• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde, Öğrencilerin demografik değişkenlerine ilişkin frekans dağılımı Tablo-3’te; Sosyal Beceri Düzeyleri ile Algılanan Anne-Baba Davranışları arasındaki ilişki Tablo-4’te; : öğrencilerin okul türüne göre Sosyal Beceri, Algılanan Anne-Baba Davranış Toplam Puanlarına ilişkin sonuçlar Tablo-5’te; Sosyal Beceri Ölçeğinin alt ölçek puanları ile Algılanan Anne-Baba Davranışları Envanterinin alt ölçek puanları arasındaki ilişki Tablo-6’da; okul türüne göre sosyal beceri puanları ile algılanan anne-baba davranış puanlarının farklılık gösterip göstermediğine yönelik yapılan analizler Tablo-7,8,9,10 ve 11’de verilmiştir.

Öğrencilerin demografik değişkenlerine ait frekans ve yüzdeler Tablo-3’te verilmiştir.

Tablo-3: Öğrencilerin Demografik Değişkenlerine İlişkin Frekans Tablosu

Değişkenler Alt Kategoriler n %

Düz Lise 122 32.3 Meslek Lisesi 112 29.6 Anadolu-Fen-Süper Lisesi 144 38.1 Okul Türü Toplam 378 100.0 Kız 213 56.8 Erkek 162 43.2 Cevapsız 3 0.8 Cinsiyet Toplam 378 100.0 15 42 11.2 16 251 66.8 17 80 21.3 18 3 0.8 Cevapsız 2 0.5 Yaş Toplam 378 100.0 Bir 17 4.5 İki 133 35.3 Üç 116 30.8 Dört ve daha fazla 111 29.4 Cevapsız 1 0.3

Ailedeki Çocuk Sayısı

Toplam 378 100.0

Birinci 147 38.9

İkinci 142 37.6

Üçüncü 53 14.0

Dördüncü veya daha sonraki 36 9.5 Doğum Sırası

Toplam 378 100.0

Okur Yazar değil 3 0.8

İlkokul 85 22.6

Ortaokul 80 21.3

Lise 116 30.9

Yüksekokul 92 24.5

Cevapsız 2 0.5

Baba öğrenim durumu

Toplam 378 100.0

Okur Yazar değil 15 4.0

İlkokul 172 45.6

Ortaokul 68 18.0

Lise 82 21.8

Yüksekokul 40 10.6

Cevapsız 1 0.3

Anne öğrenim durumu

Toplam 378 100.0

Evet 63 16.7

Hayır 314 83.3

Cevapsız 1 0.3

Anne çalışma durumu

Tablo-3 incelendiğinde; çalışmaya katılan öğrencilerin % 38.1’i Anadolu- Fen Lisesi ve Süper lise, % 29.6’sı meslek lisesi, % 32.3’ü düz lisede öğrenim görmektedir. Öğrencilerin cinsiyetlerine bakıldığında; %56.8’inin kız, %43.2’sinin erkek olduğu görülmektedir (% 0.8’i cinsiyetlerini belirtmemiştir). Yaş grubu olarak da öğrencilerin % 66.8’inin 16, % 0.8’inin 18, % 21.3’ünün 17, % 11.2’sinin 15 yaşında olduğu görülmektedir (% 0.5’i yaşlarını belirtmemiştir.). Ailedeki çocuk sayısına bakıldığında; öğrencilerin % 35.3’ünün iki kardeş, % 4.5’inin tek çocuk, % 30.8’inin üç kardeş, % 29.4’ünün dört ve daha fazla sayıda kardeşe sahip olduğu görülmektedir (% 0.3’ü ailedeki çocuk sayısını belirtmemiştir). Doğum sırasına bakıldığında ise öğrencilerin % 38.9’unun birinci, % 9.5’inin dördüncü ve daha sonraki, % 37.6’sının ikinci, % 14.0’ının ise üçüncü çocuk olduğu görülmektedir. Baba öğrenim durumlarına göre öğrencilerin babalarının % 30.9’unun lise, % 0.8’inin okuryazar değil, % 24.5’inin yüksekokul, % 22.6’sının ilkokul, % 21.3’ünün ortaokul mezunu olduğu görülmektedir (% 0.5’i babalarının öğrenim durumunu belirtmemiştir). Anne öğrenim durumlarına göre ise % 45.6’sının ilkokul, % 4’ünün okuryazar değil, % 21.8’inin lise, % 18’inin ortaokul, % 10.6’sının yüksekokul mezunu olduğu görülmektedir (% 0.3’ü annelerinin öğrenim durumunu belirtmemiştir). Anne çalışma durumuna göre; öğrencilerin % 83.3’ünün annesinin her hangi bir işte çalışmadığı (ev hanımı olduğu), % 16.7’sinin annesinin ise resmi ya da özel herhangi bir işte çalıştığı görülmektedir (% 0.3’ü annelerinin çalışma durumunu belirtmemiştir).

