• Sonuç bulunamadı

AVRUPA KURULTAYI VE AVRUPA İÇİN BİR ANAYASA OLUŞTURAN ANTLAŞMA TASLAĞI

Belgede AB HUKUKU Ders Notları (sayfa 30-48)

AB içi tartışmalar, Nice Antlaşması ile getirilen düzenlemelerin 27 üyeli Birlik ve daha sonraki genişleme dalgaları sonucunda üye sayısı artan bir AB’nin etkin işleyişine izin vermeyeceği yolunda olmuştur. Nice Antlaşması ile yeterince çözümlenemediği düşünülen tartışmalı kurumsal konuların ise, AB Anayasası’nı hazırlamak üzere bir araya gelen 105 üyeli

“Avrupa’nın Geleceği Kurultayı’nın on altı aylık çalışması ile oluşturulan taslak AB Anayasası’nın, Hükümetlerarası Konferans sonucunda son halini alması ile çözümlenmesi görüşü benimsenmiştir.

Genişleme ve ekonomik bütünleşme sürecini büyük ölçüde başarıyla tamamlayan Avrupa Birliği için siyasal bütünleşmeyi sağlayacak, birçok farklı antlaşmanın ortaya çıkardığı karmaşayı önleyecek bir anayasanın artık kaçınılmaz bir hale geldiği düşüncesinden hareketle Devlet ve Hükümet Başkanları Nice Zirvesi’nde (Aralık 2000) Birliğin geleceği üzerine daha geniş ve daha derin bir tartışmanın başlatılması ve kurucu antlaşmaların daha ciddi biçimde revize edilmesi konusunda görüş birliğine varmışlardır. Nice Antlaşması’na ekli 23 numaralı “Birliğin Geleceği Üzerine Deklarasyon” da bu süreç için 3 aşama öngörülmüştür:

a) Birinci aşamada açık bir tartışma ortamı oluşturulacak ve buna her kesimden kişi ve kuruluşların katılması sağlanacaktır.

b) İkinci aşama 2002-2003 yıllarını kapsayacak ve bu aşamanın uygulama şekli Aralık 2001’de toplanacak Laeken Zirvesinde belirlenecektir.

c) Üçüncü aşamada ise kurucu antlaşmalarda yapılacak değişikliklere karar verilmesi için 2004 ’te Hükümetlerarası Konferans toplanacaktır.

23 Numaralı Deklarasyon ele almacak dört ana konuyu şu şekilde sıralamıştır:

a) Subsidiarite (Katmanlı Yetki) ilkesine uygun olarak Birlik ve üye ülkeler arasındaki yetki ve sorumluluk alanlarım daha kesin bir şekilde netleştirmek ve bunun sürdürülmesini temin etmek, b) Nice Zirvesinde kabul edilen Temel Haklar Şartı’nın statüsünün belirlenmesi,

c) Antlaşmaların daha iyi anlaşılmaları için anlamları değişmeden nasıl sadeleştirileceği, d) Ulusal Parlamentoların AB çatısı altındaki rollerinin ne olacağı konusu.

31 Öngörüldüğü gibi 15 Aralık 2001 tarihli Laeken Zirvesine kadar açık tartışma süreci tamamlanmış, bu Zirvede Devlet ve Hükümet Başkanlrın tarafından “Avrupa Birliği’nin Geleceğine İlişkin Deklarasyon” kabul edilmiştir. Bu deklarasyonla Birliğin daha demokratik, daha saydam ve daha etkin olması ve Avrupa yurttaşları için bir Anayasa hazırlanması yönünde karar alınmıştır.

AB liderleri, Laeken Zirvesi’nde tarihinin en büyük genişleme dalgasına sahne olan 2004 öncesi AB’nin geleceğini tartışmak, AB mevzuatını basitleştirmek ve birleştirmek, en önemlisi bir AB Anayasası hazırlamak üzere Nice Zirvesinde kararlaştırıldığı üzere bir Kurultay oluşturmuşlardır. Kurultayın başkanlığına eski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing, yardımcılığına ise Giuliano Amato ve Jean-Luc Dehaene getirilmiştir. Laeken Deklarasyonu’na göre Kurultayın başlangıç tarihi 28 Şubat 2002, bitiş tarihi ise Mart 2003 olarak belirlenmiştir.

