• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: TEMSİLİ DEMOKRASİ, SEÇİM VE SEÇİM

2.3. Mevcut Yerel Seçim Sisteminin Temel Sorun Alanlarına İlişkin Değerlendirme

2.3.9. Bağımsız Adaylık

Seçimlerde bir siyasi partinin adayı olmanın yanında bağımsız adaylık da mümkündür. Mevcut seçim sisteminde bağımsız adaylıkla ilgili üç hususta sorun bulunmaktadır. Bunlar bağımsız adaylardan alınan adaylık bedeli, oy pusulasında partilerle bağımsız belediye başkan adayları arasındaki fırsat eşitsizliği ve seçim sisteminin bağımsız olarak belediye meclis üyesi seçilmeyi zorlaştırmasıdır.

2972 sayılı Kanuna göre, bağımsız aday olarak belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği veya il genel meclis üyeliğine başvuranların en yüksek derecedeki Devlet

memurunun brüt aylığı kadar parayı (2019 yerel seçimlerinde bu rakam 1.240,67 TL idi)77

ilgili Mal Sandığına yatırması gerekmektedir. Bu bedel Hazineye irat kaydedilmektedir (2972/Md. 13). İadesi mümkün olmayan bu bedel adeta seçime katılım bedelidir. Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimlerine bakıldığında durum böyle değildir ve bu seçimlerde adaylardan teminat alındığı görülür. Bağımsız milletvekili adayı olmak için, en yüksek derecedeki Devlet memuruna mali haklar kapsamında yapılmakta olan her türlü ödemelerin bir aylık brüt tutarı (2018 seçimlerinde bu rakam 13.916 TL idi) ilgili mal sandığına emaneten yatırılır. Aday yasal süre içinde adaylıktan çekilirse, adaylığı reddedilirse, ölürse veya seçimler sonucunda seçilirse teminat kendine (veya yasal mirasçılarına) iade edilir. Aday seçilemezse teminat Hazineye irat kaydedilir (2839/Md. 21, 41). Cumhurbaşkanlığı seçiminde, en az 100.000 vatandaşın imzasıyla aday gösterilmek isteyen kişi, en yüksek derecedeki Devlet memuruna mali haklar kapsamında yapılmakta olan her türlü ödemelerin bir aylık brüt tutarının on katını (2018 seçimlerinde bu rakam 139.160 TL idi) ilgili maliye veznesine emaneten yatırır. Yeterli sayıda seçmen tarafından aday gösterilmesi veya ölüm hâllerinde bu tutar, seçimden sonra talebi üzerine ilgiliye iade edilir. Diğer hâllerde bu tutar, Hazineye gelir kaydedilir (6271/Md.8). Yerel seçimlerde bağımsız aday olacaklar için benzer düzenlemelerin yapılması ihtiyacı ortaya

çıkmaktadır78.

Bağımsız adayların siyasi partilere kıyasla oy pusulasında fırsat eşitsizliğine geçmeden önce, kısaca birleşik oy pusulasının şekline değinmek gerekir. Oy pusulasının en üstünde "Siyasi Partiler" ve bağımsız adaylar varsa "Siyasi Partiler ve Bağımsız Adaylar" ibaresi yazılır. Bu ibarenin altına seçime katılan siyasi partinin logosu, kısaltılmış adı ve tam adı yazıldıktan sonra mührün vurulacağı boş bir daire konulur. Belediye başkanlığı seçiminde bu dairenin altına adayın adı soyadı yazılır. Daha önce belirtildiği gibi, belediye meclis üyeliği seçimlerinde partilerin aday listesi oy pusulasında yer almaz. Bağımsız adaylar

77 “En yüksek derecedeki Devlet memurunun brüt aylığı” terimi, en yüksek derecedeki Devlet memuru olan Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı’nın (parlamenter dönemde Başbakanlık Müsteşarı) maaş kalemlerinden “gösterge aylığı” ve “ek gösterge aylığı” kalemleri toplamını ifade eder.

