• Sonuç bulunamadı

2.3. Dürzîliğin Ortaya Çıkışı

2.3.2. Hamza bin Ali

Dürzîliğe adını veren ilk dailerden olan Ed-Dürzî ile aynı zaman diliminde yaşamasına rağmen, Dürzîlik dininde daha kutsal bir yere sahip olan Hamza bin Ali bulunmaktadır. Dürzîler Hamza’nın Hâkim ile aynı gün doğduklarını iddia etmektedirler. Bu iddia muhtemeldir ki kendisine atfetmek istedikleri yüksek mertebeden kaynaklanmaktadır. Hamza, günümüz İran sınırlarının doğu tarafında dünyaya gelmiş ve ilk gençlik yıllarını burada geçirmiştir. Kendisi daha sonra Mısır’a gelmiştir. Hamza’nın İsmaili daisi olup olmadığı konusunda ise tarihçilerin farklı görüşleri bulunmaktadır. Çoğunluğu oluşturan tarihçiler

212 Tekindağ, 1954: 143-156. 213 Betts, 2009: 71-85.

kendisinin bir dai olarak değil, siyasi bir kimlikle Kahire’de Hâkim’in yanında yükseldiğini belirtmektedirler. Dürzîler Hamza’nın, Dürzî daveti 1017 senesinde müjdelediğini söylemektedir. Bu bağlamda kendisi Dürzî inancının Hâkim’den sonra gelen en önemli kişisi olarak öne çıkmaktadır. Öyle ki 1017 senesinde Hamza’nın davetinin başlamasını takvimlerinin de başlangıcı kabul etmektedirler. Söz konusu takvimlerinin başlangıcından

itibaren de Hamza Seneleri olarak adlandırmaktadırlar.214

Dönemin tarihçisi El-Antaki Hamza’nın İsmaililer tarafından sevilmemesinden sıklıkla bahsetmektedir. Bunun nedeni Hamza’nın Ed-Dürzî ile birlikte gizliden İsmaili mezhebinin öğretilerini tahrif etmeleri olarak gösterilmektedir. Ed-Dürzî’nin ölümünün ardından Hamza aceleci davranmadan daveti gizlice sürdürmeye özen göstermiş ve açık bir şekilde daveti yapmadan önce ortamın olgunlaşmasını beklemiştir. Ortamın uygun olduğunu düşündüğü 1017 yılında ise daveti açıkça yapmaya başlamıştır. Kendisinin Ed-Dürzî’ye nazaran Hâkim tarafından daha çok tutulduğu tarihçilere göre söylenebilir. Bunun nedeni stratejik zekâsının daha iyi olmasıdır. Ed-Dürzî’nin Betts’e göre Hâkim tarafından öldürülmesinin ardından da Hamza’nın Dürzîliğin yayılması konusunda tamamen başa geçtiği gözlemlenebilmektedir. Bu bağlamda kendisinin Dürzîlik açısından Hâkim’den sonra gelen

şahıs olması da tesadüf olarak görülmemelidir.215

İsmaililerin Dürzî davet açıkça ilan edildikten sonra kendilerine tepki vermesinin bir diğer nedeni ise siyasi olarak İsmaililerin taraftar kaybetmesi olarak gösterilebilir. Zira Dürzîlik özellikle kendisine şehirde yer bulamayan, ekonomik olarak zor durumda olan ve bilhassa cahil halk tarafından fazlaca taraftar kazanmıştır. Bunun bir diğer nedeni de Dürzîliğe geçiş yapacağı takdirde hem ekonomik hem de toplumsal statü açısından iyi yerlere gelebileceğini düşünenler olmasından kaynaklanmıştır. Bu bağlamda İslam’ın genel inanışına ne kadar ters gözükse de Dürzîlik kısa süre içerisinde ciddi taraftar toplayıp İsmaililiğe karşı

rakip siyasi bir oluşum olarak da ön plana çıkmıştır.216

Hamza’nın Ed-Dürzî’den farklılaşmasını sağlayan en büyük etkenlerden birisi de artık kendi askeri birliklerini oluşturmaya başlaması olarak değerlendirilebilir. Hamza’nın stratejik zekâsı sayesinde, devlette yükselmesinin ardından kendisi için çeşitli imtiyazları Hâkim aracılığıyla elde etmiştir. Hamza, Dürzî inancını bir yandan örgütlendiği camide devam ettirmekte iken bir yandan da Hâkim ile fikir teatisinde bulunmuştur. Her ne kadar Fatımi halifesi unvanıyla başta olsa da neticede İsmaili ve Sünni çoğunluklu bir toplumu oluşturan

214 Şenzeybek, 2012: 112.

215 Şenzeybek, 2012: 113. 216

devlette yeni bir din inşa etmek, birçok kurumun isyanıyla sonuçlanabileceği için, Dürzîler Hamza önderliğinde kendi örgütlenmelerini de tamamlamaya çalışmışlardır. Bu manada Hamza, Hâkim’e İsmaili ve Sünni cemaatler tarafından tehdit altında olduğunu belirtmiş ve emrine askeri birlikler gönderilmiştir. Böylece Hamza kendisinin tehdit edilmesinden kaynaklı mağduriyetini iyi kullanarak silahlı güç de elde etmiştir. Dolayısıyla Dürzîlik

kurumsallaşmaya onun döneminde başlamıştır.217

Hâkim aynı zamanda halife iken Hamza önderliğinde örgütlenen Dürzîlerin de kendi başlarına teşkilatlı askeri güç elde etmesi devlet içerisinde adeta farklı bir devlete yol açan, iç içe geçmiş iki kümeyi andıran siyasi durum ortaya çıkarmıştır. Söz konusu durum Hamza’nın kayda değer başarısı olarak değerlendirilebilir.