Verilen bu tarihe uygun olarak Kurultay, çalışmalarına, 28 Şubat 2002 de başlamıştır.

AB, Anayasa hazırlığı konusunda daha önceki kurucu Antlaşmaların aksine bu defa farklı bir yol takip ederek, kurullar, komisyonlar yerine mümkün olduğunca demokratik bir platform kurmaya çalışmıştır. Kısaca Avrupa Kurultayı adı verilen platforma üye ülke temsilcileri, Avrupa Parlamentosu üyeleri, ulusal parlamento üyeleri, AB Komisyonu temsilcileri ile aday ülkelerin temsilcileri katılmıştır. Ayrıca Ekonomik ve Sosyal Komite, Bölgeler Komitesi, AB Ombudsmam, ve sosyal ortaklardan belirli sayıda gözlemci davet edilmiştir. Sonuçta, 105 üyeli Kurultay 2002 Mart ayında çalışmalarına başlamış ve on altı ay sonra çalışmalarını tamamlamıştır. Taslağın, Birliğin tanımına, ilkelerine ve kurumlarına ilişkin hükümlerin yer aldığı I. Bölümüyle, Temel Haklar Şartı’nın yer aldığı II. Bölümü, Kurultay Başkanı tarafından 20 Haziran 2003’te Selanik Zirvesinde Devlet ve Hükümet Başkanlarına sunulmuştur. Taslağın III. ve IV. Bölümlerinin de 27 Haziran 2003 itibariyle yazımı tamamlanmıştır.

Kurultayın çalışma şekli itibariyle yukarıda da bahsedildiği gibi üç evre tasarlanmıştır;

dinleme evresi, karar verme evresi, teklif verme evresi. Son evre bittikten soma ortaya taslak bir anayasa metni çıkmış ve ortaya çıkan bu belge Anayasa Taslağı olarak kabul edilmiştir. Kurultayın çalışma usulü Avrupa Birliği açısından oldukça önemli bir yenilik yaratmıştır. Daha önce hiçbir hükümetlerarası konferanstan önce üye ülkelerin bir tartışma evresi olmamıştır. Kurultay, üye ülkelerin dışında sivil toplum örgütlerinin de Birliğin geleceği konulu forum da aktif olarak katılmalarını temin etmiştir.

Kurultayın görevleri üç ana bölümde toplanmıştır:

a) Vatandaşlara AB tarzı ve kurumlarına yaklaştorılması,

b) Genişleyen AB’de politikanın ve Avrupa politik alanının düzenlenmesi, c) AB’nin yeni dünya düzeninde model ve istikrar unsuru haline getirilmesi.

Yukarıda sayılan görevlerini yerine getirmek için Kurultay çalışmalarını şu alanlarda yoğunlaştırmıştır:

• Birlik ile üye ülkelerin yetkilerinin netleştirilmesi ve tanımı;

32

• Kumcu anlaşmalarının birleştirilmesi, basitleştirilmesi ve tüzel kişiliğin Birliğe devredilmesi;

• Birliğin politika araçlarının basitleştirilmesi. Bu çerçevedeki konular yasal düzenlemelerle yürütme önlemlerinin ayrımı, yasal düzenleme türlerinin sayısının azaltılması, çerçeve yasalara daha fazla önem verilmesi gibi konular;

• Birliğin demokratik tabiatını, şeffaflığını ve etkinliğini artırmak için AB kurumlarının işleyişinin daha şeffaf ve anlaşılabilir hale getirilmesi, karar alma mekanizmalarının kolaylaştırılması, AB tasavvurunun meşruiyetinin artırılması için ulusal meclislerin katkılarının yoğunlaştırılması.

Bu ilkeler doğrultusunda çalışmalarına devam eden Kurultay, on altı ayda 27 kez toplanarak çalışmalarını tamamlamış ve 21-22 Haziran 2003 tarihinde Selanik’te yapılan Zirve’de

“Avrupa İçin Bir Anayasa Oluşturan Antlaşma Taslağı” (kısaca Anayasa Taslağı) sunulmuştur.

