• Sonuç bulunamadı

ekil 4: Üç Boyutlu Örgütsel Ba lılı ın Genel Bir Model

2.1.3. Örgütsel Ba lılı ı Etkileyen Faktörler

2.1.3.1. Örgütsel Ba lılı ı Etkileyen Bireysel Faktörler

görenlerin örgütleri ile ilgili algılamalarını etkileyerek örgütsel ba lılıklarının düzeyini ve türünü farklıla tırabilen bireysel nedenler demografik ve ki ilikle ilgili de i kenlerden olu maktadır (bkz ekil 6). Demografik de i kenler cinsiyet, ya , medeni durum, çalı ma süresi, e itim düzeyi ve pozisyonudur. Ki ilikle ilgili de i kenler ise i görenlerin sahip oldukları beklentiler ve de erlerdir (Tolay, 2003:17).

Cinsiyetin duygusal ba lılık üzerindeki etkisinin ara tırıldı ı bir çalı mada, erkeklerin duygusal ba lılık düzeylerinin, bayanlara göre, daha yüksek oldu u sonucuna ula ılmı tır. Bunun en önemli nedeni, çalı maya katılanlarının ço unun erkek olmasından kaynaklandı ı belirtilmi tir (Tolay, 2003:89). Ege Bölgesi’nde Didim, Ku adası, Çe me ve Marmaris’te faaliyet gösteren be yıldızlı otel i letmelerinde yapılan bir çalı mada, erkeklerin duygusal ve normatif ba lılıklarının bayanlara göre daha yüksek oldu u, bayanların devam ba lılıklarının ise erkeklerinkinden daha yüksek oldu u sonucuna ula ılmı tır (Güçlü, 2006:150). Cinsiyet ile örgütsel ba lılık arasındaki ili kiyi belirlemek için yapılan ba ka bir çalı mada ise, cinsiyet ile örgütsel ba lılı ın duygusal ve devam boyutlarıyla istatistiksel olarak anlamlı bir ili kisinin bulunmadı ı ortaya çıkarılmı tır (Joiner ve Bakalis, 2006:446).

görenin davranı larını etkileyen bireysel de i kenlerden biriside ya faktörüdür. Ya ile örgütsel ba lılık arasındaki ili ki çe itli ara tırmalarda incelenmi tir. Yapılan ara tırmalara göre ya ile örgütsel ba lılık arasında çe itli düzeylerde bir ili kinin varlı ı söz konusudur. Türkiye’de kamu kurumlarında yapılan bir ara tırmada, i görenlerin ya ları ilerledikçe, meslekteki süre artıkça ve medeni halleri evlilikten yana de i tikçe örgütsel ba lılıkları; bireysel ve örgütsel

de erler arasındaki uyumdan ve i görenlerin memnuniyetinden kaynaklanan duygusal ba lılıkları ve kendini kuruma adamayı ve sadakati te vik eden bir kültürden ortaya çıkan normatif ba lılıkları artmaktadır. Ancak i görenlerin kurumda geçirdikleri süre ve ya larının ilerlemesinin devam ba lılı ına herhangi bir etkisi bulunmadı ı görülmü tür. Bunun en önemli nedeni Türkiye’de kamu kurumlarında ömür boyu istihdam garantisi olması ve kamu çalı anlarının genellikle i lerinden ayrılmamaları, devam ba lılı ının temelini olu turan emeklilik hakları, kariyer, özel yetenek olu turma gibi kuruma yapılan ki isel yatırımların önemini azaltmaktadır (Durna ve Eren, 2005:218). Ya ın duygusal ve normatif ba lılık üzerindeki etkisinin ortaya çıkarıldı ı bir ara tırmada, ya ı ileri olan i görenlerin duygusal ba lılıklarının, genç çalı anlara göre, daha yüksek oldu u ara tırma sonucunda ortaya çıkarılmı tır. Bunun en önemli nedeni ise, ya ı ileri olanların daha iyi ve üst düzey pozisyonlarda görev yapmalarına, örgüt üyeliklerini ispatlamı olmalarına ve sonuçta i doyumlarının, genç çalı anlara göre, daha yüksek olmasıyla ili kilendirilmektedir. Bunun yanı sıra, ya ilerledikçe i gören için piyasadaki i fırsatlarının azalması ve örgütteki bireysel yatırımların fazlalı ı, örgütten ayrılma kararı almayı zorla tırarak devamlılık ba lılı ının artmasına neden olabilmektedir (Tolay, 2003:89). Ya faktörü ile örgütsel ba lılık arasındaki ili kiyi belirlemek amacıyla, hastanelerde yapılan bir çalı mada, ya ile örgütsel ba lılık arasında pozitif yönlü bir ili kinin bulundu u ortaya çıkarılmı tır (Steers, 1977:51-52). Hastanelerde hem ireler üzerinde yapılan ba ka bir çalı mada da istatistiksel olarak benzer sonuca ula ılmı tır (Lok ve Crawford, 1999:371).

