• Sonuç bulunamadı

BİTKİSEL ÜRETİMİ DESTEKLEMEYE YÖNELİK ULUSAL VE

BÖLÜM 5: TRB1 BÖLGESİ BİTKİSEL ÜRETİM SEKTÖRÜ MEVCUT PLAN VE

5.4. BİTKİSEL ÜRETİMİ DESTEKLEMEYE YÖNELİK ULUSAL VE

5.4.1. Tarımsal Girdi Destekleri

Tarımsal üretimin ve verimliliğin arttırılması amacıyla 2000 yılından itibaren tarımsal işletmelere destek verilmektedir. Bu destekler Doğrudan Gelir Desteği olarak başlamış daha sonra girdi desteğine dönüşmüştür. Tarımsal üretimde verilen girdi destekleri 7 başlık altında verilmektedir (www.tugem.gov.tr, 2010).

1. Alan bazlı destekler

 Mazot, Gübre ve Toprak Analizi Desteği

 Organik Tarım ve İyi Tarım Uygulamaları Desteği

 Alternatif Ürün Desteği

 Fındık Üreticilerine Alan Bazlı Gelir Desteği ve Alternatif Ürüne Geçen Üreticilere Telafi Edici Ödeme

2. Fark ödemesi destekleri

 Kütlü Pamuk Desteği

 Yağlık Ayçiçeği Desteği

 Soya Fasulyesi Desteği

 Kanola Desteği

 Dane Mısır Desteği

 Zeytinyağı Desteği

 Aspir Desteği

 Hububat ve Baklagil Desteği

 Yaş Çay Desteği 3. Hayvancılık destekleri 4. Kırsal kalkınma destekleri 5. Tarım sigortası destekleri

6. Telafi edici ödemeler kapsamındaki tarımsal destekler

 Patates Siğili Desteği

 Çay Budama Tazminatı Desteği 7. Diğer tarımsal amaçlı destekler

 Yurtiçi Sertifikalı Tohum, Fidan, Çilek Fidesi ve Standart Fidan Kullanımı ile Sertifikalı Tohum Üretiminin Desteklenmesi

 Çevre Amaçlı Tarımsal Arazilerin Korunması Desteği

 Ar-Ge Destekleri

Türkiye’de tarımsal desteklerin toplam miktarı 2002 yılında 1,8 Milyar TL olarak gerçekleşirken 2011 yılında bu rakam 3,7 kat artışla 6,7 Milyar TL’yi bulmuştur. TRB1 Bölgesinin bu desteklerden tam olarak yararlanabilmesi için henüz Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil olmamış üreticilerin sisteme girmeleri ve parçalı yapıdaki arazilerin bir araya getirilmesi gerekmektedir. 2011 yılı TAGEM veri sisteminde ÇKS’ye kayıtlı tarımsal alanların toplam tarım alanlarına oranına bakıldığında Bingöl %49, Malatya %46, Elazığ %44 ve Tunceli ise

%39’luk değere sahiptir.

5.4.2. Doğu Anadolu Projesi Ana Planı (DAP)

Kalkınma Bakanlığı tarafından 2000 yılında hazırlanan Doğu Anadolu Projesi Ana Planı’nın 2.2. Bölümü Tarım Başlığı altında bölgesel kalkınmanın temel aracı olarak tarım ve özellikle hayvancılık gösterilmektedir. Bölgenin coğrafi koşulları, iklim durumu, topoğrafik yapısının ilerleyen dönemlerde de anahtar sektörün hayvancılık olacağını öngörmektedir. DAP Planının Tarım başlığı altında yer alan ana hedefi; “Uzun vadede Bölge ekonomisini, sanayiye görece emek birimi başına düşük katma değer yaratan tarıma bağımlılıktan kurtarmaktır. Fakat Bölgenin konumu ile mevcut ve potansiyel göreli üstünlükleri bağlamında, bu hedefin gerçekleşmesi, öncelikle Bölge tarımının, özellikle de hayvancılığının geliştirilmesine bağlı bulunmaktadır.”

