• Sonuç bulunamadı

İSLÂM HUKUKUNDA HÜKÜMLERE TESİRİ BAKIMINDAN BEDENSEL ENGEL

1. İBADETLERDE BEDENSEL ENGELİN TESİRİ

1.6. Cemâatle Namaz

Cemaatle namaz, bir araya gelen Müslümanların bir imama uyarak topluca kıldıkları namazdır.1 İslâm dininde cemaat halinde ibadet teşvik edilmiş, hatta bazı ibadetler için cemaat şart koşulmuştur. Her gün kılınan beş vakit namaz, haftada bir kılınan Cuma namazı, bayram namazları cemaatle eda edilen belli başlı ibadetlerdir. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in hayatı boyunca cemaate namaz kıldırması, hastalandığında da cemaate katılarak Ebû Bekir'in arkasında kılması, konunun İslâm'daki yerini göstermesi bakımından önemlidir.2

Hanefî ve Mâliki fakihlerinin bir kısmı ilgili hadislerden başka “rükû edenlerle beraber rükû edin”3 mealindeki âyete dayanarak cemaatin vacip olduğunu söylemişse de cemaatle kılınan namazın tek başına kılınana göre daha fazla sevap kazandırdığını ifade eden hadislerden hareketle cemaatin namazın rükünlerinden olmayıp bu ibadeti daha kâmil ve daha etkili hale getiren tamamlayıcı bir unsur olduğu ileri sürülmüştür. Bu sebeple de Hanefî ve Mâliki fakihlerin çoğunluğuna göre cemaatle namaz kılmak müekked sünnettir. Namazları cemaatle kılmak, Şâfiîlere göre farz-ı kifâye, Hanbelîlere göre farz-ı ayındır. 4

İlgili hadisleri, ayrıca dinde kolaylığın tercih edildiğini5 ve kimseye gücünün üzerinde yük yüklenmeyeceğini6 belirten âyetleri göz önünde bulunduran İslâm âlimleri havanın çok soğuk veya çok sıcak olmasını, şiddetli rüzgâr, kar, yağmur, çamur vb. tabii engelleri, hastalık, körlük veya yüreyemeyecek kadar yaşlı, felçli

1

Tehânevî, Keşşâf, I, 570; Erboğa, “Cemâat Namazı”, ŞİA, I, 371. 2

Uzunpostalcı, “Cemaat”, DİA, VII, 288. 3

Bakara, 2/43 (ﻦﻴﻌﻛﺍﺮﻟﺍ ﻊﻣ ﺍﻮﻌﻛﺭﺍﻭَ ِ ِ ﱠ َ َ ُ َ ْ َ ). 4

Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, 93; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, I, 102; Nevevî, el-Mecmû‘, IV, 182; İbn Nüceym, el-Bahrü'r-râ'ik, I, 365; Hattâb, Mevâhibü'l-Celîl, II, 81; Derdîr, eş-Şerhu’s-sağîr, I, 424;

İlmihal, DİA, I, 271; Uzunpostalcı, “Cemaat”, DİA, VII, 288.

5

Hac, 22/78 (ﺝﺮﺣ ﻦﻣ ﻦﻳٍ َ َ ْ ِ ِ ﺪﻟﺍ ﻲﻓ ﻢﻜﻴﻠﻋ ﻞﻌﺟ ﺎﻣﻭﱢ ِ ْ ُ ْ َ َ َ َ َ َ َ). 6

olma, topal olma gibi önemli bedenî özürleri, ayrıca can güvenliğinin bulunmayışını, hastaya bakma, cemaate gittiği takdirde bir daha elde edemeyeceği ilmî bir fırsatı kaçırma, cenaze hizmetleriyle meşgul bulunma, kaybolan bir malı arama gibi önemli meşguliyetleri ve soğan, sarımsak vb. şeyleri yemiş olma gibi durumları cemaate katılmama için mazeret kabul etmişlerdir.1

Cemaate katılmada bedensel engellerin hepsi de etkilidir. Bu konunun ayrıntsı şu şekildedir.

1.6.1. Görme Engeli

Cemaatle namaz kılmada görme engelinin tesiri vardır. Fakihler görme engellinin cemaate katılmasının hükmünde ihtilaf etmişlerdir.