Sosyal beceri puanları ile algılanan anne davranış puanları ve algılanan baba davranış puanları arasında ilişki olup olmadığını test etmek amacıyla Spearmen Korelasyon analizi kullanılmış ve sonuçları Tablo-4’te verilmiştir.

Tablo-4: Öğrencilerin Sosyal Beceri Toplam Puanları ile Algılanan Anne ve Baba Davranış Toplam Puan Ortalamalarına İlişkin Korelasyon Sonuçları

Toplam Sosyal

Beceri Puanları Anne Davranış Puanları

r p N r p N

Toplam Anne

Davranış Puanları 0.095 0.065 378 Toplam Baba

Davranış Puanları 0.193** 0.000 378 0.569** 0.000 378

Tablo-4’e göre, öğrencilerin sosyal beceri puanları ile anne davranış puanları arasında anlamlı bir ilişki görülmemektedir (p=0.065>0.05, r=0.095).

Yapılan araştırmalarda; algılanan anne davranışlarının tüm boyutlarda baba davranış puanlarına göre daha yüksek puan aldığı (Baykal,1996); çocuk anne ilişkisinin, ebeveyn yaklaşımlarının çocukların sosyal becerilerinin önemli belirleyicilerinden olduğu (Mize ve Pettitt,1997); çocukların sosyal beceri düzeyi ile annelerin sosyal beceri alt boyutları arasındaki ilişkinin yüksek olduğu (Özabacı,2006); çocuğun bireysel özelliklerinin, çocukların davranışlarının, bunların akranlar tarafından karşılıklarının ve annelerin çocuklarına yaklaşımlarının sosyal olarak başarılı veya başarısız çocukların olmasına neden olduğu (Atili,1990); annenin ergene yönelik uyumlu davranışıyla, desteğiyle harmanlanmış güven temelli anne- ergen ilişkisinin, ergenin düşünce ve konuşmalarında kendini daha rahat ifade etmesini sağladığı (Allen, Kilmer, Land, Kuperminc, Moore, O’beirne-Kelly ve Mcelhaney,2003); kızların anne- kız yakınlığı (bağlılığı) raporlarında anneleri tarafından demokratik davranılan kızların en yakın arkadaşlarıyla sıcak ilişkiler kurdukları (Gold ve Yahof ,1986) tespit edilmiştir.

