• Sonuç bulunamadı

Üniversite Ö retim Üyelerinin Karara Tepkiler

(2) SAYILI CETVEL

4.2.4. Üniversite Ö retim Üyelerinin Karara Tepkiler

114 say kanunla 147 ö retim üyesinin üniversitelerden tasfiyesi üniversite muhtariyetine vurulan büyük bir darbe olarak tarihe geçmi tir. Üniversitelerden habersiz verilmi bu karara üniversiteler tepki vermekte gecikmemi tir. Üniversite rektörlerinin istifas yla ba layan süreçte üniversitelerin ö retim üyeleri de arkada lar n bu ekilde üniversitelerden tasfiyesine tepki göstermi lerdir. Her ne kadar tasfiye edileceklerin isimlerini üniversitelerdeki baz ö retim üyelerinin verdi ine dair bilgiler varsa da üniversite ö retim üyelerinin ço unlu u bu ekilde nedensiz ve savunmas z bir karar olumlu kar lamam r.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ö retim üyelerinin karara ilk tepkileri oldukça sert olmu tur. Siyasal Bilgiler Yönetim Kurulu Ankara Üniversitesi’ne gönderdi i kararlar nda tasfiyenin üniversitenin muhtariyet prensiplerine ayk oldu u ve tasfiyenin k staslar n belli ve geçerli olmad belirterek ayr ca bir bildiri yay nlam lard r. 29 Ekim’de toplanan Ankara Üniversitesi Senatosu haz rlad tebli de, üniversitelerin yetkili organlar n tamamiyle bilgisi d nda gerçekle en baz

retim üyelerinin tasfiyesinin, muhtariyete ve bünyesine ayk , güven sars mahiyette oldu u belirtilmi tir. Tebli de, tasfiyeyi tamir için en k sa zamanda harekete geçilmesi vurgulanarak, Ankara Üniversitesi’nde bu artlar alt nda aç yap lamayaca ifade edilmi tir (Tercüman, 30 Ekim1960).

Ege Üniversitesi Senatosu da 31 Ekim 1960 tarihinde yap lan toplant nda üniversitelerin ö retim üyesine ihtiyaç duydu u bir zamanda tasfiyenin yap lmas n uygun olmad belirterek, bunun muhtariyete ayk bulmu tur (Cumhuriyet, 1 Kas m 1960).

Milli Birlik Komitesi taraf ndan yeni anayasan n haz rlanmas için kendilerine görev verilen Anayasa komisyon üyesi Bahri Savc ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Cahit Talas, 147 ö retim üyesinin üniversitelerden tasfiyesinin ertesi günü Siyasal Bilgiler Konferans salonunda ö rencilerle konu mu tur. Savc ve Talas üzüntülerini ifade etmi , ö rencilere itidal tavsiye ederek, meselenin sulh yolu ile hallinin gerekti ini, bir iyi niyet devri içinde bulunuldu unu söylemi lerdir. Yap lan hareketin iyi niyetinden üphe edilmemesi gerekti ini ifade eden Savc ve Talas, üniversite muhtariyetini savunan bir yakla m göstermi lerdir. Savc ve Talas tasfiye karar n düzeltilmemesi halinde gerekirse kendilerinin de istifa ederek karar protesto edeceklerini söylemi tir:

“Ancak, bugün üniversite camias nda oldu u gibi, fakültemizden al nan arkada lar dolay yla mü ahede ettik ki, karar yanl al nm ve k stasla birlikte tatbikat nda da fahi hatalar yap lm r. Bilhassa, karar n tatbik tarz asla üniversite muhtariyeti ile telif edilemez. Böyle bir karar senatonun almas icap ederdi. imdilik normal kanuni yollarla karar n tashihi cihetine gidilmesini bekliyoruz. Bunun yap lmamas halinde bizim için yap labilecek son fedakarl da yapaca z. Bir ilim adam için en büyük fedakarl k, ilim yuvas ndan ayr lmakt r” (Vatan, 29 Ekim 1960).

Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Cahit Talas 5 Aral k 1960’ta Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin yüzbirinci kurulu y ldönümü törenindeki konu mas nda da:

“Bir üniversite ö retim kadrosuyla 147 ö retim üyesinin yeti mesi uzun ve zahmetli, fedakâr çal ma y llar ister. Bütün ö retim kadrosuyla 27 May ba aranlar n yan nda yer alan Siyasal Bilgiler, üniversitenin aç na tekaddüm eden günlerde talihin bir cilvesi olarak hizmetlerinden, irfan ve ilimlerinden daha uzun y llar faydalanaca baz ö retim üyelerinden mahrum kalm r. Fakat hak ve hukukun hâkimiyetini tesis için yap lm olan 27 May s ink lâb ruhunun gerekli düzeltmeyi yapaca ndan üphe etmiyoruz. Hakk n iadesi, onu iade edenlere eref kazand r” (Vatan, 5 Aral k 1960)diyerek tasfiye karar n yeniden gözden geçirilerek düzeltilece ine dair umutlar dile getirmi tir.

Bir ba ka Anayasa Komisyonu üyesi Hukuk Profesörü Münci Kapani de tasfiyenin usul ve yöntemine ili kin hataya dikkat çekerek bu ekilde bir tasfiyenin kabul edilemez oldu unu ifade etmi tir. Kapani;

“Her eyden habersiz, birçok masum ve de erli ba lar üzerine ve dolay yla Üniversitenin muhtariyeti prensibi üzerine bir giyotin gibi inen bu tasfiye karar n nihaili ine henüz inanam yorum. nk lâp rejimi idarecilerinin, ayn idealler u runa el ele mücadele ettikleri kuvvetli ve manl müttefikleri üniversiteleri kasten yaralamak isteyecekleri tasavvur dahi olamaz. Bu sadece bir hatad r. Fakat cidden feci bir hatad r. Bunu aç kça kabul ederek vakit geçirmeksizin y lan tamir yoluna gitmesi, Milli Birlik Komitesinin prestijini azaltmayacak, bilakis art racakt r. Yanl anla lmamas için hemen tasrih edeyim ki, affedilenler listesindeki hatay de il, do rudan do ruya esas ve prensipteki hatay kastetmekteyim” demi tir (Cumhuriyet, 31 Ekim 1960).

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Prof. Necip Bilge, 114 say kanunun üniversite muhtariyeti ile ba da mad belirterek “üniversitelerin kendi kendine tasfiye edemedikleri” görü ünün Ankara Üniversitesi aç ndan uygun olmad ve son dönemde dört ö retim üyesi için ihraç karar verildi ini söylemi tir. Bilge, hatan n düzeltilmesinin 114 say kanunun kald lmas veya 5. maddenin de tirilmesiyle mümkün olaca söyleyerek, “esasen bahis konusu olan tasfiyenin tatbikattaki isabet derecesinden ziyade bir prensip meselesidir. Bu i in prensibinin do ru olmad dü ünüyoruz” demi tir (Beyaz Kitap, 1962).

Ankara Hukuk Fakültesi Dekan V. Akif Erginay da karara ili kin büyük bir üzüntü duydu unu ifade ederek, “Son zamanlara kadar yap lan vaadler dolay yla bu meselenin üniversite ve 147’ler lehine halledilece ini ümit ediyorum. 147’ler üniversitenin evlatlar r. Onlar n hizmetlerinden üniversitenin mahrum b rak lmas MBK’ne olan büyük ba z kar nda içimizi yeniden ve derin bir ac yla doldurmu tur” demi tir (Cumhuriyet, 15 Nisan 1961).

