• Sonuç bulunamadı

B- Kürdistan Pazarı

III- Burjuvalar

Doğu İllerinde burjuva unsurları var mı? Bu unsurların zümreleri ne-lerdir?

Doğu İllerinde klâsik anlamıyla “burjuva”dan çok, “burjuvalaşan” un-surlar içinde baskın tip: Ticaret kapitalistleri ile Tefeci Sermayedarı’dır…

Bu iki başlıca kategoriden sonra gelenler, Finans-Kapitalistler ve en bel-li bebel-lirsiz olanlar da Sanayi Kapitabel-listleri’dir. Sanayi Sermayesi, burada hâlâ kapitalistliğin koza devrinde, El-imalâthanesi aşamasındadır. Banka sermayesi, Batı’daki rolüne Doğu’da da girişmek üzeredir. Geç gelmesine rağmen, bölgenin bütün sivrilmiş kapitalistlerini Biricik Finans-Kapital Kampı’nda derlemek ve Türk Burjuvazisinin kasalarıyla bağlayarak, İş ve Devlet bankalarının uydusu haline getirmek girişimindedir. Burjuva unsur-ların oranı % 1-1,5’lardadır.

Doğu İllerinin burjuvalaşma sürecine uyan unsurlar başlıca şu üç kök-ten gelir:

1- Ağalardan;

2- Tacirlerden;

3- Aydınlardan…

1- Aydınlardan geliş: Nasıl geldiğini ilgili bölümde belirttik. Bunlar Müteahhitlikten, Genel Hizmetler denilen şekle kadar çeşitlidirler.

2- Ağalardan geliş: Ağa deyince, çoğunlukla derebeyi ve derebeyi ar-tığı arazi ve emlak sahipleri ile pek çok, az ve seyrek olarak da bazı kalın ve varlıklı köylüleri kastediyoruz.

Bunlar, kısmen kendiliklerinden ve kısmen Kemalizmin idarî ve siyasi önlemleriyle, yavaş yavaş ölü define halinde kalan topraklarını, yine kıs-men çın çın öten ve gönüller çelen çil akçaya çeviriyor ve akçaları işletme-nin kapitalistçe yollarını, bazen aramadan bile, buluyorlar. Daha çok iratçı kapitalistliğe eğilim gösteriyorlar. Tarım burjuvaları [sayılabilirler].

3- Tacirlerden geliş:

Bu zümreye:

a) İşi küçükten büyüten bezirgânlar, manifaturacılar vb.nin... azman-ları, bir kelime ile özellikle Tacirler;

b) Katırcılar (büyük veya küçük bir tür ticaret kervancıları);

c) Kaçakçı tüccarlar… girer.

Bu üç grupta burjuvalaşan unsurları, ilişki ve ilgilerine göre, halkla Kemalizm arasında dizersek, Kemalizme en yakın olanların başında Ay-dınlıktan gelme burjuvalar, sonra Ağalıktan gelmeler, en sonra da üçüncü zümredir. Üçüncü zümre içinde de, gene Kemalizmle en çok çelişki halin-de olanlar, tersine hizadakiler; yani aşağıdan yukarıya evvelâ Kaçakçılar, sonra Katırcılar, nihayet özellikle Tacirlerdir.

Kategori itibariyle tarifleri bu olan Doğu İllerinin burjuvalaşmış unsur-ları içinde, yukarıdaki stratejik sınıflama, daha çok yataylığına bir bölüm-lemedir. Oysaki sırf böyle bir sınıflama da yetmez. Ayrıca dikeyliğine de bir sınıflama yapmak gerekir. Yani aşağıdan yukarıya doğru da tabakaları ayırt etmek gerekir. Başka deyişle, bu üç kategori içinde, ufak sermayedar-larla daha kalın ve kodamanları aynı çıkar ve düşünceli değildirler. Genel kural olarak denilebilir ki, burjuvalaşan unsurlar içinde daha büyük olan sermayeliler, daha küçük olan sermayelilerden çok Türk Burjuvazisi ile işbirliği ve sömürü beraberliği kurmuşlardır.

1- Burjuvalaşmış Aydınlar, eskiden beri bağlı oldukları Kemalist devlet cihazıyla içli dışlıdır. Onun için, Türk burjuvazisiyle hemen de sızıltısız bir klik halinde bulunur. Henüz Türk Burjuvazisiyle ciddi bir uyuşmazlık sorunu yok gibi.