Yapılan çoğu araştırma, ebeveyn-çocuk iletişiminde, çocukların ilk etkileşimde bulunduğu kişi olarak annenin önemini vurgulamaktadır. Annenin çocukla yakın ve uzun süreli etkileşimi sonucunda belirli beceri ve davranış şekilleri çocuk üzerinde daha fazla etkili olmaktadır. Bu araştırmanın bulgularında beklenilenin tersine bir sonuç çıkmıştır. Özyürek (2004), yaptığı araştırmada kentsel ve kırsal yerleşim birimlerinin her ikisinde de annelerin babalara göre daha koruyucu, daha demokratik ve daha katı/sert tutuma sahip olduklarını belirlemiştir. Yani gençler annelerini hem daha fazla sevgi veren, tutarlı disiplin uygulayan hem de daha fazla cezalandıran ebeveyn olarak algılamaktadırlar (Baykal,1996). Annelerin daha koruyucu, katı ve cezalandırıcı tutumlarının yanında; öğrenim düzeyi yüksek olan annelerin öğrenim düzeyi düşük olan annelere göre, çalışan annelerin çalışmayan annelere göre çocukları ile kurdukları iletişim ve sosyal ilişkilerin daha olumlu düzeyde olacağı düşünülmektedir. Tablo-3 incelendiğinde örneklem grubundaki öğrencilerin annelerinin büyük çoğunluğunun çalışmadığı (% 83.3) ve yüksek okul mezunu (% 10.6) olanların sayısının çok az olduğu görülmektedir. Annenin öğrenim düzeyindeki düşüşle birlikte; çocuk yetiştirme tutumları yönünden olumsuz davranışlar gösterdikleri, ergenlerin anne ile etkileşimlerinin daha az olduğu, dolayısıyla annelerin çocuklarının sosyal beceri gelişimlerinde daha az etkili oldukları düşünülebilir. Hoffman (1979), yaptığı araştırmada, çalışan annelerin kızlarının daha etkin, bağımsız, dışarı çıkan, güdülü olduğunu, çeşitli akademik başarı ölçümlerinde daha iyi başarı gösterdiğini, daha uyumlu göründüğünü belirtmektedir. Hoffman. “bütün tablonun, annenin çalışmasının ergenlerin gereksinmelerini gidermede tam zamanlı annelikten daha iyi olduğunu düşündürdüğü sonucuna varmaktadır (Akt.,Gander ve Gardiner:2001:486). Araştırmanın sonucu üzerinde bu etkenlerin etkili olduğu düşünülebilir. Vermulst, Stattin, Engels, Ha ve Overbeek (2007), yaptıkları araştırmada, ebeveyn-ergen arasındaki ilişki zayıflığının, taraflar arasında anlaşmazlığa sebep olduğunu ve bu anlaşmazlığın ergenlerin ebeveynleriyle olan diyaloglarını azalttığını ortaya koymuşlardır. Deniz (2003), yaptığı araştırmada, anne tutumlarına göre üniversite öğrencilerinin sosyal beceri düzeyleri arasındaki farkların önemsiz olduğunu saptamıştır. Bu araştırma sonucu ile elde edilen bu bulgu benzerlik göstermektedir. Dicle (2006), yaptığı araştırmada anne ve baba tutumlarına göre üniversite öğrencilerinin sosyal beceri düzeyleri

arasındaki farkların önemsiz olduğunu saptamıştır. Dicle (2006)’nin yaptığı araştırmanın bulgusu ile bu araştırmanın anne davranışları ile sosyal beceri arasındaki sonucu benzerlik göstermekle birlikte; baba davranışları ile sosyal beceri arasındaki ilişkide farklılık görülmektedir.

Öğrencilerin toplam sosyal beceri puanları ile toplam baba davranış puanları arasında anlamlı bir ilişki görülmektedir (p=0.000<0.05, r=0.193). Toplam sosyal beceri puanları arttıkça Toplam Baba Davranış puanları da artmaktadır.

Yapılan araştırmalarda, algılanan anne-baba tutumlarının, çocukların uyum düzeyleri (Akbağ,1994; Yılmaz,2000; Erkan,2002), ruh sağlığı ve başa çıkma mekanizmaları (Baykal,1996), kendisi hakkında olumlu duygular geliştirmesi (Haktanır ve Baran,1998), özgecilik düzeyleri (Elmas,1998), benlik saygısı ve atılganlıkları (Örgün,2000), ahlaki yargıları (Tola,2003), otonomi ve sorumlulukları (Pipp, Shaver, Jennigs, Lamborn, Fischer,1985), kendini kabul düzeyleri (Çivitçi,1998) üzerinde etkilerinin olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Yapılan araştırmalarda; ebeveyn çocuk ilişkisinin, çocukların psikososyal gelişimlerini etkilediği (Rudolph, Hammen ve Burge,1995); ebeveynlerin duygusal davranışlarının çocuklarının sosyal yönlerini kullanmalarını ve toplum yanlısı davranış sergilemelerini etkilediği (Eisenberg, Fabes, Murphy,1996); ebeveynlerin antisosyal davranışlarının, çocukların da sosyal davranışlardan yoksun olmalarına neden olduğu (Caldarella ve Merrell,1997); ebeveynleriyle güvenli bağlanma biçimlerinin ergenlerin sosyal becerilerini ve yalnızlıkla ilgili tutumlarını etkilediği (DiTommaso, Brannen- McNulty, Ross ve Burgess,2002); ebeveyn davranışları ve çocuğun mizaç özelliklerinin olumlu sosyal gelişime doğrudan ve zihin kuramını, etkileme yoluyla, dolaylı etkiye sahip olduğu (Yağmurlu, Sanson ve Köymen,2005); anne-babaları bir arada yaşayan ergenlerin, anne- babaları ayrılmış ya da ölmüş olanlara göre daha çok ailesel sosyal destek gördükleri için sosyal becerilerinin ve benlik algılamalarının daha iyi olduğu (Parish ve Parish,1991); öğrencilerin sosyal yetkinlik beklentilerinin, anne-baba tutumlarına göre farklılık gösterdiği (Sayma,2001); anne-baba ve ergen ilişkisinin, ergenlerin sosyal becerileri üzerinde

önemli etkisi olduğu (Engels, Finkenauer, Meeus ve Deković,2001; Bell,Avery, Jenkins, Feld ve Schoenrock,1985; Özabacı,2006) tespit edilmiştir.

