• Sonuç bulunamadı

Budizm’in kurucusu olan Buda, acı ve ıstırap olarak algıladığı dünya hayatından tamamen kurtulmaya yönelik bir öğreti ortaya koymuş ancak tecrübe edilemeyen ve mantıkla izah edilemeyen konularda sessiz kalmıştır.264 Bu konulardan biri ölüm ve ölüm sonrasında yapılması gereken uygulamalardır. Budizm’in metinleri ve tarihi verilerden yola çıkıldığında, Buda’nın ölümle ilgili sessiz kalmasının cenaze törenleriyle ilgili çeşitli bakış açılarının oluşmasına sebep olduğu görülmektedir.265

Buda’nın ölüm esnası ve sonrasına dair somut bir önerisi bulunmadığı için Budizm dinine mensup olanlar bu konularda içinde bulundukları kültürün gerektirdiği şekilde davranmaya devam etmişlerdir. Bu durum sonucunda Budizm’e inanan insanlar arasında farklı cenaze ritüelleri ortaya çıkmıştır.266

262 Yitik, “Budizm”, 366; Kutlutürk, “Budizm”, 208.

263 Kutlutürk, “Budizm”, 209.

264 Encylopedia of Buddhism, “Ancestors”, Ed. Robert E. Buswell, Macmillan Reference, Amerika 2004, 20.

265 Paul Williams - Patrice Ladwig, Buddhist Funeral Cultures, Cambridge University Press, New York 2012, 1.

266 Gregory Schopen, Deaths. Funerals and the Division of Property In a Monastic Code:

Buddhism In Practice, Ed. Donald S. Lopez, Princeton University Press, Amerika 2007, 214.

56 Tibet’te Budizm’in yayılması ve güçlenmesiyle yapılan törenlerde ve kutlamalarda hem kendi kültürlerine hem de Budizm’e uygun olacak uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Budizm, içinde bulunduğu toplumun kültürüyle kolayca harmanlanan bir din olması nedeniyle, Tibet’te de kendi kültürlerinin başrolde olduğu bir Budizm ortaya çıkarmıştır. Bu uygulamaların en önemlisini cenaze törenlerinde görülen farklılıklar oluşturmaktadır.

Japonya’daki Budizm ise Japon geleneksel inancı olan Şintoizm ve Budizm’in harmanlanması ile ortaya çıkan Japon Budizmi’dir.267 Japon Budizmi, Şintoizm’in bu dünyaya ait olan inanç ve uygulamalarını Budizm’in ölüm sonrasına ait inanç ve uygulamalarıyla bir araya getirmiştir. Japonların yüzde sekseni Şinto veya Hıristiyan törenlerle evlenirken; yüzde doksanı cenaze törenlerini Budist ayinlerle gerçekleştirmektedirler.268 Tarihi açıdan incelendiğinde de Budizm’in Japonya’da cenaze işlerinde büyük rol oynadığı görülmektedir. Zira Japonların yerel dini olan Şintoizm, ölüm sonrası ile ilgili bir inanç ortaya koymamakta, daha çok bu dünya ile ilgili uygulamalar hakkında bilgi vermektedir. Ölümden sonrası ile ilgili olarak Şintoizm’de yalnızca ruhun bir kamiye269 dönüştüğü inancı bulunmaktadır.270 Oysa Japonya’ya cenaze töreni anlayışını getiren Budizm’in, halk tarafından ilgi görmesinin temel nedeni cenaze törenlerinin uygulanmasında insanlara yol göstermiş olması ve

267 Hüsamettin Karataş, Erken Dönem Japon Budizmi, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, s. 2, Elazığ 2013, 53.

