• Sonuç bulunamadı

2.1. Okullarda Zorunlu Din Dersleri Meselesi

2.1.3. Din Derslerinin Anayasaya Girmesi

Din dersleriyle ilgili düzenlemenin başlangıcı Prof. Dr. Hüseyin Atay’ın, MGK Başkanı Kenan Evren nezdindeki girişimine dayandırılmaktadır. Atay askeri müdahaleden henüz iki ay gibi bir süre geçmişken 19/11/1980’de Kenan Evren’e, “Din Öğretimi ve Eğitiminin Bir Bütünlük İçinde Ele Alınmasına Dair Rapor” göndermiştir. Yeni Anayasaya din dersinin konulmasını içeren raporda dinî inançla dinî bilgi arasındaki ayrıma dikkat çekilerek “dini bilmek zihin ve akıl işi, dine inanmak ise vicdan işidir” denilmektedir. Yazıcıoğlu’na göre, hazırlandığı dönemde raporu sahiplenen olmayınca Atay kendi imzasıyla Devlet Başkanlığı makamına sunmuş; öncesinde meseleye mesafeli duranlar, dersler Anayasaya girdikten sonra, bu başarıyı sahiplenmek istemişlerdir (Yazıcıoğlu, 2013: 75-77; Yıldırım, 2012: 266- 267). Öyle görünüyor ki derslerle ilgili kararın asıl mercii de Kenan Evren’dir. Konunun başlarda Milli Eğitim Bakanlığının programında yer almadığı Bakan Hasan Sağlam’ın yaptığı din derslerinin zorunlu yapılmasının söz konusu olmadığını beyanından (Cumhuriyet, 18/12/1980: 10) anlaşılmaktadır.

İlgili kesimlerce 1981 yılının ilk aylarından itibaren ortaya konulan yorumlarda, derslerle ilgili temel yaklaşım genel bir fikir birliğine işaret etmektedir. Görüş ayrılıklarının kaynağı din eğitiminin örgün eğitimin hangi sınıfından başlatılacağı, haftalık ders saatleri, öğretmenlerin yetiştirilmesi gibi konularla

İslam’da Çalışmaya Verilen Önem; Savurganlık. 7. Sınıflar için haftdada iki saatlik ders programı, Allah’a İman; Meleklere İman; Kitaplara İman; Peygamberlere İman, Ahiret Gününe İman; Kaza ve Kadere İman; Türkler ve Müslümanlık; Temizlik; Laiklik ve İslamlık. 8. Sınıflar için haftada iki saatlik ders programı, Kur’an ve Hz. Muhammed; İslam Dininde Kolaylık; Laiklik ve İslamlık; Bazı Tören ve Geleneklerimiz; Dini Günler, Aylar ve Geceler; Vatan ve Millet Sevgisi; Bazı Görgü Kuralları; Türkler ve Müslümanlık; Ahlaki Görevlerimiz; Dayanışmanın Önemi. Ortaöğretim birinci sınıfta haftada bir saatlik ders programı, Din; Dinler ve Özellikleri; Din ve Ahlak; Ahlak ve Sorumluluk; Devlete Karşı Görevlerimiz; Temizlik ve Doğruluk; Savurganlık. Ortaöğretim ikinci sınıflar için haftada bir saatlik ders programı, İslam Güzel Ahlaktır; Milli Birlik ve Beraberlik; Kötülüklerden Kaçınma ve Kötülükleri Önleme; Çalışmak ve Üretici Olmak; Mutluluk; Öğretmenlik. Ortaöğretim üçüncü sınıflar için haftada bir saatlik ders programı, İslam ve Evren; Evrensel Bir Din Olarak İslam; Yeryüzündeki Dinler ve İslam Dini; Türk-İslam Kültür ve Uygarlığı; Atatürk ve Dinimiz; Ahlaki Görevlerimiz; Adalet Ahlak ve Din (MEBTD, 29/03/1982, C. 45, S. 2109, s. 155-162; DİYKK 27/07/1983: 65, 66, 68, 69, 70, 71)

53 Din Bilgisi ve Ahlak dersleri birleşmeden önce Bakan Hasan Sağlam’ın 19/11/1981 tarihinde

valiliklere gönderdiği yazı, Atatürkçülüğün diğer derslerde olduğu gibi Din Bilgisi dersi içinde de işlenmesine dairdir. Derslerde Atatürk’ün tutuculuk, hurafe ve istismar karşıtlığı; bilimsellik, akılcılık ve çağdaşçılığı; vatan ve millet sevgisi; birlik ve beraberlik ve çalışmaya dair görüşleri ile laikliğin dinsizlik olmadığı anlatılacaktır (MEBTD, 18/01/1982, C. 45, S. 2104, s. 38-39).

