• Sonuç bulunamadı

Avrupa Sanayi ve İşveren Konfederasyonları Birliğ

ULUSLARARASI SOSYAL DİYALOG UYGULAMALARI 2.1 ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ VE SOSYAL DİYALOG

2.2. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE SOSYAL DİYALOG

2.2.1. AB’de Sosyal Diyalog Kavramı, Türleri ve Avrupa Düzeyinde Sendikal Örgütlenme

2.2.1.2. Avrupa Düzeyinde Sendikal Örgütlenme

2.2.1.2.2. Avrupa Sanayi ve İşveren Konfederasyonları Birliğ

Avrupa Sanayi ve İşveren Konfederasyonları Birliği (ASİKB / UNICE), Avrupa düzeyinde sosyal diyaloğun işveren kesimini temsil eden mesleklerarası örgüt niteliğindeki iki ortağından biridir.

Konfederasyonlar Birliği, Roma Antlaşmasının imzalanmasının ardından 1958 yılında kurulmuştur. Birçok Avrupa organında (örneğin Ekonomik ve Sosyal Komitede işverenler grubunda, Avrupa Sosyal Fonu Komitesinde, Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Avrupa Vakfında) temsil edilmektedir. Konfederasyonlar Birliği, Topluluk kurumları düzeyinde Avrupa iş çevrelerinin resmi sözcüsüdür. Temelde, Avrupa işveren örgütleri için işbirliği ve eşgüdüm örgütüdür. Avrupa Birliği ile Serbest Mübadele Avrupa Derneği (AELE) üyesi olan devletlerin sanayi ve işveren örgütlerinin oluşturduğu bir üst kuruluştur.

160 Mesut Gülmez, Avrupa Birliğinde Sosyal Politika, Türkiye-AB Sendikal Koordinasyon Komisyonu

Konfederasyonlar Birliği’nin, 2002 yılı başlarında, 27 ülkede toplam 34 üyesi bulunmaktadır. İsviçre, Almanya, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Portekiz ve Türkiye’den (TİSK ve TÜSİAD olmak üzere) 2’şer işveren örgütü ASİKB’ye üyedir. Konfederasyonlar Birliği’nin, Avrupa Birliği’nin üyesi olmayan devletlerden de üyesi vardır.161

Konfederasyonlar Birliği, çalışanların katılmasıyla ilgili olarak, Avrupa düzenlemesinin zorunlu olmadığını, Topluluk kurumlarının tüm üye devletlere bir katılma yöntemi dayatmamasını, bunun kimi devletler için sosyal ortaklar kültürüne yabancı olduğunu ve gelişmeleri için bir engel oluşturacağını düşünmektedir. ASK ve ASİKB için bulunabilecek ortak anlaşma ortamı, şu konularda olanaklıdır; işgücünün hareketliliğini arttırmak, genel ve mesleksel eğitimi iyileştirmek, işçi sağlığını ve iş güvenliğini iyileştirmek, fırsat eşitliğini güvenceye almak, ekonomik ve sosyal uyumu –yapısal fonların daha etkili kullanılmasıyla- geliştirmek.162

Öncelikleri arasında; iç pazarın tamamlanması,ekonomik ve parasal birliğin gerçekleştirilmesi, ekonomik ve sosyal uyumun gerçekleştirilmesi, ASK ile sosyal diyaloğun geliştirilmesi, dünya ticaretinin liberalleştirilmesi ve teknoloji, araştırma ve geliştirmenin özendirilmesi konuları vardır.

Birlik, sosyal politika alanında, temelde iç pazarın işleyişini kolaylaştırmayı, Avrupa işgücünün kapasitesini arttırmayı amaçlayan esnek bir sosyal politikadan yanadır. Avrupa sosyal politikasının, ek ve yararsız baskılar yaratarak işletmelerin rekabet gücü için bir engel oluşturmasından kaygı duymaktadır.

Buna karşılık Konfederasyonlar Birliği, işletmelerin performanslarına katkıda bulunabilecek bir sosyal diyalogtan yanadır. Sosyal politika anlaşmasıyla öngörülen toplu pazarlık dinamiğini benimsemiştir. Ancak, Avrupa toplu pazarlığını sistemleştirme konusundaki istencini ortaya koymamıştır. Toplu

161 Mesut Gülmez, a.g.e., s. 65.

162 Roger Blanpain/Jean-Claude Javillier, Droit du travail communautaire, 2C Edition, LGDJ, Paris,

1995, s. 54; Ayrıca bkz. Etienne Arcq, ‘l’UNICE et la politique sociale communautaire’, Quelle Union sociale europeenne?,Collection dirigee par l’Institut d’etudes europeennes, Editions de Universite de Bruxelles, 1994, s.225-241; Joan Erik Dolvik, L’Emergence d’une ile? La CES, Le dialogue social et l’Europenisation des syndicats dans les annees 90,Institut syndical europeen, Bruxelles, 1999, s. 160- 165.

pazarlığın,Komisyonun özel girişimine bağlı olmasını istemektedir. Başka bir deyişle Birlik, Komisyonun karışması olmaksızın, sosyal ortakların seçtikleri konularda ortak karar alabilecekleri gönüllü toplu pazarlığın gelişmesinden yana değildir.163

