• Sonuç bulunamadı

2.3. Demokrasi

2.3.1. Demokrasinin İçeriği

Demokrasi; insan hak ve hürriyetlerine saygı duyan, bu hakların uygulanmasını ve koruyup geliştirilmesini sağlayan yönetim biçimidir. Demokrasi insana sadece insan olmasından ötürü elde ettiği hak ve hürriyetleri kullanabilmesine olanak sağlar (Doğan, 2005). Demokrasi insan haklarını koruması, eşitlikçi ve halk iktidarını esas alması, aktif vatandaşlığı desteklemesi ve aynı zamanda çoğulculuk, insan onurunu koruma, halkın yönetime ve katılımını sağlaması gibi ilkelere sahiptir.

Demokrasinin uygulanış biçimlerini incelemeden önce devlet kurumunun toplum hayatını düzenleme iradesini toplum alanlarına göre nasıl kullandığına bakmakta fayda vardır. Toplumsal alanlara bakıldığında resmî (devlet) alan, kamusal alan, sosyal-kültürel alan ve bireysel alan olarak dörde ayrıldığı görülür (Ergil ve diğerleri, 2005).

 Resmî alanda devleti oluşturan resmi kurum ve kurallar vardır. Resmi kurum ve görevliler yurttaşlara ve toplumsal kümelere eşit mesafede dururlar. İşlevlerini resmî kural ve usullere göre yerine getirirler.

 Kamusal alan, devlet ve örgütlü toplumsal kesimlerin buluştuğu ve etkileştiği alandır. Toplu kararların alındığı, siyasal rekabetin sürdüğü, devlet hizmetlerinin gerçekleştiği, sivil toplum kuruluşlarının çalıştığı, devletin

ayrımsız ve ayrıcalıksız her yurttaşa ve yurttaş kümesine hizmet sunduğu ve karşılığında görev ve sorumluluk beklediği alandır.

 Sosyo-kültürel alan ise sivil topluma aittir. Benzer nitelikte olan bireylerin gruplaştığı, ortak özelliklerini (örneğin kültürel veya inançsal farklarını) yaşatmaya çalıştığı ve aralarında ittifakların kurulduğu alandır. Demokrasinin ve hukuk devletinin gereği olan bu yaşam tarzında farklı kümeler, yan yana ve iç içe yaşarlar ama birbirlerine müdahale etmezler ve kendilerine benzetmek için baskı kurmazlar. Aynı hoşgörü ve eşit muameleyi devletten beklerler.

 Bireysel alan, bireyin başkasına zarar ve rahatsızlık vermediği sürece her türlü tercih ve özelliğini yaşayabildiği, kendini geliştirebildiği alandır. Demokratik düzende devlet bireysel alanın özgür ve geniş, baskıdan uzak olmasını sağlar.

Demokrasi, uygulanış biçimi yönünden toplumdan topluma değişiklik göstermiştir. Bunlardan en yaygın olanı halkın seçtiği temsilciler aracılığıyla yönetime katılmasını esas alan temsili demokrasidir. Bunun yanında doğrudan demokrasi, yarı doğrudan demokrasi, çoğulcu demokrasi, liberal demokrasi, siyasal demokrasi, sosyal demokrasi, katılımcı demokrasi gibi demokrasi çeşitleri vardır (Gözel, 2005).

Doğrudan demokrasi, halkın herhangi bir aracı tayin etmeksizin, direkt olarak kendisinin katıldığı mecliste iradesini bizatihi ortaya koymasıdır. Halkın, yasalarını toplanarak kendisinin yapmasıdır. Doğrudan halkın toplanarak yaptığı iş, günümüz demokrasilerinde meclisin yaptığı iştir. Bu tip seçimler Eski Atina demokrasisi ve Yunan site şehirlerinde uygulanmıştır. Bugün ise, ancak birkaç İsviçre kantonlarında ve Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı eyaletlerinde görülmektedir (Gözel 1998’den aktaran Gözel, 2005).

