• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.2.  Benlik Saygısı 33

2.2.3.   Benlik Saygısı 40

Benlik saygısı, psikoloji literatürlerinde “kendilik, anlayış”, “benlik tasarımı”, “benlik kavramı”, “özsaygı”, “öz-kavram”; kamuoyunda ve günlük yaşamda “güven duygusu” ya da “kendine güven” olarak isimlendirilen, insan kişiliğinin temelinde olan, birey için en önemli algı, duygu ve düşüncelerin bir bütünüdür (Öner, 1996: 1).

Benlik kavramı ile çalışan araştırmacılar bu kavramın bir türevi niteliğindeki “Benlik Saygısı” kavramı ile de yakından ilgilenmişlerdir. Benlik saygısı ile ilgili yapılan çalışmalarda farklı noktalara vurgu yapan tanımlarla karşılaşmak mümkündür. Benlik kavramı ile yakından ilgilen William James 1892 yılında benlik saygısı ile başarı/beklenti kavramlarını ilişkilendirmiştir. Bu tanımda, benlikteki değerlilik duygularının değişimi bireyin başardığı veya başarmayı beklediği işlerin fazlalığına bağlanmıştır. Birey ne kadar fazla başarı gösterirse benlik saygısı bu durumdan olumlu etkilenmektedir. Bir başka açıdan Coopersmith (1969) benlik saygını ele almıştır. Ona göre, bireyin kendisi hakkındaki düşünceleri ve kendine koyduğu bazı kriterler benlik saygısına referans olarak kullanılmaktadır. Coopersmith bireyin kendini, yeterlilik, başarı (statü, gelir, eğitim), değer verilme (sosyal hayat), gibi kriterlere göre değerlendirdiği ve neticesine göre benlik saygısının değiştiğini ifade etmektedir (Akt: Aktaş, 2011).

Rosenberg (1965)’e göre benlik saygısı, bireyin kendine karşı takındığı bir tavırdır. Bireyin kendisi ile ilgili düşünceleri, değerlendirmeleri zamanla kişide bir tavır haline gelir. Bu tavır kimi kişilerde pozitif kimi kişilerde negatif olabilir. Eğer birey genel olarak kendisini olumlu olarak değerlendirirse benlik saygısı da yüksek olmakta, aksi durumda ise benlik saygısı düşük olmaktadır (Akt: Çankaya, 2007).

 

Arieti (1975)’ye göre benlik saygısı benlik imgesinin bir bileşenidir. Arieti, Benlik imgesinin beden imgesi, kimlik (self identity) duygusu ve benlik saygısı olmak üzere üç boyuttan oluştuğu kabul etmektedir (Akt: Çuhadaroğlu, 1986).

Geçtan (1995) benlik saygısını tanımlarken bireyin kendine has olan benlik ve kişilik özelliklerinden memnun olup olmamasına değinmiştir. Eğer birey kendini önemli, değerli buluyorsa ve benlik özelliklerini beniyorsa benlik saygısı yüksek demektir. Geçtan’a göre birey kendisi hakkında başkalarının ne düşündüğüne çok önem verir. Bu durum da kişinin kendisini değerlendirmesinde önemli bir kriterdir. Ayrıca Geçtan bireydeki benlik saygının çok hızlı değişimler göstermediğini de ifade etmektedir.

Kuzgun ise, benlik saygısını ele alırken benlik imgesi ve ideal benlik kavramlarından yola çıkmıştır. İdeal ben olmak istenilen bendir. Benlik imgesi ise şimdiki ben olarak kabul edilebilir. Ona göre, ideal ben ile benlik imgesi arsındaki fark bize kişinin benlik saygısı düzeyini verir. Yani benim şimdiki durumumla hayalimdeki durum arası fark benim kendimi değerlendirmemde önemli bir noktadır. Bu farkın olması normaldir aslında. Önemli olan bireyin bu farkı algılama ve değerlendirme biçimidir (Kuzgun, 2002: 100). Kuzgun ve Bogenç’e göre benlik saygısı çeşitli alt boyutlardan oluşmakta ve kişinin;

ƒ Gereksinmelerine duyarlı olup, onları gidermeye önem vermesi, ƒ Kendini tanıması ve yeteneklerinin sınırlarını bilmesi,

ƒ Gereksinmelerini karşılarken kendinin ya da bir başkasının onurunu durumlardan kaçınması,

ƒ Kendini geliştirme çabası içinde olması,

ƒ Kendini olumlu olarak değerlendirmesi, olumsuz yönlerinin farkında olması ve bu özelliklerine rağmen kendini değerli bulması gibi davranışlarla ilişkilidir (Bogenç, 2011: 141). Araştırmamızda kullanılan “Kendine Saygı Ölçeği” nin geliştirme çalışmaları Bogenç ve Kuzgun tarafından 1994 yılında yapılmıştır. Ölçek, beşli likert tipinde 20 maddeden oluşmaktadır.

Yörükoğlu (1990) benlik saygısını ele alırken ergenlik dönemine dikkat çekmiştir. Ona göre ergenlik çağı benlik kavramının ön planda olduğu bir dönemdir.

