• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği Anlaşmasından Amsterdam ve Nice Anlaşmalarına Kadar Diyalog

ULUSLARARASI SOSYAL DİYALOG UYGULAMALARI 2.1 ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ VE SOSYAL DİYALOG

2.2. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE SOSYAL DİYALOG

2.2.4. Avrupa Birliği Anlaşmasından Amsterdam ve Nice Anlaşmalarına Kadar Diyalog

Avrupa bütünleşmesi tarihinde 1993 yılı; bir yandan tek pazarın uygulanması, Avrupa Birliği Antlaşmasının (ABA) yürürlüğe girmesi, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini kapsayan genişleme vaadinde bulunulması; öte yandan da, Savaş sonrasından beri en katı durgunluğa ve üye devletlerin kamu maliyelerinde ciddi gerilemeye tanık olunması, işlemlerin yeniden yapılanmasının yüz binlerce istihdam kaybına yol açması ve bunu, giderek artan kısmi zaman çalışmanın maskelemesi gibi birçok yönden önem taşımaktadır.

“Avrupa’nın tarihle buluşması”nın gerçekleştiği 7 Şubat 1992 tarihinde Maastricht’te imzalanan ve Danimarka ile İngiltere’de karşılaşılan güçlüklerden sonra 1 Kasım 1993’te yürürlüğe giren Avrupa Birliği Antlaşması, üç Avrupa Topluluğuna dayalı bir Avrupa Birliği kurmuştur. Topluluklardan birinin adı değişmiş, Avrupa Ekonomik Topluluğunun (AET) yerini Avrupa Topluluğu (AT) almıştır.

Avrupa Birliğinin sosyal politika alanındaki kural üretme yetkisi ABA’ya üçüncü Ek Sosyal Politika Protokolü (SPP) ve İngiltere’nin katılmadığı 11’ler Anlaşması (Sosyal Politika Anlaşması, SPA) ile genişletilmiştir. ABA ile aynı tarihte yürürlüğe giren bu belgeler, ABA’nın sosyal alandaki başka bir katkısını oluşturur. Sosyal Politika Anlaşmasının imzalanmasından önceki dönemde, oybirliği kuralı nedeniyle üye devletlerden birinin (işveren örgütlerinin desteklediği ve Topluluğun sosyal yetkilerinin güçlendirilmesine karşı çıkan244 İngiltere’nin) vetosunun, sosyal

Avrupa’ya ilişkin tasarıları başarısızlığa uğratması olanaklıydı ve bu olanak kullanılmıştır.

İngiltere’de bir döneme damga vuran Margaret Thatcher ve J. Major hükümetlerinin karşı çıkması ve imzalamaması nedeniyle ABA’ya konulamayan bu belgeler, 16-17 Haziran 1997 tarihlerinde yapılan Amsterdam doruğundan Tony Blair’in Sosyal Politika Protokolünün Amsterdam Anlaşmasının 117-118. maddelerine konulmasını kabul etmesi üzerine Antlaşma ile bütünleştirilmiştir.

244 Jon Erik Dolvik, L’emergence d’une ile? La CES, Le dialogue social et l’Europenisation des

SPP’nin Antlaşmaya konulmasıyla sosyal politika yeniden “Topluluksallaştırılmış” ve Antlaşmaya aktarılarak sosyal politika protokolü özel statüsü ve böylece de, tutucu İngiltere hükümetlerinin uzun süren engelleme politikası dönemi sona ermiştir.245

2.2.4.1. Sosyal Politika Protokolü ve Antlaşması

Avrupa Birliği Antlaşmasının hazırlanması sırasında, Fransa ve Almanya, ekonomik ve parasal Avrupa Birliği projesine sosyal politika önlemlerinin de eklenmesini istemişlerdir. Belçika ve Danimarka da, sosyal boyutun geliştirilmesini desteklemişlerdir. Bu ülkeler, bir yandan nitelikli çoğunlukla kararın uygulama alanının genişletilmesini, öte yandan da toplu pazarlık uygulamasının güçlendirilmesini öneriyorlardı. Ancak, İngiltere, Topluluğun sosyal politika alanındaki yetkilerinin genişletilmesine kesinlikle karşı çıkmıştır. Bunun üzerine, ATA’nın sosyal politikaya ilişkin kurallarının değiştirilmesini ve Anlaşmaya bir Sosyal Politika Protokolü eklenmesini öngören bir uzlaşma sağlanmıştır.

