• Sonuç bulunamadı

A. Antik Dinlerde Cenaze Ritüelleri

3. Antik Mısır’da Cenaze Ritüeli

Antik Mısır dendiği zaman aklımıza ilk gelen şey bütün ihtişamıyla hala varlığını korumakta olan piramitlerdir. Piramitler Mısırlıların ölümden sonraya verdikleri değerin bir işaretidir. Zira onlar bu dünyadan daha çok ölümden sonra var olacağına inandıkları hayatları için çalışmış ve bunu da mezarlarının her bir detayını özenle yaparak gözler önüne sermişlerdir. Bu nedenle Mısır ile ilgili bize ulaşan pek çok bilgi, ölen kişilerin hayat hikayelerinin mezar ve tapınak duvarlarına resmedilmiş olması yoluyladır.36

Mısır’da ölümden sonrasına büyük değer verilmesi hem mezar ve tapınakların özenli işçiliğinden hem de ölen kişinin sonraki hayatı için gerekli olduğuna inanılan mumyalama uygulamasının detaylarından anlaşılmaktadır. Antik dönem cenaze ritüelleri içerisinde kendisinden en çok bahsettiren ve merak uyandıran mumyalama uygulaması Mısır’ın sahip olduğu ölüm inancının bir neticesi olarak ortaya çıkmıştır.

Mısır’da ölümden sonra bir hayat olduğuna ve bu hayat için de gerekli olan şeyin iyi korunmuş bir beden olduğuna inanılması, ölen kişinin vücudunun korunması zorunluluğunu doğurmuştur.

Mumyalama uygulamasının yapılış nedeni ve detaylarının ardında Osiris’in ruhunun, karısı İsis tarafından diriltilerek ölüler diyarının tanrısı yapıldığı efsanesine dayanmaktadır.37 Efsane sayesinde Mısırlılar ölülerinin öte dünyada varlığını devam

35 Lepan, 27-29; O.T.P.K Dickinson, “Ancient Greece”, Encyclopedia of Cremation, Ed.

Douglas J. Davies-Lewis H. Mates, Ashgate e-Book, İngiltere 2005, 6-7.

36 A.H. Sayce, Antik Mısır ve Babil Tanrıları, Çev. Şebnem Duran, İlya İzmir Yayınevi, İzmir 2013, 27.

37 Efsaneye göre Osiris kardeşi Seth tarafından bir tabuta hapsedilerek nehre bırakılır. Osiris’in karısı ve kız kardeşi olan İsis, Osiris’i bulur ve onu saklar. Fakat bu durumdan haberdar olan Seth, Osiris’i bulur ve onu parçalara ayırarak farklı yerlere atar. İsis, Osiris’in parçalarını

10 ettirebilmesi için fiziksel bedenin korunması gerektiğine inanmış ve mumyalama işlemini gerçekleştirmişlerdir. Zaman içerisinde farklılıklar gösteren ve gelişen mumyalama, Mısırlıların cenaze ritüellerinin ve mezarlarının çokça dikkat çekmesine neden olmuştur.

Antik Mısır’da biri öldüğünde evdeki kadınlar yüzlerine çamur sürer, dövünerek sokaklarda gezer ve yaslı olduklarını bu şekilde belli ederlerdi.38 Bu yas tutmanın ardından ceset, ölünün hayata dönmesi için son kez girişimde bulunması için rahibe götürülürdü. Rahibin girişiminin sonuç vermemesi durumunda kişi ölmüş kabul edilir ve cenaze için hazırlıklar başlardı. İlk olarak ceset yıkanır ve mumyalama işlemi için bu işle görevli kişiye teslim edilirdi.39

bularak onları balmumuyla birleştirir ve çeşitli baharatlarla cesedin çürümesini önler. Ardından bedene keten bezler sararak gömer. Gömüldükten sonra öte dünyada Osiris’in bedenini bularak büyülü sözlerle onu canlandırır. Tam olarak canlılığını kazandıktan sonra Güneş Tanrısı Ra, Osiris’i öteki dünyanın kralı yapar. Böylece Osiris ölüler ülkesinin tek hakimi olur ve ölüleri yargılar (Detaylı bilgi için bkz. E.A. Wallis Budge, Mısır’da Ölüm Sonrası Fikri, Çev. Rengin Ekiz, Ege Meta Yayınları, İzmir 2001, 48; Annamarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, Kırkambar Yayınları, İstanbul 1999, 43; Donna Rosenberg, Dünya Mitolojisi, Çev. Komisyon, İmge Kitabevi, Ankara 2003, 260-270; George Hart, Mısır Mitleri, Çev. Mehmet Sait Türk, Phoenix Yayınları, Ankara 2008, 47).