Prof.Dr. Turhan Feyzio lu, 114 say kanunun hem prensibi hem de muhtevas bak ndan aç k suretle hatal oldu una dikkat çekmi tir. Kanunun belki de bir tak m jurnalcilerin ve münferitlerin yan lt tesiri alt nda yap ld ifade eden Feyzio lu, kanunun üniversite muhtariyetine a r bir darbe oldu unu savunmu tur. Savunmalar bile al nmadan birçok de erli ve faziletli ilim adam n mesleklerinden kopar ld

söyleyen Feyzio lu, kanuna ekli listedeki isim ve unvan hatalar na dikkat çekmi tir. Feyzio lu:

“At lan ad mdaki hatay kabil oldu u kadar tamir edecek bir tedbire cesaretle ve aç k yüreklilikle gidilmelidir. Temiz yüreklili in verdi i cesaretle iyi sonuçlar al nacakt r. Kanunla ümiversite, de erli bilim insanlar , memleket zarar görmü tür. Birçok de erli ve faziletli ilim adamlar maddi ve manevi yönden a r bir muameleye maruz b rak lm r. Karar 27 May üniversite ile birlikte ba aran 114 say kanunla birlikte muhtariyeti geni letici bir kanunu da ayn anda kabul eden, ülkücü bir heyetten geldi i için hem sürpriz etkisi yaratm hem de darbeye maruz kalanlarda yaratt ac çok derinden olmu tur. Birço u ne ile itham edildi ini dahi bilmemektedir. Bugün baz fakültelerimizde dersler ve ara rmalar aksamakta, jurnalc k faaliyetleri üniversitemizin iç huzurunu zedelemi tir” (Tercüman, 18 Kas m 1960) diyerek karar n üniversitelerdeki olumsuz etkisine vurgu yapm r.

Siyasal Bilgiler Fakültesi dare Hukuku Profesörü Dr. Tahsin Bekir Balta tasfiyenin anayasa ayk bir i lem oldu unu ifade ederek karar n acilen düzeltilmesi gereklili ini vurgulam r;

“Bir amme görevlisinin i ine son veren i lem mahiyetçe idari i lemdir. Anayasada aksi yaz olmad kça, kanun yolu ile mahiyetçe idari olan bir i lem yap lamaz, yap rsa anayasa prensiplerine ayk olur. Bilindi i gibi, vaktiyle me gul kadrolar bütçe kanunlar na ekli “L” cetvelini alma suretiyle ilgilileri aç kta b rakma usulü cari idi. Büyük Millet Meclisi 1949’da bütçe müzakereleri s ras nda ald bir kararla bundan vazgeçti. Bu itibarla 147 ö retim üyesinin kanunla i lerine son verilmesi, Anayasa prensiplerine ayk dü mektedir. lem bu bak mdan eklen de sakatt r. Bu sebeple 114 say kanunun kald lmas zaruridir. ayet memleketimizde kazai merciler kanunlar n Anayasaya ayk murakabe etselerdi, ilgililer Dan tay’a ba vurarak durumlar düzeltme imkan bulurlard . Fakat doktrinimizin bütün gayretine ra men mahkemelerimiz bugüne kadar böyle bir yola gitmemi lerdir. Mevcut sakatl n düzeltilmesi bir ödevdir. Bu düzeltmeyi yapacak ba ka bir merci bulunmad na göre bu düzeltme ödevi yine kanun koruyucuya dü üyor” (Vatan, 27 Aral k 1960).

stanbul Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk kürsüsünden Ord. Prof. H fz Veldet Velidedeo lu da 147’lerin üniversite muhtariyeti hiçe say larak tasfiye edildi ini söylemi tir;

