• Sonuç bulunamadı

Çalışmayan Annelerin Çocukları Daha Mutlu

4.2. SOSYAL ANLAMDA ÖZGÜRLÜK ALGISI

4.2.2. Kendini Gerçekleştirme Aracı Olarak Sosyal Hayat

4.2.2.2. Çalışmayan Annelerin Çocukları Daha Mutlu

Kadınların annelik kimliğini kazanması ile birlikte cinsiyet rolünün gerektirdiği sorumlulukları artmakta, kadına çocuğun bakımı ve eğitiminde büyük görevler düşmektedir. Özellikle bebeklik döneminden itibaren çocuğun hem fizyolojik hem de psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde çok büyük önem arz etmektedir. Ancak kadının çalışma hayatında bulunması aile içi rollerinin gecikmesine ve çocuk yetiştirmede problemler yaşanmasına sebep olabilmektedir. Özellikle geleneksel toplumlarda çalışan kadınların evli ve çocuklu olması, çalışma hayatındaki verimlerinin düşük olacağını düşündürerek kadınların sadece evi ve ailesiyle ilgilenmesi gerektiğini düşündürmekte, çocuk bakımı ve ihtiyaçlarının karşılanması konusunda yetersiz kalan kadınların annelik rolünü başarılı bir şekilde yerine getirememeleri yaşamlarında büyük olumsuzluklara neden olabilmektedir (Yavuz, 2019, 13). Katılımcılara yöneltilen ’’Çalışan bir anne olmanızın çocuklarınızla ilişkilerinize

olumlu veya olumsuz etkileri olduğunu düşünüyor musunuz?’’ sorusuna verilen

cevaplarda da ortak kanaat, çalışmanın hem olumlu hem de olumsuz taraflarının olduğudur. Katılımcıların neredeyse tamamına göre çalışan bir kadın olmanın en olumsuz tarafı, çocuklarına yeteri kadar vakit ayıramama olmakta, çocukları ile yeteri kadar ilgilenememiş olmanın vermiş olduğu üzüntüyü neredeyse her kadın dile

getirmektedir. Çalışan kadın olmanın en olumlu tarafı ise, çocuklarının ihtiyaçlarının karşılanması noktasında kendilerini yeterli hissetmiş olmalarıdır. Ayrıca çocukları ile fazla vakti geçiremeyen kadınlar, onlarla birlikte oldukları zaman dilimini daha nitelikli şekilde değerlendirerek az zamanda çok daha verimli bir birliktelik geçirdiklerini de ifade etmektedir:

Olumsuz etkileri bazen çok yorgun olduğum için zihinsel ve bedensel onların ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorum. Olumlu yönü ise az vakit geçirdiğim zaman vicdan azabı çektiğim için daha kaliteli vakit geçirmek için çaba sarf ediyorum. Ama yine de saat düzenlemelerini kendim yaptığım için çocuklarıma vakit ayırma konusunda diğer çalışan kadınlara göre şanslıyım (Kübra, 47, Diş Hekimi).

Evet. Yorgun olduğumuzda tahammülsüzlük yaşayabiliyoruz. Çoğunlukla sabrımızı ev dışında tüketiyoruz çünkü. Ekonomik olarak daha rahat olduğumuz için çocuklarımızın isteklerini daha kolay karşılamamız da olumlu tarafı (Neslihan, 44, Öğretmen).

Olumlu etkileri maddi olarak daha yüksek bir gelire sahip olmamız sebebiyle çocukların daha çok istekleri yerine geliyor. İhtiyaçları alınıyor. Olumsuz olarak gün içinde daha az görüşmüş oluyoruz. Bunun eksikliğini hissettiklerini dile getiriyorlar. Biraz daha erken sorumluluklarını alıp olgunlaşmaları gerekiyor. Yaşları sebebiyle çalışan bir anneleri olmasının olumlu taraflarını görebilecek durumda değiller (Rümeysa, 40, Bilgisayar Mühendisi).

Yapılan araştırmalar, çalışan annelerin çocuklarının bilişsel özelliklerinin çalışmayan annelerin çocuklarına göre daha yüksek olduğu ortaya koymaktadır. Özellikle bir katılımcımız çalışan annelerin çocuklarının diğer çocuklara oranla daha erken olgunlaştıklarını dile getirmekte, bu durumu da çocukların birçok şeyi kendi başlarına yapma zorunda olmalarına bağlamaktadır:

Olumlu katkıları elbette var. Hayata daha hazır oluyorlar. Erken yaşta sorumluluk sahibi oluyorlar. Kendilerine güvenleri daha iyi oluyor. Çünkü çalışan bir annenin çocukları oldukları için kendi başlarına bazı şeyleri yapmak ve karar verme yetkisine sahip olmak zorunda kalıyorlar (Fatma Ö, 53, Öğretmen).

Ancak bu olumlu farka rağmen, çalışan annelerin çocuklarına yeteri kadar vakit ayıramamalarından kaynaklı, anne çocuk ilişkisinin olumsuz etkilerinin olacağına dair genel bir kanı mevcuttur. Ayrıca kadınların her ne kadar mesleki anlamda başarıya ulaşmış olsa da annelik ve eşlik rollerinde doyum hissedememesi, annenin psikolojik olarak yıpranmasına ve görevlerini yerine getiremediğini düşündüğü için çok fazla yorulmasına sebep olabilmektedir. Çünkü toplumda kadının hem kocasına ve çocuklarına karşı iyi bir anne olması, hem de çalışma hayatında yükselmesi ve başarılı olması beklenmektedir. Yavuzer (1995) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre de ev ve çalışma hayatı arasında kalan anneler, eve döndüklerinde ailesine yeterli vakit ayıramadıkları düşüncesi ile yetersizlik duygusu hissetmektedirler (Yavuz, 2019, 14):

Çalışıyor olmamın çocuğumun üzerinde olumsuz etkisi olduğuna inanıyorum. Çalışmayan annelerin çocukları ben daha mutlu görüyorum. Çalışmasaydım çocuğumla daha çok ilgilenebilirdim ve ona daha çok vakit ayırabilirdim (Zeynep, 50, Doktor).

Olumlu yönde etkilemiyor. Daha çok olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü çocuklarımızın her zaman yanında olamıyoruz (Neval, 38, Hizmetli).

Ev hanımı olsaydım çocuklarımla daha fazla ilgilenebilirdim düşüncesi zaman zaman hakim olmaktadır. Fakat çalışma hayatı bana kendi iç dünyamda dengeyi bulma, zorluklara göğüs gerebilme gibi bir takım yeteneklere sahip olma yetisi verdi. Onu için bu deneyimlerimin çocuklarımı yetiştirmede ciddi bir şekilde katkısı olduğunu düşünüyorum (Betül, 36, Sanatçı- Akademisyen).

Çocuklar özlüyor nihayetinde. Anne evde olsa daha çok ilgilenir elbette. Ama uzun vadede çalışan anne modelinin çocuk için daha olumlu bir örnek olacağını düşünüyorum aslında. Çünkü benim için öyleydi. Bende annem keşke çalışmasa derdim ama uzun vadede bakınca iyi ki annem çalışıyor demiştim. Sonuçta annelerinin çalışıyor olmasının çocukları mutlu eden bir şey olduğunu düşünüyorum (Aybüke, 34, Doktor).