• Sonuç bulunamadı

2.3. DIŞ POLİTİKAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

2.3.1. Devlet Dışı Faktörler

2.3.1.1.Ulusal Özellikler

Dış politika bağlamında direkt olmasa da dolaylı olarak arazi yapısı, nüfus ve özellikleri, coğrafi konum, ekonomik imkânlar, siyasal sistem, eğitim düzeyi, etnik bütünlük gibi devletin ulusal özellikleri analizlerde etkili olmaktadır. Devletin sahip olduğu tüm bu yapılar, karar vericinin kararlarını etkilemesi bağlamında önemli etkilere sahip bulunmaktadır. Bir devletin fiziksel özelliklerinin elverişliliği (ada ülkesi, dağlarla çevrili olması vs.) yalnızcılık, bağlantısızlık, ittifak kurma politikaları gibi dış politika stratejileri belirlemesinde bir etkendir. Büyük devletlere komşu olan küçük devletlerin tarafsızlık politikası gütmesi ya da ekonomik imkânları ile uluslararası alanda hangi pozisyonda bulunduğunu göstermesi açısından da ulusal özellikler önem taşımaktadır. Devletlerin büyüklük küçüklük ölçüsü sadece fiziksel koşullara göre belirlenmemektedir. Ülkenin sahip olduğu ekonomik gücü, askeri gücü, siyasi gücü bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

2.3.1.2.Kamuoyu

Kamuoyu, dış politikaya etkisi bağlamında önem taşıyan, ülke içindeki çoğunluğu az olan ilgili kesim, grup kanaatidir. Dış politika konusundaki ilginin az olmasında vatandaşların bunu kendilerine uzak bir konu olarak görmeleri, az bilgilendirilmeleri ile liderin bildiği ile kamuoyunun bildiği arasındaki asimetrik

59

ilişki de etkilidir (Efegil, 2012 (b): 85). Kamuoyu savaş hali, kriz dönemlerinde daha çok dış politika kararlarını etkilemektedir. Lider, karar alıcı bu dönemde daha fazla baskı altında ve daha kısa sürede karar verme durumunda kalabilmektedir. Lider kamuoyunun desteğini alabilmeyi amaçlar. Dış politika bağlamında kamuoyu, sahip olduğu temel değerler üzerinden hareket eder ve karar vericinin de bunun sınırları dâhilinde hareket etmesini istemektedir. Ancak sahip olunan rejimle kamuoyunun görüşlerini dikkate alma, almama arasında bir ilişki mevcuttur. Demokratik rejimlerde kamuoyu etkili iken otoriter rejimlerde kamuoyu baskılama gücünden yoksundur.

Kamuoyu dış politika ilişkisi bağlamında üzerinde anlaşılan en temel nokta kamuoyunda dış politikaya ilişkin konular açısından gösterilen ilgisizlik ve bilgisizliktir. Kamuoyu iç politika sorunları ile daha ilgili iken dış politikaya karşı daha az ilgili kalmaktadır (Sönmezoğlu, 2005: 624).

2.3.1.3. Medya

Medyanın dış politika üzerinde etkisi bağlamında iki model önem taşımaktadır. Çoğulcu modele göre; güç toplum geneline yayılıp bir grup elinde karar verme sürecinde etkin olmadığından, medya siyasal etkilerden bağımsızdır ve karar vericiler üzerinde güçlü sınırlamalara sahiptir. Elit modelde ise; güç elit grupta toplanmaktadır ve bu grup siyaseti ve toplumu kontrolü altında tutmaktadır. Medya bu elit grubun uşağı konumundadır. Bu bakış açısına göre ise medya daha az etkileme gücüne sahiptir. Medyanın üç etkisi vardır; karar verme sürecinin zamanını daraltır, bir engel olabilir, gündem belirler (Efegil, 2012 (b): 188-189). Medya karar vericiler açısından, halkın nabzını tutma ve dış politika sorunları için kamuoyu desteğini alma açısından önem taşımaktadır.

Medya kamuoyu oluşturma sürecinde etkili olmaktadır. Aynı zamanda gündem oluşturma yoluyla da medyanın kamuoyu yaratma gücü bulunmaktadır. Medyanın kamuoyunu yönlendirme etkisi de dış politika üzerinde etkili olması bakımından dikkate değer bir noktayı teşkil etmektedir.

60

2.3.1.4.Sosyal Gruplar

Liderler çeşitli sosyal grupların görüşlerini dikkate alabilmektedirler. Çıkar grupları bu bağlamda toplumsal, sektörel grubun görüşlerini açıkça ifade edebilir ve harekete geçirip ona baskı uygulayabilmektedir. Çıkar gruplarının da çeşitleri bulunmaktadır. Ekonomik çıkar grupları dış politikayı etkileyen bir aktör olarak ortaya çıkabilmektedir. Siyasi partiler ise siyasi lider ile sosyal görüşlerin arabuluculuğunun sağlanmasında etkili olmaktadır (Efegil, 2012 (b): 192). Bunun dışında iş adamları da sosyal grup bağlamında dış politikanın şekillenmesinde rol alabilmektedir. Özal iş gezilerine iş adamlarını da götürmüş, ticari bağların kurulmasını hedeflemiştir.