78 Venedik Komisyonu seçim konularında iyi uygulama kodunda, seçime katılmak için depozito gerekliyse, aday veya partinin (aşırı olmayan) belli bir oy oranını geçmesi halinde depozitosunun iade edilmesi gerektiği belirtilmektedir (VC, 2002: 6).

varsa, birleşik oy pusulasının en sağında siyasi partilerden sonra yer alır. Bağımsız aday için mührün vurulacağı boş bir daire konulur ve altında adı soyadı yazılır. Bağımsız adaylar aralarında çekilecek kuraya göre sıralanır. Bağımsız adaylar herhangi bir özel işaret veya ibare kullanamaz (2972/Md. 18, 36; 2839/Md. 26). Her bir bağımsız adaya, bir siyasi partiye ayrılan alanın yaklaşık yarısı ayrılmaktadır. Bağımsız adaylara ilişkin hükümler, belediye başkanı ve meclis üyeliği seçimlerinin ikisi için de geçerlidir. Şekil 3’de mevcut oy pusulası örneği verilmiştir.

Şekil 3: Belediye Başkanlığı Seçimi Oy Pusulası Örneği (Birden Çok Bağımız Aday) Söz konusu düzenleme belediye meclis üyeliği seçimleri açısından makul iken, belediye başkanlığı seçimi açısından adaletsizdir. Bağımsız meclis üyesi adayı, belediye meclisindeki çok sayıda (9 ilâ 55 arasındaki) koltuktan sadece birine taliptir. Partili başkan adayları yarışa listeleriyle birlikte katılırken, bağımsız belediye başkan adayı listesi olmadan sadece belediye başkanlığı koltuğu için politik mücadeleye girişmektedir. Kendilerini tanımlayan hiçbir özel işaret (logo, fotoğraf vb.) veya ibare de kullanamayan bağımsız belediye başkan adaylarının oy pusulalarındaki temsili bu yönüyle sorunlu olmaktadır.

Özellikle tek bir bağımsız adayın yarışa katıldığı seçim çevrelerinde, oy pusulasının tasarımından kaynaklı olarak seçmen iradesi sakatlanabilmektedir. Bağımsız adaya verilen oyun geçerli olması için, mührün bu adaya ayrılan -adayın adı soyadı ile boş bir dairenin bulunduğu- alana basılması gerekir. Seçmen bu alanın altındaki boş kısmın da bağımsız adaya ait olduğu düşüncesiyle mührü buraya basabilmekte, bu durumda oyu

geçersiz sayılmaktadır. Şekil 4’de bu durum örneklenmiştir. Seçmenin ortaya koyduğu

iradeyi sakatlayan bu durumun da gözden geçirilmesi ihtiyacı doğmaktadır.79

Şekil 4: Belediye Başkanlığı Seçimi Oy Pusulası Örneği (Tek Bağımsız Aday) Mevcut belediye meclisi seçim sisteminde, bir seçim çevresinde geçerli oy toplamının onda biri kadar oy partilerin aldığı oylardan çıkarıldığı gibi, bağımsız meclis üyesi adayının aldığı oydan da çıkarılmaktadır (2972/Md. 23). Buna göre bir bağımsız adayın öncelikle en az %10 oranında oy alması ve ayrıca çıkarma işleminden sonra geriye

seçilmeye yetecek kadar oyu kalması gerekmektedir. Bu isebağımsız olarak belediye

meclis üyesi seçilmeyi neredeyse imkânsız hâle getirmektedir. Seçim sonuçlarına

79 YSK 23.03.2004 tarihli ve 743 sayılı kararıyla, birleşik oy pusulasında bağımsız aday için belirlenen bölümün dışına mührün basılması durumunda bu şekilde kullanılan oy pusulalarının bağımsız aday yönünden geçersiz sayılacağına karar vermiştir. 2019 seçimlerinde bu konu çokça tartışılmış, bazı bağımsız adaylar (Muğla büyükşehir, Samsun büyükşehir, Kırklareli ve Gümüşhane-Kelkit bağımsız belediye başkan adayları gibi) oyları geçersiz sayıldığından ciddi oy kayıpları yaşamıştır. Örneğin Gümüşhane-Kelkit’te bu şekilde geçersiz sayılan oylar bağımsız adayın seçimi kaybetmesine neden olmuştur.

bakıldığında 2014 yerel seçimlerinde sadece 2, 2019 yerel seçimlerinde 8 bağımsız meclis üyesi seçildiği görülmektedir.

