• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUM

4.1 Cumhuriyet Dönemi Sağlık Politikaları ve DeğiĢim

4.1.4.1 BeĢinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı Dönemi (1985-1989)

odaklanılan bu dönemde: ”Hizmetin sunulmasında tedavi edici sağlık hizmetinden tedricen koruyucu sağlık hizmetlerine yönelinecektir.” ilkesi getirilmiĢtir (DPT, 1985: 150). Bu ilke büyük ölçüde bir temenniden ibarettir. Çünkü bu dönemin temel anlayıĢı sağlık hizmeti sunumunda özel sektörün teĢvik edilmesidir. Özel sektör için sağlık alanında en karlı alanın koruyucu sağlık hizmetleri değil tedavi edici sağlık hizmetlerinin sunulduğu hastaneler olduğu da aĢikârdır. Dolayısıyla bu ilkeye iĢlerlik kazandırabilecek bir sağlık politikası, dönemin temel algısı olan neoliberal anlayıĢa hizmet etmiyorsa, kabul göremeyecektir ki öyle de olmuĢtur. Kalkınma planının, dönemin sağlık politikasına temel teĢkil edecek olan;

 “Sağlık kuruluĢları, hizmet verimliliğinin artırılması için, iĢletmecilik yönünden ele alınacak”,

 “Hastane iĢletmeciliği açısından rasyonel ve verimli olmayan çok büyük yatak kapasiteli eğitim ve uygulama hastanelerinin inĢa edilmesinin önlenecek”,

 “Özel sağlık müesseseleri ve hastaneler teĢvik edilecektir”(DPT, 1985: 150).

ibaret olduğunu ispatlar niteliktedir. Eğer hükümet koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık verirse, gelişmesini çok istediği özel sektöre kaynak aktarımını kesmiĢ olacaktı. Bu sağlık politikası yapıcıları için hep bir ikilem olmuĢtur ki bunu ilk tecrübe eden 1950 – 1954 yılları arasında Sağlık Bakanı olan Dr. H. Ekrem Üstündağ‟dır. Daha önce belirtildiği gibi18 bakan, ilaç

sanayinin yerelleĢtirilmesi ve gerekirse temel ilaçların bakanlığın kontrolündeki iĢletmelerde üretilmesi önerisini tam yasal zemine aktaracak iken kabine dıĢı kalmıĢtır. Bir baĢka örnek ise, 1981-1983 yılları arasında bakanlık yapan Kaya Kılıçturgay‟a iliĢkindir. Yüksek ilaç fiyatları ve ilaç tekelleri ile ilgili sıkıntılar olduğunu dile getiren bakan 11 Eylül 1982‟de Anka ajansına yaptığı bir açıklamada: “Ġlaç, üretiminden tüketimine, kalitesinden fiyatına kadar her aĢamada devletin denetimi altında olmalıdır.” demiĢtir (BaĢbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü [BYEGM],1982). Sonuçta, “dönemin Sağlık Bakanı‟nın „ilaç problemi‟ diyerek açtığı gündemi, ilaç tekellerini temsil eden çevreler „Bakan problemi‟ sloganı ile yanıtlamıĢlar, süreç bakan değiĢikliği ile sonuçlanmıĢtır” (Ardıç, 1992: 39).

“1986-1989 arasında „Temel Sağlık Hizmetleri Yasası‟, „Eğitim, Gençlik, Spor ve Sağlık Vergileri Yasası‟, „Bağ-Kur Sağlık Sigortasının Kurulmasına Dair Yasa‟, yürürlüğe konuldu” (SavaĢ ve diğerleri, 2002: 16). 3359 sayılı Temel Sağlık Hizmetleri Yasası‟nın döneminde en çok eleĢtiri alan, 5. Maddesine göre19

:

Bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluĢlarına ait sağlık kuruluĢları, ilgili Bakanlığın teklifi ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının uygun görmesi halinde Bakanlar Kurulu kararı ile kamu tüzelkiĢiliğini haiz sağlık iĢletmesine dönüĢtürülürler….Yeterli iĢletme büyüklüğünde bulunmayan sağlık kuruluĢları tek bir sağlık iĢletmesi altında toplanabilir…. Sağlık iĢletmelerinde görevli olan ve mesleklerini serbest icra etmeyen tabipler, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının tespit edeceği usul ve esaslar çerçevesinde ve sağlık iĢletmesi yönetiminin uygun görmesi halinde mesai saatleri dıĢında kuruluĢta özel teĢhis ve tedavi yapabilirler (Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu [SHTK], 1987).

