• Sonuç bulunamadı

Almanlar, Osmanlı İmparatorluğunun Hindistan ve diğer bölgelerle olan meşguliyetinden istifade ederek Macar Prensi V. Petro’yu isyana teşvik ettiler. Bunun sonucunda V. Petro, Osmanlı devletiyle barış halinde bulunan Bolonya’ya saldırdı. Bu tecavüzlere cevap olarak, Kanunî Sultan Süleyman, Boğdan’a savaş ilan etti ve ordusunu 11 Sefer 945’de (1538) İstanbul’dan harekete geçirdi. Oğulları, Mehmed ve II. Salim, Sadrazam İyas Mehmed Paşa ve ikinci vezir Damat Lütfi Paşa da ona bu seferde eşlik ettiler. Hem Sultan Mehmed hem de II. Sultan Bayezid, Boğdan’a daha önce seferler düzenlemişlerdi.42

Ordu, Mimar Sinan tarafından Prut Nehriüzerine inşa edilen köprüden Rebiu’l- Ahir aynın altısında Boğdan’ın metropol şehirlerinden biri olan Yaş Kentine ulaştı. Bölgede kontrolü sağladıktan sonra Boğdan’ın başkenti Suceava’ya yöneldi ve 6 Rebiu’s-Sani 945’de (1538) şehre ulaştı. Yedi gün kadar şehirde kaldı. Karayi sahibi komutasındaki kazan ve Garam orduları, Osmanlıya iltihak etti. Romen Ortadoks’un önde gelenleri Osmanlı’ya itaat sözü verip şehirden kaçan Emir’in itaatinden çıkıp onu

41 Bk. Öztuna, Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.III, s.398 vd.

42 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II, s.342-344; Emecen, “Süleyman I”, C.38, s.62; İbrahim, Halim,

Tarihü’d-Devletü’l-Osmaniyyetü’l-Aliyye, 1. Baskı, Alemü’l-Kutub li’-Tibaatü Ve’n-Neşri Ve’t-Tevzi,

2002, s.90; Muhammed, Ferid El-Muhami, Tarhü’d Devletü’l Aliyyetü’l Osmaniyye, Darü’l-Cil, Beyrut, 1977, s.235.

reddettiklerini ilan ettiler. Boğdan şehri kontrol altında alındıktan sonra Sarabya kenti, Osmanlının toprakları içinde kalacak şekilde sınırlar yeniden tespit edildi. Daha sonra Sultan Süleyman, İstanbul’a döndü ve 6 Recep 945’de (1538) şehre ulaştı. Böylece Kanunî Sultan Süleyman’ın en kısa seferi olan Boğdan seferi, dört ay yirmi gün sürmüş oldu.43

Bu sefer neticesinde, Osmanlıların Bucak olarak adlandırdığı Dinyester nehri ile doğrudan Osmanlı idaresine bağlı Prut Nehri arasında kalan topraklar, Osmanlının topraklarına eklendi ve Bağdat’tan ayrıldı. O zamandan beri Suceava’ya Voyvoda’nın korunması için 1000 sipahi ve 500 yeniçeriden oluşan bir garnizon tahsis edilmesine karar verildi. Böylece Dinyester ile Prut nehri arasında kalan tüm ülkeler Osmanlıya iltihak etmiş oldu. Boğdan Şehrinin sınırları, büyük ölçüde kırpıldı. Romen toprakları tarihinde ilk defa bu savaşta savaş davulu taşıyan fillere şahit oluyordu. Ayrıca, İrail kentini çevreleyen bölgeler de Eflak Prensliğinden alınıp doğrudan Osmanlı idaresine eklendi. Böylece Tuna nehri üzerindeki hassas bölgeler, tamamen kontrol altına alındı ve bundan sonra Dobruca, sanki bir Osmanlı kenti haline geldi.44

