• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2 - BOŞANMA PSİKOLOJİSİ VE DİNİ BAŞA ÇIKMA

2.2. Dini Başa Çıkma

2.2.3. Dini Başa Çıkma ve Ruh Sağlığı

Yoğun stresli olaylar karşısında din ve maneviyat daha etkin çözümler için destekleyici bir unsurdur. Bu, geniş şekilde kabul gören bir anlayıştır. Buna göre eğer dini başa çıkma etkili ve sağlıklı bir şekilde kullanılırsa ruh sağlığı alanında da verimli olabilecek

113

bir mekanizmadır (Oman & Thoresen, 2013, s. 304). Özellikle dinî-ahlâkî değerlere bağlı insanlar, engellerin aşılmasında ya da belirsizliklerin giderilmesinde, dini inancından, dolayısıyla kendi üstünde var olan yüce bir gerçeklikten yardım istemekte ve bundan istifade etmektedirler (Bahadır, 2011, s. 66).

Zor zamanlarda karşılaşılan stres vurgunu ile insanın gerek fizyolojik gerekse ruhsal sağlığının ne derece olumsuz etkilenebileceğine ve stres reaksiyonun farklılaşabileceğine bölümün başında değinilmişti. Stresli zamanlar birey için bazen basit düzeyde ruhsal problemlere neden olurken bazen de bir travmaya veya krize dönüşebilmektedir. Dahası bunlar bireyde akut ya da kronik ruhsal sorunlara sebebiyet verebilmektedir. Başa çıkma teorisi strese uyum açısından geliştirilen bir yaklaşımdır. Dini başa çıkma yaklaşımının da stresli ve zor zamanlarda bireyin dini kaynaklara müracaatı ve dinsel reaksiyonu olduğu anımsanırsa, strese bağlı olarak ortaya çıkan akut ya da kronik depresyon, kaygı, post travmatik etkiler bakımından dinin ruh sağlığına etkisi daha da ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda dini başa çıkma ve ruh sağlığı arasındaki ilişki pek çok değişken ile gerek yurt dışında gerekse yurt içinde yapılan çalışmalarda anlaşılmaya ve gösterilmeye çalışılmıştır.26

Geçmişten günümüze dinin ruh sağlığına etkileri konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Kimileri dinin ruh sağlığına olumsuz yönde etki ettiğini hatta dinin başlı başına bir patoloji olduğunu savunurken kimileri ise dinin ruh sağlına olumlu katkılar sağladığını belirtmiştir. Bu konuda görüş farklılıkları olsa da genel bakış açısı dinin ruh

26 Bu konu; trajedi ve terör mağdurları ile (Meisenhelder & Marcum, 2004, 2009), sel (B. W. Smith, Pargament, Brant, & Oliver, 2000) ve deprem gibi doğal afet kurbanları ile (Feder vd., 2013; Kula, 2002; Küçükcan & Köse, 2006), dezavantajlı gruplarla (Kaya, 2014; Kula, 2005; Muhcu, 2015), ağır ve kronik hastalığa sahip bireylerle ve onlara bakım verenlerle (Çufta, 2014; Feher & Maly, 1999; Heo & Koeske, 2013; Karagöz, 2010; Meyer, Altmaier, & Burns, 1992; Özdemir, 2016; Solak, 2012), yakınını veya sevdiğini kaybedenlerle (Anderson, Marwit, Vandenberg, & Chibnall, 2005; Işık, 2013; Sherkat & Reed, 1992), madde bağımlıları ile (Puffer, Skalski, & Meade, 2012; Szewczyk & Weinmuller, 2006), mültecilerle (Sağır, 2014) araştırılmıştır. Bu araştırmalar farklı örneklem gruplarında demografik değişkenler gözetilerek dini başa çıkmanın diğer değişkenleri ile sınanmıştır. Dini başa çıkma ve ruh sağlığı arasındaki ilişki doğrudan ya da dolaylı olarak depresyon (Altıntaş, 2014; Dein, 2014; T. B. Smith, McCullough, & Poll, 2003), ankisiyete (Bay, Beckman, Trippi, Gunderman, & Terry, 2008; Chapman & Steger, 2008), post travmatik etkiler (Anastasova, 2014; Gerber, Boals, & Schuettler, 2011; E. Thomas & Savoy, 2014) gibi ruh sağılığı öğeleri ile birlikte; dindarlık, affetme (Şentepe, 2016; Witvliet, Phipps, Feldman, & Beckham, 2004), dua (Byrd, 1991; Temiz, 2014) gibi dinin ve dini başa çıkmanın unsurlarına odaklanarak konu edinilen çalışmalarla da araştırılmıştır. Bunlara ek olarak dini başa çıkma ayrıca terapötik etkileri bakımından da değerlendirilmiş ve uygulamalarda yer bulmuştur (Karakaş, 2014; Koç, 2016, ss. 134-135; Pargament, 2007, ss. 106-107).