2.3.1.5.Ekonomi

Ülkelerin ticari yapısı, sanayileşme seviyesi, sektörel gelişme düzeyleri dış politika analizi bağlamında devlet dışı bir faktör olarak değerlendirilebilmektedir. Karşılıklı bağımlılık ya da bağımlılık devletin uluslararası alanda özerk hareket edip edememesini belirleyecektir. Fakir ülkeler dış politika konusunda daha az aktifken gelişmiş ülkeler daha ön planda ve yönlendirici konumda olabilmektedirler.

2.3.2. Sosyolojik Faktörler

2.3.2.1.Siyasal Kültür

Devletin siyasal sisteminde etkili olan tüm değerler, ilke ve normlara siyasi kültür denir. Siyasi kültür, hem birey hem de devlet için önem arz eden bir konudur. Birey bağlamında siyasete olan ilgiyi oluştururken devlet bağlamında ise uluslararası politikasını, üstlendiği içsel ve dışsal rollerini, elde ettiği dış politika çıktılarını ele almaktadır. Siyasal kültür, her ülkenin yapısının farklı olmasından dolayı farklı özellikler gösterebilmekte ve karar verici için sınırlamalar getirebilmektedir. Evrilerek değişim siyasi kültürün esnek bir yapıda olduğunun göstergesidir.

2.3.2.2.Kültür

Kültürel değerler, liderlerin politikalarını kabul ettirmeleri ve toplumun geneli tarafından kabulü noktasında ciddi rol oynayabilmektedir. Bu bağlamda liderler dış

61

politika konuları üzerindeki kararlarında kültürel değerleri kullanarak açıklama yaptıklarında daha fazla etkili olabilmektedirler. Kültür konusu çalışmanın ilk kısmında ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

2.3.2.3.Kimlik

Devletlerin elde etmek istediği hedefleri, ihtiyaçları zamanla çıkarlarına dönüşmektedir. Bu çıkar ve ihtiyaçları belirleyen ise bu devletin kim olduğudur. Belli bir kimliğe sahip devletler uluslararası sistemde diğer devletleri kabullenme ya da reddetme eğilimi içerisine girebilmektedirler. Zira ulusal kimlikler dost ve düşman üzerinden şekillenmektedir. Ulusal kimlik içerisinde siyasi kültür, tarih ve gelenekler ülkelerin kimliğinin oluşumunda önemli rol oynamaktadır. Karar alıcı olan lider devletin kimliğinin benimsenmesinde ve alınan kararlar üzerinde etkili olmaktadır.

Çalışmamız açısından da önem arz eden kimlik, dış politikada önemli bir yer tutmaktadır. Zira devletin dış politikasını şekillendirmesi, uluslararası arenada yerini belirlemesi, iç siyaset ortamında meşruluğunu sağlaması, dış politika amaçlarını belirlemesi, bulunduğu bölgedeki konum ve fonksiyonunu, genel ve özel dış politika araçlarını ve stratejilerini ortaya koyması açısından dikkate değer bir konudur. Kimlik aynı zamanda bir devletin çıkarını belirleyeceği için değişmez değil, esnek bir araçtır.

Küreselleşmenin tersine işleyen tekerlekleri gibi, yerelleşme eğilimleri ve yerel kültürel kimlik talepleri artmıştır. Postmodernite tartışmaları homojenleştiriciliğe değil farklılıklara vurgu yapmaya başlamış, kimlik daha da önemli hale gelmiştir (Bozkurt, 2001: 173-175).

Kimlik bağlamında önem arz eden kavramlardan biri Yeni Osmanlıcılık’tır. Yeni Osmanlıcılık ve Türk Avrasyacılığı Özal dönemi ele alınan kimlik arayışlarının sonucu gelişen önemli kavramlardandır. Avrasyacılık Türk devletleri ile daha yakın ilişkiler kurmayı hedeflemektedir. Türkiye’nin Türki Cumhuriyetlerle ilişkilerini geliştirip onlara ağabeylik yapmasını hedeflemektedir. Bir yandan Soğuk Savaş

62

sonrası Türkiye’ye ihtiyaç kalmadığı anlayışı ortadan kaldırılmak istenirken, bir yandan da bu ülkelerle siyasi, ekonomik, kültürel bağlar kurularak bu istek somutlaştırılmaya çalışılmıştır. Özal’ın gelecek yüzyıl, yani “21. Yüzyıl Türklerin yılı olacaktır” sözleri ile gelişen Avrasyacılık politikası Türkiye’nin yeterince ekonomik ve siyasi güce sahip olamaması, deneyimsizlikler, Batı ve ABD tarafından yalnız bırakılması, bölge ülkelerince Batı taşeronu imajı çizmesi ve bundan kaynaklı antipati vb. nedenlerle başarılı olamamıştır. Neo-Osmanlıcık anlayışı ile Özal “Adriyatik’ten Çin Seddine kadar” olan coğrafyada Türkiye’nin yapılacak çok işlerinin olduğunu vurgulamış ve bunu fırsat olarak görmüştür. Neo Osmanlıcılık, Batı kimliğine alternatif bir kimlik olarak doğmuş ve Osmanlı bakiyesi olarak görülen ülkelerle bağlantılar kurulmasını esas almıştır.

