• Sonuç bulunamadı

YSFC Dönemi Sosyalist Yönetimin Kosova’da Sağlık Alanındaki Modernleşme Hamleler

MODERNLEŞME HAMLESİ, ULUS İNŞA POLİTİKALARI VE KOSOVA

3.3.4. YSFC Dönemi Sosyalist Yönetimin Kosova’da Sağlık Alanındaki Modernleşme Hamleler

Diğer yandan, özellikle 1990’lı yıllara gelindiğinde en az mimari, siyaset, kültür, eğitim ve ekonomi alanındaki etkenler kadar Kosova toplumunun pasifizasyonuna, kamusal alan düzeyinde ‘kayboluş’una gerekçelendireceği en önemli sahalardan biri olan sağlık alanında rejim, başa geçtiği 1940’ların ikinci yarısından neredeyse 1980’li yılların sonlarına kadarki yatırımlarından söz ederken hayli tezat oluşturacak bir dille anlatı kurmuştur.

Bu anlatıya göre bahsi geçen periyot içerisinde Kosova’da, öncül zamanlarda sıkça görülen bulaşıcı hastalıkların ortadan kaldırılması ve popülasyonun genelinde sağlıklı yurttaşların yaşam standardının arttırılmasıyla birlikte insanların, özellikle de kadınların yaşam süresi de uzatılmıştır. Öyle ki, 1952 yılında ortalama yaşam süresi erkeklerde 48,6, kadınlarda 45,2 yılla sınırılıyken, 1968 yılına gelindiğinde bu oran her iki cinsiyet sınıfı için ortalama yaklaşık olarak 62,6 yıla çıkmıştır (Socijalisticko Kosovo, 1975). Dahası 1990’ların sağlık

alanındaki hakim mağdur anlatısı içerisinde yer alan ‘çocuklar, doğal artış ve doğurgan nüfusa ket vurulduğu” argümanı, bu dönem için geçerli gözükmemekte, hatta ortalama yaş süresinin arttırılmasının yanında sağlanan yeni sağlık hizmetleri sayesinde çocuk ölümlerinin azaltılmasındaki başarılı sonuçlar dile getirilmiştir.

Diğer yandan sağlık, sosyalist yönetimin üretmeye çalıştığı üniform yurttaşa yönelik imgelem açısından da önem kazanır. Öyle ki, Yugoslavya’da, neredeyse her ulusal bayram veya yıldönümlerde, diğer sosyalist rejimle yönetilegelen ülkelerdekine benzer bir ihtişam, dekor, giysi , renk kullanımı ve düzenle tariflenen ve açıkhava spor yapıları, gösteri salonları, özellikle de stadyumlarda düzenlenen kutlamalar ve anmalar, “sağlıklı, fit ve geleceği inşa edecek” nesillerin etkileyici gösterileriyle vurgulanır. (bkz. 3.16-3.19.)

Şekil 3.16, 3.17, 3.18. Yugoslavya’da her ulusal günde düzenlenen stadyum gösterilerinden kimi örnekler. Kaynak: Public Sphere by Performance, Bojana Cvejić & Ana Vujanovic, 2012 (s. 101,105,109) [28,29,30]

Şekil 3.19. Açıkhava spor etkinliğinden bir görünüm, Gjakova, 1963 Kaynak: Skyscrapercity (http://www.skyscrapercity.com/) [32]

3.3.5 . YSFC Dönemi Sosyalist Yönetimin Kosova’da Dil ve Eğitim Alanındaki Modernleşme Hamleleri

Kendi milliyetçi formülasyonu içerisinde Kosova Arnavutları arasında, Ziya Gökalpçı bir deyimle ortak bir talim-terbiyeden türetilen milli vatandaşlık kurumu açısından kamusal düzeyde kendini görünür, işitilir ve mobilize kılmanın en ön plana çıkan aracı kavramı “dil” ve dolayısıyla milli eğitim imkânı olmuştur. Bu bağlamda sosyalist rejim dönemindeki anlatılar, kuruluş sonrası önemli “devrim”lerden biri olan öğrenim atağını öncülü vaziyetle mukayese ederek olumlamıştır.