DAP planının “Bitkisel Üretim” başlığı altında bölgenin yıllık 450 mm yağış ortalamasına sahip Erzurum, Elazığ ve Gümüşhane illerinde nadas alanlarının yem bitkileri üretimine kaydırılması ön görülmektedir. Yıllık ortalama 450 mm yağış ortalamasına sahip Malatya, Bayburt, Erzincan, Iğdır ve Van illerinde genel olarak ekim nöbet sistemi ile nadas alanlarının yem bitkileri üretimine kaydırılması önerilmektedir.

Ön görülen ürün deseninde tahıl ve nadas alanlarının daraltılarak yem bitkileri üretim alanlarının %7,4’den %55’e çıkarılması önerilmektedir. Tahıl ekimi yapılan işlemeli tarıma elverişli olmayan VI. ve VII. sınıf arazilerin mera ve yem bitkileri üretimine kaydırılması önerilmektedir.

Bölge içinde özel mikro klima alanlarına sahip Malatya, Elazığ ve Iğdır illerinde sebzeciliğin, pazara yönelik üretiminin geliştirilmesi önerilmektedir. Planda, sebze üretimi için en potansiyelli il Iğdır olarak gösterilmektedir. Bölge genelinde küçük ölçekli olarak yapılan örtü altı sebze üretiminin mikro klima alanlarında yaygınlaştırılması önerilmektedir. Örtü altı sebzeciliğin geliştirilmesinin bölgenin istihdam imkânlarını geliştirecek ve bölgenin sebze ihtiyacını karşılamaya katkı verecektir.

Raporda Türkiye’deki kayısı üretiminin %64’ünün bölgeden sağlandığı belirtilerek özellikle Malatya bölgesinde kurutma tesislerinin yetersizliği ve yüksek kükürt miktarının ihracatta darboğaz teşkil ettiği söylenmektedir. Malatya’da yeterli ve modern koşullarda kurutma tesislerinin geliştirilmesi önerilmektedir.

Ana Plan’da, bölgede özellikle Elazığ ve Erzincan’daki bağ alanlarının arttırılması ve Van Gölü havzasında bağcılığın yaygınlaştırmasının ürün çeşitliliğini arttıracağı vurgulanmaktadır. Ceviz üretiminin bölge genelinde potansiyeli olduğu belirtilmekle beraber verimin çok düşük olduğu vurgulanmaktadır. Ceviz üretiminin arttırılması için kaliteli çeşit ve kültürel tedbirlerin alınmasının gerekliliği belirtilmektedir. Raporda, Bingöl ilinde badem ve Bingöl, Bitlis ve Hakkari’de Antep fıstığı yetiştiriciliği rezerv alanlar olarak görülmektedir.

DAP Ana Planı’nda bölgedeki bitkisel üretime yönelik önerilen projeler aşağıda yer almaktadır.

1. Doğu Anadolu Bölgesi’nde İşlemeli Tarıma Uygun Olmayan Alanların Rasyonel Kullanımı Projesi

Uygulama Alanı: Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt, Tunceli 2. Nadas Alanlarının Değerlendirilmesi Projesi

Uygulama Alanı: Tüm iller

3. DAP Çayır-Mer’a Alanlarının Tespit, Tahdit, Islah ve Amenajman Projesi

Uygulama Alanı: Tüm iller

4. DAP Şeker Pancarı Ekim Alanlarında Yem Bitkileri Üretimini Geliştirme Projesi Uygulama Alanı: Macar fiği ve arpa+fiğ karışımı üretimi için; Ağrı, Bayburt, Bitlis, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Kars ve Van İlleri; Slajlık mısır, sorgun, sudan otu üretimi için; Elazığ, Malatya, Muş ve Iğdır illeri.