Anayasa taslağında, Avrupa Birliğinin temel belgeleri olan Roma, Maastricht, Amsterdam, Nice Antlaşmalarındaki Birliğin amacı, yetki alanları ve politikaları yeniden şekillendirilmeye çalışılmıştır.

Ancak, Selanik Zirvesinde herhangi bir uzlaşma sağlanamamıştır. Bir sonraki Zirve olan ve 12-13 Aralık 2003 tarihlerinde yapılan Brüksel Zirvesi’nde de, AB Anayasa Taslağı üzerinde uzlaşıya varılamamıştır. Anayasa Taslağı üzerinde uzlaşı, bazı değişikler ile ancak İrlanda Dönem Başkanlığı sırasında 17-18 Haziran 2004 Brüksel’deki Hükümetlerarası Konferans’ta mümkün olmuştur.

Anayasa Taslağının Yapısı

Dört ana bölüm ve 448 maddeden oluşan Anayasa Taslağı’nın I. Bölümü;

Birliğin tanımı ve amaçları, temel haklar ve Birlik vatandaşlığı, Birliğin yetkileri, Birliğin kurumları, Birlik yetkilerinin kullanılması, Birlik üyeliği gibi dokuz farklı başlıktan oluşmaktadır.

II. Bölüm, Anayasa Taslağına dâhil edilip edilmeyeceği konusunda Nice Zirvesinde üzerinde yoğun tartışmalar yaşanan Birliğin Temel Haklar Antlaşmasını düzenlemektedir.

III. Bölüm’de Birliğin Politikaları ve İşleyişi düzenlenmiştir.

IV. Bölüm ise Genel ve Nihai Hükümlerden oluşmaktadır. Bu bölümde ilk olarak Anayasa ile daha önceki kumcu antlaşmaların yani ATA ile AB Antlaşması’nın yürürlükten kaldırıldığı belirtilmektedir. Bu Anayasa ile kurulan “Avrupa Birliği” Avrupa Birliği Antlaşması tarafından kurulan “Avrupa Birliği” ve Avrupa Topluluğu’nun yerine geçecektir. (IV-437. madde).

Bu bölümlerin dışında, Avrupa için bir Anayasa Oluşturan Antlaşma’ya eklenecek toplam 36 Protokol, 2 Ek ve Hükümetlerarası Konferansın Nihai Belgesine ve Nihai Belgeye eklenecek 50 deklarasyon mevcuttur.

33 Anayasa Taslağı ile Kurumsal Anlamda Yapılması Öngörülen Değişiklikler

Taslak Anayasa’da kurumsal anlamda önemli değişiklikler yapılmıştır. Öncelikle asli kurumlar olarak nitelendirilen kurumlarda bir değişikliğe gidilmiştir. ATA’nın 7. maddesinde belirtilen 5 kurumdan biri olan Sayıştay asli kurumlar arasından çıkarılmıştır. Bunun yerine aşağıda belirtildiği gibi Avrupa Konseyi asli kurum olarak Taslağın 1-19. maddesinde Birliğin kurumları başlığı altında zikredilmiştir. Sayıştay Taslak’ta “diğer kurumlar ve danışma birimleri”

başlığı altında kendine yer bulabilmiştir. Anayasa Taslağında Adalet Divanı ile ilişkili önemli değişiklik olmamıştır.

- Avrupa Konseyi

Taslağın 1-21. maddesinde düzenlenen Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyine “Avrupa Konseyi” adı ile kurum statüsü verilmiştir. AB Zirvelerinin giderek güçlenmesi sonucu yapılan bu değişiklik Zirvelerin kurumsal bir yapıya kavuşturulması amacı taşımaktadır. Avrupa Konseyi, üye devletlerin Hükümet veya Devlet Başkanları ile kendi Başkanından ve Komisyon Başkanından oluşur. Birlik Dışişleri Bakanı Avrupa Konseyi toplantılarında yer alır. Daha önce yılda iki kez yapılan Zirve toplantılarının aksine Avrupa Konseyi artık yılda dört kez toplanacaktır. Değişiklik bununla kalmayıp 1-22. maddede “Avrupa Konseyi Başkanlığının ihdas edilmesiyle daha iddiah bir hale gelmiştir. Bu maddeye göre Avrupa Konseyi kendi Başkanını 2,5 yıllık bir dönem için nitelikli çoğunlukla seçer. Bu süre bir kez uzatılabilir. Bu madde ile dönem başkanlığı da kaldırılmıştır. 6 ayda rotasyon usulüyle değişen dönem başkanlığı sistemi AB’nde sürekliliğin sağlanmasını ciddi olarak engel olmaktaydı.

