• Sonuç bulunamadı

§ 16 GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA TEDBİRLERİ A) İhtiyatî Tedbirler

D) Delillerin Tespit

FSEK tarafından tanınmış olan hakları korumak için delil tespiti yoluna başvurulabilir. Ancak delil tespiti, FSEK’te özel bir hükümle düzenlenmemiştir. Dolayısıyla HMK’nın delil tespitine ilişkin hükümleri (HMK m. 400-405) uygulama bulacaktır.

Delil tespiti, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olup, ayrı bir dava değildir147 ve tespit davasından farklıdır148

.

Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir (HMK m. 400, 1). Ancak delil tespitinin istenebilmesi için hukukî yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen haller dışında, delilin hemen tespit edilememesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukukî yarar var sayılır149 (HMK m. 400, 2).

Delil tespiti talebi dilekçeyle yapılır, dilekçede tespiti istenen vakıa, tanıklara veya bilirkişilere sorulması istenen sorular, delillerin kaybolacağı veya gösterilmesinde zorlukla

144

Erel s. 365

145 Kılıçoğlu-Hukuksal Koruma Yolları s. 93

146 Suluk/Orhan s. 957-958; Kılıçoğlu-Hukuksal Koruma Yolları s. 93; Tekinalp s. 347; Öztan s. 697;

Erel s. 365

147

Akyol, Leyla: Medeni Usûl Hukukunda Delil Tespiti, Ankara 2011, s. 33; Karslı s. 765; Kuru- Usûl C. IV, s. 4427; Kuru/Arslan/ Yılmaz–Usûl s. 580; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usûl s. 898; Yılmaz-Tedbirler s. 1335

148 Akyol s. 39 vd; Kuru/Arslan/ Yılmaz–Usûl s. 580; Kuru-IV s. 4429; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usûl

s. 899; Yılmaz-Tedbirler s. 1343-1344; Yılmaz-Şerh s. 1658

149 Akyol s. 53 vd; Karslı s. 765-766; Muşul-Usûl s. 624; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usûl s. 899; Umar

115

karşılaşılacağı kuşkusunu uyandıran sebepler ile aleyhine delil tespiti istenen kişinin ad, soyad ve adresi yer alır150

(HMK m. 402 ,1). Tespit talebi halinde gerekli avans yatırılmalıdır, aksi halde işlem yapılamaz151

(HMK m. 402, 2). Dava açılmadan önce delil tespiti talep edenden, başvurma harcı ve karar harcı (peşin olarak) alınır. Davacı, aynı dilekçe ile hem delil tespiti isteyebilir hem de esas hakkındaki davasını açabilir. Bu halde ise, davacıdan yalnız bir (tek) başvurma harcı alınır152

.

Delil tespiti dilekçesi kural olarak üç nüsha olarak yapılır. Bu nüshalardan birincisi mahkemede kalır, ikincisi karşı tarafa gönderilir, üçüncüsü de varsa bilirkişiye gönderilir153

. Delil tespiti isteyenin, mahkemeye delil tespiti şartlarının varlığı hakkında delil göstermesi gerekir. Ancak buradaki ispat tam ispat değildir. Mahkemenin, delil tespiti şartlarının mevcut olduğuna kanaat getirmesi yeterlidir154

. Tespit talebi haklı bulunursa dilekçeyle birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebilir. Delil tespiti yoluyla alınmış olan bilirkişi raporuna karşı ise, HMK m. 281, 1’e göre taraflar, bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde itiraz edebilirler155. Zira HMK m. 404, 1’e göre tespiti istenen vakıanın hangi delille tespit edileceğine karar verilmişse, bu kararın yerine getirilmesinde, o delilin toplanmasına ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir156

.

Dava açılmadan önce talep edilecek delil tespitinde yetkili mahkeme; esas davaya bakacak olan veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenilecek kişinin oturduğu yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise sulh hukuk mahkemesidir157 (HMK m. 401, 1).