I. Budin Seferi

Macaristan-Osmanlı İmparatorluğuna bağlı Transilvanya- kralı olan John Zapolyai, elli üç yaşında ölmüştü ve Bolonya kralının kızı olan Annesi İsabelle tarafından gözetilen on beş yaşındaki oğlu 2. John dışından başka bir varisi de yoktu. Prens Ferdinand, Macaristan’a göz dikip harekete geçti. Alman kışkırtmalarına cevap olarak Kanunî Sultan Süleyman da dokuzuncu saltanat seferini ilan etti ve 26 Sefer Hicrî 948’de (1541) İstanbul’dan ayrıldı.45

Ferdinand, gözünü Macaristan’a dikmiş, bu tamahından hiç vazgeçmemişti. En büyük umudu, Kral Zápolya’ya varis olmaktı. Özellikle çocuğun annesi çok genç bir kadındı ve ülkeyi idare edecek istidatta değildi. Bu seferde, oğulları 17 yaşındaki II.

43 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II, s.342-344; Emecen, “Süleyman I”, C.38, s.62; Öztuna, Başlangıçtan

Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.I, s.278.

44 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II, s.342-344; Emecen, “Süleyman I”, C.38, s.62; Öztuna, Başlangıçtan

Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.I, s.278-279.

Selim 15 yaşındaki Beyazıt, Askeri kadı şeyhülislam Ebu’s-Suud el Imadi ve Damat Ferit’in yerine geçen Sadrazam Süleyman Paşa da Kanunî Sultan Süleyman’a eşlik etti. Halife, otağını Budapeşte şehrinin civarına kurdurmuştu.46

Aynı yılın Rebiu’l-ahir ayında Sultan Süleyman, Kral Zápolya’yı ve bir yaşındaki oğlu II. John’u özel bir törenle kabul etti. Sultan, Erdel’in (Transilvanya) bu küçük çocuğa verildiğini ilan etti ve hayatı boyunca kendisine kral ünvanı bahşedildi.47

Bu sırada Ferdinand, Budapeşte’ye bölgeyi işgal etmek üzere Mareşal Avustralyalı William Fon komutasında Alman bir ordu gönderdi. Osmanlı komutanı Gazi Mehmed Bey orduyu, Budapeşte’nin dışında karşıladı ve Rebiu’s-Sani ayının 29 uncu gecesinde savaş oldu. Savaş sonunda Macar ordusu ağır kayıplar verdi. Komutanları ve gözde askerleri öldürüldü; geri kalanlar ise kaçtılar. Hicrî 948 / Milâdî 1541 yılı 29 Rebiu’s-Sani’den itibaren Macaristan, Budin adıyla Osmanlının bir eyaleti haline geldi48.

Nemçe Ordusu, Kanunî Sultan Süleyman’ın geldiğini öğrenir öğrenmez bölgeden çekilip kuşatmayı kaldırdı. Sultan Süleyman, askeri bir törenle Osmanlı musikisine uygun özel şarkılar eşliğinde Budapeşte’ye girdi. Cemaziyülevvel aynın ikisinde Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin verdiği hutbeyi dinledi. Böylece Erdel Kenti, Macar özerk bölge haline gelmiş oldu. Sultan Süleyman, 9 Şaban 948’de (1541) İstanbul’a döndü. Böylece beş ay yedi gün şehirden uzak kalmış oldu. Sultan Süleyman, şehrin en büyük kiliselerini Müslümanlar için camiye çevrilmesini emretti ve Ramazanoğlu Uzun Hasan’ı, vezir makamında bölgeye vali tayin etti.49

Kanunî Sultan Süleyman, Budin kalesine 5 bin, sancak merkezlerine ise sayısı 1000’den az olmayan asker tahsis etti; Erdel ise Macar özerk bölge olmuştu.50

46 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II, s.326; Semavi İyice, “Budin ” md., DİA., C.6, s.348-352; Öztuna,

Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.I, s.280.

47 İsmail, Ahmed Yaği, Ed-Devletü’l-Osmaniyye Fi’t-Tarihi’l-İslami’l-Hadis, 1. Baskı, 1996, s.65; Öztuna,

Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.I, s.280.

48 İbrahim, Halim, Tarihü’d-Devletü’l-Osmaniyyetü’l-Aliyye, s.92.

