• Sonuç bulunamadı

Ayıp Muhayyerliği Sebebiyle Gerçekleşen Ayrılmanın Türü ve Sonuçları

İmam Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed, ayrılığa kadın neden olmuşsa veya onun tarafından meydana getirilmişse fesih; koca neden olmuş veya onun tarafından meydana getirilmişse talâk olduğuna hükmetmişlerdir. Hanefî mezhebinde kadın, kocasındaki ayıp sebebiyle ayrılık talebinde bulunabilirken koca, karısındaki kusurdan dolayı ittifakla böyle bir hakka sahip görülmemiştir. Dolayısıyla kocasındaki ayıptan ötürü kadının hâkime başvurarak kocasından ayrılması, kocadan

708 Kudûrî, el-Muhtasar, s. 150; Merğinânî, el-Hidâye, 3/327; Bilmen, Kâmus, 2/355-356; Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, 7/520.

709 Bilmen, Kâmus, 2/355-356.

710 İbn Kudâme, el-Muğnî, 10/61; Haccâvî, el-İknâ’, 3/363-364; Buhûtî, er-Ravdu’l-murbi’, 8/432; Bilmen, Kâmus, 2/356-357.

711 Mâverdî, el-Hâvi’l-kebîr, 9/348; İbn Kudâme, el-Muğnî, 10/62; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 4/343; Bilmen, Kâmus, 2/357; el-Fıkhu’l-menhecî, 2/110.

kaynaklanan bir durum olduğundan böyle bir ayrılış bâin talâk olarak nitelendirilmiştir.712

Hanefî mezhebi, bu sebeple meydana gelen ayrılığın halvet veya zifaftan önce gerçekleşmesi durumunda kadının mehrin yarısına; halvet veya zifaftan sonra gerçekleşmesi durumunda ise tamamına hak kazanacağını kabul etmiştir. İkinci durumda kadın aynı zamanda iddet de beklemelidir.713 Mâlikî mezhebine göre burada gerçekleşmiş olan nikâh akdi sahih olduğundan dolayı, muhayyerlik sonucu ayrılık da talâk hükmündedir. Dolayısıyla hâkimin eşlerin arasını ayırma fiili, kocaya nispet edilir ve sanki koca boşamış gibi kabul edilir.714 Mâlikî mezhebi de zifafın gerçekleşip gerçekleşmemesini dikkate almış ve zifaftan önce meydana gelen ve talâk lafzı gerçekleşen ayrılmada kadının hiçbir şekilde mehir alamayacağını kabul etmiştir. Ayrılmanın zifaftan sonra gerçekleşmesi halinde ise kadın, üzerinde anlaşılan mehrin tamamına hak kazanır.715 Ayrılmanın zifaftan önce gerçekleşmiş olması halinde kadının iddet beklemeyeceği, zifaftan sonra gerçekleşmiş olması halinde ise iddet beklemesi gerektiği ifade edilmiştir.716

Şâfiî mezhebi, ayrılmanın zifaftan önce ve sonra gerçekleşmiş olmasıyla birlikte aybın ne zaman meydana gelmiş olduğunu da dikkate almış ve hükümleri buna göre belirlemiştir. Zifaftan önce meydana gelen ayrılma, ister kocadaki ister kadındaki bir ayıp sebebiyle gerçekleşmiş olsun kadının mehre ve müt’aya hak kazanamayacağı kabul edilmiştir. Böyle bir durumda ayıp kocadaysa kadının buna razı olmaması ve ayrılmayı tercih etmesi, kadının hakkından vazgeçtiği şeklinde değerlendirilmiştir. Şayet ayıp kadındaysa erkeği kandırmış olduğundan yine mehre hak kazanamayacaktır. Şâfiî mezhebi, ayrılmanın zifaftan sonra gerçekleşmesi halinde ise söz konusu aybın nikâh anında mevcut olması ya da zifaftan sonra ortaya çıkması şeklinde iki ayrı değerlendirmeye gitmiştir. Buna göre ayrılma; zifaftan sonra gerçekleşir, ayıp da nikâh akdi sırasında mevcut olur veya akitle zifaf arasında meydana gelirse ve koca da karısındaki bu ayıptan habersiz olursa kadın, mehr-i

712 Bilmen, Kâmus, 2/180-181; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, s. 345. 713 Bilmen, Kâmus, 2/352; Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, 7/523-524.