5. Sözleşmeli Patates Tohumluğu Üretim Projesi Uygulama Alanı: Bayburt İli

6. DAP Örtü Altı Sebze Yetiştiriciliği Projesi

Uygulama Alanı: Tüm illerin mevcut mikro klima alanları

DAP Planı genel olarak bölgesel kalkınmanın hayvancılık sektörü temelli olacağını öngörmektedir. Bitkisel üretim, hayvancılığı destekler rolde önerilmektedir. Özellikle yem bitkilerinin üretim alanlarının ve ürün miktarının geliştirilmesi önerilmektedir. Bunun dışında kalan alanlardaki bitkisel üretime yönelik mevcut potansiyellerin (kayısı, üzüm, ceviz, örtü altı sebzecilik vb) değerlendirilmesi ve geliştirilmesi de vurgulanmaktadır.

5.4.3. IPARD Programı

IPARD Avrupa Birliği’ne aday ve potansiyel aday ülkelere katılım öncesi verilen desteklerin kırsal kalkınma bileşenidir. Avrupa Birliği (AB) Katılım Öncesi Yardım Aracı (Instrument for Pre-Accession Assistance- IPA) beş bileşen içermektedir. Türkiye IPA tüzüğünün EK 1’inde yer alan aday ülke statüsünden ötürü bütün bileşenlerden faydalanabilmektedir.

Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA)’nın beşinci bileşeni Kırsal Kalkınmadır. (IPA Rural Development- IPARD) IPARD, AB ortak tarım politikası AB’ye katılım sürecinde, kırsal kalkınmaya yönelik politika ve uygulamaları desteklemektedir. IPARD destekleri 2007-2013 yıllarını kapsayan çok yıllı “Kırsal Kalkınma Programı” kapsamında uygulanması gerekmektedir.

Türkiye’nin kırsal kalkınma öncelikleri katılım öncesi öncelik ve ihtiyaçlarına göre, IPA Kırsal Kalkınma Programı (IPARD Program) bağlamında tasarlanmıştır. Bu çerçevede, 2007-2013 yıllarını içeren 9. Kalkınma Planında, 2006-2010 yıllarını içeren Tarım Stratejisi ve Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi öncelikleri yanında Avrupa Birliği Çok Yıllı Gösterge

Planlama Belgesi’nin stratejik öncelikleri de dikkate alınmıştır. AB’nin 1085/2006 IPA Konsey Tüzüğü ve tüzüğün uygulanması esaslarını içeren 718/2007 sayılı IPA Uygulama Tüzüğü, Programın dayanağını oluşturmaktadır. Program 2007-2013 yılları arasında 7 yıllık bir süreci içermekte olup, mali çerçevesi Çok Yıllı Endikatif Planlama Belgesi (MIPD)’nin en son versiyonunda yer alan dönem için belirlenmiştir. Bu kapsamda, IPA ve IPARD için Türkiye’ye tahsis edilen fonlar, önceki ve hâlihazırda 2009-2011 yılları için MIPD belgesi temelinde, milyon Euro olarak aşağıda sunulmuştur (http://www.ipard.com.tr/ipard.html, 2012)

Tablo 62 2009-2011 yılları için Türkiye’ye tahsis edilen MIPD belgeli IPA ve IPARD fonları (M €)

Bileşen 2007 2008 2009 2010 2011 TOPLAM

Geçiş Desteği ve Kurumsal yapılanma

256,7 250,2 233,2 211,3 230,6 1182

Sınır Ötesi İşbirliği 2,1 8,8 9,4 9,6 9,8 39,7

Bölgesel Kalkınma 167,5 173,8 182,7 238,1 291,4 1053,5

İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi 50,2 52,9 55,6 63,4 77,6 299,7

Kırsal Kalkınma 20,7 53 85,5 131,3 172,5 463

Toplam 497,2 538,7 566,4 653,7 781,9 3037,9

Kaynak: MIPD,www.tkdk.gov.tr, 2011

IPARD kapsamında yer alan ve destek alan/alacak olan iller I. Uygulama Dönemi için;

