• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2 - BOŞANMA PSİKOLOJİSİ VE DİNİ BAŞA ÇIKMA

2.2. Dini Başa Çıkma

2.2.1. Dini Başa Çıkma Yaklaşımı

Başa çıkmanın bir diğer yöntemi ya da çeşidi ise dini başa çıkmadır (Hood, Hill, & Spilka, 2009, s. 438). Pek çok kişi, problemlerle baş etme gücünü artırmak, var olan sorunlarının üstesinden gelmek için manevî çaba göstermekte, dinî ve kültürel değerler ile destek arayışına girmektedirler. Hayatında güçlüklerle karşılaştıklarında insanlar anlamı koruma, kontrolü kaybetmeme adına dini inanç, eylem ve ahlaki tavırları kapsayan birtakım dinî başa çıkma davranışlarına müracaat etmektedirler. Böylece üzüntülerini, umutsuzluklarını, hayal kırıklarını yenmekte ve hayat memnuniyetini artırmak için çabalamaktadırlar (Ayten, 2012, s. 113). Psikoloji literatüründe dini başa çıkmaya olan vurgu geçmişten beri süre gelmiş olsa da son 30 yıl içerisinde bu konuya artan bir ilgi mevcuttur. Dini başa çıkma teorik ve pratik olarak Kenneth I. Pargament tarafından önemli düzeyde kuramsal hale getirilmiş ve açıklanmış bir yaklaşımdır (Ayten, 2012, ss. 18-19; Harrison, Koenig, Hays, Eme-Akwari, & Pargament, 2001, s. 86; Klaassen, McDonald, & James, 2006, s. 107; Pargament, 1997).

Dini başa çıkma (religious coping), bireylerin kriz anlarında ve zor durumlarla mücadele edebilmek için kutsala yöneldiği, anlam ve teselli aradığı ve çeşitli görünümlerde ortaya çıkan dini tutum, eylem ve yöntemlerdir. Allah inancını vurgulamak, dua etmek, dini pratiklere yönelmek gibi (Pargament, Ano, & Wachholtz, 2013, ss. 377-378). Başka bir ifade ile dinî başa çıkma; stresli hayat olaylarıyla karşı karşıya kalındığında kişinin din ve maneviyata yönelmesidir ya da olayı ve yaşadıklarını anlamlandırmak için birey tarafından dinî kaynakların sürece dâhil edilmesidir (Ekşi, 2001, s. 14).

105

En öz biçimiyle dini başa çıkma zor zamanlardaki anlam arayışıdır (Pargament, 1997, s. 90). Çünkü insanlar zor ve sıkıntılı zamanlarda, üstesinden gelemediklerini hissettikleri durumlarda öncelikle anlam arayışına girmektedirler. Bu noktada insanın bir yönelim sistemine sahip olduğu belirtilmektedir. Yönelim sistemi dünyayı değerlendirme ve sorunlarla mücadelede insanların genel bir bakış açısını ya da yaklaşımını ifade eden bir kavramsallaştırmadır. Alışkanlıklar, değerler, ilişki biçimleri, inançlar ve kişilik yönelim sistemi ile etkileşim halindedir. Böylece insanların farklı yönelim sistemlerine sahip oldukları ve olayları farklı şekilde karşılayan davranışlar sergiledikleri vurgulanmaktadır. Her insan olayları kendi anlam süzgecinden geçirmekte, yönelim sistemine göre başa çıkma sürecini başlatmakta ve böylece kendi başa çıkma metotlarına müracaat etmektedir. Örneğin, iyimserlik bir yönelim sistemi olarak kabul edildiğinde, ölümcül bir hastalıkla mücadele eden kişinin hastalığı kabullenmesi ve kendisine iyileşeceğine dair telkinlerde bulunması ve dua etmesi onun başa çıkma davranışı olmaktadır. Bu noktada en önemli yönelim sistemlerinden birisi de dindir (Ayten, 2012, s. 39; Gün, 2012, s. 61). Özellikle hayatın trajik anlarında, gerilimli dönemlerde, krizlerde durumun algılanmasında ve yorumlanmasında dini değerler ve inanç, çoğu insan için temel bir referans noktasıdır (Ekşi, 2001, s. 2).

Din, zaten başlı başına insan hayatına anlam sağlayıcı bir unsur olmakla birlikte birçok insan, pratik olarak din ve inanç ile hayatını anlamlı kılmakta, yani dini hayatına dâhil etmekte (Yapıcı, 2007, s. 97) ve sorunlarla başa çıkmada dinden destek almaktadır (Ferah, 2013, s. 64). Din, başa çıkma sürecinde önemli bir boyuttur ve bu boyut çok yönlüdür. Pargament’e göre bu üç madde ile sınıflandırılabilir. (1) Din, bizzat başa çıkma sürecinin doğal bir parçası olabilir (2) Din, başa çıkma sürecine katkıda bulunabilir ve bu sürece eklemlenerek yardımcı bir öğe olarak onu şekillendirebilir. (3) Bazı durumlarda ise din, başa çıkma sürecinin bir ürünü/sonucu olmaktadır ya da başa çıkma süreci bireyin inancını şekillendirmekte ve dönüştürmektedir (Pargament vd., 1990, s. 796, 1992, ss. 504-505, 1998, s. 77). İnsan hayatında pek çok olay din ile iç içedir. Evlenme, doğum, boşanma, cenaze, ihtida, mistik tecrübe, dinî cemaat ile ilişkiler vb. Yani hayatta yaşanan değişme ve gelişmeler, kendiliğinden/doğal olarak dinî öğeleri gündeme getirmektedir. Gerek anlamlandırmak için gerekse sorunu çözebilmek için din, doğal olarak devreye girmektedir. Diğer taraftan din, işaret edildiği üzere başa çıkma sürecini farklı tarzlarda şekillendirebilme gücüne sahiptir. Ortaya