Örgütsel ba lılı ı etkileyen bireysel faktörlerden birisi olan ya ile ilgili yapılan çalı maların aksine, i görenlerin ya ları ile örgütsel ba lılıkları arasında negatif yönlü bir ili kinin bulundu u görülmektedir. görenlerin fiziksel olarak yorulmaları sonucunda belirli bir ya tan sonra bulundukları örgütten ve hatta sektörden ayrılmak bu ili kinin negatif yönlü olmasına neden olmaktadır (Yalçın ve plik, 2005:408). Ürdün’de özel ve kamu sektörlerinde çalı an 332 orta düzey yönetici üzerinde yapılan çalı mada da ya ile örgütsel ba lılık arasında negatif bir ili kinin oldu u, di er bir ifadeyle genç olan i görenlerin örgütsel ba lılıklarının

ya lı i görenlere göre daha fazla oldu u ortaya çıkarılmı tır (Al-Qarioti ve Al- Enezi:2004:344).

görenlerin örgütlerindeki tutum ve davranı larında medeni durumun da önemli bir etkisi oldu u ileri sürülmektedir. Eker, Northcraft ve Neale’nin yaptı ı ara tırmalarda, çalı an i görenlerin bekar ya da evli olu unun, i de i tirme oranını etkileyen faktörlerden biri oldu u ve i görenler arasında evli olanların örgütsel hizmet sürelerinin bekarlara göre, üç kat daha fazla oldu u saptanmı tır (Tolay, 2003:19). Ancak, otel i letmelerinde yapılan bir ara tırmada i görenlerin medeni durumları ile duygusal ba lılıkları arasında anlamlı bir ili ki bulunmadı ı sonucuna ula ılmı tır (Karatepe ve Uluda , 2007:656). Medeni durum ile ilgili benzer bir çalı ma da Meyer ve Allen (1997:44) tarafından yapılmı olup medeni durum ile duygusal ba lılık arasında anlamlı bir ili kinin bulunmadı ı anla ılmı tır. Benzer bir sonuç da, Türkiye’de ilaç üretim ve da ıtım sektöründe faaliyet gösteren firma çalı anları üzerinde yapılan bir ara tırmada ortaya çıkarılmı tır (Kele , 2006:153).

Medeni durumun yanı sıra i görenlerin çocuk sahibi olup olmamaları duygusal ba lılıklarını etkilemektedir. Karatepe ve Uluda ’ın (2007: 660) otel i letmelerinde yapmı oldukları bir ara tırma sonuçlarına dayanarak, çocuk sayısı artıkça i görenlerin örgütlerine olan duygusal ba lılıklarının azaldı ını belirtmektedir. Bunun en önemli nedeninin ise, çocuk sayısının artması i görenlerin ailelerine ayırdıkları zamanın örgütlerine ayırdıkları zamandan daha fazla olmasına neden olmakta, bunun sonucunda da i görenlerin örgütlerine olan duygusal ba lılıkları azalmaktadır.

Örgütsel ba lılı ı etkileyen bireysel faktörlerden birisi de hiyerar ik yapıda bulunulan pozisyondur. Bu faktöründe ara tırıldı ı bir çalı mada örgüt hiyerar isinde üst kademelere çıkıldıkça duygusal ve normatif ba lılı ın arttı ı; buna kar ılık, devam ba lılı ın azaldı ı ortaya çıkarılmı tır. Sonuçların bu ekilde çıkmasının en önemli nedeni, örgütün üst kademelerde görev alan i görenlerin, i lerini nasıl yapacakları konusunda daha ba ımsız olmaları, karar alma ve inisiyatif kullanma özgürlü üne sahip olmalarıdır (Tolay, 2003:90).

Örgütsel ba lılı ı etkileyen önemli di er bireysel faktör ise örgütteki çalı ma süresidir. Örgütsel ba lılı ın, uyum, özde le me ve içselle tirme boyutu ile i letmede çalı ılan zaman ile yapılan ara tırmaya göre; uyum ile i letmede çalı ma zamanı arasında negatif, özde le me ile çalı ma zamanı arasında pozitif, içselle tirme ile herhangi bir ili ki bulunmamaktadır (O’Reilly III ve Chatman, 1986:497).