Amasya, Afyonkarahisar, Balıkesir, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Hatay, Isparta, Kahramanmaraş, Kars, Konya, Malatya, Ordu, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van ve Yozgat olup, bu illerdeki projeler desteklenmektedir. Bunun yanı sıra II. Uygulama Döneminde ise Ağrı, Aksaray, Ankara, Ardahan, Aydın, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Denizli, Elazığ, Erzincan, Giresun, Karaman, Kastamonu, Kütahya, Manisa, Mardin, Mersin, Muş, Nevşehir ve Uşak illeri IPARD dâhil edilmiştir. Burada görüldüğü gibi, TRB1 Bölgesindeki illerden Malatya I. Uygulama Döneminde IPARD kapsamına girmiş olup, Elazığ ise II. Uygulama Döneminde IPARD kapsamına girmiştir. IPARD kapsamında, kırsaldan kente göçü önleyecek, kırsaldakilerin yerinde geçinmesini sağlayacak projeler desteklenmektedir.

5.4.4. Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı (KKYDP)

“Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Tarıma Dayalı Yatırımlar ile Makine ve Ekipman Alımlarının Desteklenmesine İlişkin Karar” 19/02/2011 tarih ve 27851 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu kapsamda Mülga Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından “faaliyetler için geliştirilen yeni teknolojilerin üreticiler tarafından kullanımını yaygınlaştırarak; daha kaliteli ve pazar isteklerine uygun üretim yapılmasını sağlamak, zor şartlarda ve bedenen çalışan üreticilerimizin işlerini kolaylaştırmak ve üretim maliyetlerini düşürerek uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir düzeye getirmek için makine ve ekipman alımının desteklenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek” amacıyla 2011/11 sayılı tebliğ ile “doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi entegrasyonunun sağlanması için küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, toplu basınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek” amacıyla 2011/9 sayılı tebliğ yayınlanmıştır.

Doğal kaynakların korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanması, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulmasına yönelik olan programda hibe oranı %50 olarak uygulanmaktadır (http://www.kobiline.com/destek-hizmetleri/avrupa-birligi-hibe-destekleri/kirsal-kalkinma-yatirimlarini-destekleme-programi, 2012)

Kimler Başvurabilir: Gerçek ve tüzel bütün kişiler başvurabilir.

Program Hangi İllerde Uygulanmaktadır: Bütün illerde

Hangi Giderler Desteklenmektedir: Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni yatırım tesislerinin yapımı, kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik yatırımlar ve alternatif enerji kaynakları kullanan seraların yapımına yönelik yatırımlar.

5.4.5. Kalkınma Ajansları Destek Programları

Kalkınma Ajansları çeşitli ülkelerde, farklı yapılarda, statülerde ve işlevlerde kurulmuş olup 1950’li yıllardan bu yana hizmet vermektedir. Son 30 yıl içerisinde bölgesel gelişme ve bölge planlama anlayışlarının önemli ölçüde değişmesi ile birlikte ajanslar yaygınlaşmışlardır.

Özellikle Avrupa’da yapısal fonlar desteğiyle bazı bölgelerin geliştirilmesinde asli rol üstlenmişlerdir. Günümüzde Avrupa’da ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren farklı yapı ve statülerde 200’ün üzerinde kalkınma ajansı bulunmaktadır.

Türkiye’de Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan ajanslar uygulamacı olmayan fakat destekleyici, koordinatör ve katalizör olarak faaliyet gösteren birimlerdir. Kamu, özel yatırımcı ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, etkili kaynak kullanımını sağlamak ve yerel potansiyelin ortaya çıkarılmasını sağlamak üzere ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen politikalara uyumlu olarak bölgelerde sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak ve hızlandırmak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla kurulmaktadır. Kalkınma Ajansları farklı konu başlıkları altında

“Doğrudan Finansman Desteği” veya “Faiz Desteği ve Faizsiz Kredi Desteği” vermektedir.

