• Sonuç bulunamadı

Dünya’daki sürdürülebilir ulaşım düzenlemeleri

2. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.3. Sürdürülebilir Ulaşım Düzenlemeleri

2.3.1. Dünya’daki sürdürülebilir ulaşım düzenlemeleri

Önümüzdeki yüzyılda insanların büyük çoğunluğunun kentlerde yaşayacağı, kentsel yaşamın gelişmesi ile ulaşıma yönelik yatırımların kentlerde yoğunlaşacağı gerçeğinden yola çıkılarak, kent içi ulaşıma verilen önem artmıştır. Bu kapsamda, uluslararası platformda, kentsel alanlara yönelik yapılan antlaşmalara tarihsel süreç içinde aşağıda sırası ile değinilmektedir.

 Çevre Etkileri Değerlendirmesi (ÇED) Yönergesi ve Kyoto Sözleşmesi ÇED, 1969 yılında ABD’de yürürlüğe giren Ulusal Çevre Politikası Kanunu (National Environmental Policy Act) kapsamında gündeme gelmiş ve halen tüm dünyanın en etkin çevre yönetim aracı durumundadır. ÇED’in genel amacı “ekonomik ve sosyal gelişmeyi önlemeden, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerinin önceden tespit edilip gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak”tır (URL3). Bu amaç doğrultusunda ulaşıma yönelik hazırlanan raporda çoğunlukla otomobillerden ve motorlu taşıtlardan kaynaklı çevre kirliliğine değinilerek, sera gazı salınımının azaltılması için yeni politikaların üretilmesi desteklenmiştir. Bu kapsamda hazırlanan protokollerde halk katılımının sağlanmasına yönelik kararların geliştirildiği ve Amerika ile İngiltere’nin kabul edildiği protokol dışında ulaşımın sosyal sürdürülebilirliğine ilişkin kararlar ortaya konmamıştır (Bk: Ek:1) .

Kyoto sözleşmesinin genel amacı ise “atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun, iklime tehlikeli etki yapmayacak seviyelerde dengede kalmasını sağlamak”tır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) içinde imzalanan Kyoto sözleşmesini kbul eden ülkeler, yerleşmelerde karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer gazların salınımını azaltmaya yönelik politikaların oluşturulacağını taahhüt etmişlerdir. ÇED yönergesinde olduğu gibi Kyoto sözleşmesinde de sürdürülebilir ulaşımın ekonomik ve çevresel boyutu değerlendirilmiş ancak sosyal sürdürülebilirliğe yönelik sadece bütünleşik ulaşım planlamasının gerekliliği vurgulanmış ve sürdürülebilir ulaşımın sosyal sosyal boyutuna ilişkin diğer (eşitlik, erişebilirlik, sağlık

ve güvenlik, bireysel sorumluluk, kültürel değer-alışkanlıklar) parametrelere değinilmemiştir (URL13).

 Avrupa Kentsel Şartı

Avrupa Kentsel Şartı 1980-1982 yılları arasında Avrupa Konseyi tarafından düzenlenerek “Kentsel Rönesans İçin Avrupa Kampanyası” kapsamında geliştirilmiştir. Avrupa Kentsel Şartına göre; Avrupa yerleşimlerinde yaşayan kentliler güvenlik, kirletilmemiş sağlıklı çevre, istihdam, konut, dolaşım, sağlık, spor ve dinlence, kültür, kültürler arası dayanışma, kaliteli mimari ve fiziksel çevre, katılım, ekonomik kalkınma, sürdürülebilir kalkınma, doğal kaynaklar ve zenginlikler, kişisel bütünlük, yönetimler arası işbirliği, eşitlik başlıklarıyla sıralanan haklara sahiptir. Şartın diğer anlaşmalara göre en belirgin özelliği hükümetlerin değil, yerel yönetimlerin imzasına açılmış olmasıdır. Avrupa Kentsel Şartının ortaya çıkış nedenleri ulaşım açısından değerlendirildiğinde özellikle beş maddenin öne çıktığı görülmektedir. Bunlar;

 Özellikle bireysel ulaşım türüyle (özel araçlarla) yapılan yolculukların azaltılması,

 Hareketliliğin, yaşanabilir bir kent oluşturmaya yönelik düzenlenmesi ve çeşitli ulaşım alternatiflerine izin verilmesi,

 Sokakların sosyal mekan olarak algılanması ve düzenlenmesi,

 Değişim ve dönüşüme yönelik olarak sürekli eğitim ve öğretim çabası içinde olunması,

 Kentlerdeki özürlü ve sosyo-ekonomik bakımdan engelliler için düzenlemelerin yapılmasıdır (Anonim 1996/d). Bu çalışmaların detayları ve şartın ortaya çıkış nedenleri Ek 2 de belirtilmiştir.

