• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.2.  Benlik Saygısı 33

2.2.4.   Benlik Saygısı İle İlgili Kuramsal Çerçeve 44

Kişilik gelişiminin önemli boyutlarından biridir benlik ve benlik saygısının gelişimi. Benlik kavramı kişiliğimizin diğer tüm boyutları ile doğrudan veya dolaylı olarak ilişkilidir. Hem çocukluk dönemi hem de devamında ergenlik dönemi, bireyin kendisini algılayış biçimi, yani benlik saygısının gelişimi için çok önemlidir. Özellikle ergenlik dönemi, bireyin kendisini tanıdığı, kişiliğini oluşturma çabaları yaşadığı bir dönem olmasından dolayı kritik bir evredir. Bu dönemin önemine araştırmacılar da dikkat çekmektedir.

Benlik saygısının tanımı, oluşumu ve gelişimi hakkında farklı akımlardan birçok kuramcı önemli açıklamalarda bulunmuştur. Birçok farklı kuramcının benlik saygısını ele alıp işlemesi, benlik saygısının kişilik gelişimindeki önemini göstermektedir. GENEL ÖZSAYGI Akademik Özsaygı Akademik Olmayan Özsaygı Türkçe Matematik Fen Bil. Diğerleri

Sosyal Özsaygı Fiziksel Özsaygı

Ev-aile ve akrabalarla olan ilişkiler Diğerleri Fiziksel Yetenek Fiziksel Görünüm

 

Bireyin kendisini değerlendirirken toplumun bakış açısını, normalarını ön planda tuttuğuna değinen W. James, bireyin kendisini başarı noktasında değerlendirirken toplumun onayladığı başarı standartlarını bir ölçü olarak kullanacağını vurgulamıştır. James’e göre benlik saygısı benliğin uzantılarına verilen değerden çok etkilenmektedir. Benliği ise, bireyin “benim” diyebileceği her şeyin toplamı olarak tanımlamıştır. Eğer bireyin sahip olduğu “her şey” değerli olarak görünüyorsa benlik saygısı da bu duruma paralel olarak artmaktadır (Aktaş, 2011).

Benlik saygısı, klasik psikoanalitik kuramda libido teorisi ve özsevi (narsisizm) yönünden açıklanmaktadır. Yeni doğan bebeğin tüm libidonal yatırımları, kendisinin iyi olduğunu hissettiği denge durumunu korumaya yönelmiştir. Bu narsisizmin iyi bütünleştirilmesi (tamamlanması), çocuktaki “iyi olma” duygusunun, benlik saygısı olarak gelişiminde gerekli faktördür. Elbette ki narsisistik ego libidosunun bir kısmı, daha sonra nesne (obje) libidosuna dönüşmektedir. Ancak libidonun bir kısmı yine narsisitik libido olarak korunmaktadır (Aktuğ, 2006: 22).

Psikoanalitik kuramda benlik saygısında erkliliğin önemli rolü vardır. Çocuğun ağlayıp bağırarak çevreyi harekete geçirmesi ve besin verilmesini sağlaması erkliliğin ifadesi olduğu gibi aynı zamanda benlik saygısının da ilk düzenleyicisidir. Giderek ego ve ego dışı nesneler ayırt edilmeye başladığında çocuk kendi erkliliğine olan inancını da yitirmeye başlar. Bununla birlikte bir birincil erkliliğe dönüş özlemi kalır. Benlik saygısı, kişinin bu orijinal erkliliğe ne denli yakın olduğunu hissetmesidir. Freud’a göre benlik saygısının birden fazla kaynağı vardır. Bu kaynakları şu şekilde sıralayabiliriz;

1- Çocuğun kendini sevmesi yani çocukluk özsevisinin kalıntıları.

2- Çocuğa, ego ideallerini gerçekleştirebileceği duygusu veren çocukluk erkliliği (Enç, 1974).

3- Nesne libidosuyla sağlanan haz, yani başkalarını sevme (Erikson 1968; Akt: Aktaş, 2011: 15).