714 Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, 7/523; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, s. 345. 715 İbn Cüzey, el-Kavânînü’l-fıkhiyye, s. 369; Derdîr, eş-Şerhu’s-sağîr, 2/477 Vehbe Zuhaylî, el- Fıkhu’l-İslâmî, 7/524.

misle hak kazanır. Ayrılmanın zifaftan sonra gerçekleşmesi ve aybın da zifaftan sonra meydana gelmesi halinde ise kadının mehr-i müsemmâya hak kazanacağı kabul edilmiştir. Nikâhı feshedilmek suretiyle sonlandırılan kadının, nafaka ve süknâ hakkına sahip olmayacağı belirtilmiştir. Şayet kadın hamile ise iddet süresi içerisinde kocasının evinde kalma hakkına sahiptir.717 Hanbelî mezhebi de Şâfiî mezhebi ile aynı görüşlere sahiptir.718

Karısındaki hastalık veya kusuru zifaftan sonra öğrenen ve ayrılmayı talep eden kocanın, aldatıldığını ileri sürerek kadından veya kadının velisinden mehri geri isteyip isteyemeyeceği hususu da fukaha arasında tartışılmıştır. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre kadındaki ayıp sebebiyle gerçekleşen ayrılığın, zifaftan önce olması halinde kadının mehri hak etmeyeceğini söylemiştik. Dolayısıyla koca, böyle bir durumda zaten mehri vermeyecektir. Kocanın karısındaki aybı zifaftan sonra öğrenmesi durumunda ne yapacağı konusunda ise farklı görüşler ileri sürülmüştür. Şâfiî mezhebinde kabul edilen görüşe göre zifaftan sonra gerçekleşen ayrılmalarda koca, aldatıldığını söyleyerek kadından veya velisinden mehri geri isteyemez. Karısındaki ayıp, akit esnasında mevcut olsa koca da bunu zifaf gerçekleştikten sonra öğrense mehri isteme hakkı yoktur. Çünkü koca, nikâhın amacı sayılan birlikteliği yaşamış ve hakkını almış kabul edilmiştir. Akitten sonra kadında meydana gelen kusur için de böyledir. Çünkü bu durumda da ortada bir aldatma yoktur.719

Mâlikî mezhebinde ise konu, velinin kadına yakınlığı üzerinden ele alınmıştır. Buna göre veli, kadının babası veya erkek kardeşi gibi ona yakın biriyse koca, mehri veliden isteme hakkına sahiptir. Şayet kadına uzak olan bir veli ise bir dinarın dörtte biri dışında mehrin hepsini kadından isteme hakkına sahiptir. Meselenin velinin kadına yakınlığı üzerinden ele alınmasının sebebi; kadındaki hastalık veya kusuru bileceği düşüncesidir. Buna göre şayet kadındaki kusur, cüzzam veya baras gibi açık

717 Mâverdî, el-Hâvi’l-kebîr, 9/345; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 4/167; Nevevî, Minhâcu’t-tâlibîn, s. 390; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 4/343-344; Abdurrahmân el-Cezîrî, Kitâbu’l-fıkhi ale’l-mezâhibi’l-erba’a, 4/177; Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, 7/524; el-Fıkhu’l-menhecî, 2/111; Mehmet Keskin, Şafii Fıkhı, s. 96.

718 İbn Kudâme, el-Muğnî, 10/62-63, 66; Buhûtî, er-Ravdu’l-murbi’, 8/432-435; Bilmen, Kâmus, 2/358; Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, 7/525.

719 Mâverdî, el-Hâvi’l-kebîr, 9/345-346; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 4/167; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 4/344; Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, 7/524-525; el-Fıkhu’l-menhecî, 2/111.

bir rahatsızlık ise velinin bundan haberdar olacağı düşünülmüştür. Fakat kadındaki kusur ratk gibi açık olmayan ve ancak cinsel birliktelik ile ortaya çıkabilecek bir kusur ise velinin bundan haberdar olamayacağı dolayısıyla da uzak veli gibi değerlendirileceği kabul edilmiştir.720 Hanbelî mezhebi de zifaftan sonra meydana gelen ayrılmada kocanın kadından, kadının velisinden ya da vekilinden kendisini aldatan her kimse mehri isteyebileceği görüşündedir.721

V. Aldatmadan Kaynaklanan Muhayyerlik (Hıyâru’l-Gurûr)

Fıkıh kitaplarında ele alınan muhayyerliklerden biri de aldatma/yanılma muhayyerliği olarak adlandırabileceğimiz hıyâru’l-gurûrdur. Öncelikle kavramın sözlük ve ıstılah anlamı hakkında bilgi verecek ardından da mezheplerin görüşlerine değineceğiz.