268 A Guide to Japanese Buddhism, Ed. Kodo Matsunami, Japan Buddhist Federation, Tokyo 2004, 24.

269 Kami, Şinto dininde, doğal dünyanın ilahi enerjisini veya yaşam gücünü ifade etmek için kullanılmakta ve bu çerçevede tanrıları, ruhları, ataları, doğa olayları ve doğaüstü güçleri ifade etmektedir. Evrende her şeyin bir kamisi olduğuna inanılmaktadır. Yağmurun kamisi, rüzgar kamisi, deniz kamisi, dağların kamisi vs. (Detaylı bilgi için bkz. Soul Of Japan, An Introduction To Shinto and Ise Jingu, Printed in Japan, Tokyo 2013, 14-15).

270 Kürşat Demirci, “Şintoizm”, DİA, TDV Yayınları, c. 39, İstanbul 2010, 178-179.

57 Japonlara ölümden sonra göklere ve saf topraklara doğma umudu vermesidir.271 Bu nedenle Şinto olanlar bile cenaze törenlerini Budizm’e uygun olarak gerçekleştirmektedir.272 Cenaze törenlerinin yapılması, dua okumaları ve ölen kişinin külleri ile ilgili yapılan her uygulama Japonya’da, Budizm’e uygun olarak gerçekleştirilmektedir.273 Hatta zaman zaman Budizm’e “Cenaze Budizmi” olarak bakılmaktadır. Öyle ki, Japonya’da Budist tapınaklar gözlemlendiğinde gelirlerinin ölüm ritüellerine bağlı olduğu görülmektedir.274 Çünkü Şintoizm’de ölülerle ilgilenmek, istenmeyen ve korkulan bir iş olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle Şinto rahipleri cenaze işlerini Budist rahiplere bırakmayı tercih etmişlerdir.275 Bütün bu sebepler sonucunda Budizm, ölülerin ortadan kaldırılması için yeni yöntemler, ölenler için yeni anma ritüelleri ile birlikte Japonya’ya giriş yapmıştır.

1. Ölüm Anı Yaklaştığında Yapılan Uygulamalar

Bir Budist’in ölüm anı yaklaştığında ailesi, arkadaşları ve akrabalarının ilk görevi ölümü yaklaşan kişinin yanında bulunarak onun zihnini sakin ve huzurlu hissettirecek iyi eylemler üzerine düşünmesine yardımcı olmaktır. Böylece bir sonraki yaşamında bu iyi eylemlerin yeniden bedenleşme üzerinde etkili olacağına inanılmaktadır.276 Bu nedenle kişinin ölüm anı yaklaştığında Budist bir keşiş, dini metinler okuması ve ölüm

271 Norman C. McClelland, “Shinto/Shintoism”, Encyclopedia Of Reincarnation And Karma, McFarland & Company Publishers, ABD 2010, 247.

272 Mark Cartwright, Buddhism In Ancient Japan, Ancient History Encyclopedia, https://www.ancient.eu/article/1080/buddhism-in-ancient-japan/, (01.09.2020)

273 Halil İbrahim Şenavcu, “Tarihsel Süreç İçerisinde Japon Budizmi: İnanç ve Uygulamaları”, Türkiye Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, s. 1, İzmir 2016, 59.

274 Mariko Namba Walter, “The Structure of Japanese Buddhist Funerals”, Death And Afterlife In Japanese Buddhism, Ed. Jacqueline I. Stone-Mariko Namba Walter, University of Hawai’i Press, Honolulu 2009, 247.

275 Leslie D. Alldritt, Buddhism, Chelsea House Publishers, Amerika 2005, 102.

276 Marek Zemanek, “The Perfect Passage: Contemporary Buddhist Rites of Death”, Charles University, Prag 1975, 2.

58 anı yaklaşan kişiyi cesaretlendirmesi için eve davet edilmektedir.277 Dini metinlerin ölecek olan kişinin zihnini rahatlattığına bu sayede onun düşüncelerinin şefkatli ve zihninin meditasyon halinde olarak öleceğine ve bu sayede erdemli bir hayatın tohumunu ekmiş olduğuna inanılmaktadır.278

