• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ÇEVİRİ VE TOPLUM

1.1. Çeviri Alanına Toplumsal Yaklaşımlar

1.1.2. Betimleyici Kuram

Itamar Even-Zohar’ın (Arı,2014) geliştirdiği çoğuldizge kuramının çıkış noktası olan çevirinin toplumsal ve kültürel boyutu düşüncesi, Gideon Toury’nin Betimleyici Çeviribilim Çalışmalarına (Descriptive Translation Studies/DTS) dayanak olmuştur. Betimleyici Çeviribilim Çalışmaları, tarihsel süreç içerisinde çevirinin sosyo-kültürel etkilerini araştırmıştır. Gideon Toury, 1980 yılında In Search of A Theory of Translation başlıklı kitabıyla Betimleyici Çeviribilim’i bütünsel olarak tanıtmış, kurama getirdiği yeniliklerle 1995 yılında Descriptive Translation Studies and Beyond başlıklı kitabını yazmıştır. Betimleyici çeviribilim çalışmalarının en önemli özelliği erek odaklı olmaları ve erek kültürde “çeviri” olarak tanıtılan her metni bir çeviri metin olarak kabul etmeleridir.

Betimleyici kuramın, çeviri araştırmalarını, çeviri ürününü merkez alan bir bilimsel yöntemi savunması en çarpıcı yönüdür. Çünkü, Toury çeviribilimin çıkış noktasını erek metin olarak görmektedir. Bu belirleme, betimleyici kuramdan hareketle ulaşılan bir sonuçtur. Toury’nin betimleyici çeviri kuramı, gözlem yöntemi ile çeviriyi ele almaktadır. Bu çeviri çalışması, betimleyici çeviri kuramını diğer çeviri kuramlarından ayırmaktadır. Yazıcı bu konuda şöyle söylemektedir:

Toury kuramında betimleyici ve açıklayıcı olmak üzere temel iki yöntem kullanmıştır. Betimlemeye “çeviriler erek ekin ürünüdür” önseliyle başlaması, onun tümdengelimli yöntem kullandığını gösterir. Bununla

birlikte kurama bütünsel olarak bakıldığında, özellikle önseli bulgulandırma ve gerekçelendirme sürecinde “tümevarımlı” yöntem kullanıldığı görülür. Bu iki yöntemin bir arada kullanılması araştırmanın tek yölü değil, iki yönlü bir akış izlediğini ortaya koyar (Yazıcı, 2010:131).

Toury’nin betimleyici kuramı, çeviri ürününü en küçük parçalara ayırmak suretiyle incelemektedir. Bu şekilde çeviri süreci adeta yeniden oluşturulmakta veya nasıl oluşturulabileceği konusunda saptamalar yapılmaktadır. Böylece çıkacak sonuçlara göre, çeviribilim için gözlem malzemesi kazanılmış olur. Bengi bu konuda şu şekilde düşünmektedir.

Toruy’nin kuramında vurgu çeviri ürünleri üzerinde yapılacak betimleyici araştırmalardadır. Bunun nedeni Toury’nin bilimsel yaklaşımındadır. Betimleyici alanda çeviriler üzerinde yapılacak araştırmalarda amacın normları yeniden kurmak olması, norm dendiğinde ise çevirmenin belirlediği ya da çevirmen çeviriye başlamadan önce onun için belirlenen genel çeviri politikasından tutun da çeviriye başladıktan sonra, yani çeviri sırasında çevirmen tarafından belirlenen çeviri politikasına kadar çevirinin her yönünün ele alınmasındır. Yani betimleyici alandan elde edilecek sonuçlar çeviriye yönelik metin yorumlaması ve çeviri sırasında –Vermeer ve Hönig’in terimiyle söyleyecek olursak makro ve mikro düzeyde alınan çeviri kararları konusunda, Toruy’nin terimiyle ise çeviri normları konusunda- sağlam bilgi verecektir. Bu bilgiler uygulamalı alan için zengin bir kaynak oluşturacaktır (Bengi, 1995: 131-132).

Toury çeviri sürecini irdelerken çeviri normlarından söz etmektedir. Arı’ya göre bunlar; öncül normlar, süreç öncesi normlar ve çeviri süreci normları olarak adlandırılmaktadır.

1- Süreç Öncesi Normlar: Çevrilecek metnin seçimi ya da çevrilecek olan metnin direkt kendi dilinden mi yoksa başka bir dil üzerinden mi çevrileceği kararını kapsamaktadır,

2- Öncül Normlar: Çevirinin tüm oryantasyonuna dair çevirmenin iki kutup

arasındaki seçimini etkilemektedir. Bir çeviri mümkün olduğu kadar kaynak metne dayanırsa, “yeterli” (adequante) bir metin üretilmekte, çevirmen alıcı kültürün geleneklerine dayandığında “kabul edilebilir” (acceptable) bir çeviri yapmaktadır.

3- Çeviri Süreci Normları: Çeviri esnasında çevirmenin kararlarını yöneten

3.1. Matriks Normları; Metnini makro yapısını belirlemede yardımcı olur ve kaynak metnin tüm ya da kısmi çevirisindeki bölümlere ayırma, paragraf gibi seçimlerini yönlendirmektedir.

3.2. Metinsel-Dilbilimsel Normlar; Metnini mikro düzeyini

etkilemektedir. Cümle yapılarının detayını, kelime seçimlerini italik kullanımını ve bazı bölümlerin vurgulanmasını içermektedir (Akt: Arı, 2014: 61).

