• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliğinin Ar-Ge Faaliyetlerine Yönelik Gelecek Stratejisi

2.8. AB’de Vergisel Teşviklerin Değerlendirilmesi ve Teşviklerin Etkinliği

2.8.2. Avrupa Birliğinin Ar-Ge Faaliyetlerine Yönelik Gelecek Stratejisi

Avrupa Komisyonu’nun 2006 Nisan konsey toplantısında AB’de yeni innovasyon çabalarının desteklenmesi ve çalışmaların hızlandırılması hedeflenirken bu çalışmaların hızlandırılması üzerinde yoğun tartışmalar ortaya çıkmıştır. Gerek AB düzeyinde gerek- se Ulusal Düzeyde araştırma ve innovasyon performansının arttırılması için Lizbon Stratejisi çerçevesinde özellikle belli komisyonların oluşturulması konusunda ilerleme sağlanması benimsenmiştir. Oluşturulan komisyonların hazırlamış olduğu rapor sonuç- larına bakıldığında yenilikçi mal ve hizmet piyasalarının oluşturulmasına yönelik olarak yeni finansal yapılar ve insanların, para ve kurumların mobilitesinin arttırılmasına yöne- lik önlemlerin alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bu çerçevede AB üyesi ülkelerde uy- gulanan Ar-Ge politikalarının yakınlaştırılması konusunda bir Araştırma ve Yenilik Paketi oluşturulması ihtiyacı vurgulanmıştır. Bu çerçevede geniş bir toplum önderleri- nin katılımıyla oluşturulacak insiyatif ile bu konunun zaman geçmeden oluşturulması yönünde çabaların geliştirilmesi önerilmiştir. Bu çerçevede raporun önerileri şu şekilde- dir138:

137 OECD (2002c), Science, Technology and Industry Outlook 2002. Abstract at http://www.oecd.org/document /19/0,2340,en_2649_37417_1962451_1_1_1_37417,00.html.

138 European Commision, Creating an Innovative Europe Report of the Independent Expert Group on R&D and Innovation appointed following the Hampton Court Summit, http://europa.eu.int/invest-in-research/.

• Avrupa’da Araştırma ve İnnovasyon’a yönelik yatırımlar önündeki engellerin kaldırılması sağlanarak, iş dünyasının yenilikçi-kardeş piyasaların sağlanmasına yönelik çabalar geliştirilmelidir.

• Yeniliklere yönelik devlet düzenlemeleri, standartlar, kamusal destekler, ente- lektüel mülkiyet haklarına yönelik bir yenilik kültürünün yaratılması sağlanmalıdır. Özellikle Avrupa düzeyinde e-sağlık, e-ilaç sanayi, e-enerji, e-çevre, e-ulaştırma, e- lojistik, e-güvenlik vb gibi konularda stratejik bir işbirliği geliştirilmesi yönünde çalış- malar yapılmalıdır.

• Avrupa düzeyinde Lizbon stratejisi çerçevesinde Ar-Ge ve innovasyon faali- yetlerine yönelik % 3’lük hedefe aşamalı bir biçimde ulaşılması için bilimsel çalışmalar endüstri ilişkisinin kurulmasına yönelik çabalar arttırılmalıdır. Ar-Ge faaliyetlerinin verimliliği arttırılmalıdır.

• İnsan kaynakları, finansal kaynakların mobilitesi arttırılarak bilgi temelli eko- nomik bir alt yapı oluşturulmalıdır. Organizasyonları ve bilgi araçlarının mobilitesi için Avrupa teknoloji platformu oluşturulmalıdır. Ar-Ge faaliyetlerine yönelik tüm kaynak- ların arttırılması gerekmektedir. Avrupa değerlerinin oluşturulması ve yeni bir sosyal yapının oluşturulması için bir paradigma değişimine ihtiyaç vardır.

Buraya kadar yapmış olduğumuz araştırma Avrupa ve Amerika’da Ar-Ge faaliyet- lerine yönelik teşviklerin çeşitlenerek gelişmekte olduğu görülmektedir. Bu gelişmeler ülkemiz açısından da önem kazanmaktadır. Özellikle eğitimli nüfusun gelişmesi ve bilgi teknolojilerine yönelik yatırımlar orta ve uzun dönemde milli geliri arttırmaktadır. Do- layısıyla gelişmer dikkate alınarak ülkemizdeki Ar-Ge alt yapısının incelenmesi ve bu faaliyetlere yönelik vergisel teşviklerin teşvik sistemi içerisindeki yerinin tespit edilmesi önemlidir. Bundan sonraki bölümde Türkiye’de Ar-Ge faaliyetlerine yönelik teşvikler incelenecektir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE ARAŞTIRMA GELİŞTİRME HARCAMALARINA YÖNELİK VERGİSEL TEŞVİKLER VE TEŞVİKLERİN ETKİNLİĞİ