38 Herodotos, Herodot Tarihi, Çev. Müntekim Ökmen, TİB Yayınları, İstanbul 2012, 156.

39 Erkan Konyar, Eski Mısır Tarihi, İÜ Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul ts, 350.

Mısırlılar, mumyalama işlemine başlamadan önce ölü bedenleri sıcak kuma yatırarak bedenin kurumasını ve bu sayede çürümesini önlemişlerdir. Başlangıçta basitçe gerçekleştirilen cesedi ortadan kaldırma işlemi M.Ö. 1500lü yıllarda oldukça detaylı bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır (Detaylı bilgi için bkz. Douglas J. Brewer- Emily Teeter, Mısır ve Mısırlılar, Çev.

Nihal Uzun, Arkadaş Yayınevi, Ankara 2017, 179-180). Bedeni korumak için daha iyi kabul edilen mumyalama işlemi geliştirilmiştir (Detaylı bilgi için bkz. Aaron Asadi, All About History Book Of Ancient Egypt, Imagine Publishing, Avustralya 2015, 122).

11 Mumyalama işleminde ceset cenaze odasına yerleştirmeden önce yetmiş gün boyunca natron (sodyum karbonat) ve zift karışımında bekletilirdi.40 Bu beklemenin ardından iç organlar (karaciğer, akciğer, bağırsaklar ve mide) rahip tarafından bir cam ile vücudun sol tarafına açılan küçük bir kesikten çıkarılır ve yıkanarak içerisinde natron (sodyum karbonat) bulunan ve kanopik adı verilen kavanozlara yerleştirilirdi.41 Kalp idrakin merkezi, duyguların yeri olarak kabul edildiği ve ölümden sonra da ona ihtiyaç duyulacağı düşünüldüğü için vücutta bırakılır ya da mumyalanarak tekrar vücutta ait olduğu yere konulurdu.42 Mısırlılar, burundan soktukları bir çubuk ile beyni parçalayarak dışarı çıkarır, fakat bunu tamamen başaramadıkları için geride kalan kısmını ilaçla eriterek yok ederlerdi.43 Gözlerin yerine de camdan yapılmış olan gözbebekleri yerleştirilirdi.44

Organların çıkarılmasından sonra vücut tekrar natron ile kaplanır ve tamamen kuruması için kırk gün bekletilirdi. Ardından bir kez daha vücudun elastik kalması amacıyla ceset Nil’de yıkanır sonra da reçine sürülerek keten bezlerle sarılırdı. İlk önce

40 Peter le Page Renouf, Mısır’ın Ölüler Kitabı, Çev. Erhan Altunay, On Bir Yayınları, İstanbul 2018, 103.

41 Bu kavanozların kapakları, Osiris ve İsis'in oğlu olan Horus'un dört oğlunun başını temsil eden figürler şeklindeydi. Bu kavanozlardan insan başlı olan İmset karaciğer, Babun başlı Hapi akciğer, şahin başlı Kebehsenuef bağırsaklar ve çakal başlı Duamutef mideyi korumak için kullanılırdı (Detaylı bilgi için bkz. Hakan Sivas, Eski Mısır Uygarlığı, Eski Mezopotamya ve Mısır Uygarlığı, ed. Kemalettin Köroğlu, Açık Öğretim Fakültesi Yayını, Eskişehir, 2013, 136).

Organların çıktığı yerler hurma şarabı ve bitkilerle yıkanır, karnın içi balmumu, tarçın, kavrulmuş lotus tohumları, sedir yağına batırılmış kumaş tamponlar, antiseptik yağlı cisimlerle doldurularak kesik kapatılırdı (Detaylı bilgi için bkz. Renouf, 103).; Asadi, 122.