Budizm’de ölmek üzere olan kişinin, ölüm anı öncesine yönelik bu hazırlıklarla rahat bir şekilde ölmesi sağlanmaya çalışılmasına rağmen ölümün hemen gerçekleşmediği ve bir müddet sürdüğüne dair bir anlayış da bulunmaktadır. Örneğin Tibet Budizmi’nde, kişinin dış solunumunun sonlanmış olması ve fiziksel olarak hareket etmemesi ölümün onaylanması için yeterli kabul edilmemekte ve iç bilincin hala bedenle bir ilişki içinde olduğuna inanılmaktadır. Ölümün olması için bilincin tamamen bedeni terk etmesi gerektiği kabul edilmekte, kişinin kalbi atmaz, nefesi aynada iz bırakmaz ve vücudunda ısıya dair bir belirti kalmamış durumda olsa bile ölümün tam gerçekleşmediği, ölüm sürecin hala devam ettiği kabul edilmektedir.279 Tibetliler bu sürenin üç ila yedi gün sürdüğünü düşünmekte ve rahibin p’owa olarak isimlendirilen şuur transferini yapmadan önce ölüyü rahatsız etmenin onun bir sonraki yaşamı için olumsuz sonuçlar doğuracağına inanmaktadırlar.280 P’owa ritüeli sayesinde ölen kişinin bilincinin doğrudan saf ülkeye gönderilebileceği ve dehşet verici olduğuna inandıkları ara durumdan kurtulacağı kabul edilmektedir. Saf ülkede doğan kişinin de samsara çarkından kurtularak bir daha doğmayacağına ve aydınlanmış olacağına

277 Madhu Bazaz Wangu, World Religions Buddhism, Chelsea House Publishers, New York 2006, 113; Culture and Religion Information Sheet-Buddhism, Department of Local Government, byy 2015, 7.

278 Lati Rinbochay - Jeffrey Hopkins, Death, Intermediate State And Rebirth in Tibetian Buddhism, Amerika 1972, 8.

279 Schopen, 220; Sarat Chandra Das, Journey to Lhasa and Central Tibet, William Clowes and Sons, Londra 1902, 252; Güç - Sharafullina, 77.

280 Demirci, “Cenaze”, 354.

59 inanmaktadırlar.281 Bu ritüelin yapılmaması durumunda ise ölen kişinin bulunduğu kastın daha altında olan bir kastta doğmasına neden olacağı kabul edilmektedir.282 Şuur transferi gerçekleşmeden önce ölünün üzerine beyaz bir örtü örterek beklemekte ve ölmekte olan kişinin gidişine engel olmamak için geride kalan yakınların ağlamasını uygun görmemektedirler.283 Bu nedenle Tibetliler p’owa ritüelinden önce cesede dokunmaktan ve onu rahatsız etmekten kaçınmaktadırlar.284 Ritüelin ardından ölen kişiye dokunulmasına müsaade edilmekte ve cesedin ortadan kaldırılması için gereken hazırlıklar başlamaktadır. Bu süre tamamlanmadan önce ölü gömülür ya da herhangi bir ortadan kaldırma işlemi uygulanırsa bunu yapan kişinin, bir katilin günahına sahip olacağına inanmaktadırlar.285

Tibet’te ölüm anının sonraki yaşam için önemli bir etkiye sahip olduğuna inanılmakta, bu nedenle ölüm sürecindeki kişinin yanında, ölüm ve yeniden doğuş arasında sıkışıp kalmaması için bilinci yeniden doğuşa yönlendirdiğine inanılan metinler okunmaktadır. Bu metinlerin en önemli kabul edileni “Bardo Thodol”dür.286

281 Margaret Gouin, Tibetan Rituals of Death, Routledge Press, New York 2010, 16-17.

282 İbrahim Sümer, Lotus’un İçindeki İnci, Kara Kutu Yayınları, İstanbul 2003, 214. P’owa ritüelinden önce cesede ilk dokunulan yerde bilincin bedeni terk edeceği kabul edilmekte, eğer bedenin belin altında bulunan bir noktasına dokunularak bilincin uzaklaşmasına neden olunursa ölen kişinin kast sistemindeki bedenin alt kısmını temsil eden kastlardan birinde dünyaya geleceğine inanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Gouin, 17).