49 Öztuna, Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.I, s.280.

50 İbrahim, Halim, Tarihü’d-Devletü’l-Osmaniyyetü’l-Aliyye, s.92; İsmail, Ahmed Yaği, Ed-Devletü’l-

Osmanlı ordusu İstanbul’a döndükten sonra, Saksonya tahtında oturan 37 yaşındaki II. Joachim önderliğindeki Alman özel kuvvetleri, sayısı yüz binden fazla olan İspanyol, Alman ve İtalyanlardan oluşan bir orduyla Budapeşte şehrine saldırdı. Ordu, Hicrî 949 / Milâdî 1542 senesi Şaban ayının dokuzunda Budapeşte’ye yaklaştıve Budin şehrini topa tuttu. Osmanlı koruyucu birlikleri karşılık verdiler. Sonunda Alman kuvvetlerini hezimete uğrattılar. Gazi Bali paşa, şehirden düşmanı uzaklaştırdı. Ve Avrupa ordusunun yarısını kılıçtan geçirdi. Diğerleri ise ancak kaçarak canlarını kurtarabildiler.51

Bu sırada Sultan Süleyman orduyu topladı ve batı bölgesi Osmanlı cephesinde Avrupa’ya karşı mücadele veren Müslümanlara destek vermek üzere İstanbul’dan ayrıldı. Ancak başkaldıran Avrupalıların Osmanlı koruma birlikleri tarafından dize getirildiğini öğrenince Edirne’de kaldı; öteye geçmedi. Sultan, Osmanlı İslam Halifeliğine ait toprakları korumakla görevli olan Avrupa Cephesine yakın olmak için Edirne’de sınır bekledi.52

Kanunî Sultan Süleyman Budin’e (Budapeşte) gitti ve Macaristan hükümetinin şeklini tamamen değiştirdi ve onu bir devlet olarak İstanbul’a bağladı. Bu 9. Kanunî kampanyası 5 ay sürdü.53

İ. Estergon Seferi

Tarihi incelediğimizde Kanuni Süleyman döneminin Türklerin Orta Avrupa'ya hakim olduğu dönem olarak kaydedildiğini görürüz. Belgrad'ın 1521 yılında fethedilmesinden sonra Osmanlı Devleti Viyana'ya hatta Almanya içlerine kadar uzanmıştı. 1566 yılında Zigervar ve yine bu esnada Estergon (Esztergom) kalesi de

51 Mansur, Abdulhakim, Es-Sultan Süleyman El-Kanuni, 1.Baskı, Darü’l-Kitabi’l-Arabi Li’n-Neşr, C.I,

s.146; Öztuna, Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.I, s.281.

52 Mehmet İpçioğlu, Kanunî Sultan Süleyman Estergon Seferi 1543, Osmanlı Araştırmaları Dergisi, S.X,

İstanbul, 1990; İbrahim, Halim, Tarihü’d-Devletü’l-Osmaniyyetü’l-Aliyye, s.92; Öztuna, Başlangıçtan

Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.I, s.281.

53 Emecen, “Süleyman I”, DİA, C.38, s.68; bk.Öztuna, Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye

çevresindeki bir kısım kalelerle birlikte Kanuni Sultan Süleyman'ın beşinci Macaristan Seferi'nde Osmanlı idaresine geçmişti.54

Seferi gerçekleştirmek üzere Rumeli Ahmed Paşa, Anadolu ve Budin Beylerbeyileri tayin edildi. Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa, kendisiyle birlikte görevlendirilen sancakbeyleri ile sefer için gerekli hazırlıkları tamamladı. Ordu Bursa Sancakbeyi Ali Bey komutasında yola koyuldu. Ordunun yol güzergahını düzenleme görevi Silistre, Vidin, Niğbolu, Semendire ve İzvornik Sancakbeyleri’ne verildi.