42 Asadi, 122; Brewer - Teeter, 181. On İkinci Hanedandan sonraki dönemlerde, mumyalanmış olan cesetlerin kalbinin bulunduğu yerde scarab (bokböceği) şeklinde tılsım yerleştirilmiş olduğu bilgisi bulunmaktadır. Mısırlılar, bu tılsımın değişimi simgelediğine ve onun yeniden doğuşa kadar cesedi kötülüklerden koruduğuna inanmış oldukları için mumyalama işleminde tılsımı kullanmışlardır (Detaylı bilgi için bkz. Sayce, 69-70).

43 Herodotos, 156.

44 Renouf, 103.

12 baş ve boyun daha sonra el parmakları ve ayak parmakları ketenlerle sarılırdı. Kollar ve bacaklar da ayrı olarak keten şeritlerle sarılır ve birbirlerine bağlanırdı. Burada yapıştırmak için sıvı reçine kullanılırdı. Keten sargılar yapılırken aralara muska ve takılar koyularak bedenin öte dünyaya olan seyahatinde korunduğuna inanılırdı.45 Vücuda uygulanan mumyalama işleminin bu şekilde tamamlandığına inanılırdı.

Mumyalamanın ardından vücuda uygun, saman ve çamurdan yapılmış karışımla hazırlanan karton kafes içerisine mumya yerleştirilirdi. Reçine ve tebeşir tozundan üretilen başka bir karton kafes üzerine özellikle yer altı tanrısı Osiris’in olduğu bazı renkli desenler çizilirdi.46 Rahibin ölü üzerinde gerçekleştirdiği son uygulama olarak kabul edilen ölünün ağzını açma uygulamasıyla ölünün tekrar konuşabilmesi, yiyebilmesi ve vücudunu kullanabilmesinin mümkün hale geldiğine inanılırdı.47 Bu ritüelin ardından ceset ahşaptan yapılan bir tabut içerisine yerleştirilir ve tabutun üzerine ruhun vücudu tanıması için ahşap ya da değerli madenlerden bir baş figürü yapılırdı.48 Tabuta yerleştirilen ceset değerli eşyalarıyla birlikte mezara konulur ve mezar mühürlenirdi.49

Bütün bu gösterişli ve zahmetli olan işlemlerin yanı sıra fakir olan ölülerin mumyalama işlemi oldukça basite indirgenerek yapılmaktaydı. Cesetler çengellere asılarak içleri boşaltılır ve yaklaşık beş ceset alabilecek büyük teknelerin içine atılırdı.50 Yaklaşık yetmiş gün tuzlu bir karışımda bekletildikten sonra ailesine teslim edilirdi.51 Böylece mumyalama işleminin sona erdiği kabul edilirdi. Cenaze sahipleri cesetleri bir

45 Asadi, 123.

46 Asadi, 125.

47 Konyar, 351.

48 Asadi, 125.

49 Konyar, 351.

50 Renouf, 103.

51 Herodotos, 157.

13 tabuta yahut öküz derisine sarar ve üzerine de birkaç büyülü formül yerleştirirdi. Ölen kişinin dünyada ne kadar fakir olursa olsun, büyülü formüller sayesinde ölüler mahkemesinde tanrılar nezdinde eşit olacağına inanılırdı.52 Mumyalama işleminin basit ve karmaşık olması ölünün diğer dünyadaki durumunu olumsuz etkileyen bir etmen olarak görülmüyordu. Çünkü mumyalama işleminde önemli olan cesedin çürümesini önleyebilmekti. Cesedin çürümesinin önlendiği cenaze törenlerinin başarılı şekilde gerçekleştirildiğine inanılmaktaydı.

Antik dinlerde uygulanmış olan cenaze ritüelleri, ölümün insan hayatında her zaman önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca yapılan cenaze ritüellerinde yalnızca cesedin ortadan kaldırılması değil, aynı zamanda belirli ritüeller yaparak ölen kişinin ruhunun huzurlu olması ve geride kalanları rahatsız etmemesi de amaçlanmıştır.

