının ölümü durumunda bu yardımcı olan kişi artık ilk müracaat edilen kişi olur (K.K.27).

1.1.1.2.2. Göbek Kesme, Tuzlama , Yıkama, Beleme

Çocuk dünyaya geldikten sonra yapılan ilk uygulama anne ile çocuk arasındaki bağ olan, göbek bağının kesilmesidir. Bağın kesilmesi ile anne ile çocuk arasındaki fizyolojik bağ sona ermiş olur. Göbek bağının kesilmesinden sonra bu bağ, kuruyup bir yere gömülür. Göbek bağını kesmeden önce çocuk canlandırılması gerekir. Daha sonra bağ anneden çocuğa doğru sıvandıktan sonra üç parmak kala bağlanır ve ucu kesilir. Keme işlemi makas veya keskin bıçak ile olur. Kesilen göbek bağının ucu mikrop kapmaması için yakılır. Bu işlem de bittikten sonra sıra çocuğun yıkanıp tuzlanmasıdır. Tuzla işlemi çocuğun ileride terinin kokmaması için yapılan bir uygulamadır (Örnek, 1995: 142; Artun, 2005: 13).

Göbek bağı kesilen çocuğun yıkanıp tuzlanması halk arasında temiz olması, terinin kokmaması için yapılan bir uygulama olarak görünse de bunun büyülü bir işlem olduğu aşikârdır. Zira tuzun bereket, nazar ve uğur inançlarında önemli bir kutsiyeti vardır (Boratav, 2003: 194).

İlçede göbek kesme olayı günümüzde doğum olayı hastanede olduğu için uzman doktorlar tarafından yapılmaktadır. Eskiden köylerde bu işlem temiz bir jilet ve ya bıçakla yapılmaktadır (K.K.17, K.K.1, K.K.21).

İlçede eskiden evde yapılan doğumlarda göbeği kesip tuzlanıp belli yerlere atılırmış (K.K.13, K.K.7).

Yörede beleme işlemi ile ilgili yamaçlarda elenmiş olarak bulunan, taşsız toprak toplanarak ateşte kavrulur. Çocuk bu sıcak toprak ile belenir. Bu uygulama, çocuğun sağlıklı ve olması dayanıklı olması için yapılan uygulamalar arasındadır (K.K.19, K.K.27).

1.1.1.2.3. Çocuğun Eşi /Göbeği

Divan-ü Lügat-it Türk’te çocuk eşi, sonu için “kap” kelimesi geçmektedir. Eserde Kaşgarlı bu kelimeyi “anası karnında çocuğun içerisinde bulunduğu torba. Bu çocukla beraber doğar; böyle olursa o çocuk uğurlu sayılır ve ‘kaplıg ogul’ denir” diye belirtilmiştir. Bu kelimeye benzer olarak “umay” kelimesi yer almaktadır. “son, kadın doğurduktan sonra karnından çıkan hokka gibi nesne. Buna ‘çocuğun ana karnındaki eşi

denir.” Bu şekilde belirtilerek bunun kadınlar tarafından uğur sayıldığı belirtilmiştir (Atalay, 1999: 123).

Dünyaya gelen çocuktan bir parça olan eş (son) bir takım uygulama ile gömülür. Göbek bağı, yeni doğan çocuktan bir parça olarak görüldüğünden bu parçaya karşı bir saygı ve özen gösterilir. Bu parçanın atılması, bir hayvan tarafından yenilmesi hoş karşılanmaz (Örnek, 1995: 143; Boratav, 2003: 193).

Hastanelerde yapılan doğumlarda bu türden işlemler söz konusu değildir. Bu da bize, doğum yapılan kültürel ortamın değişmesiyle, birtakım inançların ve bunlara bağlı uygulamaların da etkinliklerini yitirdiklerini göstermektedir. Ancak bu durum bile geleneksellikten kaynaklanan ve kadının bilinçaltında yatan kimi kaygıların giderilmesini göstermektedir (Örnek, 1995: 143).

Yörede doğan çocuğun göbeği düştüğü zaman alınır ve belli yerlere bırakılır. Bırakılan yerlerin çocuğun gelecek hayatına etki edeceği inancı vardır. Bu nedenle çocuğun göbeği etrafında çeşitli uygulamalar söz konusu olmuştur. Bunlar da geçmişten aktarılarak günümüze ulaşmış olan eski Türk inanç yapısını karşımıza çıkarmaktadır.

Baskil yöresinde yapılan uygulamalara baktığımız zaman düşen göbeği temizlenip bir bez parçası içine sarılması önemlidir. Daha sonra çocuğun akıllı, uslu ailesine ve dinine bağlı olarak yaşaması için cami avlusunda herhangi bir yere toprak altına gömülmektedir.(K.K.1, K.K.11)

Yörede çocuğun okuyup, tahsil görerek öğretmen, memur olması için okul etrafında bir yere gömülmesi gerektiği inancı vardır. (K.K.17)

Yörede çocuk kız ise, kızın ailesine bağlı ve ev işlerinde, mutfak işlerinde iyi olması için de mutfak etrafında bir yere gömülmesi inancı vardır. Çocuğun düşen göbek bağının gömüleceği yerin çocuğu geleceği, alın yazısına etki edeceğine inanılmaktadır.(K.K.18)

Eşin göbeğin gömülmesi dışarıya herhangi bir yere atılmaması gerektiği, herhangi bir hayvan tarafından yenilmesi uygun görülmez. Bu nedenle çocuğun eşinin muhakkak gömülmesi gerektiği inancı vardır. Gömülmesi dışında yapılan bir başka uygulamaya göre, çocuğun eşi çocuk ileride okusun, büyük bir makam mevki sahibi olması için herhangi bir kitap arasına konulmaktadır, (K.K.17, K.K.18,K.K.23).