- Komisyon

Avrupa Komisyonunun yapılanması Konvansiyon sürecinde çok tartışılan konulardan birisi olmuştur.

17-18 Haziran 2004 tarihinde İrlanda Dönem Başkanlığı sırasında yapılan Brüksel Zirvesinde, Anayasa Taslağı Hükümetlerarası Konferansta yapılan değişikliklerden sonra kabul edilmiştir.

Son haliyle Komisyon, Taslağın 1-26. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, Anayasa’nın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk dönemde (5 yıl) Komisyonda her üye ülkeden bir Komiser bulunacaktır. Sonraki dönemler için (2014 sonrası) Komiser sayısı Avrupa Konseyi bu oranı oybirliği ile değiştirmediği sürece üye ülke sayısının 2/3 oranında olacaktır. Yani 30 üyeli Birlikte Komiser sayısı 20 olacaktır.

- Avrupa Parlamentosu

Anayasa Taslağının 1/20. maddesine göre Parlamento Konseyle birlikte ortak yasama organıdır.

Avrupa Parlamentosu üye sayısı 750 olarak belirlenmiştir. Ayrıca her üye devletten en az 6 milletvekili seçilmesi öngörülmüş ve hiçbir üye ülkeden 96’dan fazla milletvekili seçilemeyeceği karara bağlanmıştır.

34 - Konsey

Bakanlar Konseyi ile ilgili ilk belirtilmesi gereken nokta daha önce Avrupa Topluluklarında

“Konsey” olarak belirtilen kurumun adının Anayasa Taslağı’nın I-23. maddesinin başlığında görüleceği gibi “Bakanlar Konseyi” olarak değiştirilmesidir. Taslağın I-24. maddesinde Bakanlar Konseyi’nin oluşumlarının sayısının azaltıldığım dikkat çekmektedir. Bundan böyle Bakanlar Konseyi’nin Genel İşler Konseyi, yasama fonksiyonunu icra edecek Konsey, Dışişleri Konseyi ve ECOFIN (Ekonomi ve Maliye) gibi oluşumları söz konusu olacaktır.

- Birlik Dışişleri Bakanı

Anayasa Taslağı’nda kurumsal yapı ile ilgili olarak teklif edilen önemli reformların bir diğeri de AB Dışişleri Bakanlığının kurulmasının öngörülmesidir. Avrupa Birliği böylece ortak dış ve güvenlik politikasındaki eksikliğini önemli ölçüde azaltmayı planlamaktadır. Taslak Anayasa’mn I-28. maddesi Birlik Dışişleri Bakam’na ilişkin düzenlemeler içermektedir. Buna göre Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlığı, hem Avrupa Komisyon Başkan yardımcısı hem de Dışişleri Bakanları konsey başkanı olacaktır. Bu şekilde ODGP konusunda Birliğin Komisyon dolayısıyla yaşadığı sorunların en aza indirgenmesi planlanmaktadır.

- Adalet Divanı

Anayasa Taslağı Adalet Divanına ilişkin de değişiklikler yapmıştır. I/29. maddeye göre Adalet Divanının yeni adı Avrupa Birliği Adalet Divanı olmuştur (ABAD). ABAD, Adalet Divanı, Yüksek Mahkeme ve Uzmanlaşmış Mahkemelerden oluşacaktır. Adalet Divanı’nda her üye devletten bir yargıç bulunacaktır. Taslağın I-29/2 de Yüksek Mahkeme’de ise her üye devletten en az bir üye bulunur ifadesiyle Yüksek Mahkeme’de yargıç sayısının daha fazla olabilmesinin yasal altyapısı oluşturulmuştur.