114

sağlığı üzerinde geliştirici ve yararlı bir etkisi olduğu yönündedir. Nitekim yapılan amprik araştırmalarda bu yöndedir (Ayten, 2012, ss. 18, 80-83; Z. Cirhinlioğlu, Ok, & Cirhinlioğlu, 2013, ss. 86-93; Kayıklık, 2003, s. 93; Levin & Chatters, 1998, s. 35). Bir baş etme stratejisi olarak din, zor zamanlarda stres ile başa çıkmada insanlara yardımcı bir öğedir ve travmatik deneyimlerin etkisini hafifletebilme gücüne sahiptir. Din, gerek önleyici gerekse destekleyici öğeleri ile bireyin ruh sağlını koruyucu bir etkiye sahiptir. Tanrı’ya yönelen ve dinden teselli bulan bireyler sarsıcı olaylar karşısında daha az kaygı ve üzüntü ile hareket edip, dinden ve dini çevreden destek alarak sorunları ile mücadele etmektedirler (Z. Cirhinlioğlu vd., 2013, ss. 86-93).

Zaten temelde başa çıkmanın amacı, olumsuz bir durumu olumlu bir duruma dönüştürmek veya mevcut durumu koruma yoluyla olumlu sonuçlar elde edebilmektir. Bu noktada din, olumsuz olayların olumlu olarak değerlendirilmesini sağlayabilecek bir etkendir. Dini başa çıkma sürecinde, dua ve dini ritüeller benlik değerini güçlendirmektir. Ayrıca dini başa çıkma kişiye huzur sağlayabildiği gibi kişisel gelişimi teşvik edebilecek, Tanrı ile yakınlık hissini arttırabilecek, diğer bireylerle yakın ilişki kurmayı kolaylaştırabilecek bir mekanizmadır (F. G. Cirhinlioğlu, 2010, ss. 111-112).

Dini başa çıkma söz konusu olduğunda teknik olarak ruh sağlığı açısından yararlı ve zararlı sonuçların ortaya çıkabileceği ve bu anlamda dini başa çıkmanın olumlu ve olumsuz olarak değerlendirilmek durumunda olduğu daha önce vurgulanmıştı. Burada unutulmaması gereken bir diğer nokta dini başa çıkmaya etki eden pek çok değişkenin varlığı, beklenen faydanın ortaya çıkmasını etkilemekte ve bu konudaki sonuçları birbirine tezat teşkil edecek şekilde farklılaştırabilmektedir. Örneğin dindarlık boyutu ile düşünüldüğünde iç güdümlü ve dış güdümlü eğilimlerin olayları algılayış ve yorumlayış tarzında bariz farklılaşmaya neden olduğu ve dolayısıyla aynı tarzda bir soruna farklılaşan tipteki dindarların farklı reaksiyonlarda bulunduğu ve ruh sağlığı açısından da etkilenimlerinin farklı olduğu anlaşılmıştır. Batson, Schoenrade ve Ventis, ruh sağlığı açısından belirledikleri yedi kriteri, üç farklı dindarlık tipi ile [Amaç (İç Güdümlü); Araç (Dış Güdümlü); Arayış (Sorgulayıcı)] ilişkisi bakımından 61 farklı araştırmadan elde ettikleri 197 bulguya göre değerlendirmiş dış güdümlü dindarların bu konuda son derece olumsuz bir görünüme sahip olduğunu bulmuşlardır. Bu

115

araştırmacıların ulaştığı sonuçlar aşağıda verilmiştir (Batson, Schoenrade, & Ventis, 2017, ss. 310-312).

Tablo 6: Ruh Sağlığının Yedi Anlayışı ve Dindarlığın Üç Boyutu Ruh Sağlığı ve Dindarlık Dış güdümlü güdümlü İç Arayış

Hastalığın bulunmayışı Belirsiz Belirsiz Belirsiz

Uygun sosyal davranış Olumsuz Olumlu Belirsiz

Endişe ve suçtan özgürleşme Olumsuz Olumlu Olumsuz

Kişisel yeterlilik ve kontrol Olumsuz Olumlu Olumlu

Kendini kabul ve kendini gerçekleştirme Olumsuz Belirsiz Olumlu

Bütünlük ve örgütlenme Olumsuz Olumlu Olumsuz

Açık fikirlilik ve esneklik Olumsuz Olumsuz Olumlu

Buradan anlaşılacağı üzere dış güdümlü yani araçsal dindarlık ile ruh sağlığı arasında açık bir olumsuz ilişki söz konusu iken iç güdümlü dindarlık açısından bu ilişki oldukça olumludur.