Erik Erikson (1968), gelişim sürecini açıklarken birbirini takip eden ve belli gelişim görevlerini içeren sekiz ayrı psiko-sosyal gelişim döneminden bahsetmiştir. İlk dönem temel güvene karşı güvensizlik evresidir. Bu dönemde, Annenin bebeğin gereksinimlerini sevgi dolu bir yaklaşımla, zamanında, düzenli aralıklarla

 

temizlemesi, doyurması, sık sık kucağına alıp okşaması bebekte “ben değerliyim, seviliyorum” duygularını oluşturur. Erikson, benlik saygısının bu ilk dönemde oluşan güven- güvensizlik duyguları ile kazanılan içsel ayrılık ve süreklilik duygusuna bağlı olduğunu söyler. Ayrıca Erikson’a göre, ikinci dönem olan özerkliğe karşı kuşku ve utanç döneminde de benlik saygısının gelişimi içim önemlidir. Bu dönem çocuğun karar verebilme, kendi başına düşünebilme, kendini çevreye kabul ettirme, çevreyi kendi iradesiyle kontrol altına alma ve özerk olma gibi duygularının gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Erikson, bu dönemi sorunsuz atlatan bireylerin benlik saygının yüksek olacağını belirtmektedir (Akt: Maşrabacı, 1994).

Otto Rank (1945), benlik saygısını açıklarken gelişim sürecindeki “birleşme- ayrılma” ve “benzerlik-farklılık” kutuplaşmalarındaki ilişkiye dikkat çekmiştir. Rank, bireyin başka kişilerle birleştiğinde onlara benzediğinin farkına vardığını belirtmekte ve bu birliktelikte diğer kişide kendi yansımasını görmesi ile benlik saygısının ortaya çıktığını savunmaktadır (Akt: Yüksekkaya, 1995).

Benlik saygısını açıklarken erken dönemdeki aile içi ilişkilere dikkat çeken Sullivan, anne- baba tutumlarının ve aile yaşantılarının ergenlik öncesi ve ergenlik dönemlerinde çocukların kendilerini algılamada, değerlendirmede önemli olduğunu vurgulamaktadır (Onur, 1981; Akt: Aktuğ, 2006). Ayrıca Sullivan, benlik saygısının gelişiminde bireylerin yaşadığı toplum içindeki kültürel özelliklerden gelen kişiler arası iletişim boyutlarının da etkili olduğunu ifade etmektedir. Sullivan göre, benlik saygısı bireyin kişilerarası ilişkilerde kendini koruma ihtiyacından gelişir. Benlik saygısı, insanlarla ilişkilerde güçsüz oluşa karşı bir kurtulma hissinin sonucudur (Oğurlu, 2006).

Adler’in benlik kavramını açıklarken “yaratıcı benlik” kavramını geliştirdiğini daha önce belirtmiştik. Adler’e göre birey yaşamı boyunca anlamlı ve doyum sağlayıcı deneyimler arayışı içindedir. Organizma doyum sağlayıcı deneyimleri bulamadığı takdirde benliğini geliştirmek için bunları yaratmaya çalışır. Adler benlik saygısının, aşağılık duygusundan üstünlük duygusuna geçiş olduğunu vurgular. Ona göre benlik saygısının gelişiminde aile ilişkileri, sosyal ilişkiler, doğum sırası, hastalıklar, reddedilme gibi olaylar önemli rol oynamaktadır (Akt: Aktuğ, 2006).

 

Eksiklik duygusu mükemmelliğe ulaşmak için bir etkendir ve bireyi daha yüksek seviyede bir benlik gelişimi için güdüler. Adler, eksiklik duygusu ve bununla başa çıkma çabasını insan davranışının güçsüz durumundan, güçlü duruma ulaşma çabası olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle, bireyin belirli hedeflere varma başarısı ya da başarısızlığının benlik saygısını olumlu ya da olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir (Steffenhagen ve Burns, 1987; Akt: Oğurlu, 2006: 40).