Sonuç olarak, Avrupa Kentsel Şartının yaşam kalitesi ve halk katılımı üzerinde önemle durarak sosyal sürdürülebilirlik ilkelerini kapsayan maddeleri içerdiği görülmektedir.

 Avrupa Birliği Beyaz Dokümanları

Avrupa Birliği tarafından yayımlanan 1992 Beyaz Doküman raporunda alınan kararlar, ulaştırma politikalarını; ekonomik kararlar, eğitim uygulamaları, şehir trafiği düzenlemeleri, yeni ve gerekli yatırımlar, ulaştırma sektöründeki uygulamaya konulacak rekabet kuralları ve yeni, etkin, ucuz ve güvenli AR-GE (Araştırma Geliştirme) çalışmaları olmak üzere altı bölümde değerlendirilmiştir. Raporda ulaşıma yönelik alınan kararlarda ise toplu taşımın geliştirilerek bireysel otomobil kullanımının

azaltılacağı, kentte yaşayan herkesin eşit haklara sahip olduğu görüşü hakim olmuştur (URL30, Çalık 2008). Avrupa Birliği Beyaz Dökümanları raporunun amaçları ve bu amaçlara yönelik olarak genel ilkere Ek 3 de belirtilmiştir.

 Küresel Çevre Fonu (Global Environment Facility -GEF)

Küresel Çevre Fonu, BM Kalkınma Programı (UNDP), BM Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Bankası tarafindan yönetilen ortak bir programıdır (URL4).

Küresel Çevre Fonunun sivil destek programı olan ve yerel koruma çalışmalarını ve sürdürülebilir doğal kaynak kullanımını teşvik eden projeleri destekleyen Küçük Destek Programı (SGP) kapsamında, temiz ulaşıma yönelik destekler verilmektedir. Uygun teknolojiler ve ulaşım modelleri geliştirilmesi, uygulanması ve kullanımının sağlanması ile sera gazı etkisi yaratan gazların salınımını azaltmaya odaklanan Çevresel

Olarak Sürdürülebilir Ulaşımın Özendirilmesi isimli uygulama programı; özellikle

küçük ve orta büyüklükteki yerleşimlerde trafik yönetimi ve temiz yakıtların kullanılması yolu ile etkin, daha az kirleten ulaşım ve nakliye şekillerinin tanıtımı çalışmalarını, güvenli bisiklet yolları, daha iyi yaya olanakları, toplu taşıma uygun park yerleri gibi çalışmalarda yaya, bisiklet, paten gibi motorsuz ulaşımı özendirme çalışmaları ve yerel yönetimlerle ortak uygulama çalışmalarını, topluluklar ve sivil toplum kuruluşlarının, kara taşımacılığı salım standartlarının belirlenmesine ve bunların izlenmesine katılımlarını sağlamak için eğitim ve kapasite geliştirici etkinlikleri, uygun çalışmalar olarak nitelendirilmektedir.

Fonda genellikle ulaşıma yönelik çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkelerine yönelik projelerin teşvik edildiği ancak sosyal sürdürülebilirlik ilkelerine değinilmediği görülmektedir.

 Erişim-Avrupa Kentleri

Yeni bir hareket kültürü olarak, Erişim-Avrupa Kentleri adı altında 1994 Martında başlatılan kampanya, kentsel ulaşımda olumlu yönde bir değişimine neden olarak kent merkezlerindeki çevreyi ve hareketi iyileştirmeye yönelik yeni stratejiler geliştirilmesinde de önemli bir rol oynamıştır. Ortaya konan bu stratejilerde, ulaşımda yaşanan problemlerin trafik ile ilişkili olarak çevresel, ekonomik ve insan maliyetleri göz önünde bulundurularak aşılabileceği, erişim talebindeki alışkanlıkların değiştirilmesine yönelik stratejilerin ancak kentlilerle işbirliği yapılarak geliştirilebileceği ve bütün bunlar için halk katılımının gerekliliğine ilişkin politikalar geliştirilmiştir. Kampanya Avrupa Birliği’ne üye ve üye olmayan 140 yerel otoriteyi, sürdürülebilir hareketlilik ve erişilebilirliğin sağlanması için pratik çözümleri

geliştirmek ve tespit etmeye yönelik olarak bir araya getirmiştir. Erişimde ele alınan konular ağırlıklı olarak hareketlilik yönetimine odaklanmıştır (URL15). Erişim-Avrupa Kentleri kampanyasının amacı ve kampanya kapsamında ele alınan konular Ek 4’de detaylı olarak belirtilmiştir.