- Nitelikli Çoğunluk Konusunda Yapılan Değişiklikler

Kurumsal yapı ile ilgili son değişiklik nitelikli çoğunlukla ilgilidir. Anayasa Taslağı’nın I-25.

maddesinde düzenlenen nitelikli çoğunluğa göre alınacak olan bir karar en az 15 üye olmak üzere Konsey üyelerinin %55’i ile Birlik nüfusunun %65’ini temsil etmelidir. Böylece Taslakta Amsterdam Antlaşması’ndan bu yana seslendirilen çifte çoğunluk (üye devlet sayısı + toplam nüfus) yönünde tercihini kullandığını söylemek yanlış olmaz. Konsey Komisyon’un ya da Birlik Dışişleri Bakanının bir teklifi dışında bir karar alacağı zaman (örneğin içişleri ve adalet alanında, ortak dış ve güvenlik politikası vb. durumlarda) bu oran üye sayısının %72’i ve Birlik nüfusunun

%65’i olmak zorundadır. Nitelikli çoğunlukta karar engel sayısı da en az 4 üye olarak kabul edilmiştir.

Nitelikli çoğunluk ile ilgili bu düzenleme hem Bakanlar Konseyi’nde yapılan oylamalarda hem de Avrupa Konseyinde yapılan oylamalarda geçerli olacaktır.

35 Anayasa Taslağında Yapılan Diğer Önemli Değişiklikler

Kurumsal anlamda yukarıda zikredilen önemli değişiklikler ve düzenlemelere ilaveten Anayasa Taslağı farklı birçok düzenlemeler yapmıştır. Bunların en dikkat çeken konuların başında yasama faaliyetlerine ilişkin düzenlemeler gelmektedir. I. Bölüm V. Başlıkta Birliğin yasal düzenleme tekniklerinin neler olacağı da açıklanmıştır (md. 1-33). Bu maddeye göre yasama faaliyetleri 6 yasal araç eliyle gerçekleştirilecektir. Bunlar Avrupa yasası, Avrupa çerçeve yasası, Avrupa tüzüğü, Avrupa kararı, tavsiye ve görüştür. Bunun dışında üç sütunlu yapının kaldırılması da önemli değişiklik olarak kayda geçmiştir.

Birlik Üyeliğinden Çekilme ve Üyeliğin Geçici Olarak Askıya Alınması

Anayasada ilk defa Birlik üyeliğinden çekilme düzenlenmiştir. Taslağın 1-60. maddesine göre herhangi bir üye ülke kendi anayasal gereklerine uygun olarak Avrupa Birliği’nden çekilme kararı alabilir. Bu durumda Birlik çekilme ile ilgili gerekli düzenlemeleri belirleyen bir anlaşma yapar. Bu anlaşma Birlik adına AP’nin onayı alındıktan sonra nitelikli çoğunlukla hareket eden Bakanlar Konseyi tarafından yapılır. Ancak çekilme talebinde bulunan üye devletin temsilcisi bu konu ile ilgili olarak Avrupa Konseyi ve Bakanlar Konseyi’nde yapılan tartışma ve kararlara katılamaz. Birlik’ten çekilen bir üye yeniden katılmak isterse Birlik üyeliğine başvuruda bulunmak için gerekli koşullar ve prosedürü düzenleyen I-58. madde hükümlerine tabi olacaktır.

Anayasa Taslağının Akıbeti

AB liderleri Anayasa taslağını, 2,5 yıl süren yoğun tartışmaların ardından 17-18 Haziran 2004’de Brüksel’de yapılan 2 günlük Zirve toplantısında kabul etmiştir. Dönem başkanı İrlanda'nın Başbakanı Bertie Ahem uzlaşmayı “Avrupa için çok büyük bir başarı olarak”

nitelemiştir".

Ancak Fransa ve Hollanda’da 2005 yılında yapılan referandumlarda ret oyu çıkmasıyla Anayasa yasal niteliğe kavuşmadan rafa kaldırılmıştır.