2- Burjuvalaşmış ağaların Kemalizmle bir geçmişten, bir de gelecekte olmak üzere iki mız noktası vardır. Bu kategori hoşnutsuzdur, çünkü:

a) Geçmişteki ve aslındaki sınıfın izlerini psikolojisinde taşır.

b) Günümüzde ve gelecekte, Kemalist Burjuvazinin sinir sistemi demek olan Finans-Kapital şebekesini büyüttükçe, bu zümrenin epeyce bir kısmı-na karşı, Tefeci sermaye ile başlamış olan çelişki cinsinden çatışmalara uğrayacaktır. Bu zümreden iratçı olmayan ve tarım kapitalisti olmak yete-neğini gösterenlere karşıysa, Türk Burjuvazisinin çoktan güveni kalkmış-tır. Doğu İllerinde tarımın makineleşmesi değil, gelişmesi bile Kemalizme dokunuyor. Onun için, oralardaki traktör işletme girişimleri, daima, sözle verilen vaatlere rağmen, kırtasiyeci fiiliyat içinde boğuntuya getiriliyor ve sadakati su götürmez unsurlar buluncaya kadar Numune Çiftliğinden ile-riye geçemiyor. Bu yüzden, bu zümre burjuvalaşmış Doğu İlliler içindeki

tepkiler, “ulusal” denilen öz burjuva eğiliminden çok, “irticaî” denilen ge-riye özlem niteliğinde kalıyor.

3- Üçüncü kategorinin üç çeşidi içinde, Kürdistan’ın tarihsel ve ekono-mik şartları bakımından en ortodoksu, burjuva temsilcisi Katırcılar oluyor.

Bunlar kaçakçılıkla da bulaşır, özellikle tacirlik de yaparlar. Fakat içlerin-de, Kemalizmin mutemedi [güvendiği kimseler] olan milletvekillerinden, en hoyrat “pirate”lara* kadar gayet farklı, fakat Kürdistan Burjuvazisinin bütün özelliklerini temsil eden tipler yetişir.

Kürdistan’ın iç köylerine doğru dal budak salan değiş tokuş ilişkileri-nin temsilcileri, özellikle bu üçüncü kategori Tacirlerdir. Bununla birlikte, bunlar, iç köylerde henüz bağımsız bir güç şeklinde gözükmüyorlar. Özel-likle aşiretler arasında ticaret yapabilmek için, ya aşiret başları ile tanış, yahut da oranın yerlisi olmak gerekir. Talandan kurtulabilmek ve serbestçe ticaret yapabilmek için klasik şart, Ağanın marabası olmaktır. Yoksa doğ-rudan doğruya aşiret içine girmek bir sergüzeşt [macera] olur. Ağa, zaten, sorulursa mal satmaz, fakat, perakende mal satmaz; yoksa yıllık ürününün fazlasını toptan satışa çıkarmaz değil. Bu satışlar gibi, genellikle şehirle köy arasındaki değişim, hele aşiretlerin esas toplumsal yapıyı oluşturduk-ları bölgelerde -ki bu bölgeler Kürdistan’ın büyük bir kısmını tutar- hep Ağa ile içli dışlı, hısım akraba olmuş Tacirler tarafından yapılır. O zaman Ağanın adamları, aynı zamanda Tacirin muhafızları olur.

Bu Tacirlerin çoğunluğu, oldukça sermaye biriktirebilirlerse, toprağa dönerler. Köy tefecisi, üretici güçlerini az çok geliştirmiş arazi sahibi ve ta-rım kapitalizminin rüşeymi [embriyonu] olur, bazen de ağalaşmağa kadar kararlar. Bunlar Türk Burjuvazisinden çok Kürt Köylülüğüne ve Batı İlleri pazarından çok Suriye Pazarına bağımlıdırlar. Sıkıyönetimde, Ağaları göl-gede bırakmak ve ağır ekonomik ve malî baskılarla bütün varlarına, Baçtan [Osmanlı’daki gümrük vergisinden] çok ortak çıkmak yoluyla, ekonomik ve siyasi olarak zulmüne uğradıkları Kemalizme candan düşmandırlar. Bu-nunla beraber, derebeyi artığı ilişkilerle de daha dost sayılamazlar. Onun için “ehven’i şer [kötünün iyisi]” üzredirler.

* Pirate (Fr.): Korsan, vurguncu zengin.