• Sonuç bulunamadı

Şema 4.1. Kahramanmaraş’ta bulunan Sinemilli Ocağı’nın alt kolları

5. SİNEMİLLİ OCAĞI’NDA İNANÇ YAPISI 1. Allah

5.13. Dört Kapı Kırk Makam

Anadolu Aleviliği, öğretisini Hacı Bektaşı Veli’nin adına bağlanan “Dört Kapı Kırk Makam” eğitim sisteminden almıştır. Hacı Bektaşı Veli, Kırk Makam’ı Tanrı’ya ulaşma eğilimiyle yola çıkmış olan, bu yolda olan yol erinin geçmesi gereken evreler olarak tanımlamıştır. Hacı Bektaşı Veli her kapının gereklerini, yerine getirilmesi gerekenleri ayrı ayrı vermiş ve bunlara birer sıfat ile sembolleştirmiştir (Korkaz, 2015:111). Anadolu Alevileri ve Bektaşiler, dört kapı kırk makama mutlak bir şekilde bağlıdırlar. Bu dört kapıdan ilki olan şeriat kişinin dünyaya gelmesi, doğmak; ikinci kapı olan tarikat kapısı ikrar vermek; üçüncü kapı olan marifet kapısı kişinin nefsini bilmesi ve onu yenmesi; son kapı olan hakikat kapısı ise Hakk’ı özünde bulmak, Hak ile bir olmak şeklinde genel anlamıyla ifade edilmektedir (Er, 2014: 31).

Hak yolunda yürüyen talibin geçmek zorunda olduğu manevi aşamalar dört kapı ile ifade edilmektedir. Dört kapının sahibi, Muhammed-Ali’dir. Simgesi ise eşiktir. Eşik, Anadolu Aleviliğinde kutsaldır ve kişiyi Hakk’a götüren kapıdır. Bu nedenle de eşiğe basılmaz ve eşiğe bir saygı ifadesi olarak eşik öpülür. Kişi, eşiğin önünde sol diz üzerine çökerek elleri eşiğe koyup her bir eli bir kez öpmek suretiyle eşiğe saygısını ifade etmiş olur (Korkmaz, 2008: 155-156).

Dört kapının kıblesi secdedir. Secde, cemlerde makama, posta, ehl-i beyte saygı için yere kapanma ya da eğilme davranışıdır. Secdede ellerin iç kısımları açık bir şekildedir, iç kısımlar yere konmaz, başparmak dışında kalan parmaklar avuca doğru bükülerek bu parmakların dış tarafıyla açık durumdaki başparmağın iç tarafı yere dokundurulur. Dizler bükülür ve sol diz yere dayanır. Önce sağ, sonra ol göz, ardından da alın yere değdirilir. Bundan sonra da ayağa kalkılarak niyaz duruşuna geçilir. Yaşlı veya dizleriyle ilgili rahatsızlığı olan kimseler secdeyi ayakta niyaz ile de yapabilirler. Dört kapının cünubu ise dört kapının hizmetini bırakarak kimsenin rızalığını almadan kendi başına iş yapmaktır (Korkmaz, 2008: 155-156).

Şeriat Kapısı, talibin Hakk’a ulaşmak için çıktığı manevi yolda ilk sırada yer alan, kişinin kendini eğittiği eğitim evredir. Bu kapının sahibi Hz. Muhammed’tir. Kapının anlamı ise yol ile ilgili bilgi, yol ulularını tanıma, bilmedir. Şeriat kapısının inancı, ibadettir. Şeriat kapısının simgesi olarak “hava” ifade edilir (Korkmaz, 2008: 157-162)

Tarikat Kapısı, talibin Hakk’a ulaşmak için çıktığı manevi yolda geçmesi gereken ikinci aşamadır. Bu kapının sahibi olarak Hz. Ali karşımıza çıkar. Kapının anlamı tarikat kurallarına, törenlerine ve ilkelerine yönelik bilgileri edinmedir. Tarikat kapısının inancı Batınî âlemde niyazdır. Bu kapının simgesi olarak “ateş” ifade edilir (Korkmaz, 2008: 163-167).

