• Sonuç bulunamadı

Muhakemenin yenilenmesi başvurusunda öncelikle kesinleşmiş hükmün tekrar incelenmesi isteğinin (yenileme arzusunun) ortaya konulması gerekir. Böyle bir irade dolaylı ya da doğrudan açıklanmamışsa sadece soyut bir konunun ileri sürülmesi muhakemenin yenilenmesi başvurusu olarak nitelendirilemez473.

Öte yandan, başvurulmak istenen kanun yolunun isminin muhakemenin yenilenmesi olduğunun açıkça ifade edilmesi muhakemenin yenilenmesi başvurusunun geçerliliği açısından bir şart değildir. Benzer şekilde kesinleşmiş bir hükme itiraz edildiğinin ya da kesinleşmiş bir hükmün temyiz edildiğinin açıklanması da başvurunun muhakemenin yenilenmesi başvurusu olarak nitelendirilmesini engellemez. Çünkü CMK’nın 264. maddesinde kanun yolunun belirlenmesinde yapılan hatanın, başvurunun kabul edilebilir olması şartıyla onu geçersiz kılmayacağı düzenlenmiştir.

Muhakemenin yenilenmesi başvurusunda sadece yenileme isteğinin ifade edilmesi yeterli değildir. Çünkü CMK’nın 317. maddesinin 2. fıkrasında başvurunun yasal nedenler ile dayandığı delilleri içermesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Kanun koyucu bu düzenleme ile kesin hükmün saygınlığını korumak amacıyla muhakemenin yenilenmesi başvurusunun düşünülerek ve araştırılarak yapılmasını

471 CMUK döneminde öğretide, sözlü başvuru açısından CMUK’un 334. maddesinde sadece zabıt

katibine yapılan beyanın tutanağa geçirilmesinden bahsedildiğinden yapılan başvurunun geçerliliğinin hakim ya da mahkeme başkanı tarafından onaylanması şartına bağlı olmadığı ifade edilmekteydi. Ancak kanımızca CMUK’un 334. maddesinde bulunan bu düzenlemeye CMK’da yer verilmediğinden ve kıyas yoluyla uygulanmasını önerdiğimiz CMK’nın 268., 273. ve 291. maddelerinde onay şartı arandığından yapılan sözlü başvurunun geçerli kabul edilmesi hakim ya da mahkeme başkanı tarafından onaylanmasına bağlıdır. CMUK döneminde ifade edilen görüş için bkz. KANTAR, Ceza Muhakemeleri Usulü Üçüncü Kitap Kanun Yolları, s.126.; AKTAŞ, s.119.; aksi görüş için bkz. GÜNAY, s.86.

472 BAŞAR, s.29.

473 Aynı yönde bkz. YCGK, T.27.05.1985, E.1985/1-72, K.1985/306, www.kazanci.com.tr

147 sağlamaya çalışmış, soyut ve asılsız iddialarla başvurularda bulunulmasını engellemek istemiştir.

CMK’nın 317. maddesinin 2. fıkrasında yer alan bu düzenlemeye göre muhakemenin yenilenmesi başvurusunda iki hususun açıklanması zorunludur. Bunlardan ilki, kanunda sınırlı sayıda sayılan yenileme nedenlerinin hangisinin oluştuğudur. Bu hususun açıklanmış kabul edilebilmesi için sadece ismen yenileme nedeninin ifade edilmesi yeterli değildir. Yenileme nedeninin somut olayda oluştuğu sonucuna ulaşılmasını sağlayan konular da açıklanmalıdır. Bu bağlamda oluştuğu iddia edilen yenileme nedeni sahte belge kullanıldığının anlaşılması ise, hangi belgenin sahte olduğunun ortaya konması ve bu belgenin hükme etki ettiğini gösteren bağlantıların açıklanması gerekir. Hakimin görevini ifa ederken suç işlemesi nedeniyle muhakemenin yenilenmesi isteniyorsa hükme katılan hakimlerden hangisinin suç işlediği açıklanmalıdır. Suçun, neticesinde kesin hükmün oluşturulduğu ceza muhakemesi sırasında işlendiği ortaya konulmalıdır. Oluştuğu iddia edilen yenileme nedeni sanığın ikrarda bulunması ise, ikrarın yeri, zamanı, hakim önünde gerçekleştiği ve güvenilir olduğu ortaya konulmalıdır. Tanık beyanı veya bilirkişi raporunun gerçeğe aykırı olduğunun anlaşıldığı iddiasıyla muhakemenin yenilenmesi isteniyorsa, iddiaya konu olan tanığın ya da bilirkişinin ismi belirtilmelidir. Raporun ya da ifadenin gerçeğe aykırı oluşunu ortaya koyan nedenler ve bilirkişinin veya tanığın kasıt ya da taksirinin bulunduğunu gösteren bağlantılar açıklanmalıdır. Son olarak, gerçek dışı tanık beyanı ya da bilirkişi raporunun hangi sebeplerle hükmü etkileyebilecek nitelikte olduğu belirtilmelidir. Oluştuğu iddia edilen yenileme nedeni, ceza hükmünün dayandığı hukuk mahkemesi hükmünün kaldırılmasıysa somut olayda ceza hükmü ile hukuk mahkemesi hükmü arasındaki ilişki açıklanarak, hukuk mahkemesi hükmünü kaldıran hükmün hangi mahkeme tarafından verildiği ve kesinleşme tarihi belirtilmelidir. Yeni olay veya yeni delil bulunduğu iddiasına dayanılarak muhakemenin yenilenmesi isteniyorsa açıkça yeni delil ve olayın ne olduğu ifade edilmelidir. Yeni olay veya delilin önemli olarak nitelendirilmesini sağlayan hususlar sıralanmalıdır. Oluştuğu iddia edilen