283 Güç - Sharafullina, 77.

284 Gouin, 17.

285 Güç - Sharafullina, 77.

286 Bardo Thodol; kişinin ölüm anından itibaren nelerle karşılaşacağını, tekrar doğması için ruhun neler yapması gerektiğini anlatan bir rehberdir. Bardo Thodol’e göre kişinin düşünce, niyet ve duygularını kontrol edebiliyor olması ölüm sonrasında ona çok yardımcı olmaktadır.

Çünkü öldükten sonraki alemde karşısına çıkacak olan şeyler kişinin kendi zihninin ortaya çıkaracağı ürünlerdir. Dünya hayatında bunları denetleyebilen bir kimse ölümünden sonra karşısına çıkan ve zihin ürünü olan bu yanılsamalara da inanmayacaktır. Budistlere göre

60 Çevirisi “Tibet’in Ölüler Kitabı” olarak literatüre geçmiş olan bu eserin asıl anlamı

“Bardo’da Duyma Yoluyla Kurtuluş”tur.287 Ölüm sürecinde ölümün teyidine kadar geçen sürede ölümü beklenen kişinin yanında bu kitaptan bölümler okunarak onun yeniden bedenleşme yolunda ilerlemesine yardımcı olunduğuna inanmaktadırlar. Tibet Budizmi’nde bardo, sadece ölülerin geçirdiği bir zaman dilimi olarak kullanılmamaktadır. Bardo, bir başlangıcı ve sonu olan her şey için geçen süreyi ifade etmektedir.288Budizm’de ruhun olmaması sebebiyle öldükten sonra yeni bedene geçme anlayışının tam olarak idrak edilememesi nedeniyle ortaya çıkmış olan bardo kavramı, yaşam ile ölüm arasında geçen süreyi de ifade etmek için Tibet Budizmi’nde kullanılmaktadır. Ölüm ve yeniden bedenleşmeye kadar geçen sürenin anlamlı hale gelmesi amacıyla Tibet’te kullanılan Bardo kavramı; çeşitli ses, ışık, korku ve etkileyicilik sebebiyle ölen kişinin yeniden doğmasını289 ya da her şeyin bir ve tek olduğunu kavrayarak aydınlanmaya ulaşmasını sağlayan bir süreç olarak kabul edilmektedir.290

Tibet Budizmi’nde ölüm ile ilişkili olan üç çeşit bardo bulunmaktadır: ölme sürecini ifade eden ara durum (chikai bardo), ölüm sonrasındaki durumu açıklayan

yeryüzünde bu meziyetlere sahip olabilen insan sayısının çok az olduğu kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Şarafullina, 72).

287 Schopen, 220.

288 Bokar Rinpoche, Death and The Art Of Dying in Tibetan Buddhism, ClearPoint Press, California 2001, 11-12.

289 Matthew T. Kapstein, Tibetan Buddhism, Oxford University Press, New York 2014, 94-96.

290 Bardo Thodol’e göre fiziksel ölüm, ölüm sürecinin başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

Ardından zihin ve enerjinin fiziksel bedenden çekilmeye ve birbiri içerisinde çözülmeye başladığına inanılmaktadır. Bilinçte yaşanan geçişlerden sonra ölen kişinin berrak ve parlak bir aleme uyandığı kabul edilmektedir. Bu aşamada ben ve öteki ayrımı ortadan kalmaktadır. Fakat bu özü tanımayanlar Bardo’da ilerlemeye devam etmekte ve aydınlanmayı tecrübe edememektedirler (Detaylı bilgi için bkz. “Bardo”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, Ed. Richard P. Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000, 26).

