• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İZLENEN POLİTİKALAR

2. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1 GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ, MODELLERİ VE BİLEŞENLERİ .1 GİRİŞİMCİ VE GİRİŞİMCİLİĞİN TANIMI, ÖNEMİ VE ÖLÇÜLMESİ .1 GİRİŞİMCİ VE GİRİŞİMCİLİĞİN TANIMI, ÖNEMİ VE ÖLÇÜLMESİ

2.2.2 İNOVASYON: YENİLİK KAVRAMI VE ULUSAL-BOLGESEL YENİLİK SİSTEMİ

2.2.2.2 Bölgesel Yenilik Sistemi Yaklaşımı

Yenilik sistemi önceleri “ulusal ölçekte” ele alınmış olsa da, daha sonraları bölgesel ölçeğe uyarlanarak “Bölgesel Yenilik Sistemi” yaklaşımı geliştirilmiştir. Gerçekten de inovasyon üzerine yapılan birçok uluslararası çalışmada, yeniliğin belli coğrafi mekanlarda yoğunlaştığı ve yenilikçi faaliyetlerin esas olarak “bölgesel ölçekte” ortaya çıktığı gerçeğinden hareketle, yenilik sisteminin

82

“yerel” ve/veya “bölgesel” düzeyde ele alınması gerektiği vurgulanıştır. Bu bağlamda ortaya çıkan

“Bölgesel Yenilik Sistemi” yaklaşımı, 2000’li yılların başından itibaren başta Avrupa Birliği olmak üzere hemen hemen tüm dünyada yerel ve bölgesel düzeyde firmaların ve endüstrilerin inovasyon süreçlerinin açıklanmasında kullanılan öncü bir yaklaşım haline gelmiştir. Bölgesel düzeyde yerel aktörlerin etkileşimi ve işbirliği sonucu oluşan ağ yapı bağlantıları yoluyla bir yanda bilginin üretilmesi ve yaratılmasını, diğer yanda kullanılması ve yayılmasını içeren bir sistem olarak tanımlanan “Bölgesel Yenilik Sistemi” kavramı, bölgelerin kalkınması ve rekabet gücü kazanmasında temel alınan en önemli bir yaklaşımlardan biri olarak kabul edilmektedir.

Şekil 2.6 Bölgesel Yenilik Sistemi

Kaynak: Durgut, 2001:11, 2007:10’dan alınmıştır.

Bölgesel Yenilik Sistemi, Durgut (2001, 2007) tarafından sisteminin arz ve talep tarafındaki aktörler ile bunların aralarındaki etkileşimleri ortaya koyacak şekilde Şekil 2.6’da şematize edilmiştir. Buna göre;

bir bölgesel yenilik sisteminin ilk önemli boyutu, sistemin arz-talep-aracı taraflarının tanımlanmasıdır.

Buna göre, sistem arz tarafı, talep tarafı ve aracı taraf olmak üzere üç farklı grup aktörden oluşmaktadır: Sistemin arz tarafı, inovasyon için gerekli olan bilimsel bilgiyi yaratan araştırma kuruluşlarını, üniversiteleri ve diğer kamu otoritelerini oluştururken, talep tarafı esas olarak bilimsel ve teknolojik çıktıyı kullanan firmaları ve inovasyondan yararlanan pazarları kapsamaktadır. Aracı taraf ise, arz ve talep tarafları arasında köprü görevi gören, onları bir araya getirmeyi sağlayan destekleyici ve düzenleyici kuruluşlar ile finansman kurumlarından oluşmaktadır (Durgut, 2001:16).

Bölgesel yenilik sisteminin ikinci önemli boyutunu, sistemin bölgesel “aktörler”inin tanımlanması oluşturur. Burada sisteminin aktörleri araştırma kurumları (çoğunlukla kamu sektöründen gelirler), firmalar (uzmanlar, danışmanlar, firma-içi araştırma vb. yollardan teknoloji edinirler) ve inovasyon destek kuruluşlarından (arz ve talep tarafları arasında teknoloji transferini kolaylayıcı rol oynayan teknoloji merkezleri, ticaret ve sanayi odaları, teknoparklar, üniversite-sanayi işbirliği arayüzleri, yerel yönetimler, araştırma ve inovasyon destek kurumları, risk sermayesi vb.) oluşmaktadır (Durgut, 2001:16).