Bu açıdan bakıldığında cenaze ritüellerinin hem ölenler hem de geride kalanlar için yerine getirilmesinin zorunlu olduğuna inanılmıştır.

52 Renouf, 103.

14 B. Yaşayan Dinlerde Cenaze Ritüelleri

Antik din ve toplumlarda olduğu gibi günümüz din ve toplumlarında da ölüm, ölü bedeninin kaldırılması ve bu çerçevede yapılan cenaze törenleri önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu dinlerden Hinduizm ve Budizm’deki cenaze törenleri tezimizin asıl konusunu oluşturduğu ve her iki dindeki cenaze törenleri ayrı birer bölüm olarak inceleneceği için bu kısmında Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi dinlerin cenaze törenler ele alınacaktır.

1. Yahudilikte Cenaze Ritüeli

Yahudiliğin kutsal metni Tevrat’ta ölüm ve ölüm ile ilgili net ve kesin yargılar bulunmamaktadır. Bu nedenle ölüm ve ölü gömme törenlerinin Yahudiliğe eski Mezopotamya halklarından geldiği daha sonra toplumda oluşan anlayış ve uygulamaların Yahudi sözlü yasası olan Talmut’ta yer aldığı düşünülmektedir.53 Yahudiler, Talmud’da geçen bilgiler ışığında asıl olanın dünya hayatı değil, ölüm sonrası gidilecek olan hayat olduğuna inanmaktadır. Bu çerçevede ölüm vakti geldiğine inanılan kişinin çevresinde ailesi, sevdikleri ve bir haham bulunmaktadır.54 Yanında bulunanlar ölümü yaklaşan kişinin günah itirafında bulunması için ona yardımcı olmakta ve Yahudiler için kutsal kabul edilen “Şema İsrael” duası okunmaktadır.55 Duaya eşlik edebiliyorsa ölümü yaklaşan kişinin de duaya eşlik etmesi beklenmektedir.

Dua okunduktan sonra üç kez “Tanrı’nın saltanatının görkemliliğine sonsuz hamdolsun”

anlamında İbranice duayı okumaktadır.56 Öldüğü düşünülen kişinin başında sekiz

53 Dinler Tarihi Ansiklopedisi, Ed. Ercan Arıklı, Gelişim Basım ve Yayım A.Ş., c. 2, İstanbul ts, 464.

54 Arıklı, 464; Rabi Nisim Behar, Dini Uygulama Rehberi, Çev. Mordehay Yanar, Gözlem Gazetecilik Basım ve Yayın A.Ş., İstanbul 2009, 383.

55 Şinasi Gündüz - Hakan Olgun - Mahmut Salihoğlu - Elif Tokay, Dinler Tarihi, İÜ Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul ts, 117.

56 Arıklı, 464.

15 dakika beklenmekte ve burnunun altına bir tüy koyularak kişinin ölüp ölmediğinden emin olunduktan sonra cenaze ritüeli başlamaktadır.57 Ölen kişinin bir erkek evladı varsa gözlerini ve ağzını kapatmanın onun sorumluluğunda olduğuna inanılmaktadır.58

Ölümü gerçekleşmiş olan kişinin ne zaman defnedileceğiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte mümkün olan en kısa sürede defnedilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Fakat günümüzde uzaktan gelecek olan yakınların olması gibi durumlarda cesedin bekletilmesine müsaade edilmektedir. Ayrıca Yahudilerin özel günleri olan Şabat, Roş Haşana, Yom Kipur, Yom Tov zamanlarında da cenaze töreni yapılmamakta

ve ceset bu günlerde bekletilmektedir.59 Ölümün gerçekleşmesinin ardından geride kalanlar ölen kişinin hazırlıklarını yapmaya başlamaktadır. İlk olarak cesedin bedensel temizlikleri yapılmakta ve ceset bet ha-metager denilen gasilhanede yıkanmaktadır.