100 sınırlıdır. Müdahalenin ilk aylarından itibaren askeri yönetim cephesindeki kararlı tutum görüldükten sonra meselenin çözümü için geride bürokratik mekanizmanın hızla işletilmesi kalıyordu. Tayyar Altıkulaç, İlahiyat Fakültesinin düzenlediği din eğitimi seminerinin açılış konuşmasında askerî yönetimin din dersleriyle ilgili yaklaşımına dair inancını ifade ederken, “konunun kesin bir sonuca ulaştırılması 45 milyon Müslüman Türk’ün en halisâne dilekleri ve duaları arasındadır. Milli Eğitimimizin bürokrat kadrolarında konu, bu yönde oluşturulduğu taktirde gerekli idari ve yasal değişikliğin mü’min askerimizce süratle onaylanacağından hiç kimsenin şüphesi bulunmamaktadır” demektedir (Türkiye I. Din Eğitimi Semineri, 1981: 7; DİG 15 Mayıs 1981: 9). Gerçekten de bu tarihlerde, Din Eğitimi Genel Müdürü Necati Öztürk’ün beyanına bakılırsa, MEB bürokrasisi açısından konu tartışmalı bir mahiyet arz etmemektedir; derslerle ilgili ilke kararı verilmiş, artık ders programları için çalışmalar başlatılmıştır (Milli Eğitim ve Din Eğitimi, 1981: 434).

Derslerin okul programlarında zorunlu dersler arasına alınması dönemin genel atmosferi içinde dinî hassasiyet taşıyan kesimlerin yanı sıra rejimin daha çok laik niteliği üzerinde duran kimi yazarlar tarafından da desteklenmektedir. Burhan Felek, 6 Ağustos 1981’de Milliyet gazetesindeki yazısında, K. Evren’in 23 Temmuz 1981’de din dersleriyle ilgili kararını halka duyuran sözlerine atıfla kararı alanlara dua etmekte; derslerin “yobaz” yetiştireceğinden korkanlara “saltanat devrinde İslami bilgileri fıkıha kadar, Mecelleye kadar okumuş” bizzat kendi gibilerin içinden geçtiği dinî eğitim süreçlerini emsal göstermektedir (Milliyet, 06/08/1981: 2).

Dinî bilgiyle birlikte dinin pratiğinin de derslerin kapsamına girmesi yönündeki talepler karşılık bulmamıştır. DİB raporunda da yer bulan (Türkiye’de Din Eğitimi ve Öğretimi Hakkında Rapor, 1981: 19) bu görüşe göre dinin pratiği verilmelidir, çünkü din bilgi ve kültür olmasından evvel bir iman ve yaşayış biçimidir. “Din bilgisinden dine gidilme[yeceği]” muhakkaktır. Bu yaklaşım benimsediği, dersleri bir öğrenme ve bilgilenme sürecinin parçası olmasının ötesine taşıyan, dine bağlanmayı sağlayacak bir pedagoji gereği günlük pratiklerin de verilmesinden yanadır (Bolay, 1981: 102). Aslında din dersleri, 1976’dan 12 Eylül 1980 dönemine kadar olan aralıkta, uygulamayı da içeren biçimde verilmiştir. Dönemin MEB Din

101 Eğitimi Genel Müdürü Tayyar Altıkulaç’ın önerisiyle Talim Terbiye Kurulu’nun çıkardığı 23/11/1976 gün ve 15539 sayılı genelgeyle dinin abdest, namaz gibi konuları işlenirken uygulama yapılabileceği, surelerin okunuşunun seslendirilebileceğini bildirilmektedir (Altıkulaç 2011-II: 643-644). Ancak Hasan Sağlam’ın Bakanlığı döneminde yayınladığı 03/03/1981 tarih ve 1377 sayılı başka bir genelgeyle anılan düzenlemenin yürürlülüğü kaldırılmıştır. Buna göre din dersi ders programlarındaki amaç, açıklama ve konulara uygun biçimde ve teorik olarak işlenecektir (Altıkulaç, 2011-I: 314-315).

24. Maddenin MGK’ce onaylanan nihai halinde din dersleri Anayasal hüviyet kazanmıştır: “Din ve ahlak eğitim ve öğretimi devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteklerine, küçüklerin de kanunî temsilcilerinin talebine bağlıdır” (MGKTD, C VII, 18/10/1982, s. 339-340). Böylece okullarda isteğe bağlı okutulan Din Dersi ile 1974-1975 yılından sonra zorunlu olarak okutulmaya başlanan Ahlak dersleri, Din

ve Ahlak Bilgisi adıyla birleşerek temel eğitimin 4. Sınıftan başlamak üzere tüm

kademelerinde 2’şer saat; tüm orta öğretim kurumlarının 3 sınıfında da haftada 1’er saat olmak üzere okutulmaya başlanmıştır (Öcal, 2015: 431).

2.1.4. Din Derslerinin Temellendirilmesine Dair Bir Çalışma: Atatürk