• Sonuç bulunamadı

ekil 4: Üç Boyutlu Örgütsel Ba lılı ın Genel Bir Model

2.1.2.2. Davranı sal Ba lılık

Tutumsal ba lılı ın kar ıtı olarak görülen davranı sal ba lılık yakla ımı, sosyal psikologların bakı açısında ekillenmi tir. Davranı sal ba lılık, i görenlerin geçmi teki davranı ları nedeniyle örgüte ba lı kalma süreci ile ilgili olup i gören kendisine sa lanan fırsatlardan dolayı örgütlerinde kalma iste inde bulunmaktadır (Mottaz, 1989:144-145).

Genel olarak i görenlere sa lanan dı sal örgütsel ödüller i görenin örgütlerine davranı sal olarak ba lanmalarını sa lamaktadır. Di er bir ifadeyle i gören, örgütün kendisine sa ladı ı dı sal ödüllerden vazgeçmenin getirece i maliyetlerden dolayı, mecburen örgütlerine ba lı kalmaktadır. Bu nedenle davranı sal ba lılık; örgütün sa ladı ı ücret, te vik fırsatları, ek yararlar, çalı ma artları gibi dı sal faktörlerle yakından ili kisi bulunurken; görevin özerkli i, görevin önemi ve görevin çekicili i gibi içsel ödüllerin davranı sal ba lılıkla çok az bir ili kisi bulunmaktadır (Mottaz, 1989:151). Angle ve Perry (1981) ile Meyer (1989) herhangi bir yerde daha iyi bir i bulma fırsatının azlı ının ve i gücü pazarı durumunun i görenlerin örgütlerine davranı sal olarak ba lanmalarında önemli birer faktör oldu unu ifade etmi lerdir (Chow, 1994:4).

Literatürde davranı sal ba lılık konusunda Backer’in Yan Bahis Yakla ımı ile Selancik’in yakla ımları bulunmaktadır. Söz konusu bu iki yakla ım a a ıda ayrı ba lıklar altında incelenmektedir.

2.1.2.2.1. Becker’in Yakla ımı (Side-Bet Theory)

Becker’e (1960) göre ba lılık, bireyin davranı larıyla direk ba lantısı olmayan, fakat sadece o davranı la elde edilebilecek çıkarlara ula mak için belli ekillerde davranı sergilemesidir (Cengiz, 2001:37). Di er bir ifadeyle davranı sal ba lılık, bireyin tutarlı bir davranı dizisini sergilemekten vazgeçti inde kaybedece i yatırımları dü ünerek, bu davranı dizisini sürdürme e iliminde olmasıdır (Gül, 2003:78). Bu tanımlardan hareketle, bireylerin örgütlerinde çalı makta ısrar

etmelerinin altında yatan en önemli neden, i letmelerine ba lanmadıkları takdirde kaybedeceklerini dü ünmeleridir (Powel ve Meyer, 2004:158).

Becker (1960), bireyin davranı larına ba lılık göstermesinin, tutarlı davranı larda bulunması ile ilgili oldu unu kabul etmektedir (Gül, 2003:78). Tutarlı davranı ın iki özelli i bulunmaktadır. Tutarlı davranı ın ilk özelli i, belli bir zaman periodu içinde devamlılık sergilemesidir. Devamlılıkla kastedilmek istenen, farklı eylemlerde bile belli bir tutarlılı ın söz konusu olmasıyla ilgilidir. Tutarlı davranı ın ikinci bir özelli i ise, bireyin bazı alternatifler arasında amacına en iyi hizmet edeni seçmesi ve di erlerini reddetmesidir (Cengiz, 2001:37).