Cenazenin defin için hazırlıklarını chevra kaddisha denen ve bu işle görevli kişiler yapmaktadır.60 Bedensel temizliklerinin tamamlanmasının ardından ceset beyaz bir kefene sarılmaktadır. Günümüzde Diaspora Yahudileri ölülerine kefen yerine kıyafet giydirmeyi tercih etmektedir.61 Bu durumda cesede giydirilen kıyafetlerin sade, gösterişsiz ve özellikle cepsiz olması makbuldür. Çünkü ölüm ile birlikte bütün insanların eşitlendiği kabul edilmekte ve cebinin olmaması da bu dünyadan hiçbir şey götürülemeyeceğini göstermektedir.62 Kefenleme ya da giydirilmenin ardından

57 Harry Rabinowicz, “Death”, Encyclopedia Judaica, Ed. Fred SKOLNIK, Macmillan Reference, vol. 5, Amerika 2007, 513.

58 Behar, 384.

59 Mustafa Güre, Dinlerde Geçiş Dönemleriyle İlgili İnanç ve Uygulamalar, AÜSBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2015, 82.

60 “Chevra Kaddisha”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, Ed. Richard P. Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000, 239.

61 Güre, 78-79.

62 “Funerary Customs, Jewish”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, Ed. Richard P.

Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000, 137.

16 gömülmeye hazır olan ceset sade, çivisiz ve işlemesiz bir tabuta yerleştirilmektedir.

Tabutun içerisine İsrail’den getirilmiş toprak koymak bir Yahudi geleneği olarak uygulanmaktadır. İsrail’de yaşayan Yahudiler ise genellikle tabutsuz olarak gömülmektedir. Ölüm ile bütün insanların eşit duruma geldiği kabul edildiği için cenaze törenlerinin de gösterişsiz yapılması gerektiği düşünülmektedir.63

Gömülmek için bütün hazırlıkları tamamlanmış olan cesedin gömülme sorumluluğu yakınlarına aittir. Yakınlarının olmaması durumunda Yahudi cemaati bu sorumluluğu üstlenmektedir.64 Defin hazırlıkları tamamlandıktan sonra ceset, tabutla veya tabutsuz aile ya da cemaat tarafından mezarlığa götürülmektedir. Günümüzde yalnızca hahamların ve chevra kadişaların tabutları omuzlarda taşınsa da ilk zamanlarda bütün cenazelerin omuzda taşınarak mezarlığa götürüldüğü bilinmektedir.

Mezarlığa getirilen cenaze Tevrat’tan bölümler okunarak mezara indirilmekte ve ölen kişinin yüzü tekrar dirilişin olacağına inanılan Süleyman Tapınağına dönük şekilde mezara yerleştirilmektedir.65 Cenaze yerleştirildikten sonra cenazeye katılanlar,

“Yerinde huzur içinde yatsın” diyerek ölüye olan sorumluluklarını yerine getirmektedirler.66 Gömülme işlemi tamamlandıktan sonra cenazeye katılanlar için cenaze yemeği verilmektedir.67

Geleneksel Yahudilikte insanın Tanrı suretinde yaratıldığına inanıldığı için cesedin yakılmasına izin verilmemektedir. Fakat günümüzde Liberal Yahudiler arasında

63 Ramazan İnci, İlahi Dinlerde Cenaze ve Defin, Süleyman Demirel Üniversitesi SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2019, 21; Salime Leyla Gürkan, Yahudilik, İsam Yayınları, İstanbul 2015, 182.

64 Güre, 82.

65 Hayrullah Örs, Musa ve Yahudilik, Remzi Kitabevi, İstanbul 1966, 395; Mahmut Aydın, Anahatlarıyla Dinler Tarihi, Ensar Neşriyat, İstanbul 2013, 336.

66 Güre, 84.

67 Arıklı, 466.

17 cesedin yakılarak ortadan kaldırılması olan kremasyon uygulanmaktadır.68 Krematoryumlarda yakılarak ortadan kaldırılan ceset, yakılma alanına gelene kadar gömülme ile aynı uygulamalara tabii olmaktadır. Yakılmanın ardından geride kalan yakınların külleri gömecekleri ya da dağıtacakları kararını verdikleri zamana kadar krematoryumda depolanmaktadır.69

