• Sonuç bulunamadı

Bâd’ın Ebu Nasr Havaşaze Komutasındaki Büveyhî Orduyla Savaşı

6. NÂSIRÜDDEVLE (MANSUR B NİZAMEDDİN)

1.2. BÂD’IN BÜVEYHÎLERLE YAPTIĞI SAVAŞLAR

1.2.4. Bâd’ın Ebu Nasr Havaşaze Komutasındaki Büveyhî Orduyla Savaşı

almak istemişti. Bu nedenle Şerefuddevle, Havaşaze’ye asker vererek Musul’a göndermişti. Daha sonra Havaşaze, Şerefuddevle’ye mektup yazarak asker ve lojistik destek istemişti. Fakat Havaşaze’nin istemiş olduğu yardımlar geçikmişti. Bu geçikmeden dolayı Havaşaze, Beni Ukeyl Araplarını toplar ve el-Cezire bölgesini Bâd’ı durdurma koşuluyla onlara beylik olarak verdi. Böylece Bâz, Tur-Abidin’de mahsur kalarak sahraya inemedi. Daha sonra Bâz, kerdeşi (Ebu’l-Fevaris’in) komutasında şeçkin bir askeri birliği Araplarla savaşmaya gönderdi. Bâz’ın kardeşi burada öldürüldü ve ordusu hezimete uğratıldı. Bu şekilde taraflar, karşılıklı mevzilerini korumuşlardı. Durum bu şekliyle devam ederken Büveyhî Emiri Şerefuddevle’nin ölüm haberi geldi. Hahaşaze, bu haberi alır almaz Musul’a döndü. Ukaylîlar çölde kalırken Bâz da dağda kalıp Musul’a ilerleyemedi. Havaşaze, durumunu düzeltip Bâz’a karşı tekrar savaşmaya hazırlanırken onun yadımına Hamdanîli Nasruddevle’nin oğulları; İbrahim ve Ebu Hüseyin, gelmişti.120

Vali Havaşaze, ileride efendisi Şerefuddevle Bağdat’a yeterli otoriteyi sağladıktan sonra bu toprakları bedevilerden geri almanın, Bâd’dan geri almaktan daha kolay olacağı kanaatindeydi.121

119

İbnü’l-Ezrak, s. 56-57.

120

İbnü’l-Esir, Vll s. 431-32; İbn Haldun, lV, s. 458; M. Emin Zeki,, s. 483; ay., İmâre, s. 99; Bâz, zor duruma düşmüş ve bu nedenle Ukaylî ve Nümeyrî gibi Arap bedevi aşiretlerinde yardım talep ettiğini yazmıştır.. 65; Şerefhan, Şerefname, Avcı (Çev.), Kürtçe Notu. s. 563; Baluken, agt., s. 15-16.

121

29

Samsâmuddevle, babası Adududdevle’nin ölümünün ardında iktidara geldikten sonra yeni ortaya çıkmiş Kürt Emirin genişleme politıkasının tehlikesinin farkına vardı. Samsâmuddevle, Bâd’ın Dostu Ziyad b. Şerakuveyh başkanlığında bir heyeti; Bâd’ın Samsâmuddevle’ye itaat etmesini ve diğer taraftan da Bâd’ın almış olduğu şehirleri de kendisine beylik olarak verilmesini sağlamak konusunda görüşmek için gönderdi. Bâd,122 mevcut sınırlarını genişletme politikasını güttüğünden Büveyhî Emirin ona sunmuş olduğu teklifi geri çevirdi. Bunun üzerine yeni Emir, Bâd’ın ilerlemesini durdurabilmek için onun üzerine bir ordu gönderdi. Kürt askerleri, bu orduyu Nusaybin’de mağlub etti. Daha evvel Kürt askerleri, bu ordudan daha güçlü bir orduyu Bâcellâyâ köyü yakınında yenmişti. Şu an Bâcellâyâ, Zaho’nun doğusunda yer alan Habur Nehri üzerinde bulunan köyün adıdır. O zaman, Hüseyniye (Zaho) şehir olmadan önce bölgenin merkezi ve şehir Bâcellâyâ idi. Bâd, 373/983 yılında Musul halkının desteğiyle şehri aldı ve Büveyhîlerin Valisi Ebu’l-Muttaraf’ı vezir yaptı. Böylece Dostık Devleti’nin nüfuz alanı, Irak’taki Tikrit şehrine kadar ulaştı. Burada yani Tikrit’te hezimete uğramış Büveyhîlerin askeri güçü bulunuyordu. Musul, Bâd’ın elinde yaklaşık olarak bir sene kaldı.123