148 yenileme nedeni AİHM’nin kararı ise bu karar ibraz edilmek suretiyle474 kararın hangi ihlalleri tespit ettiği ortaya konulmalı ve AİHM’nin kararının kesinleşme tarihi açıklanmalıdır.

CMK’nın 317. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre, muhakemenin yenilenmesi başvurusunda açıklanması gereken ikinci husus, iddia edilen yenileme nedeninin oluştuğunu gösteren delillerdir. Muhakemenin yenilenmesi başvurusunda hukuka uygun olmak şartıyla her türlü delilin kullanılması mümkündür.

Hükümlünün cezası cezaevinde infaz edilmekte ise özgürlüğü kısıtlanmış olduğundan onun muhakemenin yenilenmesi gereğini ortaya koyan delilleri toplama imkanı bulunmayabilir. Bu bağlamda, öğretide muhakemenin yenilenmesi için yeterli tutamak noktaları varsa cezaevinde bulunan hükümlünün talebi durumunda ona müdafi tayinine imkan sağlayan bir yasal düzenlemenin yapılması gerektiği ifade edilmektedir475. Hükümlünün muhakemenin yenilenmesi yoluna başvuru hakkını kullanması imkanının yaratılmaması halinde hakkının varlığının bir anlamı kalmayacağından bu öneriyi benimsemekteyiz.

Öğretide ileri sürülen bir fikre göre muhakemenin yenilenmesi başvurusunda yer alması gereken başka bir husus daha bulunmaktadır. Bu görüşe göre, hukukumuzda bir suçun varlığı iddiasına dayanan muhakemenin yenilenmesi başvurusunun kabulü, bu suça ilişkin bir mahkumiyet hükmünün varlığı şartına bağlıdır. Bu sebeple muhakemenin yenilenmesi başvurusu bir suçun varlığı iddiasını da içeriyorsa, başvuruda bu suça ilişkin mahkumiyet kararına yer verilmesi gerekir476. Ancak mahkumiyet hükmünün her zaman bir suretini temin etmek

474 FEYZİOĞLU, CMUK’un 327/6 Bendi Uyarınca AİHM Kararlarının Muhakemenin İadesi Sebebi

Olması, s.295; HACIOĞLU, s.108.

475 ÜLKÜ, s.91–92.

476 Öğretide Tosun, muhakemenin yenilenmesi başvurusunun içeriğinde bir suç iddiası varsa kural

olarak başvuruya mahkumiyet kararının bir suretinin eklenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Ancak kuralın bir istisnası bulunduğunu da ortaya koymaktadır. Şöyle ki yazara göre başvuruda yer alan suç iddiası nedeniyle mahkumiyeti gerektirecek kuvvetli delil bulunmaması dışında bir nedenle ceza soruşturmasına başlanamamışsa veya sürdürülememişse mahkumiyet kararının muhakemenin yenilenmesi başvurusuna eklenmesi imkansızdır. Bu durumda Tosun muhakemenin yenilenmesi başvurusunda mahkumiyeti gerektirecek kuvvetli delil bulunmaması dışında bir nedenle ceza

149 mümkün olmadığından yenileme başvurusunda mahkumiyetin dile getirilmesi yeterli sayılmalıdır477. Bu görüşe katılmamaktayız. Çünkü CMK’nın 317. maddesinin 2. fıkrasında muhakemenin yenilenmesi başvurusunda bulunması gereken hususlar sınırlı sayıda sayılmıştır. Bu sayımda yer almayan unsurların kanımızca yorum yoluyla muhakemenin yenilenmesi başvurusunda bulunması gereken hususlar arasına sokulması mümkün değildir. Kaldı ki, hukuki yardımdan yararlanmaksızın muhakemenin yenilenmesi başvurusunda bulunan bir kimsenin iddiasının aynı zamanda bir suçun varlığı iddiasını da içerdiğini tahlil etmekte yetersiz kalması muhtemeldir. Bu noktada henüz başvuruda mahkumiyet hükmünden bahsedilmesinin bir şart olarak aranması muhakemenin yenilenmesi yolunun işlerliğine engel olacaktır. Öte yandan, hukukumuzda bir suç iddiasını içeren muhakemenin yenilenmesi başvurusunun kabulü mutlaka bu suça ilişkin mahkumiyet hükmü verilmiş olmasına bağlı da değildir. CMK’nın 316. maddesinde bir suç iddiasına dayandırılan yenileme başvurusunun bu suça ilişkin olarak mahkumiyeti gerektirecek nitelikte kuvvetli delil bulunmaması dışında bir nedenle ceza soruşturmasına başlanamamış veya sürdürülememiş olması durumunda da kabul edileceği düzenlenmiştir.