Hanefî2 ve Malikîlere3 göre a‘mânın cemaate götürecek vasıtaları ve götürecek kimseleri bulunsa bile cemaate katılması, gitmesi vacip değildir. Bu konudaki delilleri şunlardır:

Birisi Hz. Peygamber (s.a.s.)’den evinde namaz kılmak için izin ister. Ona izin verir sonra, Hz. Peygamber (s.a.s.) adamın arkasından seslenir “sesi duyuyor musun” adam “evet” deyince “icabet et” buyurmuştur.4

İbn Abbas Nebi’den: “Kim sesi işitir ve gelmezse, namazı olmaz ancak özrü hariç”5 sözünü nakletmiştir. Görüldüğü gibi cemaatten hazır bulunmayı özür düşürür. Müslümanların icması ile bu özürden kasıt da götürecek biri olmadığında görme engelidir.6

Sahabeden Ka’b b. Malik (ö.50/670) babası gözlerini kaybedince, ona rehberlik yaptığını ve Cuma günü olunca da namaza götürdüğünü bildirir.7

İbn Abidin bu konuda: “Güçlük ve zahmetle günah ortadan kalkar ve terke ruhsat verilir. Lakin efdali kaçırmış olur. Bunun delili Ümmü Mektûm izin isteyince Peygamberin “senin için ruhsat bulamıyorum” buyurmasıdır. Yani senin için

1

İbn Âbidîn, Hâşiye ‘alâ Reddi’l-muhtâr, I, 555, 556; Bilmen, Büyük İslam İlmihali, s. 144; Zuhaylî,

el-Fıkhu’l-İslâmî, II, 171-172; Uzunpostalcı, “Cemaat”, DİA, VII, 289.

2

Kâsânî, Bedâ’i‘, I, 155-156; İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, I, 376; İbn Nüceym, el-Bahrü'r-râ'ik, I, 367; İbn Âbidîn, Hâşiye ‘alâ Reddi’l-muhtâr, I, 554.

3

Merğînânî, el-Hidâye, I, 83; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, I, 102; Desûkî, Hâşiyetü’d-Desûkî, I, 391.

4

Müslim, “Mesâcid”, 255; Nesâî, “İmâmet”, 50; İbn Mâce, “Mesâcid”, 17; Ahmed b. Hanbel, IV, 43. 5

İbn Mâce, “Mesâcid”, 17; Dârekutnî, I, 420; Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, XI, 446. 6

Şevkânî, Neylü'l-evtâr, III, 154. 7

cemaate gitmeden onun sevabı verilir” demektir. Yoksa görme engelliye cemaat vaciptir manasında değildir”1 diyor.

Şafiî2 ve Hanbelîlere3 göre a‘mânın cemaate katılarak namazda hazır bulunması vâciptir. Hanefîlerden Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e göre de vaciptir.4 Bu konudaki delilleri aynı hadislerdir. Özellikle İbn Ümmi Mektûm hadisidir. Onlara göre cemaate katılmanın bu hadiste farz-ı ayn olduğu açıktır. Böyle olmasaydı Hz Peygamber (s.a.s.) ona izin verirdi.

Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayete göre Nebi (s.a.s.)’e görme engelli bir adam gelip, kendisini mescide götürüp getirecek bir rehberi (kâid) olmadığını söyleyerek, evinde namaz kılmak için ruhsat istedi. Allah’ın elçisi önce kendisine bu konuda ruhsat verdi. Adam dönüp giderken yeniden çağırdı ve “namaz için okunan ezanı işitiyor musun?” diye sordu. Adam “evet” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.): “O halde davete icâbet et buyurdu.”5

Abdullah b. Ümmi Mektûm (r.a.) de yaşlı ve görme engelli olduğunu ve evinin uzakta olup, kendisi için bir rehber de bulunmadığını söyleyerek, mescide gelmemek için izin istemiş, ezan sesini duyduğunu bildirmesi üzerine, Allah’ın elçisi, “senin için bir ruhsat bulamıyorum” diye cevap vermiştir.6