Becker (1960), bireyin tutarlı davranı larda bulunmasının bazı yan bahislerle (side-bet) girmesinden kaynaklandı ını öne sürer. Yan bahse girmekle ifade edilmek istenilen, bir davranı la ilgili kararın o davranı la çok da ilgisi olmayan çıkarları etkilemesidir. Bu nedenle ba lılık, yan bahislerden kaynaklanmaktadır. E er bireyin davranı ı bir önceki davranı ı ile tutarlılık içinde de ilse birey bahsi kaybedebilir. Bireyin bu tutarsızlı ının sonucu, bireye pahalıya mal olabilir. Bireyin davranı larının tutarlı olabilmesi için, davranı larına ba lılık geli tirmesi gerekir (Cengiz, 2001:37). Buna göre örgütsel ba lılık, i görenlerin örgütle kar ılıklı iki taraf olarak bahse girdikleri bir süreç olup bireyin girdi i bahsi kaybetmemek için sergileyece i davranı larda tutarlı olması anlamına gelmektedir. Bireyin tutarlı olmaya çalı ması, davranı larına kar ı bir ba lılı ın geli mesini ifade etmektedir (Gül, 2003:78).

görenlerin ba lılık göstermesine neden olan yan bahislerin, çe itli türleri bulunmasına ra men Becker, yan bahislerin belli ba lı dört kategoriye ayrıldı ını belirtmi tir (Powel ve Meyer, 2004:158; Cengiz, 2001:38-39).

Genelle tirilmi kültürel beklentiler; i görenin davranı larını belirli ekillerde

etkilemektedir. gören bazı davranı larını toplumun bazı manevi yaptırımları nedeniyle kısıtlamaktadır. Örne in; sürekli i de i tiren bir insanın sergilemi oldu u

bu davranı ın toplum tarafından iyi kar ılanmaması, i de i tirmek isteyen bireyin davranı ını engellemektedir.

Ki isel olmayan bürokratik düzenlemeler; uzun dönemli çalı anları te vik

etmek ve ödüllendirmek için örgütler tarafından düzenlenen kurallar ve politikalardır. görenin her ay maa ından kesilerek olu an emeklilik aylı ı bu düzenlemeleri örneklemektedir. inden ayrılmak isteyen bir i gören, her ay maa ından kesilerek biriken emeklilik aylı ını i ini bırakaca ı zaman alamaması ve böyle bir uygulamanın varlı ı i görenin i ini bırakmasını engellemektedir.

Sosyal pozisyona uyma; i gören, sosyal pozisyonun gereklerini yerine

getirmek için davranı larını de i itirebilmektedir. Böyle bir durum i görenin ba ka bir pozisyona girme ihtimalini en aza indirmektedir. gören bireysel olarak bütün çabasını bulundu u duruma göre harcamaktadır. Örne in, lise ö retmenli ini çok istedikleri halde, ilkö retim ö retmenli ini yapmak zorunda kalan ö retmenler, lise ö retmenli i için uygun fırsatlar ellerine geçti inde, artık lise ö retmeni olamayacaklarını veya olmak istemediklerini fark ederler. Çünkü zaman geçtikçe ilkö retim ö rencilerine yönelik e itim tarzına alı mı lardır ve bu tarzı lise ö rencilerine uygulayamazlar.

Sosyal etkile imler; Backer’in (1960) yan bahis kaynaklarından birisi de

sosyal etkile imlerdir. gören çalı tı ı di er ki ilerle ili ki içerisindeyken kendisiyle ilgili bir imaj olu turmu tur. Bu imajın bozulmaması için ona uygun davranı lar sergilemek zorundadır. Örne in, ki i kendisini sözüne güvenilir biri olarak göstermi se, sözüne güvenilir kanaatin bozulmaması için yalan söylememsi gerekmektedir. Bu durumda, dürüst davranı lara kar ı bir ba lılık geli tirecektir (Gül, 2003:79).

Becker’e (1960) göre sözü edilen kategorilerden dolayı girilmi olan yan bahisler ve bunlara yapılan yatırımlar zaman içerisinde giderek artmaktadır. Bu nedenle ki inin ya ı ve kıdemi, yaptı ı yatırımların temel göstergeleri olarak kabul edilmektedir. Buna göre, ki inin ya ı ilerledikçe ve kıdemi artıkça yatırımları da

buna parelel olarak artacak ve ki inin örgütten ayrılması zorla acaktır (Gül, 2003:79).