Çalışmanın bu bölümünde ilk olarak Osmanlı’da belediyelerin kuruluşundan başlayarak günümüze kadar Türkiye’de uygulanan yerel seçim sistemleri ele alınmıştır. Türkiye’de uygulanan yerel seçim sistemleri, farklı seçim sistemlerinin uygulandığı ve/veya belediye sisteminde önemli değişiklerin yapıldığı beş dönemde incelenmiştir. 1984’ten günümüze kadar olan son dönem, mevcut seçim sisteminin kabul edildiği dönem olma özelliğini taşımaktadır.

Daha önceki yerel seçim sistemlerinden kimi öğeleri de içeren mevcut yerel seçim sistemi, 1980 sonrasında benimsenmiş olup, üzerinde kimi değişiklikler yapılsa da, ilk halini ve o dönemin ruhunu büyük ölçüde korumaktadır. Oysa hâlihazırdaki yerel seçim sisteminin kabul edildiği 1980’lerin koşulları içinde bulunmadığımızı dikkate almak gerekir. Mevcut yerel seçim sisteminin kabul edildiği yaklaşık 40 yıla tekabül eden bu süreçte küresel, bölgesel ve ulusal düzeyde siyasi, iktisadi, yönetsel, teknolojik ve toplumsal açıdan çok ciddi değişiklikler ortaya çıkmıştır. Bu süreçte milletvekili seçim sisteminde birkaç kez değişiklik yapılmakla birlikte, yerel seçim sistemine ise dokunulmamıştır. Yakın bir örnek ittifak düzenlemesidir. 2018 yılında çıkarılan 7102 sayılı Kanunla milletvekili seçimlerinde seçim ittifakı yapılması düzenlenirken; yerel seçimler için böyle bir düzenleme yapılmamıştır.

Bu bölümde ikinci olarak 2004 ve sonrasında yerel yönetim kanunlarında yapılan değişiklikler ele alınmıştır. Yerel yönetimler reformu kapsamında çıkarılan ve bu bölümde ele alınan kanunlarla yerel yönetimlerin birçok alanında (kuruluşu, görev ve yetkileri, ölçekleri, kurumsal yapıları, organları, insan kaynakları, mali kapasiteleri, vesayet denetimi ve katılım gibi) düzenlemeler yapılmış; ancak yerel seçim sistemine dokunulmamıştır. 5216, 5747 ve özellikle 6360 sayılı Kanunlarla büyükşehir belediyeleri ve kapsadığı sınırlarla ilgili büyük değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerle BŞB meclislerindeki temsil adaletsizliği sorunları daha da derinleşmiş, ancak BŞB meclisi oluşum sisteminde herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir.

Bu bölümde son olarak mevcut yerel seçim sisteminin temel sorun alanları 9 başlık altında tespit edilmiştir. Tespit edilen sorunlar Türkiye’de belediye ve büyükşehir belediyeleri için yeni bir seçim modeli geliştirilmesi ihtiyacını belirgin bir biçimde göstermektedir. Yerel seçim sistemiyle ilgili birinci bölümde yer verilen gelişmeler, uluslararası normlar ve karşılaştırmalı ülke analizleri ile ikinci bölümde ele alınan Türkiye’de belediye seçim sistemiyle ilgili temel sorun alanları içsel ve dışsal dinamikler olarak son bölümde önerilecek olan belediye ve büyükşehir seçim sistemine esas teşkil etmektedir.