150 Akyol s. 84; Karslı s. 766; Muşul-Usûl s. 626; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usûl s. 900

151 Akyol s. 95; Karslı s. 766; Muşul-Usûl s. 627; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usûl s. 766; Yılmaz-Şerh

s. 1663

152 Akyol s. 99; Kuru/Arslan/Yılmaz-Usûl s. 582 153 Kuru-Usûl IV s. 4440; Yılmaz-Tedbirler s. 1354 154

Deren-Yıldırım s. 95; Kuru/Arslan/ Yılmaz-Usûl Hukuku s. 582; Kuru-Usûl IV s. 4442; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usûl s. 901

155 Akyol s. 136; Kuru/Arslan/ Yılmaz-Usûl s. 584 ; Tutumlu s. 254

156 Karslı s. 767; Tutumlu s. 254; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usûl s. 902; Umar s. 1132; Yılmaz-Şerh s.

1666

157Akyol s. 129; Karslı s. 766; Kuru/Arslan/Yılmaz-Usûl s. 581; Muşul-Usûl s. 626;

116

Dava açıldıktan sonra delil tespiti için yetkili ve görevli mahkeme, yalnız davaya bakan mahkemedir158 (HMK m. 401, 4). Dolayısıyla FSEK’in tanımış olduğu malî ya da manevî hakkın ihlâli sebebiyle açılan bir hukuk davasında taraflardan her biri, inceleme sırası gelmemiş olan delillerin incelenmesini hukukî yararının varlığı koşuluyla talep edebilir. Böylece FSHM’nin bulunduğu yerlerde açılan bir hukuk davasında Fikrî ve Sınai Haklar Mahkemesi (FSHM bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi)’nde bir dava açıldıktan sonra, her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu FSHM görevli olacaktır. FSEK m. 66, 5’de getirilen özel yetki hükmü ve HMK’nın yukarda incelemiş olduğumuz yetkiye ilişkin hükümlerine göre belirlenmiş olan asıl hukuk davasının açılmış olduğu yetkili mahkeme ise delil tespiti talebi hakkında yetkili olacaktır.

5846 sayılı FSEK’te Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağında delil tespiti konusu, delillerin muhafazası başlığı altında 76/A hükmünde ayrıca düzenlenmiş ve bu eksiklik giderilmiştir. Buna göre; “Hak sahipleri, dava açmadan önce veya dava sırasında, iddialarını ispatlamak için dayanacakları delillerin muhafazasına yönelik tedbirlerin alınmasına karar verilmesini mahkemeden talep edebilirler.

Birinci fıkrada belirtilen delillerin muhafazasına yönelik tedbirler; hak sahibinin haklarına tecavüz sayılan fiillere konu olan ürünler ile eğer gerekiyorsa bunların üretiminde ve dağıtımında kullanılan malzemelerin, araçların ve bunlara ilişkin belgelerin, örnek alınarak veya alınmaksızın detaylı tespitinin yapılması, miktar ve niteliğinin belirlenmesi, görüntüsünün alınması veya bunlara el konulması şeklinde olabilir. 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ihtiyatî tedbire ilişkin 389 ve devamı maddelerinde yer alan hükümleri, bu maddede öngörülen delillerin muhafazasına yönelik tedbirler için de uygulanır.

Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca muhafazasına yönelik tedbirler uygulanırken, davalı tarafın veya üçüncü kişilerin kişisel verileri ile ticari sır niteliğindeki ya da hukuken korunan diğer gizli bilgilerinin korunması için mahkemece gerekli tedbirler alınır.” Böylece HMK’nın delil tespitine ilişkin hükmüne uygun biçimde FSEK’te özel bir düzenleme yapılmıştır. Ancak bu özel düzenleme olmasaydı bile HMK’nın delil tespitine ilişkin hükümlerinden yararlanılır.

158 Akyol s. 129; Karslı s. 766; Kuru/Arslan/ Yılmaz-Usûl s. 582; Muşul-Usûl s. 626;

117