• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet Gazetesinin 25 Şubat 2012 Tarihli Struma Gemisi Olayı Haberinin Çözümlenmes

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE MEDYASINDA STRUMA GEMİSİ OLAYI’NIN TEMSİLİ

3.3. Struma Gemisi Olayı’nın Haber Söylem Analiz

3.3.3. Cumhuriyet Gazetesinin 25 Şubat 2012 Tarihli Struma Gemisi Olayı Haberinin Çözümlenmes

Şekil.14: Cumhuriyet Gazetesi,

Cumhuriyet gazetesinin yeni rejimin ideolojisinin benimsenmesinde öncülük ettiğini, kendine Atatürk ilke ve devrimlerinin yayılmasından, sosyolojik ve kültürel değişimlerin ülke genelinde yayılmasına kadar birçok misyon edindiğini belirten Köktener, 1991 yılında Nadir Nadi’nin vefatıyla İlhan Selçuk ve ekibinin yönetimi devraldığını ifade etmektedir. Cumhuriyet, 1990’lı yıllarda içine girdiği mali krizi aşmak için halka açıldı ve bu çerçevede Yeni Gün Holding kurularak “Cumhuriyet Vakfı”nın da dahil olduğu ikisi büyük 240 ortaklı bir sahipler grubunun yönetimde yayın hayatına devam etmektedir (Köktener, 2004:367-368).

91

Benzer birçok çalışmada, ulusalcı/sol bir yayın çizgisinde olduğu belirtilen Cumhuriyet gazetesinde, 24 Şubat 1942 tarihinde meydana gelen Struma Gemisi Olayı ile ilgili 24 Şubat 2012 tarihinde gerçekleşen anma toplantısına yönelik haber, gazetenin 25 Şubat 2012 tarihli nüshasının 8. sayfasında yayınlanmıştır. Olayın haberini, “Baraj İnşatında Facia” başlıklı iri puntolu bir haberinin altında yayınlayan Cumhuriyet gazetesi, “769 Kişi İçin Özür Bekliyoruz” başlığıyla sayfasına taşımıştır. Bu başlıkta “enformasyon eksiltimi” yapılmıştır. Zira başlıkta yer, zaman ve dönem bilgisi yer almamıştır. Ayrıca haberde kullanılan, “769 Kişi İçin Özür Bekliyoruz” ifadesinde kimden, ne için özür beklenildiği anlaşılmamaktadır. Ayrıca Akşam gazetesinde olduğu gibi, özür meselesinin başlığa çekilmesi ile, Ermeni Diasporası’nın yıllardır talep ettiği “özür talebi” hemen akla gelmekte ve ve bu konuda hassas olan Türk kamuoyuna “tüm azınlıklar aynıdır” intibaını verecek

bir kurgulama ile okuyucunun belli bir görüşe yönlendirildiği anlaşılmaktadır. Bahse konu haberde alt başlık ve spot bulunmamaktadır. van Dijk’in

modeline göre spotu olmayan haberin girişi spot olarak alınmaktadır. Cumhuriyet gazetesinin haber girişi şu şekildedir;

“İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’dan Filistin’e kaçabilmek umuduyla çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 770 Romanyalı Musevinin Struma gemisiyle 24 Şubat 1942’de Sarayburnu’nda Rus denizaltısı tarafından batırılması Sarayburnu’nda düzenlenen törenle anıldı” (Cumhuriyet, 25 Şubat 2012).

Okuyucu için haber başlığı, spot ve giriş çok önemlidir. Çünkü haberdeki yönlendirmeler başlık ve girişle tamamlanarak, okuyucu bu bölümde habere hazırlanmaktadır. Girişte verilen ön bilgiler, programın içeriği ile ilgili objektif enformasyon verirken “…24 Şubat 1942’de Sarayburnu’nda Rus denizaltısı tarafından batırılması Sarayburnu’nda düzenlenen törenle anıldı,” ifadesi gerçekleri yansıtmamaktadır. Gemi, Sarayburnu’nda batırılmamış Karadeniz’de bat(ırıl)mıştır. Tören’in Sarayburnu’nda yapılmasından yola çıkarak, muhabir veya editörün yaptığı bir hata olarak da değerlendirilebilir. Ancak bu, habere verilen önem hakkında da bilgi vermektedir. Habere yeteri kadar önem verilmemiştir çünkü metni hazırlayan muhabir ve kontrol eden

92

editörün konuyu çok önemsemedikleri, “azınlıklara yönelik haberleri yok sayma, görmezden gelinemeyen haberleri olabildiğince küçültme,” şeklindeki egemen ideolojiyi bu metinle birlikte yeniden ürettikleri gözlemlenmiştir. Ulusalcı bir yayın çizgisi takip eden Cumhuriyet gazetesinin, söz konusu haberi devamla şu şekildedir.:

“Anmaya işadamı İshak Alaton, Zülfü Livaneli, avukat Cem Murat Sofuoğlu, Türk Müsevi Cemiyeti Başkanı Sami Herman, Prof. Dr. İştar Gözaydı’ın yanı sıra 40 civarında kişi katıldı. Faicanın canlı tanığı İshak Alaton, ‘769 kişi o günün devleti tarafından bilerek ölüme terk edildi. Özür diliyoruz sözünü duymak istiyorum’ dedi” (Cumhuriyet, 25 Şubat 2012).

