• Sonuç bulunamadı

Demokrasi ve Toplumsal Hareketler

2. KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE

2.2. Kuramsal Çerçeve

2.2.2. Toplumsal Hareketler

2.2.2.2. Demokrasi ve Toplumsal Hareketler

Çalışmada demokrasinin iyi bir şekilde işlemesi için toplumsal hareketlerin gerekli olup olmadığı hipotezi araştırıldığından toplumsal hareketler ile demokrasi arasındaki ilişkinin de ortaya konması gerekmektedir. Bu çerçevede, mevcut yazında bazı görüşler, diğerlerine göre daha demokratik sistemlerde, baskı altında tutma olgusunun olmamasından ötürü, toplumsal hareketlerin arttığını ileri sürmekte iken diğerleri, “toplumsal hareketlilik demokratikleşmenin artmasıyla azalmaktadır”

202 Kezban Karagöz, a.g.e., s. 135. 203 Elif Topal Demiroğlu, a.g.e., s. 135.

204 Gülüm Şener, Küresel Kapitalizmin Yeni Kamusal Alanı Olarak İnternet: Yeni Toplumsal

Hareketlerin İnterneti Kullanımı, (Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim Bilimleri Anabilim Dalı, İletişim Bilimleri Bilim Dalı, Doktora Tezi), İstanbul: 2006, s. 102.

demektedir. Buradaki mantığa göre bazı gruplar geleneksel kanallardan siyasi temsil kazandığından toplumsal hareket ve diğer geleneksel araçlara olan gereksinim azalmaktadır. While Kurtz, ekonomik liberalleştirme gibi piyasa reformlarının Latin Amerika ülkelerinde toplumsal hareketleri artırdığını ortaya koymuştur. Roberta Garner ve Mayer Nathan Zald ise, toplumsal hareketleri anlamada tek belirleyici etken olarak parti yapısının bulunduğunu öne sürmektedirler. Onlara göre toplumsal hareketler sadece, siyasi partileri de kapsayan geniş bir seçenekler dizisinin bir parçası olarak anlaşılabilmektedir. Her ikisi de siyasi uçları takip etmenin örgütsel biçimleri olarak görülmekte; bu nedenle çok yakın olarak iç içe geçmiş oldukları söylenmektedir.205

Eisinger’a göre, doğrudan demokrasi kurumlarının yokluğu toplumsal hareketler veya gösteriler gibi alternatif katılım biçimlerine yol açmaktadır. Siyasi süreci veya siyasi fırsat206 yapısını ve doğrudan demokrasiyi katılımcı bir karar alma

kurumu olarak kabul etmek, potansiyel toplumsal hareketler için bir valf görevi görmektedir. Ayrıca, doğrudan demokrasi müzakereci bir çevreyi besleyerek toplumsal hareketleri engellemektedir. Toplumsal hareketlere bireysel katılım üzerinde doğrudan demokrasinin etkisi iki karşı hipotezle açıklanmaktadır. İlk olarak oldukça geniş kapsamlı doğrudan demokrasi kültürü, gösterilere vatandaşların katılım eğilimini teşvik etmekte (hızlandırıcı hipotez-catalyst hypothesis); bu durumda, benzer düşünceye sahip insanlarla bağlantı kurmama, bir şey bilmeme veya siyaseti dikkate almama söz konusu olduğundan bireyin toplumsal harekete katılma veya katılabilme nedeni bulunmamaktadır. İkinci olarak, doğrudan demokrasinin derecesi ne kadar yüksekse, birey gösterilere katılmaktan daha muhtemel olarak çekinecektir. Sonuç olarak, doğrudan demokrasi kurumları yoksa insanlar katılım sağlayamadıklarından toplumsal hareketlere katılmaktan başka seçenek görmemektedirler.207

205 Ş. İlgü Özler, , “Political Institutions and Protest: A Comparative Analysis”, Representation, Vol

49, No 2, 2013, s. 135-154, s. 137.

206 Siyasi fırsat teorisi olarak adlandırılan political opportunity theory’ye göre bir meydan okumaya

duyarlı/kırılgan bir siyasi sistem varsa bu diğerleri için bir fırsat yaratır. Bu kırılganlık siyasi çoğulculuğun artırılması, baskı altına almaların azalması, seçkinler içinde bölünmeler ve siyasi oy hakkı tanımanın artmasıyla sonuçlanabilir.

207 Matthias Fatke, Markus Freitag, “Direct Democracy: Protest Catalyst or Protest Alternative?”,

Sosyal düzeni değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya yönelik olanlar dışında, toplumsal hareketler siyasi partiler tarafından şekillendirilen temsilî kısıtlara yanıt olarak anlaşılmalıdır. Sartori’ye göre yeterli parti temsili olmadığında toplumsal gruplar sorunları ifade etmek ve talep etmek için toplumsal hareket örgütlenmeleri seçmek durumunda kalmaktadır. Benzer şekilde Arend Lijphart da çok sayıda partiyle nitelenen demokrasiye bağlı uzlaşmalarda daha az çatışma, isyan ve dışavurum olduğunu söylemektedir. Siyasi partilerdeki parçalanma artarsa, yani siyasi sistem çok sayıda partiye bölünürse, çekişmeli/tartışma çıkaran hareketler azalmaktadır. Parçalanmış siyasi parti sistemlerinin tersine, iki partili sistemlerde toplumsal hareket grupları pek çok seçmeni kapsayabilmek adına partilerin dikkatini çekmek amacıyla çekişmeli hareketlere katılma eğiliminde olmaktadır.208