Padişah 17. Aralık 1542'de İstanbul'dan Edirne'ye, 23. Nisan 1543'te de oradan Sofya'ya doğru harekete geçti. 25 Temmuz, Salı günü Estergon kalesinin teslim olunması için çağrı yapıldı. Bu çağrı kabul edilmeyince kale 26 Temmuz’da günü kuzeyden Vezir Mehmet Paşa, güneyden Yeniçeri Ağası Ali Bey, Rumeli Beylerbeyi Ahmet Paşa ve Bosna Sancakbeyi Ulama Bey tarafından kuşatıldı. Macar, Alman, İtalyan ve İspanyol muhafızlar tarafından korunan Estergon kalesinin surları akıl almaz bir mukavemet göstererek günlerce dayandıktan sonra nihayet 6 Ağustos’ta surda açılan gediklerden saldırıya geçen askerlerin çoğu kaleye gide ve aynı gün dış kale ele geçirildi. Ertesi gün de iç kaledekiler teslim olmakmzorunda kaldılar.55

Sultan Süleyman’ın komuta ettiği bu savaşta, güdülen amaçlardan biri de Budin kentini güvene almaktı.56

Ferdinand, tekin durmadı. Avrupa’nın Osmanlılardan kurtarılıp işlerinin bitirilmesi için güçlü bir Haçlı Seferi tertip edilmesi gerektiği konusunda III. Papa Paul’u (1534-1549), ikna etti. Bir yandan da Osmanlı garnizonları ile Macar cephesindeki Avrupalılar arasındaki çatışmalar devam ediyordu. Sultan ise, kış boyunca Edirne’de ordusuyla yakın temasta kalmaya devam ediyordu. 57

54 Mehmet İpçioğlu, Kanuni Süleyman'ın Estergon (Esztergom) Seferi 1543, Osmanlı Araştırmaları Dergisi,

S.X, İstanbul, 1990, 137.

55 İpçioğlu, Kanuni Süleyman'ın Estergon (Esztergom) Seferi 1543 ,s.138-140.

56 Muhammed, Harb, El-Osmaniyyun Fi’t-Tarih Ve’l-Hazara, el-Merkezü’l-Masri Li’d-Dirasati’l-

Osmaniyye, Kahire, 1994, s.65; Mansur, Es-Sultan Süleyman El-Kanuni, s.147.

Sultan Süleyman, uzun ve yüksek deniz kıtalarından oluşan nehir üzerinden Karadeniz deltasına erzak ve mühimmat taşıyan filosuyla birlikte Edirne’den ayrıldı ve nehir boyunca yoluna devam etti. Bu sırada Barbaros, Fransızlarla işbirliği yaparak ikinci bir cephe açmak üzere İspanya’ya yönelik deniz saldırıları düzenliyordu.58

Daha sonra Alman menzilleri ile savaşmak üzere ordusunu batıya çeviren Sultan, Beç ve Şikloş da dâhil olmak üzere birçok kenti ve kaleyi yeniden ele geçirdi. Hicrî 950 yılının Rebiyülahir ayında, 29 Temmuz 1563’te Sultan ve ordusu stratejik bir konuma sahip olan Estergon Kalesi’neulaştı. Kaleye, 310 adet Osmanlı topu ile ateş açıldı. Aynı yılın cemaziyülevvel ayının onuncu günü kale teslim alındı. Üç yıl boyunca Alman kontrolü altına kalan ve içinde Macaristan krallarına ait mezarların bulunduğu İstolni Belgrad kalesi, aynı yılın cemaziyülahır ayının altısında 15 günlük bir kuşatmadan sonra kurtarıldı.59

Estergon, Osmanlı kuvvetlerinin merkezi haline geldi, Budapeşte ve İstolni Belgrad da buraya ilhak edildi. Bu sırada Gazi Bali Paşa vefat etti. Yerine erkek kardeşi Muhammed Paşa Budapeşte’ye vali tayin edildi. Diğer kardeşi Ahmed ise İstolni Belgrad bölgesine atandı. O zamanlar Doğu cephesinde Safevî tacizleri baş göstermişti. Onun için Avrupalılarla savaşmak ve onlara baskı uygulamak görevi, Batı cephesindeki Osmanlı koruma birliklerine tevdi edilmişti.60 Kanunî Sultan Süleyman, altı ay yirmi üç

günlük bir seferin ardından Hicrî 950 (1549) yılı Şaban ayının on dokuzunda İstanbul’a döndü.61