Son yıllarda babanın çocuğun gelişme ve eğitiminde etkin bir rol aldığı gözlenmektedir (Yavuzer, 1998:20). Amato ve Ochiltree (1986), babanın çocukla konuşma ve ilgisinin, ailenin birlikte faaliyetlerde bulunmasının, çocuğun benlik kavramını ve aile ilişkilerini olumlu yönde etkilediğini bulmuşlardır (Akt., Hortaçsu,2003:120). Albükrek (2002), yaptığı araştırmada; çocuk, babasının kendine karşı tutumunu olumlu yönde algıladıkça çocuğun kendi benlik kavramı algısının da olumlu yönde arttığını tespit etmiştir. Amato ve Rivera (1999), yaptıkları araştırmada; babanın çocuk üzerinde ilgisinin artmasıyla çocuğun problemli davranışlarının azaldığını tespit etmişlerdir (Akt.,Yılmaz,2000:29). Fagan, Bernd ve Whiteman (2007), yaptıkları araştırmada, babaların çocuklarının bakımına katılmalarının onların streslerini azalttığını ve çocuklarıyla olan iletişim ve bağlılıklarının da bu sayede güçlendiğini belirtmişlerdir. Bütün bunlar dikkate alındığında; gelişim süreci içinde, başarılı sosyal etkileşim, yeterli özgüven ve kendi kendini disipline etme gibi özelliklerin kazanılmasında, başarılı bir baba modeliyle kurulan özdeşimin önemi tartışılamaz (Yavuzer, 2003:75). Araştırmanın sonucu üzerinde bu etkenlerin etkili olduğu düşünülebilir.

Algılanan anne davranış toplam puanları ile toplam baba davranış puanları arasında anlamlı bir ilişki görülmektedir (p=0.000<0.05, r=0.569). Toplam anne davranış puanları arttıkça toplam baba davranış puanları da artmaktadır.

Kağıtçıbaşı (1971), yaptığı araştırmada aile içinde geleneksel rol ayrımının hala sürdüğü, kadının aile içi statüsünün erkeğinkinden hala düşük olduğu, karar verme olgusunun diğer ülkelere oranla ülkemizde daha fazla erkeğe ait olduğuna işaret etmiştir (Akt., İkizoğlu,1993:84). Baykal (1996), yaptığı araştırmada her anne davranışı alt ölçeği ile aynı baba davranışı alt ölçeği arasında oldukça güçlü ve aynı yönde pozitif ilişki saptamıştır. Gjerde (1987), yaptığı araştırmada anne-babaların çocuklarıyla olan ilişkilerinin eşlerinin varlığından etkilendiğini tespit etmiştir (Akt., Hortaçsu,2003:117). Tutarlı olma, pek çok anne-babaya çocuklarına karşı birleşik

cephe oluşturmalarının yanında, duygularında da birliktelik gereğini düşündürür. Bu, çocuk yetiştirmedeki en güçlü inanışlardan biridir (Gordon, 2003:21). Bu bulguyla, çocuğun yetiştirilmesinde, annenin çocuk yetiştirme tutumunu, babanın tutumunu desteklemek şeklinde algıladığı şeklinde düşünülebilir.

Sosyal beceri toplam puanları ile algılanan anne-baba davranış toplam puanlarının, okullara göre dağılımlarını ve farklılık gösterip göstermediğini incelemek için normal dağılım göstermeyen iki gruplu karşılaştırmalarda Mann- Whitney U testi, 3 ve daha fazla gruplu karşılaştırmalarda ise Kruskall-Wallis testi kullanılmış ve sonuçları Tablo-5’te verilmiştir.