Doğrudan finansman desteği, proje teklif çağrısı yöntemi ile kullandırılmaktadır. Ajansların belirlediği kurallar çerçevesinde karşılıksız olarak verilmektedir. Bunun yanı sıra ajanslar

“Doğrudan Faaliyet Desteği” ve “Güdümlü Proje Desteği” isimleriyle doğrudan finans desteği vermektedir.

Kimler Başvurabilir: Doğrudan finansman desteklerine Yerel Yönetimler, Mahalli İdare Birlikleri, Üniversiteler, Meslek Okulları, Araştırma Enstitüleri, Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları, Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşları, Organize Sanayi Bölgeleri,

Endüstri Bölgeleri ve Küçük Sanayi Siteleri, Sivil Toplum Kuruluşları başvurabilirler. Faiz desteği ve faizsiz kredi destekleri için ise Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ), Çiftçi ve Çiftçi Grupları, Serbest Meslek Sahipleri başvurabilmektedir.

Program Hangi İllerde Uygulanmaktadır: Tüm illerden, ilgili düzey bölgesinin bağlı bulunduğu ajanslarca uygulanmaktadır.

Hangi Giderler Desteklenmektedir: Bir veya birden çok sektörü içeren, aralarındaki bağları en iyi şekilde kuran, bölge önceliklerini gözeten ve Dokuzuncu Kalkınma Planında yer alan gelişme eksenlerini kapsayan, ulusal teşvik sistemine uygun projeler, Bölge Planları temel alınarak desteklenmektedir. Bu kapsamda uygun bulunan projelerin giderleri, belirli oranlarda geri ödemesiz olarak Ajanslar tarafından karşılanmaktadır.

5.4.6. AB Tarım ve Balıkçılık Programı

Bu program “Sivil Toplum Diyalogu II” kapsamında Tarım ve Balıkçılık Hibe Programı adı altında uygulanmıştır. Hibe programı kapsamında kar amacı gütmeyen kuruluşlara 175.000 Euro'ya kadar hibe desteği sağlanmıştır. Hibe programından sivil toplum kuruluşları, odalar, borsalar, meslek örgütleri, kooperatifler, birlikler (üretici birlikleri, ihracatçı birlikleri, bölgesel birlikler) belediyeler, üniversiteler yararlanabilmiştir. Türkiye’de balıkçılık ve tarım alanında faaliyet gösteren kurumlarla Avrupalı ortaklarının işbirliğini geliştirmek için düzenlenen balıkçılık ve tarım alanındaki hibe programının toplam bütçesi 2 milyon 200 bin Euro. Sivil Toplum Örgütleri, üniversiteler, belediyeler, il özel idareleri, odalar ve borsalar, meslek kuruluşları, kooperatifler, birlikler ve tüketici kuruluşların başvurduğu programda en az 50 bin Euro, en fazla 175 bin Euro hibe verilmiştir.

Programın Genel Hedefi: "Avrupa Birliği politikaları ve uygulamaları konusunda daha fazla bilgi sahibi olunmasını ve bu hususların daha iyi anlaşılmasını sağlamak; üye ülkeler ile Türkiye’deki balıkçılık, tarım, gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı sektörlerindeki tüm aktörler arasında temasları güçlendirerek, karşılıklı deneyim alışverişi ile katilim için hazırlıklı olmalarına olanak vermektir. Tarım ve Balıkçılık Programı’nın özel hedefleri aşağıdaki gibi tanımlanmıştır: Balıkçılık, tarım, gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı sektörlerinde Türkiye ve AB üye ülkelerindeki sivil toplum kuruluşları arasında uzun vadeli işbirliği ve ortaklık yaratmak; AB politikalarının planlanması ve uygulanması hususunda en

iyi uygulama ve bilgi alışverişini teşvik etmektir.

