• Sonuç bulunamadı

1.2. DIŞ POLİTİKA VE SOSYAL KONSTRÜKTİVİZM, KÜLTÜR, KİMLİK

1.2.2. Dış Politika ve Kültür

Kültür, öğrenme ile nesiller arasında ortaya çıkıp aktarılan, topluma rehberlik eden, davranış kalıplarına yön veren orijinal olup sadece o toplumu vurgulayan, değer yargıları, inançlar, mitler ve bilgilerden oluşmaktadır (Kekevi, Kılıçoğlu, 2012: 1184).

Kültür etki düzeyi değişse de liderin karar alımında ve dış politika sürecinde etkili bir faktördür. Zira lider ülkesinin yerini uluslararası toplumdaki konumunu, kültürel değerleri bağlamında belirlemekte ve bu değerler onun kararlarına etki etmektedir. Ayrıca kültür liderin politikalarının meşruluğunu desteklemektedir.

32

Kültür, kimliğin ortaya çıkmasında da önemli bir yere sahiptir. Fakat kültür toplum içinde bir araya getirici bir etkiye sahip iken toplumlar arasında ayrılıklar da yaratabilir. Zira kültür toplumdan topluma farklılık arz edebilmektedir.

Toplumları bir arada tutan şeyler ekonomik ilişkiler, siyasi yapılara bağlı olarak toprak, akrabalık bağları gibi unsurlardır. Toplumların en önemli bütünleştiricisi ise ekonomik ve siyasi bütünleşme iken kültür ayrıştırıcılık etkisi nedeniyle daha geri planda kalmaktadır. Zira kültür kendi içinde tutarlı da olsa muhakkak bütünleşmeyi gerekli kılmaz bölücü bir etken de olabilmektedir (Morley, Robins, 1997: 76).

Kültür, güç ve çıkar açıklamaları için bir ön koşuldur. Zira öncekinin anlamı ve sonrakinin içeriği büyük ölçüde içine yerleşik oldukları ortak fikirlere bağlı bulunmaktadır (Wendt, 2012: 243). Kültür toplum içinde sonradan sosyalleşme süreci dâhilinde öğrenilir ve içsel hale getirilir. Nesilden nesile uzanan inanç, bilgi ve uygulamalardan oluşmaktadır. Bu bağlamda zamanla değişiklik de gösterebilmektedir.

Kültürün dış politikada karar verme sürecine etkisi hakkında akademisyenler farklı sonuçlara ulaşmışlardır. Kültürün dış politika üzerindeki etkisi kabul edilse dahi kültürün etki derecesi konusunda ortak bir noktaya varılamamıştır. Kültürün yapıya etkisi daha az olarak ifade edilirken, kültürün birey davranışları üzerinde ciddi bir etkisi bulunmaktadır. Zira karar verici insandır ve içinde bulunduğu toplumdan etkilenmektedir. Kültürel değerler, tarihsel tecrübeler karar vericinin nasıl düşünmesi gerektiği üzerine etki etmektedir. Kültürel değerlerin liderlerin politikalarını meşrulaştırıcı rolü de bulunmaktadır (Efegil, Açık, 2012: 623-624).

Ortak bilgi, aktörlerin birbirleri ve devletlerin stratejileri, tercihleri hakkındaki inançlarıdır. Bu inançların doğru olması gerekmemektedir, sadece doğru olduklarına inanılması yeterlidir. Herkesin aynı inanca sahip olması da gerekmemekte, birbirine kenetli inançlar yeterli olmaktadır. Böylece ortak bilgi kültüre dönüşecektir. Normlar, kurallar, herkes tarafından kabul edilmiş uygulamalar gibi belirli kültürel şekillerin tümü ortak bilgiden oluşmaktadır (Wendt, 2012: 203-204).

33

Sosyal konstrüktivizm, kültürün faillere sadece neden olmadığını, aynı zamanda onları kurduğunu belirtmektedir. Zira hem faillerin nitelikleri üzerindeki nedensel etkilere bakmamıza hem de davranış ve nitelikler üzerindeki kurucu etkiler için düşünmemize yardımcı olmaktadır (Wendt, 2012: 211). Sosyalleşme, kültürün oluşumunda önemli bir etkendir. Kısmen davranışların toplumsal beklentiler ile uyumlaştırılması amacını taşıyan bir öğrenme sürecidir (Wendt, 2012: 216). Kimlik ve çıkarları oluşturan süreç sosyalleşmedir.