Diğer yandan Allah elçisinin yine görme engelli olan Itban b. Mâlik (r.a.)’e evini mescid edinmesi için izin verdiği nakledilir. Itban görme engelli olduğu halde yakınlarına imâmlık yapıyordu. Rasûlullah (s.a.s.)’e gelerek şöyle dedi: “Ben görme güçlüğü çeken birisiyim. Kimi zaman karanlık, yağmur ve sel oluyor. Evime gelerek bir yerde namaz kılsanız da, ben orasını namaz kılma yeri (musallâ) edinsem. Bunun üzerine Allah’ın elçisi geldi ve yer olarak neresini sevdiğini sordu. Itban evin bir yerini gösterdi ve Rasûlullah (s.a.s.) orada namaz kıldı.”7

Görme engellinin cemaatle namaz kılmaya katılmasının vacip olduğu da vacip olmadığı da aynı delillere dayanmaktadır. Bu iki görüşten hiç birisi tercih

1

İbn Âbidîn, Hâşiye ‘alâ Reddi’l-muhtâr, I, 554. 2

Şirbînî, Muğni'l-muhtâc, I, 229; Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, II, 150. 3

İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 3; İbn Kayyim el-Cevzîyye, Salatu ve ahkamu tarikuhu, s. 99. 4

Kâsânî, Bedâ’i‘, I, 156. 5

Müslim, “Mesâcid”, 255; Nesâî, “İmâmet”, 50; İbn Mâce, “Mesâcid”, 17; Ahmed b. Hanbel, IV, 43. 6

Ebû Dâvûd, “Salât”, 47; İbn Mâce, “Mesâcid”, 17; Ahmed b. Hanbel, IV, 43. 7

Buhârî, “Ezan” 40; İbn Mâce, “Mesâcid”, 17; Muvatta’, “Sefer”, 415; Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, XVIII, 28.

edilmeyip şöyle bir görüşe varılabilir. Görme engelli cemaate katılma konusunda tâkati ve imkânı ölçüsünde sorumlu olur. Tâkat ve imkânı olmadığı yerde sorumluluğu da kalkar. Nitekim Allah Teâlâ: “Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar”1 buyurmuştur. Şöyle ki görme engelli camiye gideceği yolu çok iyi bilir ve kendisine zarar gelmeden güvenle gidebilirse onun cemaate katılması gerekir. Çünkü ilgili hadislerde mümkün olduğunca görme engellilerin topluma katılması, onlarla kaynaşması istenmektedir. Görme engelli caminin yolunu bilemiyor veya yolu biliyor ama yol güvenli değilse onun cemaate katılması gerekmez. Böyle bir durumda görme engelliye ücretsiz yada imkânı varsa ücretli birisi camiye gitmesine yardım ederse yine onun cemaate katılması lazımdır.

1.6.2. İşitme Engeli

Cemaatle namazda işitme engeli etkilidir. İşitme engelli olanların cemaat oluşturup oluşturulamayacağı açısından işitme engelinin tesiri hakkında fakihlerin görüşleri şu şekildedir.

Hanefîlere göre işitme engellinin kendi gibiler için imâmet selahiyeti bulunduğu için cemaat oluşturması sahihtir.2 Hanbelîlere göre3 ancak kırk kişi ile cemaat oluşturabilir.4 Bu kırk kişinin hepsi işitme engelli olursa cemaatleri sahih olmaz.

İşitme engelinin cemaatle namaz konusunda diğer etkisi işitme engellinin ezanı duyamamasıdır. Ezanı duyanın icabet edip namaza gitmesi gerekir. İşitme engelli duyamayınca bundan sorumlu olmaz.5

İşitme engellilerin cemaat oluşturabilmeleri hakkında Hanefi ve Hanbelilerin görüşleri bulunmuştur. Malikî ve Şafilerin bu konuda görüşlerine rastlanmamıştır. Malikîler bu konuya değinmeden genel olarak mükellef, hür erkek, mukim kişilerden cemaat oluşturulur demişlerdir.6 Demek ki belirtilmediğine göre işitme engellilerle cemaat oluşabilir. Çoğunluğun görüşü ve tercihe de uygun olan işitme engellinin

1

Bakara, 2/286 (ﺎﻬﻌﺳﻭ ﻻﺇ ﺎﺴﻔﻧ ﷲ ﻒﻠﻜﻳ ﻻَ َ ْ ُ ﱠ ِ ً ْ َ ﱠُ ُ َ ُ َ ). ﱢ 2

İbn Nüceym, el-Bahrü'r-râ'ik, I, 389; İbn Âbidîn, Hâşiye ‘alâ Reddi’l-muhtâr, I, 579; Cezîrî, el-

Mezâhibü'l-erba‘a, I, 388.