Tablo-5: Öğrencilerin Okul Türüne Göre Sosyal Beceri, Algılanan Anne-Baba Davranış Toplam Puanlarına İlişkin Kruskall Wallis Testi Sonuçları

Tablo-5’e göre, öğrencilerin okul türüne göre toplam sosyal beceri puanları (p=0.647>0.05 Kruskall-Wallis testi), algılanan toplam anne (p=0.405>0.05 Kruskall-Wallis testi) ve baba davranış puanları (p=0.437>0.05 Kruskall-Wallis testi) açısından anlamlı farklılık görülmemektedir.

Yapılan araştırmalarda çocukların sosyal beceri düzeylerinin gelişiminde ebeveynlerle geçirilen günlük yaşantı deneyimlerinin önemli etkisinin olduğu belirlenmiştir (Cohn, Patterson ve Christopoulous,1991; Parke ve Ladd, 1992; Akt.,Özabacı, 2006:176). Yine yapılan araştırmalar, çocukların sosyal becerilerinin gelişmesinde ve kullanılmasında aile ile iyi kurulan iletişimin önemli olduğunu ortaya koymaktadır (Kazdin,1979; Lieberman,1979;Akt.,Şahin,2001:442). Aynı zamanda, olumlu sosyal davranışların yaşa, cinsiyete ve sosyoekonomik düzeye göre farklılaşmakta olduğu belirlenmiştir (Özabacı,2006:177). Ergenin içinde bulunduğu

Değişkenler Okul Türleri N Ort. Ortanca ss Min Max Sıra Ort.

Ki- Kare (KWH) Sd P Düz Lise 122 284.2 284 31.1 203 375 182.5 Meslek Lisesi 112 285.7 286 28.6 219 353 195.7 Toplam Sosyal Beceri Puanı Anadolu- Fen- Süper Lisesi 144 287.2 282 26.8 236 373 190.6 0.87 2 0.647 Düz Lise 122 77.3 79 10.2 37 97 195.5 Meslek Lisesi 112 75.9 78 9.4 47 99 177.9 Algılanan Anne Davranış Ölçeği Toplam Puanları Anadolu- Fen- Süper Lisesi 144 77.6 78 10.2 37 100 193.4 1.81 2 0.405 Düz Lise 122 68.5 70 11.0 34 88 194.5 Meslek Lisesi 112 67.4 68 9.4 40 85 178.4 Algılanan Baba Davranış Ölçeği Toplam Puanları Anadolu- Fen- Süper Lisesi 144 68.7 70 10.0 42 90 193.9 1.66 2 0.437

yaşın da etkisiyle sosyal gelişimde akran grupları da önemli hale gelmektedir. Akran ilişkileri çocuğa pek çok şey kazandırır. Hortaçsu (1989), yaptığı araştırmada, Türk gençlerinin on iki-on sekiz yaşları arasında arkadaşlarla konuşmalarının arttığını bulmuştur. Ergenlik döneminde öğrencilerin sosyal gelişimlerinde akran grupları, öğretmen-öğrenci ilişkileri gibi faktörlerin etkili olduğu söylenebilir. Sosyal becerilerin genel kişilik özelliklerinin bir uzantısı olduğu varsayıldığında; sosyal becerilerin okul türlerinden ziyade günlük yaşam deneyimlerinden daha çok etkilenebileceği düşünülebilir. Bu araştırmalarda da ortaya konulduğu gibi aile ile kurulan iletişimin kalitesinin, yaş, cinsiyet, sosyoekonomik düzey, akran grupları gibi farklı etkenlerin ergenlerin sosyal becerilerinin gelişiminde, devam edilen okul türünden daha etkili olduğu düşünülebilir.

Algılanan Anne-Baba Davranışları Envanteri alt ölçekleri ile Sosyal Beceri Envanteri alt ölçekleri arasında ilişki olup olmadığını test etmek amacıyla Spearmen Korelasyon analizi kullanılmış ve sonuçları Tablo-6’da verilmiştir.

