• Sonuç bulunamadı

Genel bir çerçevede TBS’ de karşılaşılan riskler, “kredi riski, faiz riski, kur riski, hisse senedi riski, likidite riski, operasyonel riskler, itibar riski, teknoloji riski, politik risk, işlem riski, ülke riski” gibi risk çeşitleri şeklinde sınıflandırılabilmektedir (Ayaydın, 2015: 69). Son yıllarda ise daha çok Basel doğrultusunda yapılan sınıflamaların esas alındığı görülmektedir. Buna göre; Mermod ve Ceran (2014: 31) bankacılık faaliyetlerinde karşılaşılan riskleri Basel III çalışmaları ışığında “kredi riski”,

“piyasa riski” ve “operasyonel risk” olmak üzere 3 ana başlıkta sınıflandırarak incelemiştir. Bankaların karşılaştıkları bu farklı risklerin temel özellikleri aşağıda kısaca özetlenmiştir.

13 4.1. KREDİ RİSKİ

Çalışmada daha önce belirtildiği üzere, kredilendirme ve kredi taleplerinin değerlendirilerek izlenmesi bankacılığın en temel işlevlerinden biridir. Bu nedenle kredi riski, bankaların sıklıkla karşılaştıkları ve etki alanı oldukça geniş olan risklerden biridir (Ayaydın, 2015: 69). Bankacılık faaliyetlerinde kredi “bankanın bir gerçek ya da tüzel kişiye ödünç para vermesi, bu kişi lehine bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi konusunda taahhütte bulunması veya garanti etmesi” şeklinde tanımlanabilir (Girginer, 2008:132). Kredi riski ise “bankanın, kredi müşterisinin ya da kendisiyle bir anlaşmaya taraf olanın anlaşma koşullarına uygun biçimde yükümlülüklerini karşılayamama olasılığını” kısaca “kredi alanın ödeme gücünün düşmesiyle bankaların net varlık değerindeki değişimi” ifade etmektedir (Ayaydın ve Durmuş, 2015: 15).

Bireysel müşteri, ticari müşteri ve kurumsal müşterilerinden gelen kredi taleplerinin değerlendirilmesi sürecinde güdülen amaçlar ise şöyle belirtilmektedir (Girginer, 2008: 133); “Krediyi geri ödeme kapasitesini saptayarak kredi riskini, kişi ve kurumun faaliyet gösterdiği piyasayı inceleyerek de piyasa riskini azaltmak ve firmanın finansman ihtiyacını doğru tespit ederek ihtiyaca uygun düşecek tutar ve vadede kredilendirilmesini sağlamaktır.”

Bankacılık faaliyetlerinde kredi talep eden müşterilerin sözleşme gereklerini ve yükümlülüklerini kısmen ya da tamamen yerine getirmemesi geniş bir yelpazede etkisini gösteren birçok olumsuzlukları berberinde getirmektedir. Özellikle bankalar zarara uğrayabilmekte ya da kazançları azalabilmektedir (Mermod ve Ceran, 2014: 32).

Kredi verme süreçlerinde karşılaşılan belirsizlik ve risklerin azaltılması, güvenilir ve iyi tanımlanmış kredi verme kriterlerinin belirlenmesini gerekli kılmaktadır. Kredi değerlendirilmesi sürecinde, nicel ve nitel çok sayıda kriteri bünyesinde barındıran bir kredi değerlendirme sisteminin oluşturulması önerilmektedir. Ayrıca kredi riskinin tanınması, ölçülmesi ve izlenmesine yönelik “yazılı politika, prosedürlerin oluşturulması”, bunların uygulanması konusu da ön plana çıkmaktadır (Girginer, 2008:

134).

14 4.2. PİYASA RİSKİ

Genel anlamda piyasa riski “bankaların bilanço içi ve bilanço dışı hesaplarında takip ettikleri varlık ve pozisyonların cari piyasa değerinin düşmesi nedeniyle zarara uğraması ihtimali” (Yıldırım, 2017:106) şeklinde tanımlanmaktadır. Öte yandan,

“piyasa riski” etkilediği portföy ürünlerine göre, “genel piyasa riski, kur riski, spesifik risk, emtia riski, takas riski, likidite riski, sermaye yeterlilik riski” ana başlıkları altında sınıflandırılarak incelenmektedir (Mermod ve Ceran, 2014: 33).

