• Sonuç bulunamadı

5. UKÛBAT’TA (CEZA HUKUKU) İMAM ŞAFFİİ’NİN TEFERRÜT

5.1. Şer’i Cezalar

5.1.1. Hadler

5.1.1.5. Kazf Haddi

5.1.1.5.4. Bir Cemaate Zina İsnadında Bulunmak

Hanefiler ve Malikilere göre, bir kimse aynı mecliste veya değişik meclislerde, tek kelimeyle veya bir kaç kelimeyle, toplu dağınık halde bir cemaate zina isnadında bulunursa; kendisine sadece bir had tatbik edilir. Cemaatten biri sebebiyle dövülerek kendisine had tatbik edilirse bu had, hepsine yaptığı zina isnadı için karşılık olur. Bundan sonra onlardan biri sebebiyle hadde çarptırılmaz. Çünkü hadler birbirine girdiri- lirler. Bu görüşte olanlar, delil olarak; “İffetli Müslüman kadınlara zinâ iftira edenler...”875

ayeti kerimesini ileri sürmektedirler. Yani iffetli Müslüman kadınlardan birine zina isnad eden kimse iftira haddine çarptırılır. Bu da bir grup iffetli Müslüman kadına zina isnadında bulunan kimsenin seksen değnekten fazla hadde çarptırılmamasını gerekli kılmaktadır. İffetli Müslüman kadınlar grubuna zina isnadında

872 İbn Kudame, XII, s.396. 873 Ceziri, VII, s.3179. 874 Ceziri, VII, s.3179. 875 Nur sûresi, 24/4.

bulunan şahsın bir hadden fazla hadde çarptırılmasını gerekli gören kimse, ayet-i kerimeye muhalefet etmiş olur. Bu görüşte olan ulemanın sünnetteki delilleri ise, İkrime’nin, İbn Abbas Hazretlerinden rivayettir: İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Hilâl bin Ümeyye (r.a) Resûlullah’ın (s.a.s.) yanında, hanımının Şerik bin Semha ile zina yaptığını söyledi. Resûlullah (s.a.s.): “Ya delil getirirsin veya sırtına hadd tatbik edilir” dedi. Hilâl: “Ey Allah’ın Resûlü! Birimiz, hanımı üzerinde bir adam görse, koşup delil mi arayacak?” dedi. Resûlullah (s.a.s.) önceki sözünü tekrar etti: “Ya delil getirirsin ya da sırtına had uygulanır.” Bunun üzerine Hilâl: “Seni hak üzerine gönderen Zât’a yemin olsun doğruyu söylüyorum. Mutlaka Allah sırtımı hadden kurtaracak bir vahiy gönderecektir” dedi. Bunun üzerine Cibril (a.s.) ve şu vahyi indirdi: “Karılarına zina isnad edip de kendilerinden başka şâhidleri olmayanların şâhidliği, kendisinin doğru sözlülerden olduğuna Allah’ı dört defa şâhid tutmasıyla olur. Beşincisinde eğer yalancılardan ise Allah’ın lânetinin kendisine olmasını diler”876

Resûlullah (a.s.v.) oradan ayrıldı. Onlara adam gönderdi. Hilâl geldi (lânet okuyarak) şehâdette bulundu. Resûlullah (a.s.v.): “Allah biliyor ki, ikinizden biriniz yalancısınız, tevbekâr olanınız var mı?” dedi. Sonra kadın kalktı, o da şehâdetde bulundu. Kadın beşinci şehâdette iken kadını durdurdular ve: “Beşince şehâdet, (yalancı olduğun takdirde) şiddetli azab gerektirir” dediler. İbnu Abbâs der ki: Bunun üzerine kadın durakladı ve sükût etti. Öyle ki, yeminden rücû edeceğini sandık. Sonra: “Hayır, vallahi kavmimi bundan böyle mahçup hâle düşürmeyeceğim” dedi ve yeminini tamamladı. Resûlullah (s.a.s.): “İyi bakın, eğer bu kadın gözleri sürmeli, kabaları iri, bacakları kalın bir çocuk doğurursa bilin ki bu çocuk Şerik bin Semha’dandır” buyurdu. Gerçekten de bu evsafta bir çocuk doğurdu. Bunun üzerine Resûlullah (a.s.v.) hayırdır: “Eğer, Allah’ın Kitabı’nda kadının yemini ile haddin düşeceği hususunda hüküm gelmemiş olsaydı, (çocuktaki bu benzerlikten hareketle kadının zâniliğine hükmederdim ve) onun benden göreceği vardı”877

buyurdu.

Onlar, Resûlullah (s.a.s.), hem karısını hem de Şerîk bin Semha’yı zinayla itham ettiği halde Hilâl’e sadece bir kazf haddi vurulmasını gerekli görmüş ve bu hal liân ayetinin nazil olmasına dek devam etmişti. Ayet nazil olunca da liân, yabancı kadınlara

876

Nur suresi, 24/6-7. 877

yapılan zina isnadı dolayısıyla uygulanan kazf haddinin yerini aldı. Tabi erkeklerin kendi zevcelerini zinayla itham edişlerinde haddin yerini liân aldı, demişlerdir.878

