• Sonuç bulunamadı

(2) SAYILI CETVEL

4.2.6. Ayd nlar n Tasfiyeye Bak lar

1960 askeri darbesinin gerçekle mesinde askerin arkas ndaki en büyük destekçilerinden biri üniversiteler idi. Ba kan Cemal Gürsel ordunun yönetime el koydu unu radyolardan ilan ederken ülkenin “daha demokratik ve özgür” olaca ifade etmi tir. Ancak ordunun 114 say kanunla 147 ö retim üyesinin üniversitelerden tasfiyesi karar vermesi onu en çok destekleyenlerden olan üniversitelerde tepkilere neden oldu u gözlenmi tir. 147 ö retim üyesinin bilimsel k staslara dayand lmadan, neden gösterilmeden, savunma hakk verilmeden, alk larla destekledikleri ordu taraf ndan bu ekilde üniversitelerden uzakla lmas hemen her kesimde derin bir üzüntü yaratm , tepkilere neden olmu tur. Ülkenin ayd nlar da bu geli melere sessiz kalmam r. Birço unun yazd klar gazetelerin kö e yaz lar nda, verdikleri röportajlarda 147’lerin üniversitelere dönme mücadelesine destek verdi i gözlenmi tir.

Eski Milli E itim Bakanlar ndan Hasan Ali Yücel de verdi i röportajda tasfiyenin yöntemine ele tirerek alt na imza konulamayacak belgelerle yap lan tasfiyenin güvensizli i do urdu unu ifade etmi tir. Yücel;

“Milli Birlik Komitesinin üniversiteyi düzeltme hususunda iyi niyet besledi ine, de il bizim gibi tarafs zlar hatta üniversiteden ç kar lm olanlar n bile üphesi olmad na kaniim. Fakat kullan lan slah metodu, acaba bu dertleri bertaraf edecek midir? Mesele bundad r. O metod öyle görünüyor: Gizli inceleme, gerekçesi belirsiz, ancak kula a söylenece i ifade edilen sebeplerle birdenbire neticesi aç klanan hüküm ve tasfiye. Oysa gizlilik her zaman ve her yerde sorumluluk duygusunu ortadan kald r. Alt na çok kere imza bile konulamayan belgelerle verilen hükümler, yaln z ilgililerde, de il, di er vatanda larda ve umumi efkarda güven hissini sarsar. Oysa devletin birinci vazifesi, millete bir iç güveni vermektir. Üniversite slahat bile bunun kar nda daha az ehemmiyetli kal r. Meçhul sebepler, bir tak m tahminlere, ihtimallere ve ihmallere yol açar. Bu yüzden toplum, a r manevi zararlara u rar. imdi gençle tirme fikrine geleyim. Bilgi konusunda gençlik, ihtiyarl k diye bir ayr m olamaz. Genç vard r, bilmez; ihtiyar vard r, bilir. Newton genç ya lar nda da Einstein gibi büyük bir bilgindi; nitekim Pasteur veya Bergson inmeli birer ihtiyarken de büyük bilim ve fikir dahileri idiler. Bundan ne ç kar? Bilimde bir hadden sonra ya ba tan sonra gelir. Üniversitelerimizin gençle tirilmesi de il, yeni bilim ruhuyla zindele tirilmesi meselemizdir” demi tir (Cumhuriyet, 7 Kas m 1960).

Gazeteci Falih R fk Atay da kö e yaz nda üniversitelerdeki iftirac ve jurnalcilere dikkat çekerek, jurnalci ve iftirac kadrolara gençli in nas l emanet edilece ini sormu tur. Atay unlar dile getirmi tir:

imdi bugün herkes biliyor ki üniversite kadrolar nda ihbarc lar, iftirac lar, kayd rmac lar, jurnalciler var. Hatta bunlar art k adlar ile de sayabiliyoruz. E er yaln z iftirac a, ihbarc a, kayd rmac a ve jurnalcili e kurban gidenler geri al nmazsa de il, e er iftirac lar, jurnalciler, kayd rmac lar ve ihbarc lar tasfiye edilmezse o kadrolara Türk Gençli i nas l emanet edilebiliriz? Hem biz ba ucunda “Adalet Mülkün Temelidir” önsözü yaz bir yüksek mahkeme devrinde ya yoruz. Üniversite meselesinde her türlü adalet y lm r. Hoca var. ftiraya u ram r. Üniversite soru turma yapm r. ftiralar n yalan oldu una dair rapor verilmi tir. Ancak bundan sonra profesörlü e yükselen o hoca ayn eski iftira yüzünden d ar at lm r” (Beyaz Kitap, 1962 ).