Bölgesel yenilik sisteminin üçüncü önemli boyutunu, bölgesel yenilik sisteminin “çevresi” olarak tanımlanan unsurlar oluşturur. Buna göre bölgesel yenilik sisteminin çevresi, pazar (inovasyonun nihai alıcısı ve ana uyarıcısı), eğitim sistemi (hüner sahibi işgücünü sağlar), kamu otoriteleri (inovasyon sistemine destekleme, düzenleme ve yönlendirmelerle müdahale eder) ve yerel kültür (girişimcilik, ortak kimlik, güven ortamı, kollektif çalışma vb. tüm sistemi kapsayan ve etkileşmeyi kolaylaştıran özellikler) unsurlarından meydana gelir (Durgut, 2001:16).

Bölgesel yenilik sisteminin dördüncü önemli boyutu; sistemin elemanları arasındaki ilişkilerin

“ağyapı” özelliği göstermesidir. Buna göre; sistemin elemanları, sistem dışından benzer elemanlarla

83

ilişki kurarlar (üniversite araştırma merkezleri arasındaki uluslararası işbirliği, firmalar arasındaki ulus-aşırı ilişkiler, teknoloji merkezleri arasındaki bölgeler/uluslararası bilgi mübadelesi, eğitim kurumları arasındaki mübadele programları vb.) veya sistem dışından değişik elemanlarla işbirliği yaparlar (firmaların dış araştırma merkezleri ile yaptıkları sözleşmeli araştırmalar, firmalarla eğitim kurumları arasındaki ulus-aşırı araştırmacı ziyareti, teknoloji transfer kuruluşlarının bölgesel sistemin dışına çıkan faaliyetleri vb.) (Durgut, 2001:16-17). Dolayısıyla bölgesel yenilik sistemi, kendisini oluşturan çok sayıda aktör ve çevresi arasında oluşan ilişkiler, etkileşimler ve işbirliklerinden meydana gelen ağyapısistemi ile çalışan bir ortamdır. Bir bölgesel yenilik sisteminin etkinliği, bu aktörler arasındaki ilişkilerin kalitesi ve yoğunluğuna bağlıdır (TÜSİAD 2008:39).

Bölgesel yenilik sisteminin beşinci ve en son boyutu ise bölgenin hizmet “altyapı”sı ve bu altyapının firmalara sağladığı destektir (iletişim ve ulaşım sistemleri, eğitimin teknolojik altyapısı, bilgi kaynaklarına erişebilirlik vb.) (Durgut, 2001:17). Şekil 2.6’da gösterilmeyen bu boyut, temel olarak bölgenin sahip olduğu sosyo-ekonomik altyapısı ve donatıları ile ulaşım-iletişimle ilgili teknolojik erişebilirlik altyapısıdır.

Genel olarak iyi bir bölgesel yenilik sisteminin, eğitim ve bilgi aktarımını destekleyen süreçlere ve politikalara, inovasyon yönetimine, Ar-Ge’ye yapılan yatırım düzeyine, ağ yapılaşma, alt yüklenilicilik, tedarik zincirinin varlığı, müşteriler ve tedarikçiler bağlamında firmaların tipi ve aralarındaki bağlarının ve iletişimin düzeyi boyutlarına sahip olması beklenir (Durgut, 2001:11). Görüldüğü gibi bölgesel yenilik sistemi, aktörler arasında etkileşimli bir öğrenmenin olduğunun kabul edildiği ve yeniliğin bu karşılıklı öğrenme ve etkileşimlerle çok sayıda diğer unsurdan oluşan bir sosyal sürecin (kültürel normlar, alışkanlıklar, rutinler, toplumsal kurallar, tarihsel kazalar vb.) sonucu ortaya çıkan bir toplam olduğunu kabul eden bir yaklaşımdır.

