• Sonuç bulunamadı

4.3. EKONOMİK ANLAMDA ÖZGÜRLÜK ALGISI

4.3.2. Ev Kadını İçin Ekonomik Özgürlük

4.3.2.1. İki Ayrı Maaş İki Ayrı Harcama

Esasında kadın kendine ait olan gelirini hiçbir sınırlama olmadan dilediği gibi harcıyorsa, o kadın kendini gerçek anlamda özgür hissetmektedir. Kadını harcama noktasında sınırlandıran şey, bazen maddi unsurlar olabilirken, bazen de ataerkil düşünce yapısı gereği erkek, evde ki söz hakkını kaybedeceği düşüncesiyle kadının

gelirini kendi insiyatifinde kullanabilmekte ve kadına söz hakkı tanımamaktadır. Kendine ait geliri olan bir katılımcının ’’Çalışan kadınların kazandıkları gelirlerin

onları özgürleştirdiğini düşünüyor musunuz?’’ sorusuna verdiği cevap da da bu

durumu görmek mümkündür:

Çalışan kadınların kazandıkları gelirleri her zaman özgürlük anlamına gelmiyor. Keşke özgürleştirebilse ama ben çevremden tanık olduklarımdan sonra böyle olduğunu pek düşünmüyorum. Çalışan pek çok arkadaşım var ve çoğu kazandığını eşine veriyor. Ve çoğunlukla maaşını özgürce harcayamıyor (Tülay, 47).

İlkokul ve lise mezunu iki ev kadınının vermiş olduğu cevapta aynı yere vurgu yapmakta, kadının çoğunlukla çalışsa bile kendi parası üzerinde söz hakkı olmadığı dile getirilmektedir:

Düşünmüyorum. Kadınlar çalışsalar bile kazandıkları paraları eşlerine veriyorlar. Çok nadirdir kendi parasını kendi harcayan (Münire, 45).

Kadınların kazandıkları gelirle özgürleşmeleri eşe bağlı bir durum bence. Çoğunluk bana göre özgür değil. Bir baskı var illa ki. Ancak bekar olanlar için durum biraz daha farklı. Ama evlendikten sonra ki süreçte kişiye, eşine göre durum değişiyor. Çevremden duyduklarıma göre, çoğu çalışan kadın parasının nereye harcadığını eşine söylemek zorunda. Hatta maaş kartı eşlerinde olan tanıdıklarım bile var (Hatice İ,40).

Bir katılımcı ise çok farklı bir bakış açısı ile konuyu yorumlamakta, diğer katılımcıların aksi bir görüşe özellikle vurgu yapmaktadır. Katılımcı kadınların kazandıkları paraları eşlerine vermelerini doğru bulmakta, ancak eşin rızası olması durumunda kadının kendi parasını harcaması gerektiğini ifade etmektedir. Bu konuda özellikle aile kurumunun devamlılığını, mutluluğunu önceleyen katılımcı, kadının özgürlük duygusunu sadece maddiyatla sınırlandırmaktadır:

Maddi açıdan düşünüyorum. Ama çevremde gözlemlediğim, çalışan arkadaşlarımdan öğrendiğime göre bir çoğu, kendi maaşlarını hiç çekmedilerini, kartın eşlerinde olduğunu, paranın ortak havuzda toplandığını ve tıpkı ev hanımları gibi eşlerinden harçlık istediklerini söylüyorlar. Zaten bence doğru olan da bu. Eğer bir evin içinde iki ayrı maaş iki ayrı harcama, iki ayrı özerk hayata geçirilirse, bunun ailenin birlikteliği, mutluluğu, huzuruna bir çelme olduğunu düşünüyorum. Ama bunun dışında eşi ile anlaşmasına bağlı olarak kendi zaruri harcamaları için belki kendine bir fon ayırma lüksü olabilir. Kadın bununla da özgürleştiğini düşünebilir. Ama bu özgürlük sadece ekonomik bir özgürlüktür. Daha farklı bir özgürlükten bahsetmek mümkün değil (Zahide, 44).