106

çıkan problemlerin üstesinden gelebilme veya onları ruh sağlığını koruyacak tarzda kabullenme noktasında din, başa çıkma sürecine yardımcı ve destekleyici bir mekanizma olarak devreye girebilmektedir. Çünkü din insanlara, olup bitenin anlamak adına tatmin edici cevaplar sunmaktadır. Ayrıca sıkıntılar ve acı tecrübeler karşısında din, çok önemli ve etkili telafi mekanizmalarına sahiptir. Bununla birlikte yaşamda güçlüklerle karşılaşan insanlar bizatihi dine de yönelebilmektedirler. Nitekim acı ve sıkıntılı deneyimler, yaşamsal problemler, duygusal sorunlar ve hayattaki diğer önemli değişiklikler Tanrı’ya yönelişte ve hidayete ermede önemli birer etkendir. Bütün bunlar bireylerin olaylarla ve problemlerle başa çıkmasında etkilidir (Bahadır, 2011, ss. 66-67). Esasında dini başa çıkmada anlamın korunması ya da dönüştürülmesi odak noktasıdır. Bu yolla zor zamanlarda yaşanan ve negatif duygulara sebep olan durumların sonuçlarının hafifletilmesi veya engellenmesi hedeflenmektedir (Dilmaç, Ekşi, & Şimşir, 2016, s. 173). Genellikle dini başa çıkma, bunalım içindeyken ruhsal bağlılık ile anlam bulmak, kontrol, huzur ve yakınlık hissine tutunmak ve bunu sürdürmek için koruyucu bir güç olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak bu sürdürülemediğinde yani başa çıkmanın koruma ve kontrol işlevi yerine getirilemediğinde dinin başa çıkma sürecindeki dönüştürme rolü ortaya çıkmaktadır. Bu dönüştürme ile bireyin kayıplarını kabullenmesi, eski amaç ve değerlerini bırakması ve yeni amaç ve anlamlara yönelmesi söz konusudur. Zaten yaşamdaki zor zamanlar bazen dini gelişim ve dönüşüm için bir fırsat olabilmektedir (Pargament vd., 2013, ss. 377-383).

Dini başa çıkma bireye anlamın korumasında ya da dönüştürülmesinde yardımcı olduğu gibi kaybedilen kontrolün kazanılmasında da etkili olabilmektedir. Zira duyguların düzenlenmesi ve kontrolün sağlanması açısından dini başa çıkmada üç çeşit kontrolden bahsetmek mümkündür (Ayten, 2012, ss. 61-63; Hood vd., 2009, ss. 463-464).

Bunlardan ilki yorumlayıcı/kıyaslamacı (interpretive) kontroldür. İnsanlar bazen güçlük çektikleri olay karşısında çıkış yolu olmadığını düşünebilirler. Böyle bir olayı anlamaya ve umutsuz görünen şeyleri kontrol altına almaya çalışırken insanlar olup biteni yeniden yorumlama yoluna gidebilmektedirler. Olumsuzlukları pozitif ve daha az kaygı ifade eden terimlerle anlamaya veya yorumlamaya çalışmaktadırlar. Örneğin, insan “daha kötüsü olabilirdi” veya “diğer insanlardan daha iyi durumdayım” diyebilir. Din bu tür kıyaslamaları desteklemektedir. İkinci kontrol mekanizması tahminsel (predictive)

107

kontroldür. Buna göre kişi olup bitenin iyi sonuçlanacağına dair bir kestirimde

bulunmaktadır. Kişi her şeyin önünde sonunda düzeleceğine dair bir inanca sahiptir. Böylece kişi kendisini güvence altında hissetmektedir, çünkü onun geleceğe dair olumsal ve motive edici bir ön görüsü vardır. Örneğin, “Derdini veren dermanını da verir”, “Allah’tan ümit kesilmez” ifadeleri hem kutsala olan inancı ve güveni hem de gelecekle ilgili umut ve olumlu tahminleri yansıtmaktadır. Üçüncü kontrol yöntemi ise

vekâleten (vicarious) kontroldür. İnsanlar karşılaştıkları güçlüklerle baş edemediklerinde sıklıkla Tanrı’ya yönelerek sorunun çözümünde Ondan yardım isterler, Onu vekil tayin ederler. İnsanlar sorunlarla yüzleşmek için böyle bir inanç ile güç bulurlar ve durumun kontrol altında olduğunu hissederler. Savaşta yaralanan ve acı çeken birisinin yakınlarını “üzülme Allah vekildir” sözleri ile teselli etmesi buna örnek teşkil etmektedir (Ayten, 2012, ss. 61-63; Hood vd., 2009, ss. 463-464).

Bunların yanı sıra bireyler Tanrı’ya yaklaşmak, huzur bulmak, başkaları ile yakınlaşmak ve dini bir dönüşüm için vesile kılmak adına da dini başa çıkmaya müracaat etmektedirler. Bireyler bu süreçte, stres verici olayı hayra ya da şerre yorabilir, manevi destek arayışına girebilir, dine ve dini topluluğa yönelebilir, hayatına yeni bir yön vermek ya da radikal bir biçimde hayatını değiştirmek için dine başvurabilirler (Pargament vd., 2013, ss. 384-385).

Bu anlamda dini başa çıkmanın pek çok boyutu ve metodu vardır. Aşağıda dini başa çıkmanın farklı metotları ve türleri açıklanmaya çalışılacaktır.