Bankacılık faaliyetlerinde çok çeşitli “riskler” ortaya çıkışlarına göre “sistematik ve sistematik olmayan riskler” şeklinde ifade edilebilir. Buna göre: “Sistematik risk banka dışındaki faktörlerden kaynaklanan, banka tarafından kontrol edilemeyen riskler”

buna karşın “sistematik olmayan risk ise bankanın kendisinden kaynaklanan, kontrol edilebilir nitelikte riskler” olarak tanımlanmaktadır (Ayaydın, 2015: 67). Bu çerçevede bankaların piyasa risklerine maruz kalmaları genellikle sistematik bir risk türü olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle banka tarafından kontrol edilerek, tamamen yok edilmeleri mümkün olamaz (Mermod ve Ceran, 2014: 33).

4.3. OPERASYONEL RİSK

Günümüzde özellikle uluslararası finansal piyasalardaki teknolojik gelişmelerin etkisiyle kullanılan ürün/ hizmet ve proseslerin sayıca artması, daha karmaşık bir duruma gelmesi nedeniyle bankaların karşılaştıkları operasyonel risklerin sayısı da gün geçtikçe artmaktadır (Boyacıoğlu, 2002: 51).

Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) tarafından 8 Şubat 2001 tarih 24312 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Bankaların İç Denetim ve Risk Yönetimi Hakkında Yönetmelik” kapsamında operasyonel risk “banka içi kontrollerdeki aksamalar sonucu hata ve usulsüzlüklerin gözden kaçmasından, banka yönetimi ve personeli tarafından zaman ve koşullara uygun hareket edilememesinden, banka yönetimindeki hatalardan, bilgi teknolojisi sistemlerindeki hata ve aksamalar ile deprem, yangın ve sel gibi felaketlerden veya terör saldırılarından kaynaklanabilecek zarar olasılığı” şeklinde ifade edilmiştir. Bu nedenle “operasyonel risk” kısaca “yetersiz

15

ve hatalı işlemler, sistemler ve kişilerden, dış olaylardan kaynaklanan zarar riski” olarak da tanımlanabilir (Boyacıoğlu, 2002: 51).

Yukarıdaki tanımlardan anlaşılacağı üzere ölçülmesi oldukça zor olan karmaşık bir nitelik taşıyan “operasyonel riskler” nedeniyle bankalar ciddi zararlara uğrayabilmektedir (Mermod ve Ceran, 2014: 37). Küresel rekabet ortamında bankaların karşılaştıkları operasyonel riskler bankalarda yüksek maliyet artışlarının ötesinde kurumsal ün ve saygınlığı dolayısıyla kurumsal imajı olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Sturm, 2012: 205).

Yukarıda incelenen “kredi riski”, “piyasa riski” ve “operasyonel risk” gibi risk türleri arasında farklılıklar olmasına rağmen, bunlar birbirleriyle bağlantılı, karşılıklı etkileşim içinde sinerji etkisi oluşturan risk türleridir. Örneğin: literatürde sıklıkla belirtildiği gibi “bir ticari işlemden kaynaklanan operasyonel risk, piyasa ve kredi riskine sebep olabilmektedir”(Gündoğdu, 2014: 99).

Sonuç olarak, küresel rekabet ortamında “bankacılık riskleri” geniş bir alanda, yoğun biçimde bankaları etkileyebilmektedir. Bankaların “kredi riski, piyasa riski, operasyonel risk” gibi risk türlerini doğru algılayarak, etkin biçimde yönetebilmesi ve bunları destekleyici mekanizmaları oluşturması gereklidir (Mermod ve Ceran, 2014:

37). Bu bağlamda bankacılık hizmetlerinin pazarlanması, pazarlama iletişimi/tutundurma karması, ilgili muhasebe kayıtlarının yapılarak mali tablolara yansıtılması gibi kavram ve uygulamalar da ön plana çıkmaktadır. Çalışmanın odağını oluşturan bu konular sonraki bölümlerde incelenecektir.