Bu görüşte olan âlimlerin kıyastaki delillerine gelince: Haddi gerektiren diğer hususlar bir kaç kez tekerrür ettiğinde sadece bir had uygulanır. Örneğin bir kaç kez zina eden veya defalarca içki içen veyahut bir kaç defa hırsızlık yapan kimse kendisine had tatbik edilmeden önce bu suçları tekerrür ettirirse; kendisine sadece bir had uygulanır. Had uygulamasının kapsamlı anlamı, zararı defetmektir ki; o da elde edilmiştir. Bir kişi kendilerine zina isnadında bulunduğu cemaatteki bir fert dolayısıyla hadde çarptırılırsa; bu had, onların tümüne etmiş olduğu zina isnadlarının yerine geçer. Bundan sonra da o cemaatteki fertlerden biri dolayısıyla hadde çarptırılmaz. “Biriniz müstesna hepiniz zinâkârsınız” derse, kendisine kazf haddinin uygulanması gerekir. Çünkü kazfte, haddi gerektiren durum vardır. Cemaatteki fertlerden her biri, kendilerine zina isnadında bulunan şahsa had tatbik edilmesini talep edebilir, demişlerdir.879

Hanbelîlere göre, bir kimse cemaatteki fertlerin tümüne aynı kelimeyle zina iftirasında bulunursa; üzerine bir had tamamlanır. Fertlerin hepsine ayrı ayrı kelimelerle zina iftirasında bulunursa; kendisine her biri için bir had tatbik edilir. Kuvvetli görüşleri budur.880

İkinci rivayetlerinde Hanbelîler: Zina iftirasına uğrayan cemaat fertleri iftiracıya had tatbik edilmesi için ayrı ayrı talepte bulunurlarsa; her biri için bir hadde çarptırılır. Ama böyle bir talepte bulunmazlarsa; hepsi için sadece bir hadde çarptırılır, demişlerdir.881

Şafiîler, iftiraya uğrayanlar değişik şahıslar oldukları için; iftiracı her şahıs için ayrı ayrı kazf haddine çarptırılır. Çünkü “ve’llezine yermûnel-muhsenâti” ayet-i kerimesindeki “ve’llezine” kelimesiyle “el-muhsenâti” kelimesi çoğul sîgasıdır. Çoğul çoğul ile mukâbele olunduğunda, ferde karşı ferd mukabilinde olur. O zaman da anılan ayet-i kerime şu manaya gelir: “Her bir iffetli Müslüman’a zina iftirasında bulunan kimseye iftira haddini uygulamak vacip olur.” Bu hükme varılırken şu ayet-i kerimeye bağlı kalınmıştır: “İffetli Müslüman kadınlara zina iftirasında bulunan sonra da (iddialarını ispatlamak için) dört şahit getiremeyenler (var ya), işte onlara seksen

878 İbn Kudame, XII, s.405,407. 879 Ceziri, VII, s.3180. 880 İbn Kudame, XII, s.405,407. 881 Ceziri, VII, s.3182.

değnek vurun.”882

Bu ayet-i kerime, seksen değneklik cezanın, iffetli bir Müslüman’a zina iftirasında bulunma sebebiyle verileceğine delâlet etmektedir. Çünkü bu suçla suçlanan kişiye seksen değnek vurmak gerekir. Bu sabit olduğuna göre deriz ki: Bir kimse bir başkasına zina iftirasında bulunduğunda, bu iftirası haddi gerektirir. İkinci bir şahsa zina iftirasında bulunduğu takdirde bu iftirası da ona ayrıca had tatbik edilmesini gerektirir. Sonra ikinci iftira haddinin uygulanmasını gerektiren sebebin, birinci iftira haddinin uygulanmasını gerektiren sebebin aynısı olması caiz olmaz. Çünkü bu iftiracı şahıs, ilk iftirası nedeniyle ilk defasında hadde çarptırılmıştır. Vacibin vacip kılınması imkânsızdır. Şu halde ikinci iftirası nedeniyle ikinci kez iftira haddine çarptırılması gerekir. Kıyasa gelince; kazf haddi kul hakkıdır. Çünkü iftiracı ancak iftiraya uğrayanın talepte bulunmasıyla kazf (iftira) haddine çarptırılır, demişlerdir.883

Zina haddinin aksine kulların hakları, içiçe girmezler. Zina hadleri içiçe girerler. Çünkü o, Allah’ın hukukundandır. Bu hüküm, bir şahsın bir cemaate, içindeki fertlerin her biri için ayrı ayrı kelime kullanarak zina isnad etmesi durumunda söz konusu olur. Ama hepsi için aynı kelimeyi kullanarak zina isnadında bulunursa; sözgelimi “Sizler zinâkârsınız” veya “Zina ettiniz” derse; bu hususta iki kavil vardır. Esah olanına göre - ki bu Şafiî’nin yeni dönemine ait kavlidir- bu iftiracı, kendilerine zina isnadında bulunduğu cemaatteki fertlerin her biri için ayrı ayrı tam kazf haddine çarptırılır. Çünkü bu kazf haddi kul hakkıdır. İçiçe girmez. Ayrıca isnad eden, o fertlerden her birine utanç lekesi sürmüştür. Onlara ayrı ayrı kelimelerle zina iftirasında bulunmuş gibi olur. Bu görüş, ayetin mefhumuna uygun düşmektedir. Buna göre bir kimse adamın birine; “Ey iki zinâkârın oğlu” derse, onun ebeveynine aynı kelimeyle zina isnadında bulunmuş olur. Dolayısıyla kendisine iki had tatbik edilmesi gerekir, demişlerdir.884