61 (chanyid bardo) ve son olarak yüksek realiteye ulaşılan durumu anlatan (sidpa bardo).291 Tibetlilere göre sırasıyla isimlerini zikrettiğimiz bu bardolar kişinin öldükten sonra zihninin geçtiği aşamaları ifade etmektedir.292 Zihnin parlaklıkla dolu olduğu an, bu aşamaların sonuncusu olarak kabul edilmekte ve bu aşamaya “ölümün açık ışığı”

denmektedir. Bu aşama kurtuluşun gerçekleştiği, zihnin doğasının anlaşıldığı an olarak kabul edilmektedir. Fakat bu anı anlayacak olan zihinlerin yalnızca lamalarda ve başarılı manevi uygulayıcılarda bulunduğuna, çoğu ölünün bu durumu anlamadan bu anı geçtiğine inanılmaktadır. Tibet Budizmi’nde Bardo Thodol’ün önemi bu aşamada ortaya çıkmaktadır. Hem geride kalanlar hem de ölen kişi adına tehlikeli olduğu düşünülen kırk dokuz gün boyunca ölenin yolunu bulması için Bardo Thodol ile rehberlik edilmektedir.293 Bu nedenle Tibet’in ölüler kitabı olarak bilinen bu metin içerisinde kişinin yeniden doğuşu için yönlendirmeler bulunduğu ve geride kalanların Bardo Thodol yönlendirmesiyle ölen kişinin kurtulmasına yardımcı olabileceği kabul

edilmektedir.294 Zira ölen kişinin son aşamaya gelmesi Bardo durumundan ayrılarak ruhun yeniden bedenleşmesine neden olmaktadır.295

2. Ölüm Sonrası Yapılan Uygulamalar

Tibet Budizmi’nde gerçekleştirilen p’owa ritüellinin ardından ceset yakınları tarafından kokulu su ile yıkanmakta ve güzel kıyafetler giydirilmektedir.296 Fakat bu

291 Schopen, 221; Güç - Sharafullina, 76.

292 Ölen kişinin geçtiği bu aşamalar sırasıyla; kavramsal düşüncenin sona erdiği ve zihnin beyaz ışıkla dolu olduğu an, ikinci olarak zihnin çözünmesi ve kırmızı sular içerisinde kalmasıdır. Bu aşamadan sonra zihin karanlık içinde kalır ve son olarak da bilincin en açık olduğu ve zihnin parlaklıkla dolduğu andır (Detaylı bilgi için bkz. Schopen, 221).

293 Carl Olson, The A To Z Of Buddhism, Scarecrow Press, Amerika 2009, 64.

294 Schopen, 221-222; Tibet’in Ölüler Kitabı, Çev. Suat Tahsuğ, Ruh ve Madde Yayınları, İstanbul 1991, 13-14.

295 “Bardo”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, 26.

296 Kapstein, 100.

62 kıyafetler ters şekilde giydirilerek artık o kişinin bu dünyaya ait olmadığı vurgulanmaktadır.297 Ölüm gerçekleştikten ve yapılması gereken hazırlıklar yerine getirildikten sonra geriye cesedin ortadan kaldırılması için yapılacak olan uygulamalar kalmaktadır. Ölünün ölü yakma alanında yakılması ve küllerinin bir kapta saklanması uygulaması diasporadaki Tibetliler için sıkça uygulanan bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Ölüyü yakmanın dışında ceset balıklara, kuşlara veya solucanlara besin olarak sunulmaktadır. Besin olarak cesedin hayvanlara sunulmasının ölenlere değer kattığına inanılmaktadır.298

Japon Budizmi’nde, ölümün gerçekleşmesinden sonra ölen kişinin dudakları su ile nemlendirilmekte ve kötü ruhları uzak tutmak için ölünün göğsüne bir bıçak koyulmaktadır.299 Sembolik olarak ölen kişiye yapılan bu son su ikramı hem kişinin öldüğünün garantisi hem de ölen adına yapılacak olan ikramların ilki olarak kabul edilmektedir.300 Ölümün kesinleşmesinin ardından ölüm ilan edilmekte ve eve bir rahip çağrılmaktadır. Rahip, ölen kişinin mezhebi tarafından belirlenen sutrayı okumakta ve bu sayede hem ölen kişinin arındığına inanılmakta hem de ölüm sonrasında yapılacak olan ritüeller için bir ön hazırlık olarak kabul edilmektedir.301 Sutraların tamamlanmasının ardından ölünün vücudu akrabaları tarafından yıkanmaktadır.302 Geleneksel olarak evlerde yapılan bu işlemler günümüzde hastaneler ya da cenaze