“Her birini yak ndan tan m ve sayd m bu arkada lar n ayr lmas ndan büyük üzüntü duyuyorum. Uzun y llardan beri böyle bir müdahaleden çok korkuyordum. Çünkü üniversite muhtariyeti demek, üniversitelerin devlet içinde devlet olmas demek olmay p kendi iç kontrollerini de lay veçhile kuran müesseseler olmas demektir. Üniversitelerin muhtariyeti sadece ö retim üyelerinin devrin siyasi iktidar na kar himayesi eklinde tecelli etmekle kalmamal kendi iç kontrollerini de, hat r gönüle ve arkada a bakmadan sa lamal r. Aksi takdirde, büyük aksakl klar ve vazifede gev eklikler olur. Esefle ve cesaretle söylemeliyim ki, bu iç kontrol gere i gibi kurulmam r. Böyle olunca da dünkü ve bugünkü siyasi iktidar n müdahalesini gerektiren haller oldu u gibi, e er bundan sonrada iç kontrol kurulmazsa korkar m ki, bir gün gelecek, yar n siyasi iktidar da üniversiteye müdahale etmek zorunda kalacakt r. Ben böyle bir müdahaleden korktu um için imdiye kadar bu kontrolün kurulmas için kendi ölçümde u ra m. Fakat muvaffak olamad m. Üniversite muhtariyetine ve fikir hürriyetine öteden beri çok ba bir ö retim üyesi oldu um için kendime hocal ktan ba ka bir meslek, memuriyet ve siyasi bir hayat dü ünemiyorum. er üniversiteler kanunu üniversite muhtariyetini kökünden kald rm ise üniversiteden ayr p mütevazi kütüphanemde, kendi fikir alemimde hususi olarak çal maktan ba ka bir yol göremiyorum. Bunun içinde kanunun tam metnini görmeliyim” (Vatan, 30 Ekim 1960).

Menderes döneminde üniversiteye yönelik müdahaleyi istifas yla protesto eden stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Profesörü Hüseyin Nail Kubal ise Milli Birlik Komitesi taraf ndan 147 Üniversite ö retim üyesi ve yard mc tasfiyesini hayret ve teessürle gazetelerden ö rendi ini söyleyerek, tasfiyeye u rayanlar n aras nda bilgili, karakterli ve 27 May n asil ruhuna ba kimselerin de bulundu unu ifade etmi tir. Kubal da üniversitelerde bir iyile tirme hareketinin gerekli oldu unu ifade etse de yöntem olarak yap lan tasfiyenin yanl na dikkat çekmi tir. Kubal :

“Bilindi i gibi, kendi kendisine murakabe ve tasfiyede ihmal veya aciz gösteren müesseseler, bilhassa ink lap devirlerinde, d ar dan yap lan müdahalelerle sert bir

ekilde slah ve tasfiye edilmek ak betine u rarlar. Üniversiteler de, maalesef, bu sosyolojik ve tarihi vetirenin d nda kalamamaktad rlar. Tarz ve ümulü yönünden anti-demokratik oldu u üphe götürmeyen bu nevi sosyal operasyonlar, demokratik geli me buhran geçiren memleketlerde, slah ve tasfiyeye tabi tutulan Üniversiteleri cemiyetin geli me artlar na intibak ettirmek ve onlar ço u zaman ilme ve demokrasiye ayk bir ya ay a sürükleyen bünye tereddisinden kurtarmak için ba vurulan fevkalade çareler olarak görünüyor. 1938’de Atatürk taraf ndan yap lan ve imdiki gibi baz

de erli profesörlerin üniversiteden uzakla lmas na sebep olan Üniversite reformu da ayn neviden bir operasyon say labilir. Üniversitelerimiz 1938’den beri umumiyet itibar ile kayda de er bir ilmi geli me göstermi se de, ittifak etmek gerekir ki, d ar daki

lerine ilmi çal ma ara rmalar ndan daha çok yer veren ö retim üyelerinin adedi zamanla artm , fakülteler içinde menfaat guruplar te ekkül etmi , kilik bask lar hakiki istibdat halini alm , ilmi unvanlar klik ölçülerine göre da lmaya ba lam r. Daha umumi ifade ile üniversitelerimiz bat karakterden mahrum bir metot ve zihniyet kmaz na girmi , Türk cemiyetinin çok muhtaç oldu u fikri ve manevi önderlik vazifelerini hakkile yerine getirmemi tir. aret etti im sebeplerden dolay , üniversitelerimizde bir reform ve tasfiye yap lmas ihtiyac birkaç seneden beri, ayd n muhitler ve bizzat üniversite mensuplar taraf ndan iddetle duyulmaktayd . Bu itibarla MBK’nin ihtilal rejiminin fevkalade artlar içinde de erlendirilmesi gereken muhtelif reform tedbirleri aras nda yer alan üniversite tasfiyesi ne yaz k ki böyle hakl bir ihtiyac kar lamamaktad r”