Normların çeviri sürecinin her aşamasında etkili olduğu görülmektedir. Ayrıca normlar, çevirinin toplumsal ve kültürel etkilerini de kapsamaktadır. Çevirinin, Toury’nin normları aracılığı ile toplumsal yapı içerisinde diğer alanlarla ilişkilerinde, dünya görüşünü oluşumunda ve eğitim sürecinde etkin rol oynadığı görülmektedir. Toury’nin çeviri süreci normlarının ayırımı Hönig’in çevirmen için öngördüğü makro ve mikro stratejilerle örtüşmektedir. Tosun’un bu konudaki düşüncesi aşağıdaki gibidir;

Toury’e göre sırasıyla kuramsal ve betimleyici olan çeviribilimin salt alanlarının tersine, uygulamalı alan kuralcı olmadan edemeyecektir. Toury’nin bu saptaması Hönig’in mikro strateji ve makro strateji olarak ayırdığı ikili yapıyla benzerdir. Hönig’e göre (1995) çeviribilim mikro strateji alanında kuram üretmez, makro alanda üretir. Mikro alan kuralların, tekniklerin, öznelliğin işlediği alandır (Tosun, 2002: 267).

Toury’nin kuramında çeviri ürünleri hakkında betimleyici araştırmalar yapılarak bilimsel bir yaklaşım oluşturacaktır. Çeviriler hakkında betimleme yapılırken, araştırmaların amacı normların yeniden oluşturulmasıdır. Akbulut’a göre, çevirmeni çeviri süreci içerisinde etkileyen normlar, Gideon Toury’nin betimleyici kuramının kaynağını oluşturmaktadır.

Normlar da çeviri-çevirmen tanımının vazgeçilmez bileşenlerini

oluştururlar. Çevirmenin içinde çalıştığı ortamı oluşturan, nesnel olarak belirlenmiş kuralların ve yasaların yanı sıra, her çevirmenin bireysel alışkanlık ve ilkelerinden doğan kendine özgü son derece öznel tutum ve kararları da sayabiliriz ( Akt: Akbulut, 1998: 23).

Toury, çeviri olarak adlandırılan etkinliğin, çevirmenin bu yönde karar verme kazanımlarıyla sürdürülebilirliği olduğunu söylemektedir. Akbulut’a göre (1998), Toury gözleme dayandırdığı betimleyici çalışmalarını gelişi güzel seçilmiş kriterler yerine; çevirmenin çeviri sürecinde aldığı kararlara yön veren normlara bağlamaktadır. Normlar, çevirinin oluşturulduğu toplumsal - kültürel ve tarihsel bağlam içinde

çevirmeni doğrudan etkileyen etmenlerdir. Çevirmen, çevirinin her aşamasında Toury’nin çeviri normlarını, göz önünde bulundurmak zorundadır. Çünkü normlar çeviri sürecinde vereceği tüm kararları doğrudan etkilemektedir. Akbulut’a (1998: 23) göre betimleyici çalışmalar, bu normların metnin tümünü belli bir model çerçevesinde yeniden kurulmasıyla ya da çevirilere ilişkin yazılmış üst metinlerin gözlemlenmesi sonucunda çeviri gerçeklerine bir ışık tutmaktadırlar. Bu anlamda Akbulut, Toury’nin çevirmen ve normlar arasındaki ilişki düşüncesini şöyle açıklamaktadır.

Toury’e göre çeviri normları, çeviri ediminin her basamağında çevirmenin ister istemez hesaplaşmak zorunda kaldığı ve alacağı çevirmen kararlarını doğrudan yönlendiren etmenlerdir. Toury, normları süreç öncesi normlar ile çeviri süreci normları iki ana başlık altında toplamaktadır. Bunun dışında, çevirmenin erek dizge ile kaynak dizge arasındaki seçimini, hangi dizgeye daha çok eğilim gösterdiğini, çeviri güdümünü ve önceliklerini ortaya çıkaran Öncül Normu bu iki norma eklemiştir. Toury, varsayımsal çeviriyi üç boyuta dayandırmaktadır. Birinci boyut, her çevirinin süremsel olarak kendinden önce oluşturulmuş bir kaynak metni olduğunu varsayar. Kaynak metin elimizde olmasa da var olduğu varsayımı geçerlidir. Bu boyutla birlikte çevri tanımı öylesine esnekleşmekte ve genişlemektedir ki, çeviri tarihinin en gizemli konusu, en doğurgan ve en vazgeçilmez alanlarından biri olan “sözde çeviri” çalışmaları çeviri incelemeleri içine katılabilmektedir. İkincisi aktarım boyutudur. Her çeviri bir aktarım sürecinin ürünüdür. Tanımı bütünleyen sonuncu boyut da iki metin arasında bir ilişki olduğunu varsayar (Akt: Akbulut, 1998: 21-22-32-33).

Betimleyici kuram çeviribilimin alanında “çeviri” kavramını ve çeviribilimde kullanılmakta olan diğer kuramların çalışma alanlarını genişletmesine neden olmuştur. Çevirmeni, çeviriyi belirleyen normlar üzerinden gözlem gerektiren bir araştırmaya yöneltmiştir. Ayrıca çeviribilim alanına getirdiği betimleyici yöntem yoluyla çevirmen davranışlarından yola çıkarak ortak bir model oluşturmayı ve normların belirlenmesini amaçlamıştır.