Yazar ve ayn zamanda akademisyen olan Halide Edip Ad var da Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yaz nda 147’lerin tasfiyesindeki rolün ihtiras ve kin sahibi jurnalciler oldu unu belirterek e er bir tasfiye gerekiyorsa bunun ba ms z üniversite senatolar taraf ndan yap lmas gerekti ini vurgulam r. Ad var;

“Bu hareketin ne için ve neden yap ld tahlile çal yorum. Kula ma gelen bir tak m söylentilerden bunun kökünün nerede oldu unu herkes gibi bende anlam bulunuyorum. Eski iir ve türkülerimizde insan vücudundan bir kafes diye bahsedilir. Garip olarak son zamanlarda psikologlar insan ruhunun vücut denilen bir kafeste, daha do rusu zindanda hapsedilmi oldu unu yaz yorlar. Bu vücut denilen zindan yahut kafes delinir, bozulur, y pran rsa bunu tedavi için laboratuarlarda yap lan etüdler neticesinde bir tak m usuller bulunur. Fakat ruh denilen eyin içindeki mikroplardan kurtulmas için laboratuarlarda hiçbir çare bulmak imkan yoktur. Bu mikroplar her memlekette ve her fertte vard r. Sadece yerine göre nev’i biraz de ir ve ona göre salg nlar vücuda gelir, yani ruh mikrobu salg nlar öteden beri jurnalcilik eklinde kendini göstermi tir. Bir devir kapan p bir ba ka devir aç nca, ihtiraslar, kinler vesair gibi ruh mikroplar saik yla insanlar; kendilerine hiç fenal k etmemi kimseleri de lekeler, jurnal ederler. Bu 147’ler aff da böyle bir jurnalcilik neticesiyle olmu tur. Belki bunlar n içlerinde yerlerinden al nmas gerekenler vard . Fakat bunu ba ms z olmas için yüzy ldan fazla bir zamand r mücadele etti imiz üniversitenin senatosu yapmas gerekirdi” (Cumhuriyet, 24 Aral k 1960) demi tir.

Yazar Fakir Baykurt da Forum Dergisindeki yaz nda 147’lerin hakl bir sebebe dayand lmadan üniversitelerden ç kar lmas ele tirmi tir. Baykurt;

“147’ler meselesi niçin bu kadar uzad , niçin bu kadar y lan hikâyesine benzedi. Niçin bunu aylardan beri çözemedik. Devrimi yapanlar hakl , bu tasfiyeyi be enmeyenler bu kadar haks z m ? Hatadan dönmenin fazilet olaca da onlardan

ittik, ama hani? ‘Bir hata varsa o da Devrimin riski say ls n’ diyorlar. Devrimin riski ne demek? Devrim ba ar olmu tur, ba ar ya gitmektedir, riski nereden ç yor? Bence kapans n demekle bu i in kapanaca yoktur. Zorla, erle kapatsak bile, gönüllerde kapanmayacak, s zlayan bir yara olarak s zlay p duracakt r. ki günde bir insanlar z bunu konu acak, gazetelerde sorumlular rahats z eden yaz lar, karikatürler ç kacak. Çünkü 147’ler meselesi toplumun önemli gördü ü çok ince bir konuya dayanmaktad r. 147 bilim insan n üniversiteden ç kar lmas yoluyla olmam r, hakl bir sebebe dayat lmam r, kamuoyunu inand rmam r. Bunun için kapanmayacakt r” (Forum, 1 Mart 1961).

Çetin Altan, Milliyet Gazetesi’ndeki kö esinde üniversitedeki jurnalci ö retim üyelerinin varl ndan rahats zl dile getirmi tir. Altan’ n yaz öyledir;

“Hani bir deli bir kuyuya ta atarm da, sonra k rk ak ll ç karamazm ; Üniversite meselesi de bugün tam o durumda. Ancak bunun bütün kabahati Komiteden

kar lan on dört üyede de ildir. As l büyük suçlu Üniversitedeki baz ahlaks zlard r. Karakteri, kuyru u ezilmi solucan zafiyet ve sürüngenli inde olan be on ki i; her meselenin atakl kla halledilebilece ini zanneden tecrübesiz birkaç sab k komite üyesinin kan na girmi tir. Bugün kesin ekilde ö reniyoruz ki Üniversiteden kovulan hocalar n listesini Üniversiteden dokuz ki ilik gizli bir komisyon haz rlam r. Bu dokuz eref ev prensip yoksunu ki inin hüviyetleri er geç aç klanacak ve i ledikleri cinayet ömürleri boyunca kendilerini takip edecektir. Karanl k sokak aralar nda karmanyola yapar gibi kendilerini göstermeden Üniversitenin manevi ahsiyetine gizlice mu ta indiren bu dokuz ki ilik mezbaha komisyonundan baz ünlü profesörlerinde daha önceden haberi olmu , fakat hiçbiri en ufak bir infial göstermemi tir. Bu derece birbirine çukur kazma yar na girmi bir ö retim kadrosunun yeti tirece i gençleri art k Tanr korusun” (Milliyet, 28 Kas m 1960).

Aziz Nesin de kö eyaz nda 147’lere savunma hakk verilmemesini ele tirmi tir. Nesin, 27 May n en büyük yanl n 147 ö retim üyesine yapt haks zl k oldu unu söylemi tir.