Aslında burada Ģu an yasalaĢma sürecini tamamlanması gayreti içinde

18 Bkz. 1938-1960 Dönemi Sağlık Politikaları 19

olunan Sağlıkta DönüĢüm Programının ana bileĢenlerinden biri olan Kamu Hastane Birlikleri uygulaması düĢüncesinin çok gerilerde baĢladığı görülmektedir. Öyle ki yasa 3. Maddesinde: “... [Ö]zel sağlık kuruluĢlarının her türlü ücret tarifeleri Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca onaylanır.” dedikten hemen sonra “Kamu kurum ve kuruluĢlarına ait sağlık kuruluĢları veya sağlık iĢletmelerinde verilen her türlü hizmetin fiyatları Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca tespit ve ilan edilir.” diyerek 224 sayılı SosyalleĢtirme Kanunu ile oluĢan eksen kaymasını gözler önüne sermektedir. Artık, politika yapıcıların algısında her türlü sağlık hizmeti fiyatlandırılmıştır. Her ne kadar birçok maddesi Anayasa Mahkemesi‟nce iptal edilmiĢ olsa da halen yürürlükte olan 3359 sayılı yasaya karĢı muhalefetin en yoğun olduğu yıllarda ,birçok madde için iptal davasını açan, Ana muhalefet Partisi (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) adına Grup BaĢkanı Erdal ĠNÖNÜ, “Devletin temel niteliklerine, Anayasa'daki temel anlayıĢa aykırı düzenlemeler getiren, aykırılıkları olabildiğince gözden kaçırıp saklayan” ve “hangi anlayıĢtan kaynaklandığı belli olmayan bir bilmeceler manzumesi" olarak adlandırdığı yasayla ilgili iptal talebinin gerekçesinde Ģu tespitlerde bulunmuĢtur20

: Sağlıklı yaĢam, yurttaĢ için bir hak, devlet için bir görev midir? Anayasa'nın "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" baĢlıklı 56. maddesi ve Türkiye'nin imzaladığı "Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesi" sağlıklı bir temel hak olarak kabul etmiĢtir. Sağlık hizmetlerinden yararlanma, çağdaĢ demokrasilerin ortak anlayıĢıdır....Genel sağlık sigortasında, ekonomik durumu elveriĢli olanların katılma payı vermeleri, yurttaĢların sağlık hizmetlerinin bedelini maliyetini karĢılayarak ödemeleri, devlete ya da sağlık kuruluĢlarına kar sağlayarak satın almaları anlamına gelemez ve devlet sağlık sigortası dıĢında da böyle bir düzenleme getiremez. Böyle bir durum, sağlığın bir hak olmaktan çıkmasına, bu haktan yararlanma olanağının yitirilmesine neden olabileceği gibi, devletin bu konudaki yükümlülüğüyle de bağdaĢamaz. Sağlık hizmetinden yararlanmak ve sağlıklı yaĢamak bir hak olup devlet bu hakkı sağlamakla yükümlüdür. Anayasa, bu ana görev ve iĢlevi devlete vermiĢtir. Anayasa'nın 2. maddesine göre sosyal bir hukuk devleti, kendi koyduğu kurallara bağlı olmayı ilke sayar. AsayiĢ ve güvenliği sağlama yanında kiĢilerin mutluluğunu sağlama konusunda da birçok yükümlülükleri bulunan sosyal hukuk devleti olmanın doğal sonucu, "Temel haklar ve ödevler" baĢlığı altında düzenlenen hakları sağlamak, ödevleri yerine getirmektir. Sağlıklı yaĢam ya da sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı bu

20

kapsamdadır. Bu hakkın ihlali, doğrudan doğruya sosyal hukuk devleti niteliğinin ihlali anlamındadır. Ġptali istenilen yasa, Anayasa'daki temel anlayıĢa ve sosyal hukuk devleti niteliğine ters bir anlayıĢın ürünüdür (19/04/1988 tarih 1987 / 16 Esas No‟lu 1988 / 8 Karar No‟lu Gerekçeli Karar,1988).

Sonuçta, yapılan iptal taleplerinin Anayasa Mahkemesi‟nce haklı bulunması ile reformist yanları törpülenen Temel Sağlık Yasasının içerdiği uygulamaların hayata geçirilme Ģansı kalmamıĢtır. Fakat Sağlıkta SosyalleĢtirme döneminin sona erdirilmesinin yasal dayanağı olan bu süreçten sonra, sağlık politikaları ve politika yapıcıları, projelerle tanıĢacak ve yeni ekonomik konjonktürle sağlık sisteminin uyumlulaĢtırılmasına çalıĢılacaktır. Uluslararası bir toplantı sırasında Dünya Bankasının belirli ülkelerdeki sağlık politikasındaki geliĢmelere kayıtsız olmadığına ve bu konuda destek sağlayabileceğine dair Türk Yetkililer bilgilendirilmiĢtir ki bu esnada zaten Dünya Bankası ile Hazine MüsteĢarlığı arasında bir kredi anlaĢması imzalanmıĢ ve çeĢitli bakanlılarla bu süreçte üstlenebilecekleri hususlar sorulmaktadır. Sonrasında Dünya Bankasının misyonunu yerine getirmesi için Hazine MüsteĢarlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında bir anlaĢma yapılarak bu çalıĢmalar hızlandırılmıĢtır.