3

Cezîrî, el-Mezâhibü'l-erba‘a, I, 384. 4

Buhûtî, Keşşâfü'l-kınâ‘, II, 29. 5

İbn Âbidîn, Hâşiye ‘alâ Reddi’l-muhtâr, I, 375. 6

cemaat oluşturabilmesidir. İşitme engelliler, kendileri gibi işitme engelli veya duyan bir imâma uymak üzere cemaat oluşturabilirler. Ancak Cuma namazı için oluşturulan cemaatin tamamı işitme engelli olduğu zaman hutbeyi dinleyen olmayacaktır ve cumanın farzı yerine gelmeyecektir. Bu durumda cemaatin tamamı işitme engelli olmamalıdır. Bunun dışında işitme engelliler cemaat oluşturmada duyanlar gibidir.

1.6.3. Konuşma Engeli

Konuşma engelinin cemaat oluşturmada tesiri vardır. Cemeatle namazda konuşma engelli, konuşma engelliye veya ümmiye uyabilir fakat aksi olmaz. Ümminin tahrimeye muktedir olması hâlinin konuşma engelliden daha kuvvetli olduğuna delildir.1

Hanefîlere göre konuşma engellilerin kendi gibiler için imâmet selahiyeti bulunduğu için cemaat oluşturmaları sahihtir.2 Malikîler bu konuya değinmeden genel olarak mükellef, hür erkek, mukim kişilerden cemaat oluşturulur demişlerdir. 3 Demek ki belirtilmediğine göre konuşma engellilerle cemaat oluşabilir. Hanbelîler de konuşma engellilerin ancak kırk kişi olduklarında cemaat oluşturabileceklerini ifade etmişlerdir.4

Konuşma engellilerin cemaat oluşturamamaları yönünde fakihlerin bir görüşüne rastlanmamıştır. Dolayısıyla konuşma engelliler cemaat oluşturabilirler. Hatta konuşma engellilerin engellerinden dolayı namazlarını cemaatle kılmaları daha uygun olur.

1.6.4. Ortopedik Engel

Ortopedik engelin cemaatle namaz kılmaya tesiri vardır. Eğer cemaate katılmak için ortopedik engelli cemaate gidemeyecek durumda olursa bundan muaf olur. Ama gitme isteğinde olup da gidememesi halinde yine de cemaat sevabına ulaşır.

1

İbn Âbidîn, Hâşiye ‘alâ Reddi’l-muhtâr, I, 579, 594. 2

İbn Nüceym, el-Bahrü'r-râ'ik, I, 389; İbn Âbidîn, Hâşiye ‘alâ Reddi’l-muhtâr, I, 579; Cezîrî, el-

Mezâhibü'l-erba‘a, I, 388.

3

Devvânî, Fevâkihu’d-Devvânî, I, 260. 4

Daha önce geçen görme engelinin cemaate katılması hakkındaki görüşler ortopedik engellinin cemaata katılması hakkında da geçerlidir. Ortopedik engelli eğer bir vasıta ile veya ücretli yahut ücretsiz birisinin yardımı ile gitme imkânı bulursa cemaatle namazda hazır olmaya çalışmalıdır. Çünkü gücü yeterse bundan sorumlu olur. Yetmezse sorumlu olmaz.

Cemaate katılmama mazeretleri arasında felçli, kötürüm, eli ayağı kesik, sadece bir ayağı veya iki ayağı kesik gibi ortopedik engelli kişiler de sayılmıştır. Ebû Hanife’ye göre bunların binekleri ve vasıtaları olsa bile cemaate katılmaları vacip değildir.1