Tablo-6: Öğrencilerin Algıladığı Anne-Baba Davranış Ölçeği Alt Ölçek Puanları İle Sosyal Beceri Alt Ölçek Puanlarına İlişkin Korelasyon Sonuçları

Sosyal Beceri Envanteri Alt Ölçekleri

Alt Ölçekler Duyuşsal

Anlatımcılık Duyuşsal Duyarlılık Duyuşsal Kontrol Sosyal Anlatımcılık Sosyal Duyarlılık Sosyal Kontrol r 0.070 0.175 0.083 0.130 -0.042 0.197 p 0.176 0.001* 0.107 0.011* 0.417 0.000* İlgi ve Şefkat Gösterme N 378 378 378 378 378 378 r 0.059 0.161 -0.058 0.178 -0.022 0.218 p 0.249 0.002* 0.263 0.001* 0.670 0.000* Amaçlara Ulaşmada Yardımcı olma N 378 378 378 378 378 378 r 0.118 0.326 -0.037 0.233 0.129 0.219 p 0.021* 0.000* 0.468 0.000* 0.012* 0.000* Tutarlı Disiplin N 378 378 378 378 378 378 r 0.051 -0.122 0.107 -0.011 -0.210 0.039 p 0.320 0.018* 0.038* 0.836 0.000* 0.454 Koruyuculu k N 378 378 378 378 378 378 r -0.053 0.104 0.016 0.095 -0.020 0.103 p 0.301 0.043* 0.751 0.065 0.702 0.045* Fiziksel Cezalandırm a N 378 378 378 378 378 378 r 0.003 -0.046 -0.025 -0.116 -0.038 -0.046 p 0.951 0.377 0.634 0.024* 0.462 0.376 Başarı için Baskı N 378 378 378 378 378 378 r -0.035 -0.153 0.072 -0.058 -0.181 0.045 p 0.502 0.003* 0.160 0.261 0.000* 0.380 A lg ıl an an A nn e D av ra nı ş Ö lç eğ i A lt Ö lç ek le ri Duygusal Cezalandırm a N 378 378 378 378 378 378 r 0.052 0.183 -0.023 0.215 0.041 0.220 p 0.312 0.000* 0.655 0.000* 0.428 0.000* İlgi ve Şefkat Gösterme N 378 378 378 378 378 378 r 0.041 0.188 0.064 0.193 0.068 0.157 p 0.423 0.000* 0.212 0.000* 0.190 0.002* Amaçlara Ulaşmada Yardımcı olma N 378 378 378 378 378 378 r 0.085 0.341 -0.047 0.262 0.104 0.271 p 0.097 0.000* 0.362 0.000* 0.043* 0.000* Tutarlı Disiplin N 378 378 378 378 378 378 r -0.128 -0.063 0.024 -0.028 -0.128 0.077 p 0.012* 0.224 0.641 0.588 0.013* 0.136 Koruyuculu k N 378 378 378 378 378 378 r -0.002 0.162 0.033 0.098 0.095 0.103 p 0.975 0.002* 0.521 0.057 0.064 0.045* Fiziksel Cezalandırm a N 378 378 378 378 378 378 r -0.055 -0.152 -0.043 -0.130 -0.074 -0.070 p 0.287 0.003* 0.409 0.011* 0.151 0.177 Başarı için Baskı N 378 378 378 378 378 378 r -0.037 -0.067 0.084 -0.009 -0.075 0.075 p 0.476 0.195 0.103 0.867 0.146 0.147 A lg ıl an an B ab a D av ra nı ş Ö lç eğ i A lt Ö lç ek le ri Duygusal Cezalandırm a N 378 378 378 378 378 378 *p<0,05

Tablo-6’ya göre Algılanan Anne İlgi ve Şefkat Gösterme alt ölçeği puanları ile öğrencilerin Duyuşsal Duyarlılık (p=0.001<0.05 ; r=0.175), Sosyal Anlatımcılık (p=0.011<0.05 ; r=0.130 ), Sosyal Kontrol (p=0.000<0.05 ; r=0.197 ) puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Algılanan İlgi ve Şefkat Gösterme puanları arttıkça Duyuşsal Duyarlılık, Sosyal Anlatımcılık, Sosyal Kontrol puanları da artmaktadır.

Algılanan Baba İlgi ve Şefkat Gösterme alt ölçeği puanları ile öğrencilerin Duyuşsal Duyarlılık (p=0.000<0.05 ; r=0.183), Sosyal Anlatımcılık(p=0.000<0.05; r=0.215), Sosyal Kontrol (p=0.000<0.05 ; r=0.220) puanları arasında anlamlı bir ilişki görülmektedir. İlgi ve şefkat puanları arttıkça Duyuşsal Duyarlılık, Sosyal Anlatımcılık, Sosyal Kontrol puanları da artmaktadır.