Devletlerin dış politikalarını kültür kavramı ile irdelemeleri neticesinde siyasal dış kültür kavramı kazandırılmıştır. Siyasal dış kültür; bir devlet içinde yer alan toplumun dış politik kimliği veya toplumun kendini dış politika bakımından algılayışı, vatandaşlarının dış politikadan belli başlı beklentileri ve uygulanan dış politika stili, düşüncelerin ve değer yargılarının toplamını ifade etmektedir (Türk, 2012: 641). Bu nedenle kültür ve politika etkileşim halindeki kavramlardır. Bu bağlamda ikisinden doğan siyasal kültür kavramı önem arz etmektedir. Siyasal kültür, toplumların kültürlerinin siyasal kurum ve kuruluşlar üzerindeki etkisi neticesinde oluşmaktadır. Bu durum ayrıca o topluma has bir kimlik kazandırmakta ve toplumu diğer toplumlardan ve siyasal sistemlerden ayırmaktadır.

Efegil ve Açık’a göre Türk kültürünün dış politika nitelikleri bağlamında bazı unsurları şunlardır: devletin kutsallığı, hâkimiyetin bölünmezliği, siyasi iktidarın kaynağının Allah olduğu inancı, cihan hâkimiyeti anlayışı, farklılıklara yönelik hoşgörü, adalet, bağımsızlığın önemi, dine vurgu, sınıfsız toplum, mertlik ve kahramanlıktır ( Efegil, Açık, 2012: 624). Buradan yola çıkarak yukarıdaki bazı maddeler Cumhuriyet dönemi dış politikamızı açıklamada etkili olabilmektedir: Dış politikada barışçıl olma, diğer ifade ile “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesi, açıklık yani adil ve saydam bir yönetim yukarıdaki dış politika kültürü ile bağdaştırılabilir. Özal dönemi dış politikası açısından ise özellikle dinin önemli bir unsur oluşu, farklılıklara saygı konusundaki yaklaşım ve Özal’ın Osmanlı İmparatorluğu bakiyesi olan ülkelerle olan samimi ilişkilerinde sosyal, kültürel bağları sıkılaştırma çabası önem arz etmektedir.

34

Kurt Düwell’e göre, kültür dış politikasının altı çeşidi bulunmaktadır: Birincisi, kültürün yayılmasıdır, kültürün başka bir millet tarafından örnek alınması şeklinde gerçekleşmektedir. İkincisi, kültürel öz tanımlama yani kendi kültürünün reklamını yaparken karşılıklılık esası gereği diğer milletin kültürel değerlerini de tanımadır. Üçüncüsü, kültürel yayılmacılıktır ve kültürün diğer milletlere benimsetilmek istenirken onların birikimlerinin kabul edilmek istenmemesidir. Dördüncüsü, kültür propagandası, devletin gücünü artırmak esas olduğundan diğerlerinin işbirliği istekleri kabul edilmek istenmez. Beşincisi, kültür emperyalizmi, kültürün bilinçli olarak saldırganca benimsetilmesi, işbirliğinin reddedilmesidir. Altıncısı, ise kültür ve gelişmedir, zengin ve fakir ülkeler arası teknik ve ekonomik işbirliğini teşvik etmeye yaramaktadır (Türk, 2012: 641-642). Bu altı noktadan Özal dönemi için vurgulanabilecek olan, kültür ve gelişmedir. Yani kültürel olarak yakın ülkelerle ekonomik ve siyasi olarak bağ kurulması, farklı özellikte, farklı kültürün temsil edildiği ülkelerle ise önce ekonomik sonra siyasi bağlamda bir ilişki kurulması yoluyla ittifakların oluşumu yolunda adımlar atılmasıdır.

Kültür politikası kültürün, evrensel, ulusal veya sınıfsal olarak ele alınmasına göre farklı özellikler göstermektedir. Evrensel kültürü meydana getiren çelişik öğelerin birliği farklı düzeylerde ele alınmaktadır. Sınıf kültürü çelişkisi ancak uzlaşmaz karşıt iki sınıfın kültürünün çelişkileri olabilir ve bu çelişkileri ancak bir üst düzey ulusal kültürde, bir oranda çözümlenebilir. Farklı ulusal kültürlerin çelişkileri bu ülkelerin ait oldukları sistem tarafından belirlenir. Yeryüzü ölçeğinde en genel belirleyici çelişki iki sistemin kültürlerinin çelişkisidir. Bu çelişkinin çözümü ise evrensel kültür olmalıdır ( Çeçen, 1996: 26-27).

Kültür dış politikasını geliştiren en önemli gelişmeler arasında yurt dışı görevlendirmeleri, kuruluşlar arası bağlar, işbirlikleri, ülkeler arası insan trafiği, ülkenin doğrudan veya dolaylı olarak tanıtılması, maddi yardımlar, dil kursları ve eğitim çalışmaları gösterilebilir.

Dış politikada kültürün yeri giderek büyümeye başlarken bu durum kültür değerleri olan bu adet ve geleneklerin özümsenmesi, dışlanması ya da birinin kabul

35

edilip diğerinin reddedilmesine neden olabilecektir. Bu nedenle toplumda kültürlerin entegrasyonu önem taşımaktadır.