• Sonuç bulunamadı

5. UKÛBAT’TA (CEZA HUKUKU) İMAM ŞAFFİİ’NİN TEFERRÜT

5.1. Şer’i Cezalar

5.1.2. Kısas ve Diyetler

5.1.2.2. Diyet

5.1.2.2.1. Diyetin Vacip Oluş Şartları

Harbi ve bağinin öldürülmesi sebebiyle diyet söz konusu olur mu olmaz mı, meselesi üzerinde ihtilaf vuku bulmuştur.

Cumhur, öldürülen kimsenin masum, yani kanının koruma altında olması gerekir. Buna göre kanları koruma altında olmadığından dolayı harbi ve bağinin öldürülmesinde diyet söz konusu değildir, demişlerdir.991

Şafiîler ise, bağinin kanı koruma altındadır.992

Savaş bittikten sonra veya esir düşen veya yaralı olan bağiyi öldüren kişi diyet ödemekle mükelleftir, demişlerdir.993

5.1.2.2.2. Diyetin Türü ve Miktarı

Diyetin türünün belirlenmesinde fakihlerin birbirlerinden farklı görüşleri vardır; bunlar aşağıda kaydedilmiştir:994

Ebu Hanife ve İmam Malik: Diyetin deve, altın ve gümüşten birisiyle verilmesi vaciptir: Bunlardan her hangi birisinin ödenmesi yeterlidir, demişlerdir. Delilleri ise, Amr b. Hazm’ın diyetlere dair naklettiği hadistir. “Canda diyet yüz devedir…”995 Ayrıca onlar Hz. Ömer’in, altın sahiplerine diyet olarak bin dinar; gümüşü olanlara da on bin dirhem tespit etmiştir, demişlerdir.996

Ebu Yusuf, Muhammed ve İmam Ahmed’e göre, diyetin altı türden ödenmesi gerekir. Bunlar diyetin aslını teşkil eden deve, altın, gümüş, inek, koyun ve elbiselerdir. Hanbelîlere göre ise, bunların ilk beşi diyetin asıllarıdır. Elbise ise asıl değildir. Çünkü farklılık arz eder ve bunların belli bir kayda bağlanması mümkün değildir, demişlerdir.997

Onlara göre, bu görüşün delili, Hz. Ömer irad ettiği bir hutbedir. Hz.

989 Zuhayli, VIII, s.129. 990 Zuhayli, VIII, s.129. 991 Zuhayli, VIII, s.82. 992 Zuhayli, VIII, s.82. 993

Komisyon, Büyük Şafii Fıkhı, IV, s.201,202. 994

Zuhayli, VIII, s.84. 995

Ebu Davud, Kitabü’d-Diyât, 18 (4541), IV, s.184. 996

Zuhayli, VIII, s.84. 997

Ömer bu hutbede şunları ifade etmiştir: “Şunu bilin ki artık develer pahalılaşmıştır.” Ravinin belirttiğine göre Hz. Ömer altın sahipleri üzerine bin dinar, gümüş sahipleri üzerine on iki bin dirhem, inek sahipleri üzerine iki yüz inek, koyun sahipleri üzerine iki bin koyun, elbise ile uğraşanlara da iki yüz elbise tespit etmiştir.998

Şafiîler, diyette vacip olanın, bulunması halinde yüz deve olduğu ve katilin bunları veliye kusursuz olarak teslim etmesinin görevi olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak diyetin kendisinden tahsil edilmesi gereken yerde bulunmaması suretiyle hissen bulunmaz veya o yerde semen-i mislinden daha fazlasına bulunması suretiyle şer’an bulunmayacak olursa, bu sefer o beldenin çoğunlukla kullanılan nakit parası ile develerin kıymetlerinin ödenmesi gerekir, demişlerdir. Şafiîler: Nakit paranın teslim edilmesi gereken vakitteki kıymetininin göz önünde bulundurulacağını; miktar ne olursa olsun ödeneneceğini; bunların telef edilen bir şeyin bedeli olması dolayısıyla aslın bulunmaması durumunda kıymetine başvuruluacağını ifade etmişlerdir.999

Şafiîler, bu görüşlerine delil olarak, Amr b. Şuayb’ın babasından onun da dedesinden yaptığı rivayeti göstermişlerdir. Amr b. Şuayb şöyle rivayet etmiştir: “Resulullah (s.a.s.)’in döneminde diyetin kıymeti sekiz yüz dinar yahut sekiz bin dirhem idi. Bu, o zaman böyle idi.”1000

Nihayet Hz. Ömer halifeliğe geldiğinde irad ettiği hutbesinde şunları söyledi: “Şunu biliniz ki artık develer pahalılanmış bulunuyor.” Ravi devamla dedi ki: “Altın sahiplerine bin dinar, gümüş sahiplerine on iki bin dirhem, inek sahiplerine iki yüz inek, koyun sahiplerine iki bin koyun, elbise sahiplerine ise iki yüz elbise tayin etti.”1001

Şafiîler, bu görüşü şu akli delil ile de desteklemektedir: “Misli şeylerde olduğu gibi her hangi bir mal türü ile tazminat altında olan ve bulunmasına imkân olmayan bir şeyin kıymetinin ödenmesi icap eder;.”1002