Yapılan araştırmalarda, ebeveynlerin sıcak, memnun edici, içten ve karşılıklı ilişkilerle çocuklarına davranmaları durumunda; ergenlerin kendilerine olan güvenlerinin arttığı arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde ve duygusal ilişkilerinde sorun yaşamadıkları görülmüştür (Engels, Finkenauer, Meeus ve Deković ,2001; Furman, Simon, Shaffer ve Bouchey,2002; Gold ve Yahof ,1986; Black ve Logan,1995). Anne-babaların sevecen, hoşgörülü ve kabul edici olmalarının sosyal uyumu olumlu yönde; soğuk, sınırlayıcı, katı ve reddedici olmalarının olumsuz yönde etkilediği (Şakır,1987; Akbağ,1994), böyle aile ortamlarında çocukların kendini kabul düzeylerinin yükseldiği (Çivitçi,1998), daha yüksek sosyal beceriye sahip oldukları (Şahin,2001); ebeveynlerin duygusal davranışlarının çocuklarının sosyal yönlerini kullanmalarını ve toplum yanlısı davranış sergilemelerini etkilediği (Eisenberg, Fabes, Murphy,1996); fiziksel yakınlık, yüze bakma süresi, sözel iletişim süresi ve kişilerarası ilişki düzeyi değişkenlerinin değerlendirildiği araştırmada, bu değişkenlerin kişisel ilişkiye ve olumsuz ilişkiye yöneltim düzeyleri arasında anlamlı bir farklılaşmanın olduğu (Akkurt,1989;Akt.,Hamarta,2000:18); aile içi konuşmalarında zihin durumlarına (örn., istek, dilek) daha çok atıfta bulunan annelerin çocuklarının, başkalarının duygularını daha iyi anladıkları (Dunn, Brown ve Beardsall,1991;Akt., Yağmurlu, Sanson ve Köymen, 2005:5); duygu ve

düşüncelerini daha çok dışa vuran ebeveynlerin çocuklarının, duygu ve düşüncelerini daha az dışa vuran ebeveynlerin çocuklarına göre iletişim kurarlarken kendilerini ve duygularını daha iyi ve açık bir şekilde ifade edebildikleri (Halberstadt,1986; Allen, Kilmer, Land, Kuperminc, Moore, O’beirne-Kelly ve Mcelhaney,2003); aile işlevlerini sağlıklı algılayan öğrencilerin karşılaştıkları sorunları aile üyeleriyle paylaşma yolunu seçtikleri, aile işlevlerini sağlıksız algılayan öğrencilerinse, sorunlarını hiç kimseyle paylaşmamayı tercih ettikleri (Türküm, Kızıltaş, Bıyık ve Yemenici,2005) tespit edilmiştir.

Yeşilyaprak (1988), yaptığı araştırmada içsel denetimin gelişmesinde anne ve baba tutumlarının önemini ortaya koyarak sağlıklı anne- baba ve çocuk ilişkilerini oluşturmaya yönelik yaklaşımların benimsenmesine dikkat çekmiştir. Anne-babanın çocuğa sevgi vermesi, onun özgüvenini kazanabilmesi için onu desteklemesi gerekmektedir (Hakan,2003:224). Çocuğun saygı görme ve sevilme gereksinimi, temel fizyolojik gereksinimleri kadar önemlidir (Örgün,2000:21). Çocuklarına sevgiyle yaklaşan anne-babalar, bu sevgiyle beraber onlara güven duygusunu da hissettirmektedirler. Sevilen, güvenli çocuğun ebeveyni ve öğretmeni başkalarına saygılı davranmayı çocuğa yaşatmaktadır. Böylelikle çocuk başkalarına kırıcı ve saldırgan davranışlarının neden durdurulması gerektiğinin mantığını anlamış olur. Çocuk, güçlü olumlu duyguları genelleştirir ve çevresindeki insanlara yansıtır. Sevgi saygı davranışı ebeveynden taklit yoluyla model alınarak öğrenilir (Yavuzer,2003:93). Çocuğun anne ve baba ile ilişkilerinde sıcak ve hoş izlenimleri varsa, başkalarına karşı da benzer biçimde davranacaktır. Kısaca çocuk, aile içinde kendine yapılan sosyal davranışları yansıtır. Mutlu sosyal deneyimler, çocuğun sosyal deneyimlerini tekrarlamaya teşvik eder(Kulaksızoğlu,1999:83). Bütün bunlar dikkate alındığında; çocukların sosyalleşmesinde anne ve babanın göstermiş olduğu yakınlık ve sevginin önemi görülmektedir. Çocuk anne ve babasıyla kurduğu yakın ilişkiler sayesinde toplumsal yaşama hazırlanmaktadır. Bu olumlu aile atmosferi içinde çocuğun Duyuşsal Duyarlık, Sosyal Anlatımcılık, Sosyal Kontrol yeterliklerini gösterdikleri düşünülebilir. Ergenlerin Duyuşsal Anlatımcılık, Duyuşsal Kontrol, Sosyal Duyarlık yeteneklerinin algılanan anne-baba İlgi ve Şefkat