Yan bahisler genellikle bireyin sosyal bir örgüte katılmansın sonucunda olu maktadır. Ba lılı ı tam olarak anla ılması için yan bahislere neden olan de erler sisteminin analizinin yapılması gerekmektedir (Cengiz, 2001:40).

2.1.2.2.2. Salancik’in Yakla ımı

Salancik’e göre örgütsel ba lılık; i görenin davranı larına ve davranı ları aracılı ı ile faaliyetlerini ve örgüte olan ilgisini güçlendiren inançlara ba lanma durumudur. Ba lılık, i görenin davranı larına ba lanması sonucu do ar. Burada bahsedilen ba lılık, i görenin belirli bir davranı la özde le mesi eklindedir. Üç farklı özellik, i göreni davranı larına ba lı kılmaktadır. Bunlar, davranı ın görünürlük, de i mezlik ve iste e ba lı özellikleridir. gören, bu üç özelli i kullanarak davranı larına daha çok veya daha az ba ımlı olmaktadır (Cengiz, 2001:40).

Gerek Becker, gerekse Salancik ba lılı ı, davranı ları devam ettirme e ilimi olarak ele almaktadırlar. Ancak Becker’in yakla ımında ki inin davranı larına kar ı ba lılık gösterebilmesi için o davranı tan vazgeçti i zaman kaybedece i yatırımların farkında olması gerekmektedir. Oysa, Salancik’in yakla ımında davranı a yönelik ba lılı ın olu abilmesi ki i ile örgüt arasındaki ili kiyi yansıtan psikolojik durumun, di er bir ifadeyle davranı ı devam ettirme arzusunun olması gerekmektedir (Gül, 2003:80).

2.1.2.3. Çoklu Ba lılık

Örgütsel ba lılıkla ilgili yapılan sınıflandırmalarda, ba lılı ın genellikle örgütün bütününe duyuldu u eklindeki bir algıya dayanmaktadır. Çoklu ba lılıkla ilgili bahsedilmek istenen, örgüt içerisinde birbirinden farklı ö elerin varlı ını ve bu ö elere farklı düzeylerde ba lılık geli tirilece ini öngörmektedir (Balay, 2000:28).

Di er bir ifadeyle çoklu ba lılık yakla ımı i görenlerin örgütlerine, mesleklerine, mü terilerine, yöneticilerine ve i arkada larına farklı ba lılık göstereceklerini kabul etmektedir. Bu nedenle çoklu ba lı a neden olan faktörleri belirlemek için bir örgütle ilgili çe itli grupların belirlenmesi gerekmektedir. Çoklu ba lılı ın kaynakları, çe itli gruplar, i görenler, mü teriler, yöneticiler, sendikalar ve genel anlamda kamuoyundan olu maktadır (Gül, 2002:50).

Di er bir ifadeyle ‘ görenlerin ba landı ı ey nedir?’ sorusunun cevabı ‘örgütsel amaç ve de erler’ olmamalıdır. Örgütü olu turan spesifik gruplar ve bu grupların amaçları dikkate alınmalıdır. Örgüt içinde i görenlerden birinin örgüte ba lı olmasının sebebi, örgütün kaliteli ürünleri uygun fiyata satması olabilirken; di er bir i gören için örgütün ta ıdı ı insancıl de erler örgüte ba lanmasını sa lamaktadır (Cengiz, 2001:45).

Bu ba lılık yakla ımı i görenin ba lı oldu u unsur veya unsurları bulmaya çalı maktadır. Ayrıca bu yakla ıma göre, örgüt tek ba ına i görenin ba lılık ta ıdı ı unsur olma özelli ine sahip de ildir. Örgütü olu turan takımlar, hissedarlar, kamuoyu birçok grup ba lılı ın kayna ını olu turmaktadır (Cengiz, 2001:45-46).