Bir devlette yaşanan siyasi değişimler aynı zamanda kimlik siyasetinin de belirleyicisidir. Bu bağlamda kimlik siyaseti bütünsellik ifade eden çeşitli kanallardan ele alınabilmektedir: Dini olarak; ümmet bazlı siyasi tarikatlar ve cemaatler, etnisite olarak; ulusal-kimlik ya da alt kimlik ile oluşturulmaya çalışılan içselleştirme, yerellik bakımından; hemşerilik ilişkisi, söylem bazlı; çevre, cinsiyet, evrensel kriterler gibi hususlar üzerinden kimlik siyaseti oluşturulmasıdır (Bilgin, 2008: 135). Kimlik konusuna çalışmanın ilk kısmında da yer verilmiştir.

2.3.3.Liderlik ve Psikolojik Faktörler

Liderin kişiliği yani otoriter ya da demokratik oluşu, sakin ya da sinirli oluşu, değişime açık ya da sabit fikirli oluşu dış politika kararlarının alınma aşamasında etkili olabilmektedir. Ancak liderin etkisi, çevresi tarafından sunulan imkânlara, fırsatlara ve dış politikaya olan ilgisine, karar alma sürecindeki katkı derecesine göre değişebilmektedir.

Burns ve Bass tarafından 1970’li yılların sonunda geliştirilen “dönüşümcü lider” kavramı Turgut Özal’ın liderlik tarzını açıklayabilme adına önem taşımaktadır. Zira bu tarz liderler mevcut yapıda günün ihtiyaçlarına göre değişimi gerekli görürüler, hatanın yapılmasını veri kabul edip, risk alırlar, geleceğe dönüktürler, ortak bir vizyon duygusu yaratarak bunu yönetilenlere aktarırlar, ortak bir kültür inşa ederler, metaforlar kullanır, hikayeler anlatır, gelenek ve ritüeller yaratırlar (Bozkurt:

63

2001: 177-178). Özal’ın da zaman zaman konuşmalarındaki dinsel vurguları, geleneklerine düşkünlüğü, kültür ve değerlere önem vermesi bu anlamda değerlendirilebilmektedir.

Liderin kişisel, karakteristik özelliği, eğitimi, yaşı, ideolojisi ve inançları karar almasını etkilemektedir. Ayrıca demokratik toplumlarda kamuoyu ve sivil toplum kuruluşları da etkili olmaktadır. Lider ülkesinin değer yargılarını da yurt dışında temsil etmekle sorumludur. Bu bağlamda dış politika kararları, karar vericinin inanç ve kanı süzgecinden geçmektedir. Liderin inanç ve değerleri ise şuuraltı kodlanmış sosyo-psikolojik etmenlerinde yer almaktadır. Bu sosyo-psikolojik unsurlar ise içinde bulunduğu ve yetiştiği toplumun kimliği ve değerlerinden oluşmaktadır (Ayata, Yücel, 2015: 36-37). Özal’ın geleneksel, orta halli ve dindar bir ailede yetişmesi de kimliği ve mesleğine etki etmiştir.

Lider, bir ülkenin yönetimi konusunda büyük önemi olan bir aktördür. Zira liderin kişiliği, hedefi, değerleri dış politikasında alacağı kararlara yansımaktadır. Her yöneten lider olarak da kabul edilmemelidir. Liderlik özellikleri doğuştan geldiği gibi, lider de insanları etkileyip onlara bir şeyleri gönüllü olarak yaptırıp onlarla özdeşleşen hususları ortaya çıkaran ikna gücü yüksek bir özelliğe de sahip olabilmektedir.

Lider, enerjik ve aktif olması, hitabetinde akıcılık ve kesinlik taşıması, yaratıcı olması, sorumluluk alması, popülerlik, iletişim gücünün kuvvetli olması gibi nitelikler taşımaktadır (İnel, 2016: 185-186). Siyasi liderler de siyasi bir topluluğu yönlendiren kişilerdir. Politikanın en önemli aktörleri haline gelen ve etkileyici siyasi lidere, Türk dış politikasında reformcu olarak da anılan Turgut Özal örnek gösterilebilir.

Karar vermeyi uluslararası ortam, bölgesel dinamikler gibi dışsal çevre ile devletin, hükümetin yapısı, bürokrasi gibi içsel çevre denilen nesnel faktörler etkilerken, liderin karar verme yeteneği, liderin deneyimi, liderin beklentilere cevap verme yeteneği, liderlik özellikleri ve siyasal kültür gibi öznel faktörler

64

etkilemektedir. Türkiye’de karar almayı etkileyen organlar hükümet, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Dışişleri Bakanlığı, bürokrasi ve medyadır (Demir, 2007: 17-20).