• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.3.  Öğrenilmiş Çaresizlik 57

2.3.3.  Öğrenilmiş Çaresizlik Modelleri 69

2.3.3.3.  Atkinson ve Arkadaşlarının Çaresizlik Modeli 75

Atkinson ve arkadaşları (1996) bireylerin yaşadığı çaresizlik durumları ile stresli yaşantıları ilişkilendirmiştir. Atkinson’a göre, olumsuz olaylardaki çaresizlik duygusu bir nevi stres durumudur. Böyle durumlarda bireylerde üç tür bozukluk görülmektedir. Bu bozukluklar bireyde psikolojik, bilişsel ve fiziksel olarak görülmektedir.

Geçirdiği yaşantılarında istenilen sonucun ortaya çıkmasını sağlayamayan ve davranışları ile bir sonucun ortaya çıkışını kontrol edemeyeceğine yani başarısız olacağına inanan bir insan, gelecekte davranışlarıyla sonucu kontrol edebilecek bile olsa, sonucu kontrol etmesini mümkün kılacak davranışları göstermeyecektir. Yapılan araştırmalar, davranışlarıyla sonucu kontrol edemeyen organizmanın başlangıçta hareketsiz kaldığını, denemeler ilerledikçe, edilgin hale geldiğini yani pasifleştiğini ve ilerleyen saflarda durumun “davranış-sonuç” ilişkisi bakımından tam bir “çaresizlik” halini aldığını ortaya koymaktadır (Cananoğlu, 2011).

 

2.3.4. Öğrenilmiş Çaresizlik İle Benlik Kavramı Ve Benlik Saygısı Arasındaki İlişkiler

Geçmiş yaşantılarında davranışları ile çevresini kontrol etmekte zorlanan, karşılaştığı sorunları çözmekte sorun yaşayan ve yeni girişimlerden vazgeçen bireylerin kişiliklerinin bu durumlardan çok etkilendiği bilinmektedir. Bireyler için kontrol edilemeyen durumların önemi dikkate alındığında, çaresizlikten depresyona doğru bir oluşumun geliştiği görülmektedir. Yeni bir davranış başlatmada kendini çaresiz hisseden, güçsüz bulan, gelecek için umutsuz olan depresif kişilerin durumuna bir açıklık getirirken, depresyon ile çaresizlik bulgularında benzerlikler olduğu ortaya konulmaktadır. Çaresizliğin, bireyin kişiliğindeki bu etkilerinin yanı sıra benlik saygısına da etkileri bulunmaktadır. Ne yaparsa yapsın sonucu değiştiremeyeceğini kanıksayan bireyler kendi kişiliklerine olumsuz atıflarda bulunacaklardır.

Amaca ulaşamayan davranışlar bireyler için büyük bir üzüntü kaynağı olabilmektedir. Yaşamın değişik zaman dilimlerinde ve değişik olaylarda bu gibi amaca ulaşmayan davranışlar ile sık sık karşılaşan bireylerin benlik algılamaları da bu durumlardan etkilenmektedir. Buradan hareketle, Öğrenilmiş Çaresizlik yaşantıları ile Benlik Saygısı arasında bir ilişkinin varlığı düşünülebilir.

Tutar (2009)’a göre, kendilik algısı (değeri) düşük olan bireylerin öz güvenleri ve benlik saygıları da düşüktür. Bu kişiler, davranışları ile çevrelerindeki olay ve kişileri yönetmekte zorlanmaktadırlar. Davranışları ile kendi yaşamalarında çok fazla bir değişiklik gerçekleştiremeyeceklerine inanmaktadırlar. Bu kişilerin çevre üzerinde davranışları ile etkili olmayacakları yönünde ki bu tarz inançları, onları özgüven ve benlik saygıları düşük, çaresizliği öğrenmiş bireyler haline getirmektedir. Bireylerin kendi çabalarıyla yaşamın karmaşık ve zor koşullarının üstesinden gelmeye olan inançlarını kaybetmesi, daha fazla dışsal desteklere ihtiyaç duymalarına neden olmakta ve karamsarlık, kuşkuculuk gibi olumsuz duyguların gelişmesine zemin hazırlamaktadır.