1982 yılında Priştine’de basılan Dimçe Naydeski ve Mihailo Zvicer tarafından kaleme alınan kitapçıkta, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Kosova’da yaşayan okuma-yazma bilmeyenlerin toplam nüfus içerisindeki %84,3’lük oranı gerikalmışlığın en çarpıcı göstergesi olarak öne çıkarılmıştır. İlk ve orta okullarda eğitim gören, sayıları itibarıyla toplam 36.000 öğrenciden hareketle, ancak her üçünden birinin Arnavut toplumuna mensup olduğu bir ortamda; eğitime katılan yerli popülasyonun sayılarındaki azlığın nedeni, dönemin rejiminin azınlık dili olarak nitelendirdiği dilleri okullarda eğitim dili, gündelik yaşamda da kamusal ölçekte kullanım dili olarak makul görmemesi ve resmi düzeyde yasal saymaması olarak gösterilmiştir (Socijalisticko Kosovo, 1975).

Sosyalist rejimin, özellikle de 1974 yılına gelindiğinde zirvesine ulaşacak özyönetimsel ve özgürlükçü addedilen düzenlemeleri sayesinde toplumsal yaşamda diğer tüm ulusal halklar ve etnik azınlıklarda olduğu gibi Kosova’daki Arnavutlar için de Arnavutça resmi olarak eğitim, kültür ve idari alanlarda kullanılmak üzere tanınmıştır. Diğer yandan “kardeşlik ve birlik” öğretisini hayata geçirecek ortak dil ile karşılıklı bir iletişim tabanı kurmaya yarayacak koşullar üretilmeye çalışılmıştır. Yazarların kaleme aldığı haliyle “Konuşulan dilin öğrenilmesi eğitim programlarıyla öngörülmüştür. Öyle ki resmi organlarda yer aldığı haliyle yaşanılan ortamda konuşulan dili- Sırphırvatça’yı Arnavut öğrenciler, Arnavutça’yı ise diğer ulus ve halkların öğrencileri- şahsi ve ebeveynlerinin istekleri üzerine öğrenmektedirler.” (Naydeski ve Zvicer, 1982:119).

Yapılan atılımlar ve atılan teşvik edici adımlar sonucunda 1975 yılında basılan Belgrad merkezli “Sosyalist Kosova” (Orj. “Socijalisticko Kosovo”) kitapçığındaki verilere göre, bu okullardaki toplam öğrenci sayısı, 34.737’si Arnavut toplumuna mensup öğrencilerden oluşmak üzere 3.710’dan 51. 524’e yükselmiştir. Öyle ki orta okulların geniş ağı, ilkokulları tamamlayan öğrencilerin %92’sinin kapsanmasını sağlamış, Kosova Sosyalist Özerk Bölgesi’nde orta okullar bünyesinde, iktisadiye ve toplumsal etkinliklere gereken tüm alanlardan çok profilli kadroların eğitilmesi olanaklı hale gelmiştir.4 Orta okulların

sayısındaki artış, aynı zamanda öğretmen sayılarına da yansımış ve basım tarihi olan 1975 itibarıyla orta okullardaki öğretmen sayısı, 1.433’ü Arnavut toplumuna mensup olmak üzere toplamda 2.374’e çıkmıştır (Naydeski ve Zvicer, 1982:120).

Diğer yandan 1958 yılında Priştine’de Yüksek Pedagoji Okulu’nun ve 1960 yılında Felsefe Fakültesi’nin5 açılmasıyla ilk adımları atılan yüksek öğrenime geçiş konusunda türlü

zorluklarla karşılaşılmasına rağmen mutlak bir “başarı”yla atlatma hikayeleri sıralanır;

4 Buradaki anlatım, içeriği itibarıyla Arnavutların teknokrat Sırp yönetimin bürokrasiyi tekelinde bulundurduğuna ve eğitim alanında dil bazında hizmet veren bölümlerin açılmasında ayrımcılık uygulandığını savunduğu teze zıt bilgiler içermektedir.

5 İlk fakültenin sosyal bilimlere ilişkin olması kamusallık bilinci ve kendi iradi bilincinin edinilmesini teşvik edici bir kurum olması açısından anlamlıdır.