Örgüt içerisinde herhangi bir pozisyonda çalı ılan süre ve örgütte çalı ılan toplam süre ile örgütsel ba lılık arasında bir ili kinin oldu u, ili kinin yönünün ise; i görenin örgütteki toplam çalı ma süresi ile ba lılık arasında olumlu, aynı pozisyonda geçirilen yıl sayısı ile ba lılık arasında ters bir ili ki bulunmaktadır (Balay, 2000:58). Benzer bir çalı maya göre i görenlerin örgütte çalı ılan toplam süre ile davranı sal ba lılık arasında pozitif yönlü bir ili ki bulunmaktadır (Mottaz, 1989b:152).

Tolay’ın (2003:90) yapmı oldu u bir ara tırma sonucuna göre; çalı ma süresinin örgütsel ba lılı ın her üç bile eni ile ili kisi bulundu u, çalı ılan süresi artıkça i görenlerin duygusal, devamlılık ve normatif ba lılıklarının da arttı ı görülmektedir. Örgütte çalı ılan süre artıkça i görenlerin i deneyimleri, özerklik ve ba ımsızlık düzeyinin artması ve daha üst düzey pozisyonlara gelebilmeleri duygusal ba lılı ın geli mesine yol açmaktadır. Di er taraftan sürenin artmasına ba lı olarak örgüte yapılan her türlü yatırım ve sosyal ili kilerin artması örgütten ayrılmanın maliyetini artıraca ından devam ba lılı ın da geli mesine neden olmaktadır. Ancak yapılan ba ka bir çalı mada özerkli in tek ba ına duygusal ba lılık üzerinde etkisinin olmadı ı ortaya çıkarılmı tır (Conway ve Monks, 2008:80).

Toplam çalı ma süresi ile örgütsel ba lılık arasında daha önce yapılan çalı maların tersine, otel i letmelerinde çalı an i görenler üzerinde yapılan çalı maya göre, otelde çalı an i görenlerin i letmedeki toplam çalı ma süreleri ile örgütsel ba lılıkları arasında ters yönlü bir ili kinin oldu u sonucuna ula ılmı tır. Bunun en önemli nedeni, otelde çalı an i görenlerin bulundukları i letmeye uzun süre

çalı maları sonucunda verdikleri hizmetin kar ılı ını alamadıklarına inanmalarının bu sonuçta etkili oldu u dü ünülmektedir (Yalçın ve plik, 2005:409).

görenlerin e itimli olup olmaması da örgütsel ba lılı ı etkilemektedir. Mottaz’ın yapmı oldu u çalı mada; e itimin hem tutumsal hem de davranı sal ba lılık üzerinde önemli negatif bir etkisi bulunmaktadır. Bunun en önemli nedenleri arasında e itim düzeyi yüksek i görenlerin e itimi daha dü ük i görenlere nazaran i letmeden beklentileri ve standartları yüksektir. Bu nedenle kendilerine e it düzeyde sa lanan imkanlar, daha fazla e itim almı i görenlerin örgütsel ba lılı ını azaltmaktadır. Di er bir neden ise e itimli i görenler örgütün kendilerine sa layaca ı imkanlardan daha fazla düzeyde beklenti içinde olduklarından e itimli i görenlerin örgütsel ba lılıkları az olmaktadır (Mottaz, 1989b:154-155).

E itim ile örgütsel ba lılık arasındaki ili kinin belirlenmesine yönelik yapılan benzer bir çalı ma sonuçlarına göre; i görenlerin e itim düzeyi artıkça örgütsel ba lılıkları azalmaktadır. Bunun olası nedenlerinden birisi de daha yüksek düzeyde e itim alanların, daha yüksek düzeyde beklentiler içerisinde olmaları ve di erlerine göre daha fazla i alternatiflerine sahip olmalarıdır (Yalçın ve plik, 2005:409). Steers’ın (1977:51-53) yapmı oldu u benzer bir çalı mada da e itim ile örgütsel ba lılık arasında negatif yönlü bir ili ki bulunmaktadır. Bir i görenin e itim düzeyi yükseldikçe, örgütler için i görenlere sa lanacak etkili ödüllerde güçle mektedir. Bu nedenle e itim seviyesi ile örgütsel ba lılık arasında negatif bir ili ki bulunmaktadır. Avusturalya’da, part time çalı an akademik personel üzerinde yapılan bir çalı mada, e itim seviyesi yüksek olan bu ki ilerin dü ük düzeyde bir devam ba lılı ına sahip oldu u görülmü tür (Joiner ve Bakalis, 2006:448).