Gösterme davranışlarından etkilenmediği tespit edilmiştir. Bu durum sonuçlar üzerinde başka değişkenlerin de etkili olabileceğini düşündürmektedir.

Algılanan Anne Amaçlara Ulaşmada Yardımcı Olma puanları ile öğrencilerin Duyuşsal Duyarlılık (p=0.002<0.05 ; r=0.161 ), Sosyal Anlatımcılık (p=0.001<0.05; r=0.178 ), Sosyal Kontrol (p=0.000<0.05; r=0.218 ) puanları arasında anlamlı bir ilişki görülmektedir. Amaçlara Ulaşmada Yardımcı Olma puanları arttıkça Duyuşsal Duyarlılık, Sosyal Anlatımcılık, Sosyal Kontrol puanları da artmaktadır.

Algılanan Baba Amaçlara Ulaşmada Yardımcı olma puanları ile öğrencilerin Duyuşsal Duyarlılık (p=0.000<0.05 ; r=0.188), Sosyal Anlatımcılık (p=0.000<0.05; r=0.193), Sosyal Kontrol (p=0.002<0.05; r=0.157) puanları arasında anlamlı bir ilişki görülmektedir. Amaçlara Ulaşmada Yardımcı Olma puanları arttıkça Duyuşsal Duyarlılık, Sosyal Anlatımcılık, Sosyal Kontrol puanları da artmaktadır.

Yapılan araştırmalarda; sosyal becerilerin artmasının algılanan desteğin artmasıyla alakalı olduğu (Cohen, Clark ve Sherrod,1986); anne-babalarından aldıkları desteği düşük düzeyde algılayan ergenlerin, bunu akranlarından aldıkları destekle karşılayamadıkları; buna karşılık, yüksek sosyal beceriye sahip gençlerin ailelerinden ve arkadaşlarından algıladıkları sosyal desteğin yüksek olduğu; algılanan aile desteğiyle, algılanan stres düzeyi ve ruhsal problemler arasında negatif yönde ilişki bulunduğu (Beast ve Baerveldt,1999; Banaz, 1992; Akt., Türküm ve Diğ., 2005:235); lise öğrencilerinin ailelerinden algıladıkları sosyal destek düzeyi arttıkça problem çözme becerilerinin de arttığı (Budak,1999,;Akt.,Altunbaş,2002); destekleyici ailelerin çocuklarının uyumlarının, ihmalkâr, otoriter veya hoşgörülü ailelerin çocuklarına göre daha kolay olduğu (Steinberg, Lamborn, Lamborn, Mounts ve Dornbusch,1994); destekleyici anne davranışları alan ergenlerde benlik algılamalı sosyal becerilerin yüksek olduğu (Eisenberg, Fabes, Murphy,1996); anne desteği ile çocuğun benlik tasarım düzeyi arasında olumlu ilişkiler olduğu (Growe,1980; Kazaz, 1993:60); çocuklarının sorularına veya her türlü yaklaşımlarına cevap verme eğiliminde olan ebeveynlerin çocuklarının sosyal yeterliklerini kazandırmada önemli rol oynadıkları (Maccoby ve Martin,1983;Akt.,Özabacı,2006:176); kızların benlik

saygılarının anne-babalarının destekleme ve katılma yönündeki davranışlarından daha fazla etkilendiği (Gecas ve Schwalbe,1986; Akt., Çivitçi,2000:80); yönlendirmenin, özellikle kız çocuklarında toplum yanlısı davranış ve problem çözme becerilerine katkı sağladığı (Mize ve Pettitt,1997); öğrencilerin derslerle ilgili yardım aldıklarında başarılarının arttığı, çevrelerindeki yakınlarından yardım