5.1.2.2.3. Küçükten ve Deliden Sadır Olan Kasten Öldürmenin Diyeti

Cumhur Küçükten ve deliden sadır olan kasten öldürmenin diyetinin âkilesine ait olduğunu; çünkü küçüğün kastı ile hatasının bir olduğunu ifade etmiştir.1003

Cumhur delil olarak Hz. Ali döneminde gerçekleşen ve bir delinin, adamın birine yaptığı saldırı hakkında; Hz. Ali’nin verdiği hükmü göstermişlerdir. Bu olay şöyle gerçekleşmiştir:

998

Ebu Davud, Kitabü’d-Diyât, 18 (4542), IV, s.184. 999

Şirbini, IV, s.71,75. 1000

Ebu Davud, Kitabü’d-Diyât, 18 (4542), IV, s.184. 1001

Ebu Davud, Kitabü’d-Diyât, 18 (4542), IV, s.184. 1002

Zuhayli, VIII, s.85. 1003

“Bir deli, adamın birisine kılıçla hücum edip onu vurmuş ve buna dair dava Hz. Ali’ye götürülmüş, o da onun diyetinin âkilesi tarafından ödeneceğine hüküm vermiştir. Bu hükmü bir grup ashabı kiram huzurunda vermiş ve “Onun kastı da hatası da birdir” demiştir.”1004

Şafiîler, daha azhar olan görüşe göre küçüğün kastının, eğer mümeyyiz ise bir kasıt, şayet mümeyyiz değil ise kesin olarak hatadır, demişlerdir. Şafiîler, ister mümeyyiz olsun ister olmasın, şer’an helal ve haram ile mükellef olmadığından dolayı kısasın gerekmeyeceğini, fakat mümeyyiz olması halinde diyetin malından ödenmesi gerekeceğini; âkilesinin onun yerine diyetini yüklenmeyeceğini ifade etmişlerdir. Onlara göre âkile kasten öldürmenin, sulh halinin ve itiraf halinin diyetini yüklenmez. Şafiîlerce tercihe değer görüşe göre, küçüğün fiili kasten sayılacağından dolayı, âkile cinayet yoluyla öldürdüğü kimsenin diyetini yüklenmez.1005

5.1.2.2.4. Müslüman Olmayanların Diyeti

Hanefiler, kanların eşit olduğunu İslam ve küfür sebebiyle diyetin miktarında değişiklik olmayacağını dolayısıyla zimmî ve müstemenin diyetinin Müslümanın diyeti gibi olacağını ileri sürmüşlerdir. Hanefiler, Yüce Allah’ın: “Şayet kendileriyle aralarında bir anlaşma bulunan kavimdense o vakit akrabalarına bir diyet vermek ve mümin bir köle azad etmek gerekir”1006

buyruğu ile amel etmek de bu hükmü gerektirir, demişlerdir. Ayrıca Hanefiler, Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer (r.a)’de bu doğrultuda hüküm vermiklerini ifade etmişlerdir.1007

Malikilere göre, yahudi ve hıristiyanın diyeti -cinayet kasten de yanlışlıkla da işlenmiş olsa- Müslüman erkeğin diyetinin yarısı kadardır. Bu da altı bin dirhem gümüş veya beş yüz dinar altındır. İslam devletiyle anlaşmalı olan mecusînin ve mürtedin diyetine gelince, cinayet kasten ya da yanlışlıkla işlenmiş olsun, Müslümanın beşte bir diyetinin üçte biri kadardır. Bu saydıklarımızın kadınlarının diyetleri, erkeğin diyetinin yarısı kadardır. Mecusi ve mürted kadının diyeti dört yüz dirhemdir. Diğerleri de buna göre hesaplanır, şeklinde görüş beyan etmişlerdir.1008

Hanbelîlere göre, yahudi ve hıristiyan, İslam devletiyle anlaşmalı olduğu halde, bir Müslüman tarafından kasten öldürülse; diyeti Müslümanın diyeti kadar, onu 1004 Zuhayli, VIII, s.90. 1005 Zuhayli, VIII, s.90. 1006 Nisa sûresi, 4/92. 1007

Ceziri, VIII, s.3406; İbn Kudame, XII, s.51,52. 1008

yanlışlıkla öldürürse, diyeti Müslümanın diyetinin yarısı kadar olur. Masum olmayan mürtedlerle eman almamış olanlara gelince; onlar her hal-ü kârda öldürülürler, demişlerdir.1009

Şafiîler; yahudi, hristiyan, muahid ve müstemenin diyeti, Müslümanın diyetinin üçte biridir, demişlerdir.1010

Şafiîler: Öldürülme diyetinin, Müslümanın diyetinin üçte biri kadar olacağı hususunda merfu bir rivayetin olduğunu ve İmam Şafiî’nin, el-Ümm adlı eserinde Hz. Ömer ile Hz. Osman’ın bu doğrultuda hüküm vermiş olduklarını kaydettiğini ifade etmişlerdir.1011 Şafiîler: Amr b. Şuayb’ın babasından, onun dedesinden, onun da Hz. Peygamber’den (s.a.s.), Hz. Peygember (s.a.s.) kitap ehlinden bir adamı öldüren her Müslüman’a dört bin dirhem ödemeyi tayin ve emretmiştir, rivayeti bu konuda esas almışlardır.1012