Şekil.15: Cumhuriyet Gazetesi, 25 Şubat 2012

Haberin başlığı, girişi ve metni göz önünde bulundurulduğunda olay sonuç ilişkisi kurulamamaktadır. Struma Gemisi yolcu ve mürettebatını devlet neden “bilerek ölüme terk etmiştir?”, İstanbul Boğazındaki Sarayburnu’nda bir Rus denizaltısı nasıl “çoğunluğu kadın ve çocuktan oluşan” sivil bir gemiyi

93

batırmıştır? Neden İshak Alaton, gemideki yüzlerce kişiyi kast ederek; “769 kişi o günün devleti tarafından bilerek ölüme terk edildi” demiştir? şeklindeki bir çok soru cevapsız kalmıştır. Haberin içindeki “facia” kelimesinin bir denge gözetimi maksadıyla metne konulduğu anlaşılmaktadır. Haberin inşasında egemen olan devletin sorumluluğunu gizleme tavrı, bu olayın “facia” olarak tanımlanmasıyla daha “anlayışlı, duygusal” bir tutuma dönüştürülmüştür.

Cumhuriyet gazetesi, haberde törenden bir fotoğraf kullanmıştır. Kullanılan resimde katılımcıların sırtlarını denize doğru dönerek bir saygı duruşunda durduğu görülmektedir. Olayın olduğu Sarayburnu açığına sırtın dönülerek saygı duruşunda bulunulması, yaşanan acıyla henüz yüzleşilmediği, yüzleşilmeye henüz hazır hale gelinmediğini sembolize etmektedir.

Bahse konu haberde, ardalan ve bağlam bilgisine hiçbir şekilde değinilmemiş, sebep sonuç ilişkisi göz ardı edilmiştir. İncelenen haberde, haberin kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Ajans veya muhabir bilgisi haberde bulunmamaktadır. Ancak kullanılan fotoğraf anma gününe ait olduğundan ve alınan kaynak olarak herhangi bir kaynak belirtilmediğinden gazetenin programı takip için bir muhabir gönderdiği izlenimi oluşmaktadır. Böylece, habere bir yandan muhabir göndererek gerekli ilgi gösterilirken, bir yandan da habere imza atılmaması dikkat çekicidir. Öte yandan haberin içindeki maddi hatalar (geminin Sarayburnu’nda batırılması vs), sebep sonuç ilişkisinin kurulmaması, göz önünde tutulduğunda bahse konu programa gerekli özenin gösterilmediği ortaya çıkmaktadır. Haber metninde olayın ana tarafları olarak, “İshak Alaton” ve onun bir parçası olduğu “Yahudiler” gösterilmiştir.

Haberin sentaktik çözülmesinde yer verilen cümlelerin yapılarına, öznenin etken mi edilgen mi olarak konumlandırıldığına bakılmaktadır. “…törenle anıldı” cümlesinin hemen ardından katılımcılardan bazılarının isimlerinin verilmesi, objektiflik açısından uygundur. Ancak haberde törenin kimler tarafından düzenlendiği anlaşılmamaktadır. Dolayısı ile haberin girişinde edilgen bir cümle yapısı göze çarpmaktadır. Bu edilgen dil kullanımı,

94

habere konu olan olayın aktörlerini (anma törenini gerçekleştirenler) görmezden gelme ya da genelleştirme pratiğine hizmet etmektedir.

Haberde temel olarak şu sonuç çıkmaktadır, belli bir nedenle Romanya’dan kaçan Yahudileri taşıyan bir gemi, Sarayburnu’nda bir Rus torpidosuyla batırılmış, bu nedenle de Yahudi bir işadamı özür beklemektedir. Haberin başlık, giriş ve kurgusu ile azınlıkların “kabul edilemez taleplerde bulunan bir topluluk” vurgusu metnin içine yerleştirilmiştir. Sözcük seçimleri, okuyucunun olaylar hakkında genel bir bilgi edinmesini sağlamaktadır. Okuyucu, haber metnini okuduğunda devletten özür bekleyen bir Yahudi işadamını görmektedir. Ama Alaton’un neden özür talebinde bulunduğu anlaşılmamaktadır.

Haberin retoriği, bir anlamda haberin inandırıcılığının artırılması için kullanılan ve okuyucunun ana konuyu içselleştirmesi adına kullanılan tüm unsurları kapsamaktadır. Cumhuriyet gazetesi, söz konusu programı, okuyucuların en çok dikkatlerini çeken manşet ve birinci sayfadan vermemiş, gazetenin 8. sayfasında küçük bir haber olarak yayınlamıştır. Böylece habere çok önem verilmediği gösterilmek istenmiştir.

3.3.4. Hürriyet Gazetesinin 25 Şubat 2012 Tarihli Struma Gemisi