Hamza, hem devlet kademesinde Hâkim tarafından korunmasıyla, hem de askeri birlikler edinmesiyle birlikte Kahire’de daha rahat hareket edebilme imkânı bulmuştur. Bunun üzerine Dürzîlik tebliğini daha fütursuzca yapmaya başladığı tarihçiler tarafından bildirilmektedir. Bunlardan en ünlüsü ve daha sonra Dürzîlerin coğrafyasını belirleyecek olan camii baskını ise toplumsal bölünme açısından önemlidir. Kahire’de günümüzde hala mevcut olan Reydan Camii’ne Hamza ve taraftarları girmiş ve Dürzîliği tebliğ etmiştir. Bu tebliğden sonra camii imamı ve cemaat tarafından tepkiyle karşılaşan Dürzîlerden birçok kimse öldürülmüştür. Buradan kaçmayı başaran Hamza ise Hâkim’e olayı bildirerek Dürzîleri öldürenlerden birçok kişiye ölüm cezası verdirtmiştir. Bu ve bunun gibi olaylar Dürzîler ile toplum arasında ciddi bir hizipleşmeye yol açmıştır. Ayrıca Hâkim’in de toplumla arasına büyük mesafe girmesine neden olmuş, devletin adalet sistemine güven sarsılmıştır. Hâkim’in kız kardeşi Sittül Mülk başta olmak üzere, devlet kademesindekilerden de Hâkim’e karşı

tavırlar artmıştır.218

Hamza ve taraftarlarına artan tepki nedeniyle Dürzîler açık davet döneminden sonra belli bir süre daha gizlilik dönemine girmiştir. Bu dönem takribi bir sene civarı sürmüştür. Devletin üst kademelerinde yaşanan bölünme ve halifeye güvensizlik ortamında Hamza, Dürzîliği gizliden de olsa yaymaya devam etmiş, Dürzîlerin tutunabileceği coğrafyayı bu aşamada tamamen belirlemişlerdir. Söz konusu bölünmeden sonra günümüzde de Cebel-i Dürüz olarak adlandırılan Beyrut’un güney doğusundaki dağlık arazi başta olmak üzere civar

bölgeye Dürzîler kalıcı olarak yerleşmişlerdir.219

Hamza, Dürzî davetinden kaynaklanan karışıklığın ardından ortadan bir kez kaybolmuştur. Hamza’nın ikinci ve nihai ortadan kaybolması ise Hâkim’in ölümünden birkaç

217

Şenzeybek, 2012: 116.

218 Roussel, 2011: 45-69. 219 Hazran, 2009: 459-487.

ay sonrasıdır. Hamza takipçilerine gaybetiyle alakalı bir risale bırakmıştır. Söz konusu risalede kendisinden sonra gelmesi muhtemel olan her hangi birisinin ilahlık tebliğinde bulunmasının kesinlikle bir hileden ibaret olacağını haber vermiştir. Böylelikle Hâkim’in ilahlığını kendince garanti altına alırken, kendisini de bunu tebliğ eden peygamber konumuna

getirmiştir.220

Hamza, Hâkim’in ölümünden sonra birkaç ay beklemiştir zira cemaatten kopuşların yaşanmaması için durum değerlendirmesi yaparak planlı hareket etmiştir. Cemaatin dağılmasını önlediğini düşündüğü anda da ortadan kaybolmuştur. Ortadan kaybolmasının nedenlerinden bir diğeri ise kendisini destekleyecek her hangi bir siyasi otoritenin kalmaması olarak gösterilebilir. Zira Hâkim’in yerine gelen oğlu Zahir kendisi ve cemaatine ciddi

manada düşmanlık beslemiştir.221

Hamza’nın öldürüldüğü ya da ortadan kaybolduğu yönünde çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetlerden ilki Dürzîlerin görüşüdür. Dürzîler Hamza’nın 1046 senesinde hala hayatta olduğunu ve Tuva vadisinde risaleler kaleme aldığını söylemektedirler. Dürzîlerin ortaya çıktığı dönemim tarihçisi Antaki ise Hamza’nın Zahir döneminde şiddetli baskılara maruz kalıp önce kaçtığından bahsetmektedir. Fakat daha sonra Hamza’nın yakalandığı ve öldürüldüğünü belirtmektedir. Hamza’yı öldüren Fatımi devleti bununla birlikte Dürzîlere de dinlerini terk etmeleri ve İslam’a geri dönmelerini emretmiş, çok sayıda Dürzî’yi de öldürmüştür. Netice itibariyle Hamza’nın ölümüne dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Hamza birinci ihtimale göre Hâkim’in ölümünün ardından, takip eden birkaç ay içerisinde çıkan karışıklık sırasında devlet yetkilileri tarafından öldürülmüştür. Ya da Hamza Kahire’yi tamamen terk edip Levant bölgesine günümüz Dürzîlerinin yaşadığı

bölgeye gelerek ölene dek faaliyetlerine burada gizli bir şekilde devam etmiştir. 222

Hamza konum olarak çok önemlidir zira Dürzîlerin peygamberi mertebesindedir. Bunun yanında Dürzîlikte tebliğin süresinin bittiği ve dine katılımın sonlandırıldığı bir müddet vardır. Bu müddet Hamza ile birlikte kapanmamış, Hamza’dan sonra daveti devam ettiren Bahauddin görevi devralmıştır. Bahauddin’den sonra Dürzîlik kapalı bir topluluğa geçiş yaşamıştır.