Viyana ve Budin’in önemli kalelerinden olan ve daha sonra Türk akıncıları için stratejin merkez haline gelen Estergon Kalesi, Kanunî Sultan Süleyman’ın bir yıl süren seferi sonucunda Almanlardan tekrar alındı. 24 Kasım 1542 tarihinde Bali Paşa tarafından kazanılan bu zafer sonucunda Macaristan, Alman İmparatoru’nun işgalinden kurtulmuş oldu. 1543’te Kanunî Sultan Süleyman’ın bu seferlik hedefine ulaştığı ve

58 Öztuna, Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.I, s.281.

59 Muhammed, Harb, El-Osmaniyyun Fi’t-Tarih ve’l-Hazara, s.65; Mansur, Es-Sultan Süleyman El-

Kanuni, s.147.

60 Mansur, Es-Sultan Süleyman El-Kanuni, s.147.

61 Muhammed, Harb, El-Osmaniyyun Fi’t-Tarih Ve’l-Hazara, s.65; Mansur, Es-Sultan Süleyman El-

Macaristan’ı Osmanlı İmparatorluğu’na bağladığı zamandı. Öte yandan, Barbaros Hayrettin Paşa, 1543 yazında, V. Karl’ın batısında, Nice’e ağır bir darbe alarak ve Roma’ya neredeyse yaklaştı. Bunun sonucu olarak Fransa’yı koruması altına ilave etti.

Almanya-İspanya ile 19 Haziran 1547’de bir barış anlaşması yaptı. Bu anlaşmada V. Karl mecburen en zor şartları kabul etti. Şartlar gereği Osmanlı devletine her yıl haraç verme vadinde bulundu. Avrupa’da, Osmanlı İmparatorluğu’nun nüfusunu biliniyordu. Habsburg’ların itibarı her geçen gün kötüleşti. Polonya, Rusya, Fransa, bazen İngiltere ve Venedik Osmanlı nüfusuna girdi. Venedik, Rusya ve Lehistan Osmanlılara yıllık vergi verdiler.62

J. İran Seferi

Batıya yapılan bu seferlerden sonra Kanûnî Sultan Süleyman için artık yeniden Doğu’ya, İran’a dönmek kalıyordu. Kanûnî Sultan Süleyman İran’ın önemli merkezlerinden biri olan Tebriz’i 1534’de aldı. Ancak sonradan tebriz Safevilere geçti. Bundan sonra bu iki devlet arasındaki sürtüşme hız kesmeden devam etti. Osmanlu devletinin öceliğinin Ferdinant ile mücadele olması, İran’ın fethinin ikinci sırada yer alması, Şah Tasmasb’ın işine yaradı ve daha önceden elişnden çıkmış olan yerleri yeniden geri aldı. 63 Bunun üzerine Kanunî komutasındaki ordu İran üzerine yürüdü ve

üçüncü defa Tebriz’e girdi ve İran’ın hakimiyetinde bulunan Van kalesşni dokuz süren bir mücadeleden sonra Ağustoss 1548’de geri aldı. Şah Tasmasb yine ortalıkta yoktu. Ancak her zamankiş adeti üzere Osmanlı ordusu geri dönünce ortaya çıktı. Van gölü etrafında bulunan yerlere saldırdı. Bu saldırı sonucunda başarılı olamadığı gibi Kemah yakınlarında önemli bir kuvvetinin de imha edilmesine sebebiyet verdi.

Şah Tasmasb’ın iki yüzlü ve sinsice tavırları Kanunî’nin 1553 Ağustosu’nda İran üzerine başka bir sefer düzenlemesine neden oldu. İran’a girilerek; Nahçivan, Erivan ve Karabağ tarafları zabt edildi. Kanunî Erzurum’da bulunduğu esnada Şah Tahmasb’ın bir elçi göndererek antlaşma talep etmesi üzerine 29 Mayıs 1555’ta Amasya antlaşması imzalandı. Bu Osmanlılarla Safevilwer arasında yapılan ilk antlaşmaydı ve Şah

62 Bk.Öztuna, Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.III, s.422 vd. 63 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II, s.359.

