• Sonuç bulunamadı

Bâd’ın Hamdanî-Ukaylîlerle Yaptığı Savaşta Öldürülmesi

6. NÂSIRÜDDEVLE (MANSUR B NİZAMEDDİN)

2.12. MERVÂNÎ VEZİRİ EL-MAĞRİBÎ’NİN HİZMETİNDE BİR BİZANS

3.1.1. Bâd’ın Hamdanî-Ukaylîlerle Yaptığı Savaşta Öldürülmesi

Büveyhî Hükümdarı Şerefuddevle 379/989-90 yılında ölünce Bahauddevle, Bağdat’a iktidar olmuş ve tedbirsiz davranarak muhtemelen güneye doğru ilerlemekte olan Bâd’a karşı Hamdanîleri koz olarak kullanmak istemişti. Bunu Ukaylîler için de düşünebiliriz. Bahauddevle, Hamdanîlerden Ebu Tahir ve Ebu Abdullah kerdeşlere Musul’a gitmelerine izin vermişti. Ancak daha sonra Bahaüddevle; adı geçen kardeşlerin Musul’a yerleştiğinde Büveyhîler için tehlike arz edeceğini fark etmiş ve Vali Havaşaze’den onları Bağdat’a geri göndermesini istemişti. Bunu üzerine Musul

218

Abdurrekib Yusuf, ll, s. 59-60.

219

Abdurrakib Yusuf, ll, s. 24-25; Heruri, s. 96; Tufantoz, s. 66.

220

63

halkı bu iki kardeşe destek için ayaklanarak, Deylem ve Türk kuvvetlerinin barakalarını yağmalamıştı. Yaşanan bu çatışmada Havaşaze ve askerleri, valilik konağına sığınmıştı. Hamdanîli kardeşler, garnizonda yaşanacak bir katliamın Büveyhî hükümdarıyla çok derin sorunlara yol açacağını düşünmüştü. Halkı, Büveyhî birliğinin Irak’a gitmesine izin vermesi konusunda ikna etmeye çalışmıştı. Ancak Hamdanî emirler, halkın vali konutunu yağmalamasını engeleyememişti. Ebu Tahir ve Ebu Abdullah’ın nüfuzlarının kaynağının sadece Musul halkı olduğunu gören Bâd, Musul’u ellerinde alabileceğini öngürmüştü. Diğer taraftan o zamana kadar izlemiş olduğu politikayla halkı kazanacağını düşünmüştü. Kentt’e yaşayanlarla bağlantı kurmuştu. Bazıları Bâd’ın kenti ele geçirme planını hoşgörüyle karşılamıştı. Bâd, 380/990-91yılında aralarında Beşnevilerin de bulunduğu altı bin Kürt taraftarlarıyla kentin doğu yönünde karargâhını kurmuştu.221

Hamdanî kardeşler, böylesi büyük bir güce karşı savaşamayacağı biliyordu. Bu nedenle Ukaylî lideri Muhammed b. Musayib’den yardım talep etmişti. Muhammed, bunun karşıluğında onlardan Cizre, Nusaybin, Beled ve başka yerler istemişti. Bir yandan Ebu Tahir; Musul halkını komandoların emrine verirken, Ebu Abdullah da Ukaylîlere gitmek için yola çıkmıştı. Ebu Abdullah, Ukaylîlerden almış olduğu 2000 atlı ile Beled’den Dicle’nin doğu kıyısına geçmişti. Bedevi atlarının düz arazide kendisine zorluk çıkaracağını sezinleyen Bâd, ordusuna mevzi değiştirme talimatı vererek Kürt askerlerin avantajlı duruma geçeçeği yakındaki dağalara gitmelerini emretmişti. Bu esnada Ukaylîlerin komutanı Ebuddevad da bunlarla birlikte bulunmuştu. Kürtler, Musuldaki Hamdanîleri mağlub etmeye çalışırken Bedevilerin nehri geçtiğini haberi almıştı. Bâd, Hamdanîlerin de Musul’dan çıkarak Dicle’yi geçmelerinden ve böylece Kürtleri kıskaca alınmasından çekinmişti. Kürtler dağınık bir vaziyette geri çekilirken yaklaşmaktan olan Ukaylîler de saldırıya geçmekten çekinmemişti. Durum bu şekilde sürürken Bâd’ın hacibi “Arûsu’l Hayl” olarak nâm salmış Abdullah öldürülmüştü. Bu üzüntüyle savaşmaya devam eden Bâd, at değiştirirken eyerden eyere atlatmayı başarmaz ve yere düşerek köprücük kemiğini kırmıştı. Taraflar arasında savaş; bütün hızıyla devam ederken Bâd’ın yeğeni Ebu Ali,

221 er-Ruzrâverî, Vl, s. 107-8;Ripper, s. 162-63.