diyerek üniversitelerin reforma ihtiyac oldu unu ancak yap lan tasfiyenin bunu kar lamad vurgulam r (Tercüman, 9 Kas m 1960). Kubal , askerin tasfiyeyi büyük bir memleket sevgisi ve sonsuz bir iyi niyetle yapt ndan kimsenin

üphelenmeye hakk olmad söyleyerek, gerek takip edilen prosedür ve gerek var lan neticeler bak ndan yanl klarla gölgelenmesinin, MBK idaresinin daima ba ar olmas ve memleketi en k sa zamanda normal rejime götürecek süreci sars nt z a mas candan dileyenler için üzücü oldu unu vurgulam r. Tasfiyenin daha zor olmakla beraber, demokratik bir tarzda ve böyle geni tasfiyede zarar en aza indirgeyecek bir usule uyularak yap lmas gereklili ine dikkat çeken Kubal , Milli Birlik Komitesinin üniversitelerin iç yaralar , elemanlar n gerçek vas flar teker teker bilmesine imkân bulunmad söylemi tir. Kubal ,

“bu derece geni ve ehemmiyetli bir tasfiye hareketine giri meden evvel baz üniversite mensuplar ile veya üniversiteye yak n çevrelerle isti arelerde bulundu u muhakkakt r. Fakat görülüyor ki, fikirleri soranlar kafi nispette objektif olamam lard r. Bu sebepten dolay bilhassa baz üniversite ve fakültelerde, tasfiye çark tamamen tersine i lemi , di er baz lar nda ise bir k m gerçek de erlerin ma duriyetine meydan verilmi , kullan lan ölçünün ne oldu unu kestirmek imkâns zla , Türk Milletine 27 May s gibi bir aheser kazand ran çok güzide Milli birlik mensuplar umumi efkâr kar nda mü kül bir duruma sokulmu tur. Bu neticelerden do an vebal ve mesuliyetin büyük pay Milli Birlik Komitesi taraf ndan kendilerine gösterilen itimad bilerek veya bilmeyerek kötüye kullananlara aittir. Üniversiteler Kanununda yapt yeni ve çok

yerinde tadiller üniversitelerimizi daha geni bir muhtariyete kavu turarak ilme sayg ve Demokrasi idealine ba bir defa daha gösteren Milli birlik komitesinin, lüzumlu tasfiyeyi daha sarih ve aç k ölçülere ve amme efkâr daha iyi tatmin edecek bir neticeye ba layaca kuvvetle tahmin ediyoruz (Tercüman, 9 Kas m 1960) demi tir.

4.2.5. 147 Ö retim Üyesinin Tasfiyeye li kin Aç klamalar

114 say kanunla kendilerine savunma hakk verilmeyen, deliller ve sebep aç klanmadan üniversitelerden uzakla lan 147 ö retim üyesinin karara ili kin aç klamalar nda oldukça sakin bir ekilde karar kar lad klar görülmü tür. Aç klamalar nda, Milli Birlik Komitesini suçlamaktan uzak duran 147 ö retim üyesi bunun yerine sessiz kalarak sadece uzakla lma sebeplerini ö renmek ve kendilerine savunma hakk verilmesini istemi lerdir. Milli Birlik Komitesinin a r suçlamalar kar nda sakinliklerini koruduklar gözlenen ve aç klamalar nda MBK’ne ba klar bildiren bu 147 ö retim üyesinin mücadelesinin kamuoyunun her kesiminden destek gördü ü gözlenmi tir.