Örnek olarak yüksek okul ve fakültelerin kurulduğu erken yıllarda, özellikle Arnavut dili üzerine eğitim verecek eğitmen kadrosundaki eksikliklerin öncelikle Tiran Üniversitesi’nden getirilen öncü kadrolar, daha sonra da buradan yetişen yeni elemanlarla kazanılmış olması gibi. Daha sonra sırasıyla 1966 yılında metalürji üzerine altı bölümlük “Trepçe” MMK Topluluğu’na bağlı Kosovo” MEK Kombinası Araştırma Merkezi ve Enstitüsü, 1973’te İpek kentinde Biyoteknik Enstitüsü, 1967 yılının Şubat ayında Priştine’de Albanoloji Enstitüsü, aynı yılın Nisan ayında Tarih Araştırma Dairesi, Hukuk- Ekonomi Fakültesi çerçevesinde Toplumsal – Ekonomik Araştırmalar Dairesi, Teknik Fakültesi çerçevesinde Yapı, Makine ve Elektro-teknik Araştırmaları Dairesi gibi kurumlar ardı ardına hizmete koyulurken, bir diğer yandan da 1949 yılında kurulan Kosova Müzesi, 1954 yılında kurulan Bölge Kültür Anıtları Koruma Kurumu ve Kosova Arşivi, Bölge Sağlık Koruma Kurumu, Bölge Öğrenim, Eğitim İncelenme ve Geliştirme Kurumu ve Bölge Sosyal Politikalar Kurumu gibi kamu destekli sosyalist rejim örgütlenmeleri kamusal yaşam içerisindeki yerlerini almışlardır.

Yüksek öğrenime yönelik talepler ve üretken bir ortam içerisinde gelişen hareketler sonucunda 1969/70 öğretim yılına gelindiğinde, Belgrad Üniversitesi’ne bağlı birimler olarak eğitim kurumu açısından da merkezden çevreye doğru iletişimsel bağlar kuran yüksek öğrenim birimleri bir araya gelmiş, kuruluşundan sonra çok kısa bir süre içerisinde pasif kamusal ortamı ve daha da önemlisi kamusal alandaki görünürlüğü arttıracak olan Priştine Üniversitesi, bünyesinde bu birimleri toplayarak kurumsallaşmış ve Priştine merkezli yüksek öğrenim hizmeti vermek üzere açılmıştır. 1982 yılına gelindiğinde 20 yıl içerisinde, başta sosyal bilimler, hukuk, eğitim – kültür, ekonomi, teknik – teknoloji, tıp, kamu yönetimi vd. kırktan fazla uzmanlık alanında Arnavutça, Sırpça ve sınırlı sayıda Türkçe dillerinde tümü Kosova SÖB’nin yedi merkezinde konumlanmış ve kadrolu veya dışardan olmak üzere toplam 45.000 öğrencinin eğitim gördüğü ve 1.400’den çok öğretim üyesini barındıran dokuz fakülte, bir Güzel Sanatlar Akademisi ve yedi Yüksek Okul açılmıştır (Naydeski ve Zvicer, 1982: 120).

3.3.6 . YSFC Dönemi Sosyalist Yönetimin Kosova’da Kültür ve Sanat Alanındaki Modernleşme Hamleleri

Ekonomi, mimari, sağlık ve eğitim alanlarına ek olarak sosyalist rejim, kamusal alan ve kamusal rollerle ilişkilenme aşamasında en çok üzerinde durduğu kültür alanını oldukça önemsemiştir. Aydınlanmacı bir ilerleme hattı üzerinden 1982 yılında tarif yapan tanıtım kitapçığının yazı kurulu, Kosova’ya yönelik rejimin kültürel alandaki yatırımını “çağdaş dünyanın ilerici akımlarına ayak uydurabilmek için yüzyılların aşıldığı” bir süreç olarak tanımlar. Bu bağlamda eğitim, kurumların gelişmesi ve yayılması, örgütsel ağın genişlemesi, toplumun kültüre yönelik ilgisinin birer göstergesi olarak yansıtılmış, kültür alanında dönemi itibarıyla var olan her şey savaş sonrası “sosyalist kalkınmayla” elde edilen kazanımlar olarak gösterilmiştir.