Ölünün defninin ardından geride kalan yakınlar için avelut denilen yas süreci başlamaktadır. Bir kişinin yedi yakını olarak kabul edilen babası, annesi, oğlu, kızı, erkek kardeşi, kız kardeşi ve eşi öldüyse bu kişinin yas tutmasının zorunlu olduğu kabul edilmektedir.70 Bu kişilerin keria olarak adlandırılan uygulamayı yapması ve kıyafetlerinin kalp ile boyun arasında bir yerinin çakı ile kesmeleri gerekmektedir. Bunu yapmayan kişilerin cezasının ölüm olduğuna inanılmaktadır. Onlar bunu yaparken de

“Baruch ata Adonai, eloheinu melech ha’olam, dayan ha’emet – Gerçek ve Doğru Yargıç; Sen Tanrımız; Mübareksin” duasını okumaktadır.71

Yahudilikte yas sürecinin üç aşaması bulunmaktadır. Sırasıyla aninut, şiva ve şeloşimdir. Kişinin ölümünden toprağa verilene kadar geçen süre olan aninut sürecinde

kişi yalnızca cenaze işleriyle ilgilenmektedir. Bu dönemde hiç kimse geride kalanları teselli etmemektedir. Yasın ikinci dönemi olan şiva yedi gün sürmekte ve yasın en yoğun olduğu dönem olarak kabul edilmektedir. Şiva döneminde ölenin ruhuna saygıdan dolayı evde bir mum ya da lamba yakılı bulundurulmaktadır.72 Bu süreçte yaslı kişilerin tıraş olması, çalışması, yıkanması, kösele ayakkabı giymesi ve Tevrat okumasının yasak olduğuna inanılmaktadır. Şiva süresi boyunca ölenin yakınları için

68 Gürkan, 182.

69 Rabbi Alexandra Wright, On Death And Mourning A Guide, Liberal Judaism, byy ts, 6.

70 Behar, 390.

71 Behar, 395.

72 Gürkan, 183.

18 eve yemek getirilmesi ve onların teselli edilmesi makbul sayılmaktadır.73 Son yas dönemi olan şeloşim cenazenin defnedilmesinden sonraki otuz günü kapsamaktadır. Bu süreçte yaslıların tıraş olması ve eğlenmesi hala yasak hükmündedir. Bu otuz günlük süre sona erdiğinde yas döneminin de sonlandığı kabul edilmektedir.74

2. Hıristiyanlıkta Cenaze Ritüeli

Hıristiyanlık günümüzde en fazla mensubu olan din olarak çok farklı coğrafyalarda farklı şekillerde yaşanmaktadır. Üç büyük mezhebi olan Hıristiyanlık içerisinde çok sayıda küçük cemaatler de bulunmaktadır. Bütün bu bölünmeler sonucunda dini uygulamalar konusunda da bazı farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Fakat bütün farklılıklara rağmen her Hıristiyan ölen yakınlarını en makbul şekilde uğurlamak istemektedir. Hıristiyanlar öldükten sonra bedenin yok olduğuna fakat ruhun ölümsüz olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle her toplumda olduğu gibi Hristiyan toplumlarında gerekli ritüelleri yapmaktadırlar.75

Hıristiyanlıkta ölümü yaklaşan kişi için yapılması gereken ilk şeyin son yağlama olduğu kabul edilmektedir. Katolik ve Ortodoks Hristiyanların sakrament olarak kabul ettiği son yağlama ritüeli, ölümü yaklaşan kişi için son derece büyük önem taşımaktadır.

Ölümü yaklaşan kişiye şifa vermek, onun günahlarının affını istemek, vadesi dolmadıysa tekrar sağlığına kavuşmasını dilemek için Havarilerin İsa’dan aldıkları yetkiyle son yağlama ritüeli uygulanmaktadır.76 Protestanlar son yağlamayı sakrament olarak kabul etmedikleri için ölümü yaklaşan kişiye bu ritüeli uygulamamaktadır.77

73 Ömer Faruk Harman, “Matem”, DİA, TDV Yayınları, c. 28, Ankara 2003, 128.

74 Gündüz ve diğerleri, 118.

75 İnci, 49.

76 İnci, 51.