 Uluslararası Toplu Taşım Kurumu-(UITP)

Uluslararası Toplu Taşım Kurumu; kentlerin büyük çoğunluğunun ihtiyaçlarını yürüyerek, bisikletle ve toplu taşım ile karşılayabilmeleri, bu ihtiyaçlarını karşılamada yeterli servise sahip toplu taşımın parasal olarak satın alınabilir ve elde edilebilir olması, birbirinden uzak olan kent merkezleri arasındaki seyahatlerin toplu taşımla sağlanması, bu seyahatleri bireysel araçlarla yapanların, tüm ekonomik ve çevresel maliyeti ödemeleri, karayolu sisteminin kapasitesinin ve yönetiminin, sosyal maliyetler de göz önünde bulundurularak hesaplanması ve bu şekilde otoyol kapasitesine olan taleple dengede olmasını sağlamak için, hükümet eylem planı hazırlamıştır (URL5). Eylem Programında;

 Yürüyüşü, bisiklet kullanımını, toplu taşımı desteklerken araba ile yapılan yolculuk ihtiyacını azaltan, tüm yolculuk taleplerini azaltıcı bütünleşik arazi kullanımı ve ulaşım planlamasının desteklenmesi,

 Kazaları ve gürültüyü de içeren, arazi maliyeti ve istihdama olan etkilerini de gözeten, sosyal ve çevresel hesabı içeren dengeli kararlarının verilmesi,

 Kullanıcıya ne kadar çabuk benimsetilirse, etkilerin o kadar çabuk olumlu sonuçlarının doğacağının bilinçlendirilmesi,

 Trafik yönetimi ve park politikaları ile otobüsler ve tramvaylar için yol koşullarını iyileştirici toplu taşım kullanımının özendirilmesi,

 Yüksek kalitede ve enerji verimli toplu taşım yatırımlarının kolaylaştırılması,

 Gelişmekte olan ülkelerde toplu taşıma yönelik ilerlemeleri, ekonomik olarak desteklemek konusunda görüş birliğinin oluşturulması konularına değinilmektedir.

Çevre ve yaşam kalitesini sağlamada önde gelen bir faktör olan ulaşıma yönelik önlemler ve yasal düzenlemelerde, kentsel dokuyu yeniden tanımlamaya, üretmeye, korumaya, bu günkü ve gelecekteki gereksinimleri karşılayabilmek için çevre ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik bütünleşik ulaşım yaklaşımları ortaya konmakta, önemli ulaşım arterlerinin, toplu taşım hatlarının, park yerleri ve benzerlerine ilişkin kararların alındığı önlemlerin yanısıra ulusal, bölgesel ve yerel ölçeklerde, hiyerarşik bir stratejinin belirlendiği, ülkesel ölçekte tanımlanan genel ilkeler ve prensiplerin, bölgesel

ve yerel ölçekte detaylandırıldığı önlemler ele alınmaktadır. Kurumun genel politikaları, toplutaşımın, bisiklet ve yaya ulaşımının desteklenmesi yönünde çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkeleriyle örtüşmekle birlikte sosyal sürdürülebilirliğe yönelik bütünleşik planlamanın desteklenmesi üzerinde de önemle durmaktadır (Anonim 2001/c).

 Leipzig Şartı

AB ülkelerinin kentsel gelişim ve bölgesel uyumdan sorumlu bakanlarının 24-25 Mayıs 2007’de Leipzig’de gerçekleştirdikleri gayriresmî toplantıda kabul edilen Leipzig Şartı, Avrupa kentlerinde sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik entegre kentsel gelişme politikası yaklaşımlarından daha çok yararlanılmasını ve kent bütünü içinde geri kalmış mahallelere özel önem verilmesini hedeflemektedir (URL6). Belirlenen hedeflere yönelik uygulama araçlarına Ek 5’de detaylı olarak değinilmiştir.

Dünya’daki yasal ve yönetsel çerçevede sürdürülebilirliğe yönelik yapılan çalışmalarda çoğunlukla çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliğe önem verildiği buna karşın sosyal sürdürülebilirliğe yönelik olarak sadece halk katılımının üzerinde durulduğu görülmektedir. Sosyal boyutun bütün ilkeleriyle birlikte detaylı olarak ele alındığı tek çalışma Leipzig Şartıdır.