LİZBON (Reform) ANTLAŞMASI Lizbon Antlaşması Hazırlık Süreci

Fransa ve Hollanda’da 2005 yılında yapılan referandumların ardından Avrupa Anayasası’nın reddedilmesi, Anayasa’nın onay sürecini askıya almıştır. Buna bağlı olarak Avrupa Anayasası’nın içerdiği, AB karar alma süreçlerinde yaşanan problemlerin çözümüne yönelik gerekli reformların uygulanmasının da önü tıkanmıştır.

36 2007 Ocak ayında Almanya'nın AB Dönem Başkanlığını alması, özellikle Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in ısrarlı çabaları sonucunda Avrupa Anayasası’nın yerini alacak Lizbon (Reform) Antlaşması tekrar gündeme gelmiştir.

2005’te Avrupa Anayasası’nın Fransa ve Hollanda tarafından reddedilmesinden sonra AB,

“Avrupa vatandaşlarının Avrupa projesi ile bağlarını tekrardan kurmak ve Avrupa'nın geleceğine karar vermek amacıyla” düşünme sürecini başlatmıştır. Her ne kadar burada amaç referandumların ardından yaşanan Anayasa krizine çözüm bulabilmek olsa da, Mart 2007’ye gelindiğinde Angele Merkel düşünme sürecinin bittiğini açıklamasına rağmen Anayasal kriz hala çözümsüzlüğünü korumaya devam etmekteydi.

AB’nin Mart 2007 Berlin’de gerçekleşen 50. yıl kutlamalarında, reddedilen AB Anayasası ve AB içerisinde tartışma yaratan konulara çok fazla değinilmemiştir. Fakat kutlamaların ardından imzalanan Berlin Deklarasyonu ile her ne kadar Avrupa Anayasası ve Birlik içersindeki tartışmalara üstü kapalı olarak yer verilse de Haziran 2009 Parlamento seçimlerinden önce Avrupa yapılanmasına hız kazandıracak hamlelerin acilen gerçekleştirilmesi gereği öngörülmüştür. Bu noktada Angela Merkel, 2007’nin Ocak ayında aldığı AB Dönem Başkanı sıfatıyla, Roma Antlaşması’nın 50. yıl kutlamalarında yaptığı konuşmada, Anayasa’nın reddi sonrasındaki süreçte Avrupa'nın kurumsal yapısının güçlendirilmesinin zorunluluğunu şu şekilde ifade etmiştir:

“...Avrupa'nın iç yapısı 27 AB ülkesini içine alacak şekilde tekrar gözden geçirilmelidir.

AB genişlemektedir ve genişleyen AB kurumlarının daha etkin, demokratik ve şeffaf şekilde işlemesi şarttır. Bu anlamda kurumsal alanda reform öngören Avrupa Anayasası’nın uygulanamaması AB için hayal kırıklığıdır. AB, kendi içerisinde anayasal reformlarını gerçekleştirmeli ve bu noktada Berlin Deklarasyonu yol göstericidir...’’

Berlin Deklarasyonu ardından, İtalyan İçişleri Bakam Giuliano Amato tarafından yürütülen, siyasilerin ve AB kurumlarında çalışan üst düzey görevlilerin de aktif olarak yer aldıkları Amato Grubu yeni bir anayasal doküman oluşturmak amacıyla çalışmalara başlamıştır.

Bu grup yasal olarak Komisyon Başkanı Barroso tarafından da desteklenmiştir. Grubun amacı, AB içerisinde yapılması zorunlu reform çalışmalarını masaya yatıracak olan Haziran 2007 Avrupa Konseyi Zirvesi’nden önce Zirve’ye yön verecek anayasal nitelikte bir doküman hazırlamaktır.

Sonuç olarak Avrupa Anayasası’nın tekrar gözden geçirerek 50 sayfa ve 70 maddeden oluşan yeni reform dokümanım 4 Haziran 2007'de sunmuşlardır.