77 Güre, 132.

19 Son yağlama ritüeli yapıldıktan sonra iyileşemeyen ve son nefesini vermiş olan kişi için artık cenaze hazırlıkları yapılmaya başlanmaktadır. Hıristiyanlıkta ölünün gömülmesi ölümün gerçekleştiği gün yapılmamakta ve cenaze en az bir gün bekletildikten sonra gömülmektedir.78 Bu bekleme süresinde ölünün göğsünün üzerine bir haç koyulmaktadır.79 Beklemenin olduğu gece aile ve yakınları cesedin etrafında toplanarak dua etmektedir.80 Bekleme süresinin ardından ceset cenaze hazırlıklarının yapılacağı cenaze evine götürülmektedir. Cenaze evinde temizlenen, tercihe göre kefenlenen ya da kıyafet giydirilen ceset, elleri bedeni ile bir haç oluşturacak şekilde göbeğinin üzerinde birleştirilerek tabuta yerleştirilmektedir.81 Batı Hıristiyanlığında cesedin güzel görünmesi ve geride kalan yakınlarının ölümü daha kolay kabullenmesi için makyaj yapılmaktadır.82 Ölünün bedeni tabuta yerleştirildikten sonra ölüyü görmek ve dua etmek isteyen kişiler onu son kez ziyaret edebilmektedir. Ziyaretin ardından tabut görevli olan din adamının öncülüğünde mezarlığa götürülmektedir.83 Ölünün başı doğuya gelecek şekilde mezara yerleştirilmekte ve toprak atılmaya başlanmaktadır.84 Ortodokslar ise mezarın kapanmasının ardından gömülen bedenin ayak kısmına denk gelecek şekilde haç yerleştirmektedir.85 Ölünün gömülmesinden önce ya da sonra görevli kimse ölen kişi ve ailesi hakkında bir konuşma yapmaktadır.

78 Arıklı, 333.

79 Güre, 138.

80 Constance Jones, Huzur İçinde Yatsın, Çev. Mehmet Gürsel, Dharma Yayınları, İstanbul 2004, 34.

81 İnci, 57; Güre, 138.

82 Güre, 140.

83 Arıklı, 333.

84 Mehmet Katar, “Hıristiyanlıkta İsa’nın Doğumu ile İlgili Kutlamaların Ortaya Çıkışı”, İslamiyat Dergisi, c. 3, s. 4, Ankara 2000, 125; Tanju Gökçöl, Dinler Tarihi Ansiklopedisi:

Hıristiyanlık, c. 2, Medya Ofset, byy ts, 98.

85 İnci, 59.

20 Hıristiyanlıkta ölülerin yakılarak ortadan kaldırılması erken dönemde uygulanmamaktadır.86 Katolikler, cesedin yakılarak ortadan kaldırılmasının eski pagan inancına ait olması ve bedenin ruhun kutsal mekanı olarak kabul edilmesi nedeniyle başlangıçta bu uygulamayı yasaklamıştır. Fakat bu yasak bir süre sonra yasak kaldırılmıştır. Ortodokslukta ise bedenin dirilişine olan inanç sebebiyle cesetlerin yakılmasına izin verilmemektedir.87 Fakat günümüzde hem Katolik hem de Ortodoks Hıristiyanlar ölülerini ortadan kaldırmak için yakma uygulamasını tercih edebilmektedir. Özellikle Protestan Hıristiyanlar arasında yakılma oldukça yaygın bir şekilde uygulanmaktadır.88 Yakılan kişinin külleri toplanarak bir yerde saklanabildiği gibi bu küller havaya serpilerek de ölen kişiye karşı son görevin yapılmış olduğu kabul edilmektedir.89 Ölüleri ortadan kaldırmak için gömmeyi ve yakılmayı uygulayan Hıristiyanlar bunların dışında mumyalama yöntemini de tercih etmektedir. Nadiren uygulansa da İngilizlerin belirli kurallara uygun şekilde mumyalama işlemini yaptırdıkları bilinmektedir.90

Her toplumda olduğu gibi Hıristiyanlar da ölenlerin defnedilmesinin ardından bir

Her toplumda olduğu gibi Hıristiyanlar da ölenlerin defnedilmesinin ardından bir