• Sonuç bulunamadı

1.2 Acentelik Sözleşmesinin Özellikleri ve Benzeri İlişkilerden Farkları

1.2.4 Acentelik Sözleşmesinin Benzer Sözleşme ve Kurumlardan Farkı

1.2.4.6 Tek Satıcılık Sözleşmesi

1.2.4.6.2 Belirli Bölgede Tekel Hakkı

Tek satıcılık sözleşmesinin en önemli özelliği ve gelişmesini sağlayan temel unsur, sözleşme süresince ve sözleşme bölgesi içinde sözleşme konusu mallar açısından tek satış hakkının tek satıcıya tanınmasıdır. Yapımcının tek satıcıya tanıdığı tekel hakkı çeşitli derecelerde olabilir. Yapımcının tekel bölgesinde doğrudan doğruya satış yapmaması tekel hakkının en basit halidir (basit satış tekeli, asgari tekel hakkı). Yapımcı ayrıca kendisinden mal alan üçüncü kişilerin de bölgede satış yapmayacaklarını taahhüt edebilir (kuvvetlendirilmiş satış tekeli) . Bu durumda yapımcı, üçüncü kişilerle imzalanacak sözleşmelere, bu kişilerin tek satıcının tek satış hakkını koruyacaklarına ve satın alacakları malları tek satıcının bölgesinde satmayacaklarına dair hüküm koymalıdır103. Yapımcı bu

borcuna riayet etmezse sözleşmenin niteliğine göre üçüncü kişinin fiilini üstlenme104

(Yeni BK madde 128) ya da üçüncü kişi yararına sözleşme hükümlerinin uygulaması söz konusu olacaktır (Yeni BK madde 129).

101 Kurtişoğlu, s. 125. 102 Kurtişoğlu, s. 125. 103 İşgüzar, s. 17. 104

Bu ilişkide borçlu alacaklıya kendi edimini değil, başkasının edimini taahhüt etmektedir. Borçlunun edimini taahhüt ettiği üçüncü kişi bu edimi yerine getirmezse alacaklı bu üçüncü kişiyi sorumlu tutamayacaktır, çünkü üçüncü kişi borç ilişkisinin tarafı değildir. Edimi taahhüt edilen üçüncü kişi bunu ifa etmediği taktirde borçlu alacaklının uğradığı zararı tazminle yükümlüdür. Bkz. Kılıçoğlu, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Turhan Kitapevi, Ankara 2010, s. 467.

Yapımcının sadece başka tek satıcıların değil, onların müşterilerinin de o bölgeye sözleşme konusu malı göndermelerini engelleyecek önlemler almakla yükümlü olması halinde ise mutlak satış tekeli söz konusu olacaktır. Tek satıcının satış tekeli hakkının zaman, yer ve konusu olan mallar bakımından sınırlandırılması gerekir105

.

Tek satıcılık hakkının uzunca bir süre için tanınması yapımcının ekonomik özgürlüğünün ahlaka aykırı bir sınırlaması olarak değerlendirilemez (TMK madde 23/II, Yeni BK madde 26); çünkü tek satıcının üstlendiği sürüm arttırma yükümlülüğü uzun vadeli yatırım, planlama ve organizasyon işidir. Ayrıca tek satıcılık sözleşmesi sürekli borç ilişkisi doğuran diğer sözleşmeler gibi haklı nedenlerin varlığı halinde sürenin sona ermesinden önce de feshedilebilir. Bu olasılık taraflar arasında sözleşme süresinin uzun olmasından doğacak sakıncaları ortadan kaldıracak niteliktedir106. Tek satıcılık bölgesi bir kıta, bir ülke

veya ülkeler topluluğu, bir bölge, bir il veya bir mahalle olabilir.

Tek satıcılık sözleşmesinde genellikle taraflar yapımcının ürettiği mal çeşitlerinden hangilerinin tek satış hakkının kapsamına girdiğini açıkça belirtirler. Tek satıcının kendisine tanınan satış tekeli hakkını yapımcının sözleşme konusu mallarla rekabet halinde bulunan diğer mal çeşitlerini de kapsayacak şekilde geniş tutması kendi yararınadır107. Yapımcı tek

satıcılık sözleşmesinin kurulmasından sonra sözleşme konusu mallarla rekabet edebilecek nitelikte mallar üretmeye başlarsa, tek satıcıya bu malların tekelini isteyebilmek konusunda bir öncelik hakkı tanınmalıdır108

.

Yapımcının tek satıcıya tanıdığı tekel hakkının karşılığını tek satıcının asgarî miktarda alım yükümlülüğü oluşturmaktadır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin yaptırımı sözleşmelerde genellikle cezai şart veya fesih olarak belirlenmektedir109

.