Avrupa Tek Senedini izleyen yıllarda sosyal Avrupa’yı gerçekleştirmek için atılan adımların en önemlilerinden birini, Maastricht Antlaşmasına Sosyal Politika Protokolünün, bu protokole de Sosyal Politika Antlaşmasının, yani 11’ler Antlaşmasının eklenmiş olmasıdır. Sosyal Politika Antlaşmasının getirdiği temel değişiklerden biri, Topluluk yetkilerinin artırılmasının ve nitelikli çoğunlukla kural üretilecek konuların genişletilmesinin yanı sıra, sosyal ortakların danışma ve toplu pazarlık alanındaki rollerinin de artırılmış olmasıdır.246 Amaç, Topluluk Şartının

gösterdiği yolu izlemek isteyen ve bu amaçla aralarında bir Anlaşma (SPA) kabul eden 11’lere, bu Anlaşmanın uygulamaya konulması için gerekli olan kararları kendi organlarında almak ve uygulamak amacıyla kendilerini ilgilendirdiği ölçüde, Topluluk kurum, yöntem ve mekanizmalarına başvurma olanağı vermektir. İngiltere ve K. İrlanda ise, Komisyonun bu protokol ve anlaşmaya dayanarak yaptığı önerilerin Konseyde görüşülmesine ve kabul edilmesine katılmayacaktır.

245 Wolfgang Kowalsky, La polique sociale europeenne contre I’europessimisme (Çev. Beatrice

Balthazzart), Bruxelles, 2000, s. 60

246 Jon Erik Dolvik, L’emergence d’une ile? La CES, Le dialogue social et l’Europenisation des

Sosyal Politika Anlaşmasının AT Antlaşmasına konulmasının en önemli sonuçlarından biri, sosyal ortaklara Topluluk kurumlarına “koşut olarak” ya da onlarla “yarışarak” kurallar üretme yetkisinin tanınmış olmasıdır.247 Antlaşmanın

getirdiği temel yeniliklerden biri, Topluluk hukukunun kaynaklarına, “Konsey kararıyla yürürlüğe konulan Avrupa toplu iş sözleşmesi” biçiminde nitelendirilen yeni bir araç eklemesidir. Yalnızca toplu pazarlık hakkını tanımakla kalmayan Antlaşma, Avrupa toplu sözleşmelerinin Topluluk hukukuyla bütünleştirilmesi yöntemlerine de yer vermiştir.248 Kısacası, Topluluk hukukunun kaynaklarına, sosyal ortakların

iradesinden doğan “sözleşmesel” nitelikli yeni bir kaynak türü eklenmiştir. Sosyal diyalog çerçevesinde imzalanan Avrupa toplu anlaşmalarının yasal / bağlayıcı metinlere dönüştürülmesinin öngörülmesiyle, Bakanlar Konseyi, kural üretici tek aktör olma özelliğini yitirmiştir ve işlevi, emek ve sermayenin başlıca aktörlerinin kabul ettikleri metni onaylamakla sınırlı bir nitelik kazanmıştır.249

1970’li yıllardan beri süregelen ve değişik aşamalardan geçerek ATS ile kurumsallaşan sosyal diyalog sürecinin uzun ve yavaş evrimi, Avrupa toplu pazarlıklarının yolunu açan ve böylece Topluluk hukukuna “sözleşmesel mevzuat” eklenmesine olanak sağlayan SPA’nın Antlaşmaya konulmasıyla sonuçlanmıştır.

Sosyal Politika Anlaşmasının iki hedefi vardı: Yönergeler kabul edilmesini kolaylaştırmak ve sosyal diyaloğu güçlendirmek. ATS’nin ilk kez kurumsallaştırdığı sosyal diyalog ile ilgili düzenlemeye, sözleşmesel boyutun “anlaşmaları da kapsadığı” eklenmiş ve yasal yönteme bir seçenek olarak sosyal ortaklar toplu anlaşmalar bağıtlamaya özendirilmiştir. Komisyon da, ETUC, UNICE ve CEEP'i Avrupa düzeyinde temsil yeteneği bulunan mesleklerarası örgütler olarak tanımış ve bunun ölçütlerini belirlemiştir.

