• Sonuç bulunamadı

2. KENT MARKALAŞMASI İÇİN YARATICI EKONOMİ EKSENİNDE BİR

2.5 Bölüm Sonucu

Kent markalaşması alanında bütüncül bir yaklaşım, Vizyon ve Strateji, Dahili Kültür, Yerel Topluluklar, Sinerji, Altyapı, Kentsel Uzlam ve Kapılar, Fırsatlar, İletişim başlıkları altında sekiz kategoride özetlenir (Kavaratzis, 2009). Kent markalaşması süreci kasıtlı ve kasıtsız olmak üzere iki başlıktan oluşan bir iletişim stratejisine sahiptir. Kasıtsız iletişim Çevresel Stratejiler, Altyapı Projeleri, Organizasyonel Yapı ve Kentin Davranışı gibi dört başlık altında tanımlanmaktadır. Kasıtlı iletişim ise reklam projeleri, halkla ilişkiler stratejileri, grafik tasarım ve logo gibi genellikle uygulanan iletişim eylemlerinden oluşur (Kavaratzis, 2004). Kent markalaşması sürecinde iki unsur çok önemlidir. Birincisi sürecin her aşamasının içeriden ve dışarıdan denetlenmesi ve analiz edilmesi, böylece gerekli müdahalelerin zamanında yapılması ve gerekli görülen eksiklerin sürece anında dahil edilmesidir. İkincisi ise güçlü bir liderlikle süreçte tutarlılık ve verimlilik sağlanmasıdır (Kavaratzis, 2009).

Kent markalaşma stratejilerinde her alandan kentlilerin görüşlerini karar verici statüsünde konumlandıran, yönetim, iş çevreleri ve kentlilerin arasındaki sinerjinin yaratılmasında kent markalaşma çalışmalarının birleştirici ve zarara uğrayan tarafları en aza indiren etkisinden bahseden yaklaşımlar, belirli fayda gruplarının yönetici ve yönlendirici olduğu az sayıda karar alıcı ve profesyonel ile işleyen süreçlere göre daha zordur. Genellikle dışarıdaki bir hedef kitleyi odağa alan yaklaşımlar, markalaşma sürecini başarılı kılacak ya da bozacak etkiye sahip mevcut kentliyi süreçlere dahil etmenin zorunluluğunu önemsememektedir. Halbuki hali hazırda kentte yaşayanlar, kent markalaşması için kendi başlarına bir hedef kitledir, kent kimliğinin, dolayısıyla yaratılacak kent markasının ayrılmaz bir parçasıdır, kent markasını doğrudan yayan birer elçidir ve yarattıkları ekonomi, verdikleri hizmetler ve gerçekleşecek etkilere gösterecekleri tepkiler dolayısıyla öncelikle o kenti var eden hemşehrilerdir (Braun ve diğ, 2010). Kent markalaşması ile hedeflenen değer yaratımı, planlama ve markalaşma süreçleri ayrık düşünülmeden, kentte mevcut toplumsal anlatılar ile toplumsal değerlerden beslenenirse yaşayan bir kimlik anlatısına dönüşebilir (Antiroikko, 2014). Kentler yaşayanlar, ziyaretçiler ve yatırımcılar ile pratik ve duygusal bağlar kurmalıdır. Bu bağlar insanların fiziksel ihtiyaçları ve psikolojik arzuları ile kentin fiziksel imkanları ve sembolik değerleri ile uyumlu olmalıdır (Url-2).

2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ve Turizm Stratejisi Eylem Planı çalışmasını başlatmıştır. Onuncu kalkınma planı da başlıkları altında yaratıcılık odaklı markalaşma vurgusu yapmaktadır. Devlet politikası kapsamındaki bu destekler ve kendi iç dinamikleri sayesinde bazı kentler küresel ya da ulusal anlamda markalaşma çabaları ile öne çıkmaktadır. İstanbul, Bursa, Antalya, Gaziantep, İzmir iller ölçeğinde, Seferihisar ve Midyat ilçeler ölçeğinde kentsel markalaşma stratejilerini güncel olarak uygulamaktadırlar.

Kentsel markalaşma stratejileri içinde yaratıcı ekonomiler ve kültür ekonomisi odaklı yaklaşımlar, değişen üretim biçimlerinin sonucu olarak kentlerin dışına çıkan sanayi ve tarım odaklı üretimlerden boşalan ekonomik alanın, kültür ve yaratıcılık odaklı sektörler tarafından doldurmasıyla her geçen gün önemini arttırmaktadır.

Hem UNESCO hem UNCTAD raporlarında, yaratıcı endüstrilerin yarattığı ekonominin, yani yaratıcı ekonominin, potansiyel olarak ekonomik büyüme ve kalkınma yaratma gücüne sahip olduğu, yerel ölçekteki yaratıcı endüstrilerin, ülkeler

ve kentler bazında etkileşime geçmeleri ile sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin yaratılabileceği öne sürülmektedir.