Kürt Emiri; ordusuyla Bağdat’a ilerlemeyi ve Irak’taki Büveyhî Devleti’ni ortadan kaldırmayı tasarlarken, Büveyhî Devleti, Güney Musul’u savunma amacıyla askeri olarak tüm imkânlarını seferber ederek Bâd’ın güçlerini yendi. Bunun üzerine Bâd, Diyarbekir bölgesine geri çekildi. Buna rağmen Bâd, Büvehilerin ülkeye doğru ilerlemesini durdurabilmek için etrafındaki adamları ve güçlerini toplayabildi. Büveyhî güçleri idarecisiyle birlikte Nusaybin ve Cizre’den atılınca, Büveyhîlerin bir başka savaşa girme imkânları olmadığından Büveyhîler, Emir Bâd’tan kurtulmak için Halep sahibi Saduddevle’yle anlaşma yaptı ve onları Meyyafarikîn üzerine gönderdi. Kürt güçleri, karşısında hezimete uğrayınca taraflar, barışmak talebinde bulundu. Taraflar arasındaki barış, 377/985’te ya da bir yıl önce Nusaybin’de yapıldı. Bu barış anlaşmasının şartlarına istinaden Büveyhî Devleti, Dostık Devleti’nin Tur-Abidin’nin yarısını kapsayacak şekilde tüm bölge üzerindeki egemenliğini tanımış oldu. Bu arada

122

Abdurrakib Yusuf, İslam tarihi kaynaklarında Mervânilerin kurucusu olan “Bâd” ya da “Bâz” ismini “Pad” olarak verir. Ş. Erdoğan,

123

30

Nusaybin ve Cizre Büveyhî Devleti’ne verildi. Emir Samsâmuddevle’nin barışın ardında komutanı ve temsilcisi olan Ebu’l-Kasım el-Hacib’e göndermiş olduğu mektubundan şu ortaya çıkmaktadır. Oda Bâd’ın Büveyhîli Emirin itaatini ve kendisine ait olan ülkesinde onun bir temsilcisi olduğunu kabullenmesi olayıdır. İnşallah ülkesindeki amaçla söyelemek istediği Nusaybin ve Cezire’yi işaret ediyordur. Çünkü Emir, söz konusu olan her iki şehri de Bâd’a beylik olarak vermişti. Zira Nusaybin ve Cezire defakto olarak Dostıkilerin elinde çıkmamıştı. Görebildiğimiz kadarıyla; ister Büveyhî Sultanlığı, ister Abbasi Halifeliği olsun, her iki taraf da emir Bâd’ın Devleti’ni diplomatik yollarla tanımıştı. Onun Bâd’ın egemenliğini tanıdığı, yukarıda adı geçen temsilciye gönderilmiş olan mektuptan anlaşılmaktadır. Bu mektupla, Dostık Devleti meşru ve resmen tanınmış bir devlet oldu. Barış süreciyle birlikte bölgede güven ve istikrar ortamı oluştu. Kürt Devleti’nin Büveyhî ve Abbasi devletiyle ilişkileri, normale döndü. Tabi bu barış süreci fazla sürmedi. Üç yılı bile bulmadı. Musul Valisi Sa’d el- Hacib, 377/987 yılında ölünce ilişkiler tekrar kötüleşti ve Dostık’i emirinin güneye doğru genişleme hevesi yeniden canlandı. Bâd, ordu birlikleriyle Nusaybin’e doğru ilerledi. Deylemli olan Büveyhîli komutan Ebu Nasr Havaşaze, Ukaylîlerin de aralarında bulunduğu bir ordu toplamıştı. Çünkü düzenli askerleri yetersizdi. Havaşaze, Bâd’ın ilerlemesini durdurabilmek için Nusaybin’e gitti. Taraflar arasında yapılan savaşta Bâd’ın kardeşi Emir Ebu’l-Fevarıs b. Dostık, öldürüldü.124

Büveyhîler iç çekişmeye düşünce Mardin bölgesinde valileri olan Emir Baz, bölgeyi ele geçirdi ve Abbsiler tarafından üzerine gönderilen iki orduyu da yendikten sonra Abbasilerle anlaşarak, bütün bölgenin hâkimi oldu.125

Azimli’nin aktarmış olduğu bilgi, dibnot olarak vermiş olduğu kaynakta bulamadık. Kürt Emiri Bâz, Büveyhî Hükümdarı Adududdevle ölünce Meyyâfarikîn’i, onların Sultan’ı Samsâmuddevle’nin generallerine ve Hamdanî Hükümdarı Nâsıruddevle’nin oğullarına karşı savaşarak Diyarbekir’in kalan kısmını da denetimine almıştı.126

124 Abdu’r-Rakib Yusuf, ll, s. 23-24. 125 Azimli, s. 63. 126 Amedroz, s. 123.

31

Emir Ebu Nasr, tahta oturunca Mervânî ülkesi istikrara kavuşmuştu. Âmid’in dışında bütün Diyarbekir bölgesini egemenliğinin altına almıştı. Bağdat’taki Halifeye, Meliklere ve Büveyhoğlu Bahaüddevle’ye mektuplar göndermişti.127