Hümanist yaklaşımda, benlik ve benlik saygısının gelişiminde bireyin etrafındaki önemli gördüğü kişilerle kurduğu iletişimin önemine değinilmiştir. Özellikle ebeveynlerin çocukları ile kurduğu iletişim boyutu, çocukların benlik gelişiminde önemli olduğu vurgulanmıştır. Rogers, sevginin herhangi bir şarta bağlı olmadığı yani koşulsuz sevginin hakim olduğu aile ortamında büyüyen çocuğun benlik saygısının yüksek olacağını ifade etmektedir. Rogers, çocukların kendisini ifade edebildiği durumlarda kendilerini daha mutlu hissettiklerini, kendilerine duyulan sevgi ve saygıya olumlu cevap verdiklerini belirtmektir.

Maslov bireylerin temel ihtiyaçlarından yola çıkarak aşamalı bir liste oluşturmuştur. Beş gruptan oluşan bu liste Maslov’un ihtiyaçlar hiyerarşisi olarak bilinmektedir. Listenin alt kısmında temel ihtiyaçlar, üst kısmında ise daha özel ihtiyaçlar bulunmaktadır. Üstte bulunan ihtiyaçların karşılanabilmesi alttaki ihtiyaçların giderilmesine bağlıdır. Ait olma, sevme-sevilme, benlik saygısı ve kendini geçekleştirme listenin üst sıralarında yer olan gereksinimlerdir. Maslov’a göre kendini gerçekleştirmenin temelinde bireyin kendisi ile barışık olması, kendini olumlu ve verimli değerlendirmesi yani benlik saygısının yüksek olması yatmaktadır (Akt: Şahin, 1994).

Rosenberg (1989), ergenlik dönemi yaşantılarının benlik saygısının gelişiminde önemli bir yere sahip olduğunu vurgulamaktadır. Rosenberg, bu dönemde ergenin temel sorusunun “ben kimim” olduğunu belirtmekte ve ergenin kimlik oluşturma çabaları içinde olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca ergen bu dönemde, bedensel değişimleri kabullenme, arkadaşları ve ailesiyle ile sağlıklı ilişkiler kurabilme, meslek belirlemek için denemeler yapma, gibi gelişim görevlerini de yerine getirme çabası içindedir. Rosenberg tam da bu dönemde benlik saygısı gelişimin anlam kazandığını ifade etmektedir. Ergen bu dönemde kendini kapsamlı olarak

 

Hamarta ve Demirtaş, 2009). Rosenberg’e göre; benlik saygısı kişinin kendini değerlendirirken aldığı tutumun yönüne bağlıdır. Kişi kendini değerlendirmede olumlu bir tutum içindeyse benlik saygısı yüksek, olumsuz bir tutum içindeyse benlik saygısı düşük olmaktadır (Akt: Korkmaz, 1996: 3).

Beck (1974) benlik saygısının, kişisel deneyimle, başkalarının onun hakkındaki yargıları, aile ve arkadaşlarla özdeşimine bağlı olarak kazanıldığını; ancak olayların yorumlanmasında kendilik görüşüne önemli derecede etki yaptığını belirtmektedir (Akt: Erim, 2001).

Eliot (1986), benlik kavramının (self-concept) açıklamada, benlik saygısı ve benlik tutarlılığının (self-consistency) gerekli parçalar olduğunu belirtmekle birlikte benlik saygısının daha öncelikli olduğunu ifade etmektedir. Eliot, bireyin motivasyon sisteminde benlik saygısının belirleyici olduğunu, yüksek benlik saygısına sahip bireylerin daha kolay motive olduklarını ifade etmektedir (Akt: Aktuğ, 2006).

Benlik saygısı ile ilgili kuramsal açıklamalara baktığımızda birkaç noktanın ön plana çıktığını görürüz. Araştırmacılar benlik saygısının gelişiminde çevresel faktörlere dikkat çekmektedir. Çocukların içinde oldukları çevre koşulları ve aile ilişkilerinin benlik saygısına etkisinin yüksek olduğu ifade edilmektedir. Bununla birlikte benlik ve benlik saygısı gelişiminin bireyin yaşamındaki birçok süreçle doğrudan ilişkili olduğu ve bu süreçleri etkilediği vurgulanmaktadır. Özellikle kişilik gelişiminde, benlik saygısının bireyin diğer kişilik özelliklerinin gelişmesine olumlu katkı sağladığı ifade edilmektedir.