Ancak genel bir kabul olarak (dindar ya da değil) olumlu dini başa çıkma davranışları bireyin ruh sağlığına olumlu katkılar sağlarken olumsuz dini başa çıkma davranışları bireyin ruh sağlığını bozucu yönde etki etmektedir (Yapıcı, 2007, s. 51). Çoğu zaman olumlu dini başa çıkma; düşük kaygı, düşük depresyon ve ruh sağlığının göstergeleri olarak kabul edilen bireyin iyilik ya da esenlik hali ile pozitif yönde ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte olumsuz dini başa çıkmada ise bu sonuçların negatif seyrettiği yani esenliğin azaldığı, kaygının ve depresyonun artmış olduğu bulgulanmıştır. Ayrıca olumlu dini başa çıkma davranışları gösterenlerin zorlu olaylar karşısında daha dayanıklı olduğu, zorluklara göğüs gerdiği ve dini kaynaklardan yararlanarak anlam ve teselli bulduğu ispatlanmıştır. Örneğin Batan (2016) 512 kişiden oluşan yetişkin örneklem ile psikolojik dayanıklılık, dini başa çıkma ve yaşam doyumu olgularını incelediği çalışmasında bireylerin olumlu dini başa çıkma yöntemlerini kullanma eğilimlerinin onları psikolojik olarak daha dayanıklı hale getirdiğini ve bunun da yaşam doyumlarını arttırdığını bulgulamıştır (Batan, 2016). Yine yapılan meta analitik bir çalışmada strese uyumun çeşitli türleri açısından olumlu ve olumsuz dini başa çıkmanın nasıl kullanıldığı araştırılmıştır. 49 araştırma tahmin edilen 105 etki bakımından demografik değişkenlerle birlikte analiz edildiğinde olumlu dini başa çıkmanın psikolojik iyi oluş hali (örneğin manevi gelişme, hayat memnuniyeti, özsaygı, anlamlı

116

bir yaşam) ile bağlantılı olduğu buna karşın olumsuz dini başa çıkmanın ise olumsuz duygularla (suçluluk, stres, depresyon, kaygı, kızgınlık) ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu konuda yapılan yeni çalışmalar da bu bulgularla benzer sonuçlar ortaya koymaktadır. Bütün bu çalışmalar temel alındığında ruh sağlığı açısından dini başa çıkma son derece önemli bir medyatör haline gelmektedir (Hood vd., 2009, s. 440; Wilt vd., 2018, s. 345).

Dolayısıyla din, bireyin başa çıkma sürecinde temel bir kaynaktır ve ruhsal anlamda ona yardımcı olabilecek birçok öğeye sahiptir (Pargament & Brant, 1998, ss. 125-126). Bireyler, kontrol edemediği veya üstesinden gelemediği durumlarda, dine ve dinsel pratiklere müracaat ederek rahatlamaya ve huzur bulmaya çalışmaktadırlar (Altıntaş, 2014, s. 32).

Bu çerçevede herhangi bir zorlu yaşam olayında, anlam ve kontrol duygusunun kaybedildiği durumlarda bireyler dinsel bir yönelimle, yaşadıklarını kutsal bir alanla

ilişkilendirme, sabretme, tevekkül etme, hayra ya da şerre yorma, imtihan edildiğini düşünme, cezalandırıldığı fikrine kapılma, ibadet etme, Allah’ın kudretine ve merhametine sığınma, Yüce Kudret’e öfkelenerek O’nun varlığı ve gücünü sorgulama, ümitsizliğe kapılma gibi olumlu ya da olumsuz yönden dinî ve manevî içerikli tutum ve davranışlar gösterebilmektedirler (Ayten & Yıldız, 2016, s. 283).

Bu boyutlar düşünüldüğünde dini başa çıkma, bireylerin bizzat yöneldiği ve uyguladığı birçok pratik ve belirgin dinsel öğelerle doludur. Bu öğelere dini başa çıkmanın unsurları da denilebilmektedir (Ayten, 2012, s. 42).