Bu göstergeler de sırasıyla müze, arşiv, kültür ve tarih anıtlarını koruma kurulu, kütüphane, kültürevi, sinema salonu, işçi üniversitesi, kültür güzel sanatlar derneklerinin kurulması, yayın etkinlikleri, gazete ve dergi, radyo, televizyon, tiyatro, akademi, güzel sanatlar galerileri ve film prodüksiyonlarındaki gelişmeler olarak, kamuya yönelik kültürel atılımın bileşenleri halinde sunulmuşlardır. Sosyalist düşüncenin ortaklaştırıcı özelliğinden yola çıkarak, ayrışma yüzdesi yüksek bir kurum olan kültürün kaygan bir zemine tekabül ettiği bir ortamda; yazarlar yaratıcılığı, ortak çalışmayı, Kosova’daki tüm ulusal kültürlerin çokyönlü gelişimini olanaklı kılacak bir olumlama ve hak eşitliği ilkesine öncelik veren tutumu öne çıkarırlar.

Öte yandan kültürün en önemli gelişim kaynaklarından biri olarak öne sürülen kütüphanelere yönelik rakamsal veriler sıralanmaktadır. Öyle ki, 1945 yılında bölgedeki toplam kütüphane sayısı üç ve içerdikleri kitap sayısı 6.000’le sınırlı iken 1975 yılına gelindiğinde bu rakamın 148 kütüphanede 250.000’i Arnavutça, Sırpça ve Türkçe dillerinde olmak üzere toplam 500.000 kadar kitaba çıktığı vurgulanır. Kütüphanelerin yanı sıra 13 kültür evi, 24 Yugoslavya Emekçi Halkı Sosyalist Birliği Evi, 7 Yugoslavya Halk Ordusu evi ve sayısız kooperatif evleri kurulmuş, bu evler, çerçevesinde düzenelecek çeşit kurslar, konserler, tiyatro programları, edebiyat saatleri, kitap, sergi vb. eğitim, kültür ve güzelsanat etkinliklerinin sürdürülmesi yolunda yazarların tabiriyle “esas hücreleri” teşkil etmişlerdir (Naydeski ve Zvicer, 1982: 121).

1945 yılındaki koltuklar toplamı 2.000’i bulan devamlı sinemalar ağı, bu dönemde durmaksızın genişleyerek, yaklaşık 50 (açık ve kapalı) sinema salonuna çıkmış ve sinema gösterimleri 1975 yılı itibarıyla yılda ortalama 2.800.000 kişi tarafından seyredilmiştir. Bunlara ek olarak, 1945 yılında Prizren’de kurulmuş ve daha sonra 1948 yılı itibarıyla Priştine’ye taşınan Bölge Halk Tiyatrosu, ayrıca Mitroviça, Prizren, Ferizovik, Gilan’daki devamlı tiyatro sahneleri ile kültür ve güzel sanatlar dernekleri çerçevesinde çalışmakta olan çok sayıda amatör tiyatrolar ve drama bölümleri sırasıyla yeni kültürel kurumların şahlanışı, kamusal rollere altyapı sağlayacak kurumsallaşmalarının güzellemesi biçimde aktarılmıştır.

Dahası ilginç olan sosyalist bir yönetim olması itibarıyla kültür ile iktisadi ya da çalışan ile sanat arasında kurulması hedeflenen bağa verilen kurumsal örneklerdir. Sözgelimi metinde Obiliç’in “Kosovo” Maden Enerji-Kimya Topluluğu İmalathanesi ve Suva Reka’nın “Balkan” Lastik ve Lastik Ürünleri Fabrikası gibi büyük kolektif iktisadi örgüt üyelerinin, tiyatro programlarının devamlı seyircileri olduğundan ve hem seyir hem de finansal destek anlamındaki sürece dahil oluşlarından bahsedilmektedir(Naydeski ve Zvicer, 1982: 121). Bu sayede yeni sınıf, sanat, emek, iş, sağlık, kültür, eğitim vb. tüm bileşenleri kolektif bir bilinci inşa etmek üzere biraraya getirici pratiklerde bulunarak toplumsal dönüşümünü tamamlayacak ve yeni nesillere aktarmak üzere veritabanını kuracak özendirici bir anlatımla dile getirilmiştir.

3.3.7. YSFC Dönemi Sosyalist Yönetimin Kosova’da Medya Alanındaki