Marifet Kapısı, öğretiye göre insan-ı kâmil aşamasında üçüncü sırada yer alan arif kimselerle özdeşleştirilen, tanrısal sırlara vâkıf olunduğuna inanılan, kişinin manevi anlamda Hak yolunda en yüce düzeye ulaştığına inanılan üçüncü aşamadır. Bu yolun da sahibi olarak Hz.

Ali karşımıza çıkar. Bu yolun anlamı Hakk’a gönül vermiş, bu yola kendini adamış kişinin bu yolda gönül zenginliği ile elde ettiğine inanılan üstün bilgidir. Marifet kapısının inancı olarak adak karşımıza çıkar. Bu kapının simgesi ise “su” olarak belirtilir (Korkmaz, 2008: 167-171).

Hakikat Kapısı, talibin Hakk’a ulaşmak için çıktığı manevi yoldaki en son aşamadır. Bu aşamaya gelen kimse Hakk’ı görme şansına ermiştir. Bu aşama muhiplerle özdeşleşmiş olarak karşımıza çıkar. Dördüncü kapı olan Hakikat kapısının sahibi Hz. Ali’dir. Bu kapının anlamı Batıni anlamda bilgidir, kişinin uzun ve zorlu bir yol olan Hak yolunda edindiği bilgilerdir.

Hakikat kapısının inancı vuslattır. Kişi, çıktığı bu iç yolculuğunda bütün aşamaları geçerek Hakk’a ulaşmış, kavuşmuştur. Bir diğer ifadeye göre de bu yola çıkan ve başarılı olan kimse özüne, kendi yaratıcısına, ruh olarak tanrısal âlemden çıkarak herhangi bir gövdeye giren ruhun, bu gövdeden ayrılarak yeniden tanrısal âleme dönmesidir. Hakikat kapısının simgesi

“toprak” olarak ifade edilir (Korkmaz, 2008: 171-174).

Kırk makam, Hak yolunda yürüyen talibin bu yolda yükselmek için geçmek zorunda olduğu manevi alt aşamalar olarak tanımlanır. Sahibi ise Hacı Bektaş Veli’dir. Hacı Bektaş-ı Veli Kırk makamı, Hak yolundaki kişinin bu yolu sonlandırabilmesi, Hakk’a ulaşması için geçirmesi gereken evreler olarak ifade etmiştir (Korkmaz, 2008: 156-157).

Alevilik inancındaki dört kapı Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat kapılarıdır. Her kapının kendi içinde unsurları vardır. Şeriat, anadan doğma olan durumdur bilgi, ilim açısından. Kişi henüz yola yeni girmiştir, yol ile ilgili bilgileri azdır. Tarikat, yolda olmaktır, Hakk’a ulaşmak için yapılan yolculukta kişi ilerleme kat etmiştir Marifet ise Hakk’a ulaşmak için son adımdır, kişi artık benliğini Hak yoluna koymuştur, manevi anlamda Hak ile bir olmuştur. Kendini Hakk’a ulaşmaya adamış, nefsini yok etmiştir. Hakikat ise kişinin Hakk’a ulaşmış olduğu aşamadır (K9, K11).

Hak’tan gelen kişi Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat kapılarını tek tek geçmiş, sonunda yine geldiği yere, yurduna, Hakk’a ermiştir. Bir insan, dört kapıyı tekmil etmedikten sonra

hiçbir yere giremez. Aleviliğin özü de bu şekilde, kademe kademedir. Misal bugün pir olmak için başta bir musahip kabuğuna girmek gerekmektedir. Aslında Sinemilli Ocağı mensuplarına göre tüm Alevilerin evlendikten sonra musahip sahibi olması gerekmektedir (K9, K11).