Yaratıcı ekonomiler 2003-2012 yılları arasında dünya ekonomisindeki paylarını sürekli olarak artmıştır. Türkiye 2003-2012 yılları arasında yaratıcı ekonomiler alanındaki ihracatını neredeyse ikiye katlamıştır. Bu alanda yapılan ihracatta en büyük pay iç mimarlık-dekorasyon, takı tasarımı ve moda tasarımına aittir. TV dizileri üretimi, yaratıcı ekonomi alanında Türkiye’nin diğer önemli bir ihrac ürünüdür.

Yaratıcı ekonominin dinamiklerinin yarattığı kentler, ekonominin aygıtı şirketlerin ve yatırımların tercihlerinin mekanları olarak görülmektedir. Bu kapsamdaki yaratıcı kentlerin sosyal, fiziksel ve politik çevresini şekillendirecek yaratıcılığa sahip olmaları gerekmektedir. Yaratıcı kentler odaklandıkları alanlarda daha detayı tanımlanması gereken bir kaç karakteristiğe sahiptir. Bu karakteristik özellikler, kentsel hedefler ve heveslere dair net olmak, riskler almaya niyetli ve açık görüşlü olmak, stratejik olarak prensiblere bağlı ve taktiksel olarak esnek olmak, planlama yapmak için azimli olmak, yerel kültürel kaynaklar ve yerel özgünlükleri keşfetmek ve onlarla çalışmak için istekli olmak, liderliğin yaygınlaşmasını güvenceye almak, yüksek suçlayıcı kültürden, düşük suçlayıcı kültüre geçmektir (Landry, 2004).

Yaratıcılık odaklı stratejilerle kalkınmaya çalışan kentlerde, yaratıcı alandan insanlara imkanlar sağlanırken, büyük kültür merkezleri inşa ve restorasyon projeleri gibi spekülatif kamu harcamaları yapmak yerine, bu kitlenin bir araya gelebileceği, mekansal ya da fikirsel ortak zeminlerin yaratılması, potansiyel yatırımcılar ile yaratıcı ürün ve hizmet üretenlerin birbirlerine ulaşabilecekleri kanalların yaratmak ve finansal fonlama yaparken verimli geribesleme süreçleri geliştirilmelidir (Markusen ve diğ, 2006).

Yerel yönetimler bazındaki ataleti arttıran ya da projelerin enerji ve etkisini etkileyen alışkanlıkları kırmak ve zihinsel yaklaşımlarda dönüşüme yol açmak için, yaratıcı ekonomiler ile kalkınmayı hedef koymuş yerel yönetici ve diğer karar alıcıların kentlerine özgü “yaratıcı altyapılar” geliştirmeleri gerekmektedir. Bu altyapılar sert, yumuşak ve zihinsel olmak üzere üç alt gruba ayrılmaktadır. Yaratıcı altyapılardan zihinsel yaratıcı altyapılar kenti yaşayan ve kuran kentlilerin, kenti ve birbirlerini algılayışlarını temelden etkileyen başlık olarak göze çarpmaktadır (Landry, 2000).

Kişisel ve kurumsal, yerel karakterler arası ve onları ulusal ve uluslararası ölçekte etkileşime sokan informal ve profesyonel ağların varlığı, paylaşım kültürü ve ulaşım imkanları, üniversitelerin yerel, ulusal ve uluslararası ağlar ile bütünleşik olup olmadığı, öğrencileri ve yüksek yetenekli uluslararası göçmenleri kapsayan değişim programları ve yukarıdan aşağı ve aşağıdan yukarı şekilde örgütlenmiş yaratıcı endüstri ağlarının desteklenmesi ile özel, kamusal ve üçüncü sektör ilişkilerinin arttırılması yaratıcı kişilerin yerleşecekleri kentleri tercih etmelerinde belirleyicidir. Yine de tüm bu nedenlerin yanında, en baskın faktörün yaratıcı endüstrilere dair iş alanının şehirde mevcut olup olmaması olduğunu da belirtmek gerekir (Musterd ve diğ, 2010).

Küresel anlamda kentlerin güncel durumlarına odaklanan, yaratıcı ekonomi ağları arasında ulusal ve uluslar arası bağ kurmaya çalışan, bu etkileşimi yıllara yayarak, kentler arasında kıyaslama imkanı yaratan Dünya Tasarım Başkenti, Küresel Tasarım Kentleri Organizasyonu Başkan Kenti, UNESCO Yaratıcı Kentler Ağı Tasarım Kenti adında üç tasarım kenti adlandırma sistemi mevcuttur.

UNESCO Yaratıcı Kentler Ağı Tasarım Kenti sıfatı, diğer adlandırma sistemlerinden farklı olarak kentin dinamiklerini oluşturan yerel yönetim, iş çevreleri, karar alıcılar, sivil toplum örgütleri, kentliler vb. gibi farklı paydaşların etkileşime geçebilecekleri platformların kurulmasını ve yöntemlerin keşfedilmesini önermektedir.