Görevden uzakla lanlardan olan Prof.Dr. Sabahattin Eyübo lu karar sonras , MBK’ya ba n devam edece ini, tasfiye hadisesini hiçbir sebebe ba layamad , ancak bir “yetersizlik” bahis mevzuu olup olmad merak etti ini söylemi tir (Cumhuriyet, 29 Ekim 1960). 1946 öncesinden itibaren üniversitenin özerk olmas savunan ve tasfiye edilen hocalardan olan Yavuz Abadan, tepkisini “her devirden lay k oldu um hediyeler biraz farkl oluyor” diyerek demokratik bir devlet rejimini ve ilmi esaslara dayal bir kültürel geli meyi savunmaya devam edece ini söylemi tir (Cumhuriyet, 29 Ekim 1960). Abadan ilerleyen günlerde yapt aç klamas nda,

“bugüne kadar affedilmemizin sebebi hakk nda hiçbir aç klamada bulunulmad . 114 say kanun, kanun tekni ine ayk olarak ah slar hedef tutmakla beraber, ilim, hürriyet, üniversite muhtariyeti prensiplerini zedeleyen bir karakter ta maktad r. Bu sebeple davay ilk günden itibaren üniversitenin yetkili ve sorumlu organ ve mercileri benimsemi lerdir. Bununla beraber, ahsen bilmedi im töhmetler alt nda beni tan yanlar n ve tan mayanlar n üphe ve tereddütlerine maruz bulunman n a r

Prof. Hikmet Belbez de Milli Birlik Komitesinin ne olursa olsun böle bir tasfiyeye yetkisi olmad söylemi tir. Belbez,

“Bu tasfiye meselesini ahsi bir mesele olarak telakki etmiyorum. Bu hareket listede hata pay var ya da yok diye mütalaa edilecek bir tutum de ildir. Asl nda bu bir üniversite meselesi de de il, kanun vaz n yetkilerinin kullan lmas meselesidir. Kanun vaz ister tek ahsiyet, ister bir komite, ister bir meclis olsun onun da yetkilerinin bir hududu vard r ve böyle bir tasfiye yapmaya hiçbiri yetkili de ildir. Kanun vaz kendini “kadir-i mutlak” zanneder ve her eyi bildi ine inan rsa, o memleketin istikbaline itimat kalmaz. Bütün mesele insana hürmet etmek ve onlar n haklar tan makt r” demi tir (Cumhuriyet, 31 Ekim 1960).

Prof. zzet Kantemir de karar n hukuki olmad söyleyerek “ ahs m ad na, üniversiteye intisab mdan beri ilim ve ahlaktan ba ka bir ey dü ünmemi imdir. Vazifelerinden affedilen hocalar n ilmi yetersizli ini zannederim ki Komite takdir edemez” demi tir (Cumhuriyet, 31 Ekim 1960).

Mimarl k Fakültesi Köy ve Ziraat Yap lar Kürsüsü Prof.Dr. Sabri Oran ise, “Daha önce hiç malumat m, haberim yoktu. Üzüntüden dün üniversiteye u rayamad m. Büyük darbe oldu. Esas k stas nedir bilmiyorum. Dü ünebildi im, baz k rt ki ilerin, temiz kalpli MBK üyelerine tesir ettikleridir. Bu, bu devrin hususiyetlerindendir. Bunu böyle kabul etmek laz md r” diyerek o da MBK’ni etkileyen ki ilere dikkat çekmi tir (Vatan, 31 Ekim 1960).

Ticaret Hukuku kürsüsünde görev yapan Ord. Prof.Dr. Halil Arslanl , kanunun hukukun temel temel prensiplerine ayk na dikkat çekmi , yasama organ n belirtilmeyen ve meçhul kalan ölçülere göre yapt tahkikat neticelerini kanun eklinde tecelli eden bir kararla uygulad için umumilik hakk n zedelenerek ki isel haklar n tehlikeye dü tü ünü, hukuk müesseselerine kar güvenin sars ld ifade etmi tir (Vatan, 28 Aral k 1960).