 

ele alabiliriz. Bu dönemde birey kimliğini oluşturmaya çalışmaktadır. Birey kendi anlamaya, keşfetmeye çalışmaktadır. Nasıl bir kişi olduğunu düşünmekte, ileride ne olmak istediğini bulmaya çalışmaktadır. Ayrıca bu dönemde ergenin kendisi hakkındaki yargıları dalgalı bir seyir göstermektedir. Kendini kimi zaman çok beğenmekte, kimi zaman ise kendinden nefret etmektedir.

Benlik saygısı, bireyin özerkliğini kazanması, kendisini objektif değerlendirmesi, yaşamını doyumlu geçirmesi, amaca yönelik etkinlikte bulunması, diğer insanlarla sağlıklı ve sürekli iletişim kurması, yüksek düzeyde uyum göstermesi, başarılı olması, geleceği doğru planlayabilmesi gibi birçok yönden önemlidir.

Benlik saygısı öğrenilen bir fenomendir. Benlik saygısı bir netice değil, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bireyin sosyal çevre ile etkileşimi, ilişkileri neticesinde gelişimi devam eder. Sosyal çevre ise, asıl kaynağı aile olarak ele alabileceğimiz, bireyin yaşam boyu değişik durumlarda karşılaştığı ve kendisi için önem taşıyan diğer insanları da kapsayan bir çevredir.

Çocukların kendilerine model aldığı kişilerin başında anne ve babaları gelmektedir. Çocuk, ebeveynlerinin davranışlarından, sözlerinde, hal ve hareketlerinden çok fazla etkilenir. Aile ortamı ve yaşanan ilişkiler çocuğun kişilik gelişiminde ve kendini algılamasında son derece önemlidir. Çocuğun kendisini ifade edebildiği, kendini önemli ve değerli hissettiği aile ortamında olumlu benlik özellikleri geliştirmesi beklenmektedir. Bunun yanında çocukların iletişime girdiği arkadaşları, öğretmenleri de yine çocuğun kişilik ve benlik gelişiminde önemli olan diğer unsurlardır (Yılmaz ve diğ., 2012).

Kendimizden kimi zaman çok memnun olup mutlu oluruz, kimi zaman ise kendimizi hiç beğenmeyiz, kendimizi değersiz hissedebiliriz. Kendimiz hakkındaki fikrimiz günden güne veya durumdan duruma değişebilir. Burada akla şöyle bir soru gelmektedir. Benlik saygısı genel bir algı mıdır? Yoksa kendimiz hakkında farklı alanlardaki algılarımızın bir bileşkesi midir? Bu soru benlik saygısı ile ilgilenen araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Araştırmacılar benlik saygısının farklı yönleri olduğunu, yani değişik işlev alanlarına göre farklılaştığını ileri sürmektedirler.

 

Araştırmacılara göre benlik saygısı çok boyutlu düşünülmelidir. Tek bir benlik saygısı türü bireyin çok boyutlu kişilik yapısını açıklamada yeterli olmaz. Bireyin kendini bir alanda yeterli hissetmesi ve gurur duymasına karşın kendisini başka bir alanda yetersiz hissetmesi sorun teşkil etmez. Örneğin kendimizi büyük bir tenis oyuncusu olarak değerlendirebilirsiniz ve bu alandaki kabiliyetiniz için kendiniz için yüksek benlik saygısı hissedebilirsiniz oysaki kendinizi berbat bir aşçı olarak değerlendirebilirsiniz ve bu alandaki benlik saygınız düşük olabilir. Bu bakış açısına göre benlik saygısı, her biri bağımsız olarak tanımlanıp ölçülebilen değişik alanlardaki ayrı benlik değerlendirmelerinin bir bütünüdür (Ünüvar, 2003).

Harter’in araştırmasına göre bireyin global benlik saygısının yüksek olması için bütün alanlardan olumlu kendilik imgelerine sahip olmasına gerek yoktur. Her bir alan, global benlik saygısını bireyin o alana verdiği önem doğrultusunda etkilemektedir. Örneğin kendini atletik yeterlilikte düşük gören bireyin global benlik saygısı eğer birey atletik yeterliliğe önem veriyorsa etkilenir, önem vermiyorsa kişinin benlik saygısından bir şey götürmez (Akt: Ünüvar, 2003).

Bu açıklamalardan yola çıkarak benlik saygısını çok boyutlu bir kavram olarak düşünebiliriz. Bununla birlikte benlik saygısının yüksek olması için mutlaka tüm boyutlarda yüksek benlik saygısının gerekmediği sonucuna ulaşılabilir. Kendisini doğru ve objektif olarak değerlendiren bir birey birkaç alandaki yüksek başarısından hareketle her alanda başarılı olamayacağını kabul ederek kendisi ile barışık bir kişilik geliştirebilir. Bu durumun sonucunda da kendisi hakkındaki düşünceleri olumlu benlik saygısı geliştirmesini sağlar.

Benlik saygısının alt boyutlarını araştırmacılara göre farklılık göstermektedir. Benlik saygısının alt boyutlarını ele alan Pişkin, benlik saygısını akademik olan ve akademik olmayan olmak üzere iki başlık halinde inceler.

 

Tablo 2.2. Özsaygının Hiyerarşik Yapısı

Kaynak: Pişkin, 1999: 30