297 Güç - Sharafullina, 83.

298 John Powers, Introduction to Tibetan Buddhism, Snow Lion Publications, New York 2007, 349.

299 Elizabeth Kenney, Shinto Mortuary Rites In Contemporary Japan, Cahiers d'Extrême-Asie, s. 9, Paris 1996, 401; Japanese Funeral Traditions, http://thefuneralsource.org/trad140205.html, (31.08.2020)

300 Kenney, 401.

301 Walter, 262-263.

302 Kenney, 402.

63 evlerinde gerçekleştirilmektedir.303 Yıkanmanın ardından yakınları ölen kişiye cenaze töreni için uygun kıyafetleri giydirmektedir. Ölen kişi erkekse, takım elbise; kadınsa, geleneksel bir kıyafet olan kimono tercih edilmektedir.304 Bölgesel farklılık sebebiyle bazı cenaze törenlerinde ölen kişiye sade beyaz bir kıyafet giydirildiği de bilinmektedir.305 Ceset tabuta yerleştirilmeden önce cesedin hazırlanmasında görevli olan kişi vücuda makyaj yapmaktadır.306 Kıyafetin giydirilmesi ve makyajdan sonra ceset tabuta yerleştirilmekte ve tabutun içine ruhun öldükten sonra geçeceğine inanılan Cehennem Nehrini rahatlıkla geçebilmesi için para koyulmaktadır. Cesedin hazırlıkları tamamlandıktan ve tabuta yerleştirildikten sonra tabut ziyaretçilerin son görevlerini yerine getirmek için düzenlenen “uyandırma ritüelinin”307 gerçekleşeceği yere götürülmektedir.308

Ölen kişiyi hatırlamak ve ölüm üzerine düşünmek için akrabaların ve yakınların ölüm sonrasında yaptıkları uyandırma ritüeli, genellikle ölen kişinin evinde yapılmakta fakat bunun mümkün olmadığı durumlarda yerel tapınaklarda da yapılması uygun görülmektedir.309 Uyandırma ritüeli için hazırlanan ceset, ritüelin gerçekleştirileceği yerde bulunan bir sunak üzerine yerleştirilmektedir. Sunağa yerleştirilen tabutun içerisine ölünün bu hayatta sevdiği şeyler konulmaktadır. Ardından tabutun etrafı kuru

303 Alldritt, 103.

304 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals,

http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020)

305 Walter, 263.

306 Kenney, 403.

307 Uyandırma ritüeli, ölümün gerçekleştiği gün geride kalan yakınların ölen kişiye saygılarını sunmaları için yapılan törendir (Detaylı bilgi için bkz. Mark Rowe, “Death, Burial, and The Study of Contemporary Japanese Buddhism”, Blackwell Publishing, Religion Compass 3/1, byy 2009, 22).

308 Alldritt, 103.

309 Walter, 263; Joy Hendry, Understanding Japanese Society, Routledge Curzon Press, Kanada 2003, 158.

64 buzla kaplanmakta ve cesedin ziyaretçilerin son vedasına hazır hale geldiği kabul edilmektedir.310 Uyandırmaya katılacak olan kişiler siyah takım elbise, siyah kimono ya da siyah elbise tercih etmektedirler.311

Ziyaretçiler tabutun bulunduğu odaya alınırken girişte onları karşılayan bir görevli bulunmaktadır. Konuklar yaslı aileye yardım etmek için girişte bulunan görevliye özel bir zarf içinde taziye paralarını vermekte, görevli de deftere ziyaretçilerin isimlerini ve verdikleri taziye ücretini not etmektedir.312 Karşılamanın ardından ziyaretçiler, tütsü kokuları içerisinde cenazenin bulunduğu odaya giriş yapmaktadır.