İmzalayan 11 üye devlet için bağlayıcı olan Sosyal Politika Anlaşması ile sosyal politika ve sosyal diyalog alanında yeni bir evreye geçilmiştir. Bir yandan, daha önce oybirliği gerektiren kimi konularda nitelikli çoğunlukla kural üretme

247 Wolfgang Kowalsky, La polique sociale europeenne contre I’europessimisme (Çev. Beatrice

Balthazzart), Bruxelles, 2000, s. 66

248 Eliane Vogel – Polsky, “Maastricht au lo voie etroite du social”. Quelle Union sociale europeenne?,

s. 82 ve 92

249 Wolfgang Kowalsky, La polique sociale europeenne contre I’europessimisme (Çev. Beatrice

olanağı getirilmiş, öte yandan da sosyal ortaklara Avrupa düzeyinde toplu anlaşmalar / sözleşmeler bağıtlama olanağı sağlanmıştır. Konseyin, emek dünyasına ilişkin kararları alması kolaylaştırılmış ve sosyal ortakların karar sürecine katılımı kurumsallaştırılmıştır. Topluluk sosyal hukukunun "yasal" yöntemin yanı sıra "sözleşmesel" yöntemle de geliştirilmesine olanak sağlanmıştır.

Sosyal politikaya ilişkin konularda kural üretme açısından üçlü bir ayrım yaparak, oybirliği ve nitelikli çoğunluk gerektiren konular ile üye devletlerin yetkisine bırakılan konuları belirleyen Sosyal Politika Anlaşması, Topluluğun kaynak hukuku alanına girer. Ulusüstü düzeyde Topluluk kurallarının gelişmesinde bir esin kaynağı oluşturan250 Anlaşma, iki temel yenilik getirmiştir. Birincisi, bir dizi konuda nitelikli

çoğunluğa başvurulmasını öngörmüş olmasıdır, İkincisi de, Topluluk düzeyinde sosyal diyaloğu düzenlemiş olmasıdır.251 Anlaşma, sosyal diyaloğun işlev ya da türlerinden ikisine ilişkin düzenleme yaparak, sosyal ortaklara danışmayı ve Topluluk düzeyinde toplu pazarlığı özendirmiştir. Sosyal alanda kurallar üretilmesinde, kimi Topluluk kurumlarına (örneğin Avrupa Parlamentosu ile Ekonomik ve Sosyal Komiteye) oranla sosyal ortaklara üstün bir rol tanımıştır. Anlaşma, parlamenter ağırlıklı bir çıkarların temsili biçiminden, sosyal ortakların daha çok öne çıktığı bir temsil biçimine geçilmesini sağlamıştır.252

Sosyal Politika Anlaşmasının 1. maddesi, Topluluğun sosyal konularda yetki alanını genişletmiştir. Ancak bu yetki, üye devletlerle paylaşılmıştır. Sosyal Politika Anlaşmasının 1. maddesinde (eski m. 117; AA, m.136), Avrupa Sosyal Şartı ile Topluluk Şartında açıklanan sosyal hakların bilincinde oldukları belirtilen Topluluk ve üye devletler İçin Anlaşmanın uygulamaya konulmasıyla gerçekleştirilecek altı “sosyal hedef”ten birinin “sosyal diyalog” olduğunu yinelemiştir.

Amsterdam Antlaşması, yürürlüğe girdiği tarihe değin, İngiltere dışında 14 üye devlete uygulanan Sosyal Politika Anlaşmasını Antlaşmaya koyarak, ona

250 Wolfgang Kowalsky, La polique sociale europeenne contre I’europessimisme (Çev. Beatrice

Balthazzart), Bruxelles, 2000, s. 35-41

251 Jean Degimbe, La politique sociale europeenne, du Traite du Rome au Traite d’Amsterdam, Institut

syndical europeen, Bruxelles, 1999, s.34

252 Janine Goetschy, “Quel avenir pour le dialogue social interprofessionnel europeen apres