Tahmasb’ın 1576 yılında ölümüne ve İran’da karışıklıkların çıktığıı tarihe kadar toplam yirmi beş seene devam etti.64

K. Nahçivan Seferi

Kanunî’nin düzenlediği her iki İran seferinde de Şah Tahmasb, Osmanlı ordusuyla savaşmaya cesaret edememiş, Şah Tahmasb’a şehri savunmaması sebebiyle Osmanlılar Tebriz’e kolayca girmişti. Burada Osmanlı ordusu bir müddet kaldıktan sonra İstanbul’a dönmesi ile birlikte Şah bunu fırsat bilerek daha önceki çekildiği dağlık bölgelerden merkeze inerek Tebriz’i yeniden geri aldı ve daha önceden Osmanlı yönetimine geçen bölgelere ani baskınlar yaparak buraları tekrar ele geçirdi. Bu kısır döngü böyle devam ediyordu. Önce Osmanlılar geliyor Şah’ın topraklarını fethediyor, ardından Şah ordusuyla gelerek buraları tar umar ediyor ve kendi yönetimi altına alıyordu. Osmanlı devleti ve İran arasındaki ilişkiler de böylece hiç bir sonuç alınamadan devam ediyordu.65

Aynı durum 1948-1949’da’ki İkinci İran Seferi’nden geri dönüş esnasında da yaşandı. Osmanlı ordusunun İran’dan ayrılmasından sonra Şah Tahmasb hemen Tebriz’e dönerek civardaki Osmanlı devletine bağlı beyliklere karşı hücuma geçti ve öncelikli olarak İran seferi esnasında Osmanlı devletine bağlılığını bildiren Şirvanşahların lideri Burhan Ali’ye karşı saldırıyla başladı.66

Şah Tahmasb Karabağ-Gürcistan bölgesinde 1551-1552’de faaliyette bulunurken, Osmanlı Devleti 1547 yılında II. İran Seferine başlamadan önce Alman Kralı ve Avusturya Arşidükü ile 5 yıllık bir anlaşma imzalayarak Macaristan topraklarını güvenceye altına almayı amaçladı.

Osmanlı ordusu, Macaristan topraklarında Ferdinand’ın ordusuyla mücadele ederken, Osmanlı ordusuna Sokollu Mehmet Paşa komuta ediyordu. Macaristan topraklarında bu sefer devam ederken 1551 yılında Şah Tahmasb bunu fırsat bilerek,

64 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II, s.359-361.

65 Mehmet, İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, Nobel Yayınları, Ankara 2003, s.58. 66 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.58.

Osmanlı Devleti’nin himayesinde olan vasal beğlerin ikamet ettiği Doğu Anadolu ile Gürcistan bölgesindeki yerleri işgal etti. Bu durum Osmanlı Devleti’nin Doğuya seferi yapması için yeni bir imkan verdi. 67

Buraya kadar Nahçıvan Seferi’nin dışa yansıyan sebepleri üzerinde durduk. Ancak bu seferin perde arkasında kalan gizli bir nedeni vardı. O da Amasya valisi şehzade Mustafa’nın ortadan kaldırılması fikriydi. Zira Şehzade Mustafa’yla birlikte hareket eden beğler, onu saltanat için babası Kanunî’ye karşı kışkırtıyordu. Ayrıca Hürrem Sultan ile Vezir-i A’zam Rüstem Paşa da, Kanunî’yi Şehzade Mustafa’ya karşı tahrik ediyordu. Bütün bunların sonucunda Kanunî Sultan Süleyman’da Şehzade Mustafa’yı ortadan kaldırmaya karar verdi.68Bu kararın ardından Kanunî, İç Anadolu’da

bulunan kadılara “sefer sırasında askerlerin geçeceği güzergahın belirlenmesi ve ikamet isteğini bildiren Aydın Sancak beği Musa Beğ’e yardımcı olunması” konusunda talimat gönderdi.69