Yukarıda çerçevesi çizilen bu bölgesel yenilik sistemi yaklaşımının başarıyla işlemesi ve politikaların etkin bir şekilde belirlenip uygulanması için sistemde yer alan üç ana aktör olan kamu, üniversite ve sanayinin yoğun işbirliği yapmasını gerekmektedir. Literatürde Üçlü Sarmal olarak ifade edilen bu işbirliği yaklaşımında; kamu, firmaların inovasyon faaliyetlerini destekleyen, üniversitelerin sanayi ile işbirliği yapmasına olanak sağlayan, inovasyona dayalı yeni şirketlerin kurulmasını teşvik eden bir ortamın oluşturulmasına imkân sağlamaya çalışır. Kamu aynı zamanda bölgedeki firmaların ihtiyacına uygun olarak Ar-Ge ve inovasyonu teşvik eden destek mekanizmalarının tasarlanması ve uygulanmasını da yürütür. Üniversite ise; en başta bölgedeki firmaların ihtiyaçları doğrultusunda insan gücü yetiştirirken, aynı zamanda bölgedeki işletmelerle işbirliği yaparak firmaların Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini destekler. Öte yandan üniversiteler araştırmalar yoluyla bilgi üreterek, sonuçlarını bölgedeki farklı mekanizmalardan yararlanarak (firmalara transfer ederek, kuluçka merkezlerinde yeni şirketler kurarak, vb.) ticarileştirir. Son olarak sanayi yani bölgedeki firmalar yeni bilginin üretilmesi, yayılması ve inovasyon şeklinde somut bir çıktıya dönüşmesi sürecinde merkezi bir aktör konumundadır (TÜSİAD 2008:39-40). Ancak firmalar her ne kadar bölgesel yenilik sisteminin

‘merkezi aktörü’ olsa da, bu rolünü devam ettirmesi, rekabet üstünlükleri kazanması ancak bölgede yenilikçi bir sistemin kurulmasına, dolayısıyla sanayinin en başta üniversiteler olmak üzere, diğer unsurlarla işbirliği ve bağlantılar kurmasına bağlıdır. Bu çerçevede firma/sanayi bölgede izole bir yapı şeklinde değil, bölgenin ekosistemi içindeki geniş bilimsel ve teknolojik sistemin bir parçası olarak hareket etmek durumundadır. Ancak gerek Üçlü sarmal modelinde, gerekse bölgesel yenilik sisteminde inovasyonun kaynağı esasında bilgi olduğu için özellikle bilginin üretilmesi, yayılması ve transfer edilmesi süreçlerinde ana rol hiç kuşkusuz üniversitelere aittir.

Bilindiği gibi hem iktisadi büyüme hem de bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesi, rekabet gücünün artmasına bağlıdır. Bölgesel düzeyde rekabet edebilirliğin artırılması ise ancak, bölgesel inovasyon sistemlerine işlerlik kazandırılması ile mümkün olabilecektir. Bu bağlamda bölgesel yenilik sistemlerinin etkin şekilde işlemesini engelleyen, sistemin çalışmasını “olumsuz etkileyen” üç temel faktör/problem bulunmaktadır (TÜSİAD 2008:40):

84

Organizasyonel zayıflık: Bölgesel düzeyde etkin sistemin kurulması için gereken aktörlerin eksikliği (örneğin, araştırma kurumlarının olmaması, inovasyon aracı kuruluşlarının bulunmaması gibi).

• Kabuğunu kıramama: Bölgedeki sanayi kuruluşlarının yıllardır aynı teknolojiyle aynı pazarlar için çalışıyor olması ve uzun vadeli stratejik hedefler ortaya koyup yeniden yapılanamaması.

• Sistemin aktörleri arasındaki parçalanmışlık: Bölgedeki kuruluşlar arasında iletişim, koordinasyon ve işbirliğinin olmaması durumudur ve temelde bölgedeki aktörler arasındaki güven ve ortak vizyon eksikliğinden kaynaklanır.