Amato Grubu’nun öne sürdüğü çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Avrupa Anayasası’na oranla minik bir antlaşma niteliği taşıyan doküman, Avrupa Anayasası’nın I. ve IV. bölümlerinin temel kurumsal reformlarını tekrar ele alır. Bununla beraber, mevcut AB antlaşmalarına teknik düzenlemeler getiren ve Avrupa politikalarını ele alan iki de protokol içermektedir. Temel kurumsal reformların yanı sıra Konsey’deki yeni oylama sistemi, “bakan” referansı yapılmadan AB Dışilişkiler makamının oluşturulması Avrupa Anayasa’nın II. Bölümü olan Temel Haklar Bildirgesi’ne atıf yapılmakta, Avrupa Anayasası’nın giriş kısmı ve tüm anayasal sembollerin kullanımı kaldırılmaktadır.

Amato Grubu’nun hazırladığı bu doküman temelde AB’nin, vatandaşlarıyla daha fazla yakınlaşmasını ele alır. Bununla beraber bu doküman 21-22 Haziran Avrupa Konseyi Zirvesi’nde

37 reform anlaşmasının takviminin de belirlenmesini hedeflemiştir. 21-22 Haziran Avrupa Zirvesi’ne bakıldığında da sorunun ivedilikle çözümü için 23 Temmuz’da yeni bir Hükümetler arası Konferans’m (HAK’ın), Avrupa Anayasası’nın yerini alacak yeni bir reform metni hazırlaması amacıyla toplanmasına karar verilmiştir.

21-22 Haziran 2007’de AB üyesi devletlerin Hükümet veya Devlet Baş- kanlan Brüksel’de Avrupa Konseyi Zirvesi’nde bir araya gelmişlerdir. Zirvede, 2005’te Hollanda ve Fransa’da yapılan referandumlar sonrasındaki süreçte yaşanan belirsizlikler ele alınmıştır. AB Dönem Başkam Almanya'nın konuya ilişkin olarak hazırladığı II sayfalık rapor ışığında, AB’nin karar alma süreçlerine ve kurumsal yapısına ilişkin gerekli reformlar tartışılmıştır. Sonuç Zirve’de AB liderleri bu kurumsal reformların yolunu açacak (HAK) direktifi (mandate) üzerinde uzlaşmayı sağlamışlardır.

Buna göre, 23 Temmuz’da çalışmalara başlayacak olan HAK, 2007 ayında üzerinde anlaşma sağlanacak şekilde yeni bir metin hazırlayacak ve 2009 Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde de Reform Antlaşması onaylanacaktır. Zirvede 2007’nin 2. döneminde (1 Temmuz 2007’den itibaren) AB Dönem Başkanlığı’m ele alacak Portekiz’e 2007 yılı Temmuz ayı sona ermeden HAK’ı başlatmak için gerekli acil adımların atılması ve HAK’m başlama tarihi 23 Temmuz’da HAK’a sunulmak üzere Taslak Antlaşma hazırlaması yönünde çağrıda bulunulmuştur.

Söz konusu HAK, 27 üye ülkenin hukukçuları AB kurumlanndan yetkililerin katılımıyla 23 Temmuz 2007’de Taslak Antlaşmayı tartışmak ve hukuki bazı düzenlemeler yapmak amacıyla çalışmalarına başlamıştır. Biraraya gelen hukukçular rafa kaldırılan Avrupa Anayasası’nın yerini almaya aday Reform Antlaşması üzerinde 3 Ekim 2007’de uzlaşarak, çalışmalarını tamamlamışlardır. Daha sonrasında, 19 Ekim 2007’de AB Dönem Başkam Portekiz’in başkenti Lizbon’da toplanan gayrı resmi zirvede AB üyesi ülkeleri liderleri Taslak Reform Antlaşması üzerinde mutabakat sağlamış, 14 Aralık 2007 tarihinde de mevcut antlaşmalar üzerinde düzenlemeler yapan Lizbon Antlaşması imzalanmıştır.

Üye devletler, iç hukuklarına uygun olarak parlamentolarında ya da referandum yoluyla Antlaşmayı onaylamaya başlamışlardır. İrlanda Ekim 2009’daki ikinci referandum sonucu

Üye devletler, iç hukuklarına uygun olarak parlamentolarında ya da referandum yoluyla Antlaşmayı onaylamaya başlamışlardır. İrlanda Ekim 2009’daki ikinci referandum sonucu

Belgede AB HUKUKU Ders Notları (sayfa 30-48)