Bu bağlamda, demokratik kurumlar yeterli temsil kanallarını sağlamada başarısız olurlarsa, kendi endişe ve sorunlarının göz ardı edildiğini hisseden vatandaşlar, toplumsal hareket yoluyla taleplerini mevcut kurumsal yapıların dışında dile getirmeye başlamaktadırlar. Yerleşik demokratik kurumların vatandaşların temsilini gerçekleştirmede yetersiz olmaları durumunda, toplumsal hareketler talepleri dile getirmenin alternatif bir aracı olarak gelişmektedirler. Toplumsal hareketler işleyen bir demokrasinin sağlıklı birer parçası ve vatandaş temsilini geliştiren reformları ilerletmede bir araç olabilirken, hareketler en azından vatandaş tatmin düzeyinde toplumsal ve siyasi düzendeki yetersizliklere işaret etmektedirler. Toplumsal hareketler ekonomik etkenler, toplumsal gelişmeler, siyasi kurumsal sistemin örgütlenişi ve bu örgütlenişin siyasi partiler üzerindeki parçalayıcı etkisi gibi pek çok etkenlerden etkilenmektedir. Siyasi partilerin etkinliği, sistemin parlamenter veya başkanlık olmasına göre farklılaşmakta; parlamenter sistemlerdeki çok partili koalisyonlarda da partiler, başkanlık sistemindekine göre daha farklı temsil baskılarıyla yüzleşmektedirler.209

Moises Arce, başkanlık sisteminin uygulandığı Latin Amerika ülkelerinde toplumsal hareket düzeyinin artan yasama parçalanmalarıyla birlikte artmakta

208 Ş. İlgü Özler, a.g.e., 137-139. 209 Ş. İlgü Özler, a.g.e., s. 135, 136.

olduğunu kanıtlamıştır. Bu ülkelerde çok sayıda parti olması nedeniyle, temsilcilerinin dikkatini çekebilmek için vatandaşların, daha çok toplumsal harekete katılması beklenmektedir. Çünkü siyasi partilerle uzun ilişkiler kurmak yerine, toplumsal hareketlerle yasama üzerinde daha kısa süreli baskılar kurmak zorundadırlar. Bu şekilde, çeşitli çalışmalar, siyasi sistem, siyasi partiler ve toplumsal hareketler arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur.210

Son yıllardaki gelişmeler, genel bir görüngüyü ortaya çıkarmıştır. Bu yeni duruma göre siyasi reformu korumaya yönelik toplumsal hareketler darbe girişimlerine eşlik etmektedir. Yurttaşlar ve seçkinler aynı liderlikle etkileşim içinde bulunduğundan, yurtiçi baskıya karşı koyacak liderlik yeteneği, liderin darbeye karşı koyma yeteneğiyle ilişkili olmaktadır. Bu toplumsal hareketler aynı zamanda mevcut liderliğe karşı duyulan hoşnutsuzluğa da işaret ettiğinden, hükümetin gayrimeşruluğunun bir aleni bildirimini de sağlamakta; bu da liderliğin değişiminin talebi olarak yansımaktadır.211

Son olarak, demokrasinin işleyişi açısından önemli olan ifade özgürlüğü ve bunun uzantısı olarak medya özgürlüğü dikkate alınarak değerlendirme yapıldığında; gösterilere katılım, eylemciler için iki taraflı bir kılıç olabilmekte; bir yandan geniş katılımlı toplumsal hareketler bunları düzenleyenlerin arzu ettiği gibi medyanın dikkatini cezbetme olasılığını artırırken, diğer yandan medya içsel hareket bölünmelerini vurgulayacağından, eylemcilerin aslında tek olan mesajının iletilmesinde uyumsuzluk ve farklılığa yol açabilmektedir.212 Bu çerçevede yapılan

araştırmalarda, medya özgürlüğünün, halkın reform taleplerini tecrübe eden ülkelerdeki darbelerin ortaya çıkmasını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Çünkü medya özgürlüğü hükümet niteliklerine ilişkin vatandaş beklentilerinde daha az dağınıklığa neden olmaktadır. Sonuçta, özgür bir medyaya sahip ülkelerdeki toplumsal hareket tarafından sağlanan bilgi daha bilgilendirici olup; böylece hükümet niteliklerinin seçkin beklentilerindeki dağınıklığı azaltmada daha ileri olmaktadır. Medya

210 Ş. İlgü Özler, a.g.e., s. 140, 141.

211 Brett Allen Casper; Scott A. Tyson, “Popular Protest and Elite Coordination in a Coup d’etat”, The

Journal of Politics, Vol. 76, No. 2, April 2014, s. 548–564, s. 548.

özgürlüğü, darbeler ile toplumsal hareketler arasındaki ilişkiyi ve artan toplumsal hareketler darbe girişimini pozitif yönde etkilemektedir. Toplumsal hareketler ile darbe arasındaki ilişki, vatandaşların daha iyi bilgilendirildiği ülkelerde daha güçlü olmaktadır.213