“Bu aç k bir haks zl k olmasayd , tek ki i de ç kar, bizim haks zl k dedi imiz bu davran do ru göstermek için savunur, 147’lerin kürsülerinden uzakla lmalar bir gerekçe ile ileri sürerdi. Bugüne dek ne MBK’den ne hükümetten böyle bir gerekçe gösterilmi de ildir. Yaln z kulaktan kula a söylenen udur: ba ms z say lan daha do rusu ba ms z olmas gereken üniversite gev ek davranarak, evrimin ruhuna uygun kendi içinde bir ay klamaya gitmemi tir. Bu do ru de il, uydurma bir gerekçedir. ...147’lere ne yap lm r. Bunlar suçluymu lar gibi maa lar bile alamamaktad rlar. Ek görevleri toptan kald lm r. Alt aydan beri kendilerine yar ayl k verilmektedir. Bundan sonras için de ne olaca kesinlikle bilinmemektedir. Görevlerinden uzakla lan 147’lere kutsal savunma hakk n tan nmam olmas , haks zl büsbütün ortaya kor. Dü ünelim bir ülkede kendilerine kar devrim yap lan ve devrilenlere bile savunma hakk tan yor da, bu devrimde büyük eme i olan üniversitenin bir parças 147’lere savunma hakk bile tan nm yor” diyerek karar n antidemokratik olu unu ele tirmi tir (Beyaz Kitap, 1962).

4.2.7. 114 Say Kanunu Destekleyenlerin Görü leri

114 say kanunla 147 ö retim üyesinin üniversitelerden uzakla lmas karar tepki toplad gibi kanuna destek verenler ve MBK’ni tebrik edenler de olmu tur.

stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Profesör, Doçent ve Asistanlar ndan olu an bir grup MBK’ye gönderdikleri telgraflar nda;

“Biz stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi üyeleri ve yard mc lar MBK’nin esasen üniversite camias n yüzde 99,6 nisbetinde teklif etti i ekilde ç kard yeni üniversiteler kanununa tamamen ve yap lan tasfiyeyi prensip olarak destekliyoruz. Afl lar aras nda bu gün hak ve hürriyetlerinden bahsedenler t pk y llarca milletin sesini bo mak isteyen dü ük iktidar n ba lar gibi eski üniversiteler kanununun antidemokratik hükümlerini daima kendi lehlerine ve daha iddetli surette tatbik etmi ler ve di er tatbikçiler kar nda hürriyetten yoksul ö retim üyeleri ve yard mc lar n zd raplar na kulaklar t kam lard r. Bugün bu gerçe i hat rlatmak mecburiyetindeyiz. Üniversitelerimize hürriyetin s cak güne ini getiren bu kanunu, Say n MBK’nin diledi i gibi Türk ilim ve irfan bak ndan milletimiz için hay rl ve ba ar olca ndan

üphemiz yoktur” (Beyaz Kitap, 1962) demi tir.

Türkiye Milli Talebe Federasyonu Ba kan Kemal Kumkumo lu, 147’ler meselesinde MBK’nin tutumunu tasvip eden bir bildiri yay nlam r. Kumkumo lu,

htilal hükümetlerinin slahat gereken müesseselere müdahalesinden daha do al bir ey olamayaca savunmu ve 38 y ld r Türk üniversitelerinde ilk ciddi slahat n yap ld ve MBK’nin bu hareketteki amac n üniversiteleri kurtarmak oldu unu söylemi tir (Tercüman, 2 Kas m 1960). Kumkumo lu’nun aç klamas , Türkiye Milli Talebe Federasyonu içerisinde tart malara sebep olmu ve TMTF, Kumkumo lu’nun aç klamas tan mad klar bildirmi tir.

stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Doçentlerinden Nurettin azi Kösemihal, tasfiyenin çok yerinde bir hareket oldu u savunarak, aylardan beri böyle bir tasfiyeyi bekledi ini söylemi tir. Baz yanl klar n yap lm olabilece ini söyleyen Kösemihal, böyle büyük bir operasyonda yüzde onluk bir yanl n hüküm ifade etmeyece ini söylemi tir. Üniversite muhtariyetine dayanarak üniversite içerisinde bir diktatörya kuruldu unu savunan Kösemihal, bunu üniversitenin kendisinin tamir etmesine imkân olmad savunmu tur. Tasfiye hareketinde “Fakültelerinde gerici olarak bilinen iki profesör d nda kendilerince bir eksik olmad ” ifade eden Kösemihal, tasfiye edilmelerinde isabet olmad savunulan profesörler içinde MBK’nin elinde tasfiyeyi gerektirecek kan tlar n olabilece i üzerinde durmu tur (Vatan, 30 Ekim 1960).

stanbul Üniversitesi T p Fakültesi ö retim üyelerinden Doç.Dr. Sami Zan da 147 ö retim üyesinin üniversitelerden uzakla lmas n iyi oldu unu ve bu hareketin iyi neticeler do uraca söylemi tir (Arslan, 2011:348).