Boon ve Arumugam (2006:110), Malezya’da yarı iletken ürün üreten 6 büyük firmanın 377 çalı anı üzerinde yapmı oldukları çalı mada; cinsiyetin, ya ın ve hizmet süresinin örgütsel ba lılık ile ili kisinin bulundu unu ortaya çıkarmı lardır. Di er bir ifadeyle, erkeklerin bayanlara göre ba lılıklarının daha yüksek oldu u, ya lı i görenlerin genç i görenlere göre örgütsel ba lılıklarının daha yüksek oldu u,

ancak hizmet süresi ile örgütsel ba lılık arasında önemli derecede negatif bir ili kinin bulundu u ortaya çıkarılmı tır.

Yukarıda yapılan çalı maların aksine, yapılan ba ka çalı malarda bireysel faktörler ile örgütsel ba lılık arasında herhangi bir ili kinin olmadı ı sonucuna ula ılmı tır. Çakar ve Ceylan (2005), örgütsel ba lılık konusunda bahsedilen pek çok çalı manın aksine ya , cinsiyet, hizmet yılı, e itim düzeyi gibi de i kenler ile örgüte ba lılık arasında istatistiksel olarak anlamlı ili kiye rastlanmadı ını belirtmi tir. Chow’un (1994:8) Hong Kong ve Taiwan’da çalı an Çinli yöneticiler üzerinde yapmı oldu u bir çalı mada demografik de i kenleri olu turan; ya , cinsiyet, e itim durumu, çalı ma süresinin örgütsel ba lılıkla, istatistiksel olarak bir ili kisinin bulunmadı ını ifade etmi tir. Lok ve Crawford’un (1999:371) yapmı oldu u bir ara tırmada, e itim düzeyi, hizmet yılı, ve i deneyimi ile örgütsel ba lılık arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ili kinin bulunmadı ı sonucuna ula mı lardır. Çin’de özel ve kamu kurulu larında çalı an toplam 113 ki i üzerinde yapılan bir ara tırmada iki kurulu ta da çalı anların demografik özellikleri ile duygusal ba lılıkları arasında bir ili kinin bulunmadı ı sonucuna ula ılmı tır (Yu ve Egrı, 2005:349).

Bireylerin sahip oldu u de erler de örgütsel ba lılı ı etkilemektedir. Kamu sektöründe bireysel ba arı güdüsü ile örgütsel ba lılı ı ölçmek için yapılan bir çalı maya göre; bireysel ba arı güdüsünü olu turan hırslı olma ve ba arıya inanma, üstünlük ve farklı olma, bireysel sorumluluk alma gibi bireysel faktörler ile örgütsel ba lılı ın; duygusal, devam ve normatif ba lılıkları arasında çe itli düzeylerde ili kiler bulunmaktadır. Bu ili kiye göre, ba arı güdüsü ba ımsız de i kenlerinin tamamı ele alındı ında, bireysel sorumluluk almanın örgütsel ba lılı ın üç ba ımlı de i keni ile bir etkile im içinde oldu u ancak, bu güdünün ili kisi devam ba lılı ı ve normatif ba lılıkla pozitif, duygusal ba lılıkla negatiftir. Hırs ve ba arıya inanma güdüsü ile üstünlük ve farklı olma güdüsü ise sadece duygusal ba lılı ı pozitif etkilemektedir (Kaya ve Selçuk, 2007:186).

Karatepe ve Uluda ’ın (2007:660) yapmı oldu u benzer bir çalı mada, i görenlerin motivasyonunu artıran içsel motivasyon (ba arı güdüsü, ba arıya

inanma, memnuniyet) faktörlerinin, duygusal ba lılıkla yüksek düzeyde ve pozitif yönlü bir ili kisinin oldu u ortaya çıkarılmı tır. Ayrıca yapılan aynı çalı mada i görenlerin i i ve ailesi arasında ya adı ı çatı mayla ili kili olan ve i tatminsizli ine neden olan duygusal tükenmi lik; duygusal ba lılı ı azaltan ve i ten ayrılma niyetini artıran bireysel faktörlerden birisini olu turmaktadır.