Tek satıcılık sözleşmesinde yapımcının sözleşmeye aykırı olarak tek satıcının tekel bölgesinde doğrudan doğruya satış yapması halinde tek satıcı, genel hükümlerden yararlanarak yapımcıdan doğan zararını tazmin etmesini talep edebilir (BK madde 96 vd.). Acente ile ilgili olarak ise bu konu Türk Ticaret Kanunu’ nda özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre müvekkilin veya müvekkilin yardımcılarının acentenin tekel bölgesinde işlem

105 Tek satıcılık sözleşmesinin süre, bölge, mal çeşidi ve miktarı bakımından yeterli derecede

sınırlandırılmaması ancak sözleşme şartlarının taraflardan birinin ekonomik özgürlüğünü felce uğratması halinde ahlaka aykırı nitelik taşıyabilir. Bkz. Doğanay, İsmail, Ticari Alım Satım Akdi ve Türleri, Vedat Kitapçılık, Ankara 1993, s. 425; Tandoğan, Haluk ‘’Tek Satıcılık Sözleşmesi’’, Batider, C. XI, S.1, 1982, s. 5.

106 İşgüzar, s. 109. 107 İşgüzar, s. 111. 108 Kurtişoğlu, s. 128-129. 109

yapmaları halinde bu kişilerin sonuç doğuran faaliyetleri sonucu acente ücrete hak kazanacaktır110

(TTK madde 128/II).

Tek satıcılık sözleşmesinde yapımcının sözleşme ile bizzat satış yapma hakkının saklı tuttuğu hallerde, satışların sonucunda tek satıcıya bir ücret ödenip ödenmeyeceği hususu sözleşmede açık olarak belirtilmelidir. Aksi halde tek satıcının herhangi bir ücret ya da tazminat talep etme hakkı bulunmamaktadır111.

Görüldüğü gibi acente ve tek satıcı belirli bölgede tekel hakkına sahip olmaları bakımından birbirlerine benzemektedirler. Kural olarak akit yapan acente de tek satıcı gibi, tacirin mallarını belirli bir bölgede tek başına pazarlar. Ancak tek satıcılık için zorunlu bir unsur olan tekel hakkı, acentelik için zorunlu değildir. Acentenin bu hakkı tarafların yazılı anlaşması ile kaldırılabilir (Yeni TTK madde 104).

Hukukumuzda en çok tartışılan konulardan biri de tek satıcının tekel hakkının üçüncü kişiler tarafından ihlali halinde haksız rekabete ilişkin kuralların uygulanıp uygulanamayacağı sorunudur.

Doktrinde Tandoğan’ a göre yapımcı, tek satıcılarla yaptığı sözleşmelere öteki tek satıcıların bölgelerinde satış yapmama yükümlülüğü koydurmamışsa tek satıcı kendi bölgesinde satış yapan öteki tek satıcılara veya onların müşterilerine karşı Borçlar Kanunu’ nun madde 49 hükmü veya şartları varsa Türk Ticaret Kanunu’ nun haksız rekabete ilişkin hükümlerine (Yeni TTK madde 54 vd.) dayanarak istemde bulunabilir112

.

Teoman’ a göre113

ise tek satıcılık sözleşmesi, Sözleşmelerin Nispiliği ilkesi gereği sadece yapımcı ve tek satıcı arasında sonuç doğurmaktadır. Ancak, tek satıcının büyük emek ve sermayeyi gerektiren yatırımlarından sonra üçüncü bir kişinin tek satıcının sözleşmesi kapsamına giren bir ürünü bir başka kaynaktan elde ederek satması emek ilkesine aykırılık oluşturur. Bu davranış Türk Ticaret Kanunu’ nun madde 56 hükmü (Yeni TTK madde 54) anlamında iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde rekabet hakkının kötüye kullanılmasıdır.

Yargıtay, tek satıcılık hakkının sözleşme dışında bir üçüncü kişi tarafından ihlali halinde tek satıcının bu hakkının üçüncü kişilere karşı haksız rekabet yolu ile korunmasının

110 Kurtişoğlu, s. 129. 111 İşgüzar, s. 95.

112 “ F-T firması ile bayilik veya tali bayilik ilişkisi bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin, bayii gibi

davranarak, davacının bayisi olduğu ürünleri tekrar bunun ticareti ile uğrasan işyerlerine pazarlaması hukuken himaye edilemez ve haksız rekabet olduğunun kabulü zorunludur”. Y. 11. HD., 8.4.1997 T., E. 1997/684, K. 1997/2611 (Bkz. YD, Haziran 1997, S. 18, s. 95-96.)

113 Teoman, Ömer, “Tek Satıcılık Hakkının Üçüncü Kişiler Tarafından İhlali Durumunda Haksız Rekabete

İlişkin Kuralların Uygulanma Olanağı”, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu X, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1994, s. 36- 40.

kural olarak mümkün olamayacağı114, ancak aldatıcı ve iyiniyet kurallarına aykırı bir işlem veya davranış varsa yalnızca bu alana yönelik haksız rekabetten söz edilebileceği kararına varmıştır115

.