64

durumunu fark etmiş ve yamına gitmişti. Ebu Ali: Bâd’a kal seni ata bindirelim demişti. Bâd: Buna karşılık kalkacak durumda değilim ve başınızın çaresine bakınız. Bu şekilde Bâd’ı orada bırakmak zorunda kalarak beş yüz süvariyle dağa çekişmişti. Ukaylîler, onları takip etmek için bir süvari birliğini gönderse de Mervânî ve baraberindeki askerlerle, dağın eteklerinden ilerleyerek Diyarbekir’e sağ salim olarak varmıştı. Muharebe meydanında yaralı bir şekilde kalan Bâd, kendisini soymak isteyen bir Ukaylî tarafından öldürülmüştü. Öldürmüş olduğu kişinin Kürt lideri Bâd olduğunu sonradan fark eden bu kişi, Bâd’ın kafasını keserek büyük paralar karşılığından Hamdanîlere satmıştı. Daha sonra Bâd’ın sağ eli ve sağ ayağı da kesilerek Bağdat’a gönderilmişti; vucudun geri kalan kısmı ise Musul’daki hükümdar konağının kapısına civilenmişti. Halk bu duruma çok öfkelenince Bâd’ın cesedi oradan indirilmiş ve dini vacibeler yerine getirilip defnedilmişti.222

Bir başka rivayet şu şekilde olmutur: Büveyhî Hükümdarı Samsâmuddevle ölünce, ülkenin yönetimi kardeşi Bahauddevle’nin eline geçmişti. Bu sırada Hamdanoğullarından yetişmiş iki emir bulunurdu, bunlar Nasruddevle’nin iki oğlu Ebu Tahir ve Ebu Abdullah idi. Bu iki kardeş, Mervânî ülkesine göz dikerek Bâd’ı aramaya başlamıştı. Hamdanî Emirler, bir müdet Bâd’ı takib etmiş, Bad ise, onlardan kaçarak sürekli yerini değiştirmişti. Daha sonra Bâd, Tur-Abidin’e geçer ve askerlerini orada savaş düzene sokmuştu. Mervânî-Hamdanî arasındaki savaş burada başlamıştı. Bu savaşta Bâd, at sırtında savaşı kaybetmişti. Bad, iri yapılı biri olduğu için yenilgiden sonra bir attan öbür ata atlamak isterken yere düşmüş ve göğüs gemiği kırılmıştı. Bad, can çekişirken Hamdanoğullarından biri gelip, kılıçla öldürene kadar Bâd’ı vurmuştu. Adam, Bâd’ın üzerindeki teçhizatları almış ve kim olduğunu bilmemişti. Daha sonra kim olduğunu anlamışlar ve elleriyle ayaklarını keserek, Musul ve Bağdat’a götürüp oralarda teşhir etmişlerdi. Cesedi ise, Musul’a götürülüp yıkanıp, kefenlenip ve namazı kılınıp defnedildi. Musul halkı, Bad’ın öldürülmesine tarif edilemeyecek kadar çok üzülmüşlerdi ve günlerce onun için matem tutup ağlamışlardı. Bâd’ın 14 Muharrem 380/990’de Pazar günü öldürülmüş olduğu söylenmektedir. Bâd’ın öldürülmüş olduğu

222 er-Ruzrâverî, Vl, s. 108-9; İbnü’l-Esir, Vll, s. 443; Ebu’l-Fida, l, s. 480; M. Emin Zeki, s. 483-84; ay., İmâre, s. 100; Ripper, s. 163; Heruri, s. 96-97.

65

günde savaş şiddetlenip Kürtler hezimete uğrayınca, Emir Ebu Ali, halkı toplanmaya çağırmıştı. Çünkü Emir Ebu Ali, onların liderleri ve ileri gelenlerindendi. Bunun üzerine halk, çağrısına uyarak etrafında toplanmıştı. Ebu Ali, Hamdanoğulların peşine düşerek onları kötü bir şekilde hezimete uğratmış ve çoğunu öldürmüş, mallarına da el koymuştu. Hamdanîler, Şam’a dönerek sahilde birçok yere sahip olmuştu.223

Burada şöyle bir tespit yapabiliriz; Mervânîler efsanevi lideri Bâd’ı kaybedince liderlik sorunuyla karşılaşmamış ve hemen yeni bir siyasi liderler Ebu Ali’nin etrafında birleşmişlerdi.

Cesur fetih hamleleriyle her zaman var olanı riske atan idealist Bâd’ın tersine Abu Ali, daha az şaşaalı ve devlet aklı doğrultusunda geliştiren yöntemlerle elindekine sahip olmayı yeğlemişti. Ancak Cezire halkı için Bâd, Büveyhîlerin işgalini sona erdiren bir kutarıcı ve kendinilerini Bizans’a karşı koruyan, hatta eski zamanlardaki gibi civardaki Hristiyan yerleşimlerine yağma seferleri düzenleyebilecek kudrette bir yöneticiydi. Basit ilişkilerin adamı olan Bâd, kudretini bir halk önderi olmasına borçluyken; ailesi Kormas beldesinin yöneticileri olan Ebu Ali, önceki tecrübelere dayanarak iktidarını sürdürmek için daha pragmatik yollara başvurmuştu.224