Konfederasyonlar Birliğinin, Topluluğun gözönünde bulundurmasını istediği siyasal yönelimlerinden kimileri, 1993 tarihli bir çalışmada şöyle sıralanmıştır:164

• Değişen ve değişmeyi sürdüren emek dünyasında, XXI. yüzyılın gereksinimlerinin öncelenmesi ve bununla bağdaşmayan 1989 Topluluk Şartının, 1950’li ve 60’lı yıllara dönüşü yansıtması;

• Sosyal ve ekonomik politikaların sıkı biçimde birbirine bağlanması, işsizlik sorununu çözmenin tek yolunun, yatırım ve ekonomik büyümeye götüren rekabet gücünü iyileştirmek olması;

• Avrupa’nın çeşitliliğine saygı gösterilmesi, ikincilik ve orantılılık ilkelerine tüm boyutlarıyla saygı duyulması;

• Çalışma ilişkileri alanında Topluluk mevzuatından kaçınılması: Toplu çalışma hakkının, çalışma ilişkisi sistemi gibi üye devletlerin temel sosyal- kültürel özelliklerine çok sıkı biçimde bağlı olması; çalışanlara bilgi verme ve danışma süreçlerinin böyle olması ve uzun bir süreç içinde, üye devletlerin faklı biçimlerde gelişmiş olması;

• Bireysel ve toplu pazarlıkların özerkliğine saygı gösterilmesi; Topluluk yasa koyucusunun, normal olarak bireysel ve toplu pazarlıklarla düzenlenen sorunlardan uzaklaşması; istihdamın içeriğinin belirlenmesi, ücretin saptanması, süre ve izinlerin belirlenmesi, eğitim izinlerinin uygulanması konularında, ücretlilerle işverenler arasındaki doğrudan ilişkilerin, Topluluk düzeyinde düzenlemelere konu olmaması; rolleri Topluluk mevzuatınca belirlenmiş olan sosyal ortaklara danışılması ve ortakların tam anlamıyla görüşme / pazarlık yapabilmesi,Topluluk yasa koyucusunun yerini alabilmesi ve bundan doğan Topluluk kurallarının, ekonomik ve sosyal gerçeklere daha iyi uyarlanmış ve işletmeler için de daha uygun olması;

163 Odile Quintin– Brigitte Favarel–Dagas, L’Europe sociale: Enjeux et realites, La Documentation

française, Paris, 1999, s. 44.

164 Z.J.A. Tyskiewicz, European Social Policy,the Employer’s Wiew, 1993’ten aktaran Roger

• Yönergelerin asıl işlevine geri dönmesi; söz konusu olanın, hedeflerin zorunlu olması, en uygun yöntemi seçmenin ise üye devletlere bırakılması;

• Roma Anlaşmasına öncelik tanınması.

Konfederasyonlar Birliği’nin 2002 başlarında web sayfasında açıklanan on önceliği şöyle sıralanmıştır.165 Avrupa’nın yarışma / rekabet gücünün güçlendirilmesi; iç pazarın tamamlanması ve uygulamaya konulması; sağlıklı bir tek parayla, uzun dönemde Avrupa’nın ekonomik ve parasal istikrarının korunması; dünya ticaretinin liberalleştirilmesi; Avrupa Birliği’nin genişlemesi; özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişmesine zarar veren maliyet ve baskıların azaltılması amacıyla,yasal düzenlemelerin iyileştirilmesi; işletme esprisinin değerinin artırılması ve ekonomik gerçeklere ve yapısal reformlara dayanan sosyal politikaların tanımlanması (daha hafif vergi yasaları,daha etkili kamu hizmetleri ve daha esnek emek piyasaları); hayat boyu yenileşme ve öğrenme.

Bu önceliklerin topluca değerlendirilmesi, ASİKB’in Avrupa Birliğinin Roma Anlaşması yıllarındaki sosyal politika anlayışını benimsediğini ve sürdürmek istediğini ortaya koymaktadır. “Sosyal”, “ekonomik”e oranla ikinci planda kalmakta ve sosyal politikalar “ekonomik gerçekler”e bağımlı tutulmaktadır. Öncelikler arasında “sosyal Avrupa”dan ve “sosyal diyalog”tan hiç sözedilmemiş olması, özel kesim işverenlerinin sözcüsü olan bu Örgütün,1993’teki görüşleri doğrultusunda “Roma yaklaşımı”nı sürdürdüğünü göstermektedir.

Birliğin örgütsel yapısı şu organlardan oluşmaktadır: Başkanlar Konseyi, üye federasyon başkanlarından oluşur. Yılda iki kez toplanan en üst organdır. Başkanı seçer ve genel politikayı belirler. Yürütme Komitesi, üye federasyonların genel yöneticilerinden (yönetim kurulu başkanlarından) oluşur ve yönetim organıdır. Çalışma programını belirler ve uygulamaya konulmasını gözetler. Sürekli Temsilciler Komitesi, Brüksel’deki federasyonların temsilcilerinden oluşur. Genel sekreter ile onbeş günde bir toplanır ve federasyonlar ile sürekli ilişkiyi sağlar. Brüksel’de

165 Mesut Gülmez, Avrupa Birliğinde Sosyal Politika, Türkiye-AB Sendikal Koordinasyon Komisyonu

bulunan Sürekli Sekreterlik, Birliğin gündelik yönetiminden sorumlu olan Genel Sekreterce yönetilir.166