Şeriat Kapısı’nın makamları: 1.İman etmek, 2.İlim öğrenmek, 3.İbadet etmek, 4.Haramdan uzaklaşmak, 5.Ailesine faydalı olmak, 6.Çevreye zarar vermemek, 7.Peygamberin emirlerine uymak, 8.Şefkatli olmak, 9.Temiz olmak, 10.Yaramaz işlerden sakınmak.

Tarikat Kapısı’nın makamları: 1.Tövbe etmek, 2.Mürşidin öğütlerine uymak, 3.Temiz giyinmek, 4.İyilik yolunda savaşmak, 5.Hizmet etmeyi sevmek, 6.Haksızlıktan korkmak, 7.Ümitsizliğe düşmemek, 8.İbret almak, 9.Nimet dağıtmak, 10.Özünü fakir görmek.

Marifet Kapısı’nın makamları: 1.Edepli olmak, 2.Bencillik, kin ve garezden uzak olmak, 3.Perhizkârlık, 4.Sabır ve kanaat, 5.Hayâ, 6.Cömertlik, 7.İlim, 8.Hoşgörü, 9.Özünü bilmek ve 10.Ariflik.

Hakikat Kapısı’nın makamları: 1.Alçakgönüllü olmak, 2.Kimsenin ayıbını görmemek, 3.Yapabileceğin hiçbir iyiliği esirgememek, 4.Hak’ın her yarattığını sevmek, 5.Tüm insanları bir görmek, 6.Birliğe yönelmek ve yöneltmek, 7.Gerçeği gizlememek, 8.Manayı bilmek, 9.Tanrısal sırrı öğrenmek ve 10.Tanrısal varlığa ulaşmak (Yaman, 2007: 208).

Anadolu Alevilğinde dört kapı, kırk makam Hakk’a giden yoldaki aşamalardır. Her bir kapının kendi içerisinde şartları bulunmkatadır ve talip, bu aşamaları tek tek aşmak durumundadır. Sinemili ocakzâdelerine göre yeni doğan bir bebek, dünyaya gelerek Şeriat kapısını açmış olur. Kişi bu aşamada bir tarikata girer, böylleikle talip olur. Bu aşamada talip, yolu ve yolun gereklerini tanıyacak, öğrenecektir.

Yapılması ve yapılmaması gerekenleri öğrenen talip, Anadolu Aleviliğinde marifet kapısı olan ikinci kapıya geçişte kimi yerlerde ikrar vermekte, yani bir kan akıtarak yola bağlı klacağına dair söz vermektedir. Talip, yolun gereklerini artık biliyordur ve bunları yerine getirmekle yükümlüdür. Sinemilli Ocağı’nda ergenliğer geçişte talplerin ve ocakzâdelerin ikrarı alınmamaktadır, sonrasında kişi evlendikten sonra musahiplik erkânında ikrarı alınmaktadır.

Tarikat aşamaısnda talip, yola daha bağlıdır ve Hakk’a ulaşmak için yapılması gereken her şeyi bukmadan usanmadan yapar. Dünyevi şeylerden arınıp maneviyata yönelir. Kimsenin kalbini kırmamaya özen gösterir.

Bir sonraki aşama ise Hakk’a ermek için son adım olup marifet kapısıdır. Bu aşamada evli çiftler, Sinemilli Ocağı’nda musahip edinip ikrar vermekte ve bir kez daha yola bağlı kalacaklarına dair söz vermektedirler. Bu aşamada talip, kendini tamamen Hakk’a adamıştır.

Maddiyat tamamen onun için bitmiş, maneviyat her şeyin önüne geçmiştir.

Son aşama olan Hakikat kapısında ise talip, ölmeden evvel ölmeyi başarmıştır. Hak ile bir olmuş, Hakk’ın özünde kendi özünü yitirmiştir. Bir önceki aşamada insan-ı kâmil yani olgun

insan mertebesine ulaşan talip, son kapıda Hakk’ı kendi özünde bulmuştur. Hakikat kapısının simgesi olan topraktan da anlaşılacağı üzere bu aşamada talip, özüne dönmüştür.