Budist ritüellerinin olmazsa olmazı olarak kabul edilen tütsü, arındırıcı etkisinden faydalanmak amacıyla cenaze ritüelinde de kullanılmakta ve tütsü buharının etkisiyle ziyaretçilerin onları takip etmek isteyen ruhlardan uzaklaşacağına inanılmaktadır.313 Bu nedenle ziyaretçiler aileye baş sağlığı diledikten sonra cenazenin bulunduğu sunak önünde ölen kişi için bir tütsü sunusu yapmakta ve tütsü buhurunun üstlerine doğru süzülmesine izin vermektedirler.314

Ziyaretçilerin ölen kişi için gerçekleştirdikleri sunuların ardından rahip gelmekte ve sutra okunmaya başlanmaktadır. Sutra okunurken aile üyeleri hiyerarşik bir sırayla sunağın önünde eğilmekte ve onlar da ölen kişi için tütsü sunmaktadır. Ziyaretçiler ölüye karşı son görevlerini yerine getirdikten sonra yiyecek ve içecek ikramlarının

310 Alldritt, 103.

311 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals,

http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020)

312 Şenavcu, Japon Budizmi, 164.

313 Alldritt, 103; David Aldwinckle, The Japanese Way of Death: A Funeral in Sapporo, Japan Policy Research Institue Occasional Paper, 1997,

http://www.jpri.org/publications/occasionalpapers/op9.html, (24.04.2021)

314 Walter, 267; Alldritt, 103-104; David Aldwinckle, The Japanese Way of Death: A Funeral in Sapporo, Japan Policy Research Institue Occasional Paper, 1997, http://www.jpri.org/publications/occasionalpapers/op9.html, (24.04.2021)

65 olduğu başka bir odaya geçmekte ve ardından uyandırma ritüelinin yapıldığı yerden ayrılmaktadır.315 Ziyaretçiler uyandırma ritüelinden ayrılırken ya da cenaze töreninden sonra aile katılanlara küçük hediyeler vermekte ve bu hediyelerin yanında ziyaretçilerin omuzlarından dökerek ölümü evlerinden uzak tutmaları ve negatif enerjiden kurtulmaları için bir miktar tuz da eklenmektedir.316 Ziyaretçiler uyandırma ritüelinden ayrıldıktan sonra aile bir sonraki gün gerçekleştirilecek olan cenaze ritüeline kadar cenazenin yanında kalmaktadır.317

Genel olarak Budist cenaze törenleri tercihen ölümün gerçekleştiği hafta içerisinde tamamlanmaktadır. Budistler cenaze törenlerini genelde evde ya da tapınakta değil, özel olarak yapılan cenaze evlerinde gerçekleştirmektedir.318 Budizm’de ölümün gerçekleşmesiyle ruhun hemen bedeni terk etmediğine inanılmaktadır. Ceset soğuyana kadar cesede dokunulması yasak olarak kabul edilmektedir.319 Cesedin soğumasıyla birlikte cenazenin ortadan kaldırılması için gerekli olan ritüel hazırlıklar başlamakta ve ilk olarak ceset yıkanmaktadır.320 Ceset, yıkandıktan sonra sade, günlük ve temiz olarak tercih edilen kıyafetler giydirilmekte ve sonrasında ceset, ritüelin yapılması için hazırlanan tabuta yerleştirilmektedir.

Cesedin hazırlıkları tamamlandıktan ve tabuta yerleştirildikten sonra aile ve ziyaretçilerin son görevlerini yerine getirebilmeleri için cenaze töreninin yapılacağı tapınak ya da evdeki bir odada bulunan sunak üzerine tabut yerleştirilmektedir. Ölünün

315 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals,

http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020)

316 Şenavcu, Tarihsel Süreç İçerisinde Japon Budizmi: İnanç ve Uygulamaları, 164.

317 Hendry, 158.

318 “Buddhist Funeral Traditions”,

318 “Buddhist Funeral Traditions”,