Kanunî’nin üçüncü İran seferi olarak tarihte yerini alan Nahçıvan Seferi, 26 Ağustos 1553 tarihinde başladı70 ve ordu Üsküdar’dan hareket etti ve İzmit üzerinden71

Konya’ya ulaştı. Daha sonra Konya’dan hareket eden ordu, Ereğli civarında bulunan Aköyük’e gelip konakladığında, Şehzade Mustafa, orduya iltihak etti ve kendisini karşılayan vezir ve devlet adamlarına bol miktarda hediyeler verdi. Daha sonra babasınn elini öpmek maksadıyla Şehzade Mustafa çadıra götürüldü. İşte bu sırada sağır ve dilsiz cellatlar tarafından boğularak öldürüldü. 72

Şehzade Mustafa askerler tarafından çok seviliyordu ve payitahtın varisi olarak gösteriliyordu. Onun öldürtülmesi, Anadolu’daki askerler ve önde gelen devlet adamları arasındaki Kanunî’ye karşı bir kırgınlık ve küskünlük peydah etti. Bunu gören Kanunî,

67 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.60; Peçevi, İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi,

(Hazırlayan: Bekir Sıtkı Baykal), Ankara, 1982, C.I, s.298.

68 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.61. 69 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.62 70 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.62. 71 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.64. 72 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.67.

bu kırgınlığı bertaraf etmek için -bölük ağalarından başlayarak Kadı askerlere varıncaya kadar- her sınıftan rütbe sahibi olan kişileri bir nizam dâhilinde huzuruna kabul etti. Onlara maddi ve manevi iltifatlarda bulunarak savaşa hazırlanan ordu içindeki kırgınlıkları giderdi. Kanunî bu davranışıyla moral ve motivasyon açısından da askerilerin maneviyatını artırmış oldu.73

Artık ordular savaşa hazırdı. Kanunî yaptığı savaş planı sonrası hangi kuvvetlerin nereyi vuracaklarını belirledi.74

Kanunî, Kars ovasına vardığında Şah Tahmasb’a İranlı bir savaş esiri ile bir mektup gönderdi. Bu mektubun içeriğinde Şah Tahmasb’a çok ağır hakaretler ve kendisini savaşmak üzere cenk meydanına davet vardı. Beş gün kalınan Kars Ovasında Şirvan’dan haber beklendi ve ordu sanki Şirvan üzerine gidilecekmiş gibi gerekli her türlü hazırlıkları yaptı.75

Kanunî, bu mücadelelerin Osmanlı devleti lehine geliştiğini görünce Kars’tan Nahçıvan’a doğru hareket etti ve Yahni Dağları belini aşarak 10 Temmuz 1554’te Şuregel’e ulaştı. Buradaki civar köyler, Osmanlı ordusunun geldiğini haber alınca köyleri terketti. Osmanlı ordusu hiçbir güçlükle karşılaşmadan 12 Temmuz’da Şarabhane menziline ulaştı.76

Sonuç olarak, Kanunî Sultan Süleyman’ın 1553’te gerçekleştirdiği bu 12. sefer iki yıl kadar sürdü. Nahçıvan’ın fethi sonrası Osmanlı Devleti’nin yüzölçümü 7.3 milyon km2’den 13.7 milyon km’ye çıktı. Kanunî 35 yılda neredeyse Osmanlı İmparatorluğu toprakları iki katına çıkarmış oldu.77

73 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.72. 74 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.74. 75 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.75. 76 İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.76. 77İpçioğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın Nahçıvan Seferi, s.58-113.

L. Zigetvar Seferi

Kanunî Sultan Süleyman’ın komutasında Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ın fethedildiği savaşın üzerinden kırk beş, Almanlara karşı düzenlenen Mohaç seferinin üzerinde ise kırk sene geçmişti ki Sultan Süleyman, Allah yolunda verdiği cihadı büyük