Prof. Zafer Paykoç kanunun er ya da geç düzelece ine üphesi olmad çünkü kanunun insan haklar na münafi, hukuk ve adalet prensiplerine ayk oldu unu vurgulam r. Paykoç, Milli Birlik Komitesi üyelerinin yanl bilgilerle yan lt ld ve

ahsi emellerine, h rs, kin ve garaz yoluyla ula mak isteyenlerin üniversite içerisinde bulunmas ndan dolay üzüntüsünü dile getirmi tir. Jurnalcilerin isimlerinin mutlaka aç a ç kaca söyleyen Paykoç, ismini gazetelerde gördü ü zaman kendi ad na üzülmedi ini, ancak y llarca emek verdi i mesle i, ö rencileri, asistanlar akl na geldi inde, üniversite muhtariyetine ve hürriyete indirilen darbenin fikir hayat nda yarataca yaray dü ündü ünde üzüntü ve zd rap duydu unu söylemi tir.

Paykoç, Milli Birlik Komitesine karar n al nmas nda etki edenlere ili kin olarak;

“27 May s nk lab yapan Say n MBK memlekette esasl bir tak m yenilikler ve düzeltmeler yapmak gibi samimi bir tak m arzularla hareket etmi tir. te bu noktada yine kendilerine üniversite çevrelerinden baz lar taraf ndan üniversite de slahat yap lmas fikri telkin olunmu ve itimatlar kazan lm olsa gerekir. Ancak bu slahat için rehberlik yapanlar ve fikir verenlerin hakikatte samimi olmad klar anla lmaktad r. Üniversite slahat , üniversite resmi organlar ndan seçilen mutemet heyetler vas tas yla ve aç k münaka alar sonunda yap labilirdi. Hâlbuki kimlikleri belli olmayan jurnalciler ve iftirac lar, gizli oturumlar sonunda lüzumsuz ve haks z bir 147’lik listesi düzenlemek suretiyle bu kadar y l emek vermi muhterem üniversite hocas n hatta pek ço u kendini yeti tiren ve o mevkide yükselten hocas n eref ve haysiyetiyle oynamaya kalkm ve normal ilim yolunda elde edilemeyecekleri üniversite kademeleri hocalar n ayaklar n alt ndan kayd rarak temin etme e muvaffak olmu lard r” sözleriyle ele tirmi tir (Beyaz Kitap, 1960).

Haldun Taner de üniversite ve ö rencilerinden uzakla lmaktan dolay üzüntüsünü;

“Yazarl k, gazetecilik ve hocal k aras nda bir tercih yapacak olsam hiç ku kusuz hocal seçerdim. Çünkü ileri, bask z, zorbal ks z, dü ünce özgürlü üne inanan ve insan haklar na sayg bir Türkiye’yi ancak yar nki genç ku aklar n gerçekle tirebilece ine inan yorum. Sevgili talebelerimden ve üniversiteden uzakla lmak beni olsa olsa üzer, ama inand m yolda inand m ilkeleri ayn hararetle savunmaktan hiçbir zaman vazgeçiremez” sözleriyle dile getirmi tir (Vatan, 29 Ekim 1960).

Haldun Taner, 23 Kas m 1960 günlü Tercüman Gazetesi’ndeki kö e yaz nda, 147 ö retim üyesinin ç kar nda kullan lan ölçütlerin aç kça belirlenmedi ini ve söylenti halinde dola anlar n da kimseyi tatmin etmedi ini ifade etmi tir. MBK üyelerine bu yolda telkin edenlerin gizli tutulmas n herkese ayk geldi ini belirten Taner, “ üpheli ihbarlara dayanan bu kararlar almadan önce bir kere de ilgili hocalar dinlemenin lüzumsuz görülmü olmas insan haklar için ayaklanm , devirdi i zorba iktidara bile Yass ada’da savunma hakk tan yan bir ihtilalin ilkeleriyle çeli iyor” demi tir. Taner, MBK’nin 147 üniversite hocas na kendilerini savunma hakk tan nmamas ele tirmi , e er bir tasfiye olacaksa bunu üniversitelerin kendi içinde ve