Günümüzde en çok kullanılan demokrasi çeşidinden biri olan temsili demokrasi, halkın kendi kendisini yönetmesi için bir araya gelip karar alması zor olduğundan halkın yönetme işlerini ve yönetme yetkisini temsilcilerine devrettiği sistemdir (Çam, 1981). Halkın kendisini yönetmesi için seçtiği kişiler, her türlü yolsuzluk ve haksız uygulamalardan sorumludur (Gözel, 2005). Halk, kendini temsil eden kişileri

denetlemeli ve eksikleri varsa uyarmalıdır (Gözel, 1998). Temsili demokrasi halkın çoğunluğunun fikirlerini ve kararlarını esas aldığı için seçimlerde en çok oyu alan parti iktidara gelir ve artık devlet yönetimi için tüm yetkiler o partinindir (Kıncal, 2004). Temsili demokrasilerde arada bir halk oylamasına başvurularak yarı doğrudan demokrasi çeşidi kullanılır (Hatemi 1989’dan aktaran Gözel, 2005).

Yarı doğrudan demokraside halk yine temsilcilerini seçer fakat önemli olan yasama alanı gibi konularda halk kendi karar alma yetkisini kullanır. Halkın bu yetkileri kullanma usulleri veto, referandum ve telif hakkı (halkın inisiyatifi)’dır (Çam, 1981). Doğrudan demokraside seçmenlerin tümünden oluşan kalabalık bir halk meclisi vardır. Bu meclisin hem kanun yapıp hem de diğer görevleri yürütmesi gerektiği için meclis tarafından yapılan kanunlar halkın oyuna sunulur. Meclis tarafından yapılan kanunlar halkoyuna sunularak çoğunluğun kabulünden sonra yürürlüğe girer. Halk bu şekilde doğrudan değil de dolaylı olarak yönetime katılır (Doğan, 2005).

Katılımcı demokrasi, kararların alınıp uygulanmasında mümkün olduğunca geniş halk kitlesinin özgürce ve tartışmalar dâhilinde gerçekleşen bir demokrasi sistemidir. Halk bu sistemde kendisiyle ilgili her kararda faal rol oynar ve yönetime ortak olur. Günümüzde katılımcı demokrasiye ulaşmak çok zordur çünkü katılımcı demokrasi uygulama alanı bulamamaktadır (Sarıbay, 1994’ten aktaran Gözel, 2005).

Çoğulcu demokraside siyasal iktidara sahip olup iktidarı değiştirme gibi haklar mevcuttur. Ayrıca bu yolda mücadele etme her vatandaşın hakkıdır. Sosyal refah seviyesi yüksek, ekonomik anlamda bağımsız, kişi haklarının sosyal güvence altında olduğu toplumlarda sosyal demokrasi gelişebilir (Gözel, 2005). Çoğulcu demokraside insan bir amaç değil araçtır, her şey insanın mutluluğu içindir. Devlet, insan mutluluğunu kurumları aracılığıyla ve demokratik yollarla sağlamaya mecbur bir araçtır. Demokrasi devamlı kendini düzeltip geliştiren ve bunun yollarını serbestçe arayan bir rejimdir (Gözübüyük, 1998’den aktaran Gözel, 2005).

Demokrasi çeşitlerinden biri olan çağdaş demokrasi; çağa ayak uyduran, teknoloji, eğitim, ekonomi alanlarında gelişmelere açık ve fertlerin siyasi katılımlarının sürekli devam ettiği bir demokrasi çeşididir (Gözel, 2005).

Sosyal demokrasi, bireylere eşit muamele edilen ve herkesin aynı hakka sahip olduğu, bireylerin kendilerini en iyi şekilde yetiştirme ve geliştirme olanağına sahip oldukları; özgürlükçü, çoğulcu insan haklarına dayanan, fırsat eşitliği ve fertlerin gelişimini esas alan bir demokrasi çeşididir (Öztin Akgüç ve diğerleri, 1990). Siyasal demokrasi güçlü olanların yönettiği, zayıfların ise, yönetimin keyfiliklerine karşı korunduğu bir yönetim biçimidir (Kışlalı, 2000’den aktaran Gözel, 2005). Liberal demokrasi, ekonomi alanında piyasa serbestliği olarak açıklanır ve halk arasında ekonomik anlamda farklılıklar çok belirgindir. Günümüz kapitalizminin yaygınlaşıp gelişmesini sağlamıştır (Gözel, 2005).

Demokrasinin pek çok farklı uygulama türü olmasına rağmen yurttaşların ortaklığı ve uzlaşarak yöneticilerini seçmeleri, yasalar önünde eşitlik, adalet ve katılım gerçekleşirken dil, soy, kültür, inanç gibi farklılıkların bağdaştırılarak ortak bir noktada çizdiği çerçeveden gücünü alması, günümüz toplumlarının en yaygın yönetim biçimi olmasının açıklayıcısıdır.