Bireyler hayatlarındaki istenmedik olumsuz olayları, başarısızlıkları açıklarken içsel, sabit ve genel nedenlere yükleme yaparak açıklamaktadırlar. Olumsuz yaşam deneyimlerini bu tarz açıklama biçiminin, birçok araştırmacı tarafından (Brewin,

 

1985, Asarnow ve Bates, 1988, Stoltz & Galassi 1989) depresif semptomlara sebebiyet verdiği ifade edilmektedir. Depresif semptomların en önemli neticesi ise bireyin umutsuzluk karamsarlık düşüncelerine kapılarak gelecekten ümidini kesmesi ve benlik saygısının düşmesidir. Özellikle çocukların yaşadığı çaresizlik durumlarında daha kolay içsel, sabit ve genel yüklemeler yaptığı, bu süreci daha zor atlattığı belinmektedir. Çocukların bu konuda hassas olması benlik gelişimi için olumsuz bir durumdur. Çaresizlik yaşantısı karşısında çocukların benlik saygıları hemen düşüş göstermektedir (Papatya, 1987; Akt: Erdoğdu, 2006).

Ünal’a göre, okul çağındaki çocuklar bilişsel açıdan kendi başarıları ve başarısızlıklarına ilişkin açıklama yapabilecek olgunluktadırlar. Başarı yönelimli ve benlik saygısı yüksek çocuklar çabaları ve başarıları arasında gerçekçi ilişkiler kurabilmektedirler. Öte yandan öğrenilmiş çaresizlik geliştirmiş ve benlik saygıları düşük olan çocuklar, başarı ve başarısızlık durumlarında yaptıkları yüklemeler nedeniyle performanslarını yordayamaz duruma gelmektedirler (Ünal, 2006: 17).

Pearlin, Schooler ve Antonovsky, uzun süreli yaşanan aşırı zorlayıcı kontrolsüzlük durumlarında, bireyin yüksek benlik saygısına sahip olmasının bir avantaj olduğunu belirtmekte ve yaşadığı olayların üstesinden gelmesinde benlik saygıdının önemli bir kaynak olduğunu vurgulamaktadır (Akt: Tuğrul, 2000).

Ayrıca bazı çalışmalar, eğitim-öğretim çalışmaları içerisinde de öğrenilmiş çaresizlik kavramının önemli bir yeri olduğunu özellikle vurgulamaktadırlar. Öğrenilmiş çaresizlik ile benlik saygısı, başarı, motivasyon arasındaki ilişkiler bir çok araştırmaya konu olmuştur. Yapılan araştırmalara göre benlik saygısı sorunu yaşamayan çocuklar akademik başarısızlık gösterseler bile bu durumdan olumsuz etkilenmemekte, yeniden motive olup sonraki sınavlarda daha yüksek not olmaktadırlar. Benlik saygısı sorunu yaşayan çocuklar ise akademik başarısızlık gibi karşılaştıkları olumsuz durumlarda geri çekilme, kendini korumaya alma, yeni girişimlerde bulunmama gibi tutum ve davranışlar geliştirmektedir. Öğrenilmiş çaresizlik davranışının öğrencilerde sık görülmesinin nedeni, birçok öğrencinin kaçınılması imkânsız stres durumları ile uzun süre yaşamasıdır. Ebeveyn suiistimali, olumsuz anne baba tutumları, alkolik aile üyelerine sahip olma gibi faktörler öğrencilerin motivasyon kaybına uğramalarına ve kendilerini değersiz hissetmesine

 

Öğrenilmiş çaresizlik yaşantılarının benlik saygısına olan etkileri özellikle Gözden Geçirilmiş Öğrenilmiş Çaresizlik Modeli ile daha da ön plana çıkmıştır. Bu modele göre, çaresizlik yaşantısı geçiren bireylerin çaresizlik davranışı yanında aynı zamanda benlik saygısında azalma veya yok olma meydana gelmektedir. Bireylerin, yaşadıkları olumsuz olayları ve amacına ulaşmayan davranışlarını içsel, değişmez ve genel nedenlerle açıklamaları benlik saygılarının olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.

2.3.5. Öğrenilmiş Çaresizlik İle Anne Baba Tutumları Ve Diğer Çevresel