Üniversite mezunu olan bir katılımcıda, çalışan kadınların ekonomik özgürlüklerini elde ettiklerini düşünse de esasında önemli olanın, bir meslek sahibi olmak olduğunu özellikle vurgulamaktadır. Büyüklerin ifadesi ile ’’altın bilezik’’ takmanın bir iş sahibi olmaktan çok daha önemli olduğunu ifade eden katılımcıya göre, kadının kendini özgür hissedebilmesi eş ile bağlantılı bir durum olmaktadır:

Çalışan kadınların gelirleri olunca kendilerini özgür hissedebiliyorlar. Ona inanıyorum. Daha özgür oluyorlar. Bağımlı olmuyorlar. Ama bunu da olumlu kullanmak olumsuz kullanmamak önemli. Bence kesinlikle kadınların maddi olarak bağımsız olmaları gerekli. İyi bir eşe denk gelmediyseniz kesinlikle maddi imkanlarınızın yeterli olması gerekiyor. Kimsenin eline muhtaç olmaması gerekiyor. Eskilerin dediği gibi bir altın bilezik şart oluyor (Senem, 35).

Ancak başta da ifade ettiğimiz gibi kadının çalışmaya bakış açısı birçok noktada farklılaşmakta, bazı kadınlar için çalışmak, ekonomik getiriden ziyade farklı anlamlar çağrıştırmaktadır. Kendine ait gelire sahip bir kadının ifadesinde, özgür olmak için her zaman paranın etkili olmadığı anlaşılmakta, özgürlük algısı daha çok kadının hayata bakışı ile doğru orantılı olmaktadır:

Hayır düşünmüyorum. Benim bir gelirim ve kartım var. Ama benim kartım eşimde. Eşimden maaş alır gibi alıyorum. Yetmezse yine alıyorum. Ben maaşım olmadan da özgür bir kadınım. Bu kadının yapısı ile alakalı bir durum bence. Karşılıklı saygı ile ilgili bir durum (Zeynep U,50).

Bence özgürlük maddiyatla eş-değer değil. Aslında günümüzde yoğun tempolu iş hayatı olan bir kadın bence özgür değil. Aksine daha kısıtlanmış bir durumda. Vakit ayırabileceği pek çok şeyden men edilmiş durumda. Kadın çalışıyorsa hem evi geçindirmek, hem eşine destek olmak, hem de çocukları ile ilgilenmek zorunda. Bu da kadının fıtratına aykırı aslında. Ancak kadın çocuklarını bir yere getirmiş ise kariyeri için bir şeyler yapmak istiyorsa bu daha da güzeli (Neslihan, 39).

Bence özgürlük sadece para ile ilişkili değildir. Bana göre gerçek özgürlük ailen ile birlikte güzel vakit geçirmek, sevdiklerinle birlikte mutlu olabilmektir. Çalışmak para kazanmak, özgürlük ile aynı şey değildir (Şerife, 42).

Eşinin gelir seviyesi düşük olan bir katılımcımız ise, çalışma hayatını ailesine ekonomik anlamda destek olabilmek için istemekte, çalışan kadının gelirini özgürce harcamasını ise evlilik ile doğru orantılı olarak açıklamaktadır. Elbette evli olan bir kadının harcamaları ile bekar bir kadının harcamaları aynı olmamaktadır. Ayrıca bekar kadının hesap vereceği kimsenin olmaması da kadının kazandığı para ile özgürce harcama yapmasını mümkün kılmakta, kadın kendi ihtiyaçlarını ön planda tutmaktadır. Ancak evlilik hayatı, çocukların temel ihtiyaçları, eğitim masrafları gibi pek çok sorumluluğu beraberinde getirmekte, bu durum da zaman zaman ailenin ekonomik anlamda yetersiz kalmasına sebep olmaktadır. Bu durum da kadının çalışması bir avantaj olarak görülmektedir:

Eğer ki çalışan kadın bekar ise elbette ki gelirini sadece kendisi için harcar ve bu konuda özgürdür. Çünkü karar merci kendisidir. Ancak evli bir çalışan kadından bahsedecek olursak, kadın maaşını aldığını

zaten gelirinin çoğunun nereye gideceği bile bellidir. Çoğu zaman çalışıp yoruluyor ancak kazandığı paradan kendisine birşey alamıyor. Çünkü önceliği kendisi olamıyor ne yazık ki. Önce evin ihtiyaçları sonra kendi ihtiyaçları geliyor (Binnaz, 46).