5.4.7. Birleşmiş Milletler GEF Tarım Programları

Küresel Çevre Fonu (Global Environment Facility -GEF), BM Kalkınma Programı (UNDP), BM Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Bankası tarafından yönetilen, ortak bir çevre programıdır. GEF'in misyonu küresel çevrenin korunmasıdır. Yerel ile küresel çevre sorunları, ulusal ile uluslararası kaynaklar arasındaki bağı kurmayı amaçlar. Görevi, idaresi, yönetimi ve iç usulleri, 1992 yılında Rio de Janeiro'da düzenlenen Dünya Zirvesi çıktılarına dayanır. Dört odak alandaki -biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, uluslararası sular ve ozon tabakasının delinmesi- projelere fon sağlayarak küresel çevre faydaları sağlamak amacı ile kurulmuştur. Bu odak alanlara, sonraki yıllarda, toprak bozulması, kalıcı organik kirleticiler (POPs) odak alanları da eklenmiştir. GEF'in Uygulayıcı Kuruluşları, Dünya Bankası, BM Çevre Programı (UNEP) ve BM Kalkınma Programı'dır (UNDP). Hükümetler büyük ölçekli GEF programından fon temin etmek için doğrudan başvurabilirler. Orta ölçekli GEF projeleri ise, hükümetler, sivil toplum kuruluşları, akademik kurumlar, ulusal ve uluslararası kurumlar ve özel sektör işletmeleri tarafından hazırlanabilir ve GEF desteği için sunulabilir. GEF'in büyük ölçeği 1 Milyon $'ın üzerindeki destekleri kapsarken, orta ölçeği 1 milyon $'a kadardır.

GEF Küçük Destek Programı, GEF'in bir parçasıdır. 50,000 $'a kadar olan projeleri için, sadece sivil toplum kuruluşları ve topluluk örgütlerinin başvurularına açıktır. Burada tarım ile bağlantılı olarak yerel tohumların korunması, kaynakların etkin kullanımı, biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, etkin su kullanımı gibi projelere de destek verilmektedir (www.gefsgp.net, 2012).

5.4.8. Bitkisel Üretimi Desteklemeye Yönelik Programlar Konusunda Genel Değerlendirme

Türkiye’de hükümet programları çerçevesinde ve bazen de AB’ye uyum süreci çerçevesinde tarıma yönelik desteklemelerde bulunmaktadır. Bu desteklemelerde ana amaç; üretimi kaliteli ve verimli bir biçimde teşvik etmek, kaliteli üretimi özendirmek, girdi desteğinde bulunmak, tarıma dayalı sanayiyi geliştirmek, tarımsal bilgi sistemlerini geliştirmek vb. biçiminde özetlenebilir. Desteklemeler konuya, mekâna, zaman bağlı olarak değişen ölçülerde başarıyla veya başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir. Bölgesel uygulamalar açısından bakıldığında destekleme araçlarının farklılıklar göstermesi gereği ortaya çıkmaktadır. Ulusal düzeydeki girdi desteklerinden her çiftçi yararlanabilmekte fakat bu bölgenin tarımsal verimliliği ve koşulları açısından dikkate alındığında aynı başarılı sonuçları vermemektedir. Bunun için

bölgesel nitelikleri dikkate alan desteklemeler önem kazanmaktadır. Bunun için havza temelli destek modellerinin bir an önce hayata aktarılması gerekmektedir. Diğer yandan tarımsal sanayi, gıda sanayi, kırsal sanayi gibi faaliyetleri geliştirme açısından verilen destekler de her bölgenin yararlanmasında eşitlik ve asgarilik düzeylerini ortaya koymamaktadır. Burada belirleyici olan ilin genel potansiyeli ve tarımsal gelişme düzeyi olmaktadır. Bunun için bazı bölgeler itibarıyla “pozitif ayrımcılığa” gidilmesi ve TRB1 gibi göreceli olarak tarımsal sanayinin daha az geliştiği bölgelere daha fazla, daha farklı ve daha etkin kullanılacak desteklerin verilmesi önem arz etmektedir.

5.5. BİTKİSEL ÜRETİM SEKTÖRÜNDE YÜRÜTÜLEN BAZI