Son 20 yılda dünyanın birçok yöresinde ulaşım, iletişim, elektrik ve elektronik sistemlerde yeni teknolojilerden yararlanmak o kadar hızlı ve büyük değişimler oluş- turmuştur ki,dünyamız adeta küçük bir küresel köy haline dönüşmüştür. Teknolojik ge- lişmelerin temel amacı az harcama ile kısa zamanda çok iş yaparak işletme karını mak- simize etmektir.Teknolojik gelişmeler nedeniyle dünyanın tek pazar haline dönüşmesi ve teknolojik gelişmeler iç dinamiği olan bilgi üretimi sanayi devriminin bitmesi ve bilgi devriminin başlamasına neden olmuştur. Artık, girişimciler yüksek teknolojiye dayalı üretken yatırımlara yönelmişler ve dünya için üretimi amaçlar olmuşlardır. Dün- ya için üretim, yenilikçi teknolojilere dayanmakta, yenilikçi teknolojide yenilikçi dü- şünceye ve problem çözme gibi beyin gücüne gereksinme duymaktadır. Bu nedenle yenilikçi ekonomik anlayışa bilgi ekonomisi ya da bilgi devrimi adı verilmekte- dir.Globalleşen yeni ekonomi anlayışının tek itici gücü ve onu ayakta tutan tek desteği süratle değişen ve gelişen yenilikçi teknolojidir. Teknolojik gelişmeler içeren uğraşılar ise bir bütün olarak Ar-Ge çalışmalarıdır. Bu çalışmamızda ülkemizin söz konusu olan bilgi devriminin neresinde yer alabildiğinin sorusu genel hatlar halinde yanıtlanmak istenmiştir. Bu konudaki teşviklerin yeterliği de irdelenmeye çalışılmıştır.

3.1.Teknolojik Gelişmeler ve Teknolojik Gelişmelerin Ekonomik ve Mali Ya- pılar Üzerindeki Etkisi

Ekonomik değişimin itici gücü teknolojik yenilikler olmuştur. Teknolojik yenilik- ler sayesinde insanlar, tarım toplumundan da sanayi toplumuna sanayi toplumundan ise bilgi toplumuna geçiş yapmayı başarmışlardır. Bilgi toplumunun temel çabası ise, Araş- tırma-Geliştirme (Ar-Ge) ve innovasyon adı verilen kavramın içinde yoğunlaşmaktadır. Teknoloji, ekonomik ilişkileri, toplumların sosyal yapısını çok yakından etkilemekte ekonomik refahını artırmaktadır. Bu nedenle ülkeler arasında ekonomik gelişmenin en önemli dinamiği olan teknolojik yarış baş döndürücü bir biçimde gelişmektedir. Tekno- lojik yarışta üstünlük sağlayan ülkeler ekonomide "lider" durumuna girmektedir. Tekno- lojik gelişmeler o kadar çok hızlanmıştır ki izlenme imkanı kalmamıştır. Geleneksel

teknoloji anlayışı yerini "High-Tech" anlayışına bırakmıştır. Yüksek teknoloji anlayışı mikroelektronik, enformasyon teknolojileri, nano-teknoloji, bio-teknoloji gibi alanlara bırakmıştır.Teknolojik rekabet stratejileri de, bağımlı, fırsatları izleme, taklitçi, yenilikçi olabilmektedir.Ülkemizde henüz yüksek teknoloji anlayışının tamamen benimsendiği söylenemediği gibi rekabet stratejisi yenilikleri çok yakından takip eden ortaya çıkan yenilikleri endüstriye adapte etmeye çalışan ve yeni teknolojileri teşvik etme biçiminde- dir. Temel amacın yeni teknolojiler konusunda ülkemizi rekabette geri bırakmayacak alanlarda yeni yatırımların geliştirilmesi ve yeni teşvik sisteminin geliştirilmesi hedef alınmalıdır.

Araştırma, bilinmeyeni bilmeye, öğrenmeye yönelik yapılan bilimsel-teknolojik faaliyetlerdir. Geliştirme ise, mevcut bilgiyi ya da teknolojiyi yeni düzenlemelerle daha iyiye doğru yönlendirme faaliyetidir. Araştırma-geliştirme bilimsel ve teknik bilgi biri- kimini artırmak amacıyla sistematik bir temele dayalı olarak yürütülen yaratıcı çaba ve bu bilgi birikiminin yeni uygulamalarda kullanımıdır. Rekabet üstünlüğü sağlayan dün- ya işletmelerinin bu üstünlüklerinin güç kaynağı hiç şüphe yoktur ki Ar-Ge'ye yaptıkları yatırıma bağlıdır. Ülkemizin teknolojik yarışta çok arkalarda kalması istenmiyor ise sadece Ar-Ge çalışmalarına önem ve öncelik verilmemesi ileri teknoloji araştırma alan- larında çalışacak iş gücüne de öncelik ve önem verilmesi gerekmektedir.Araştırmacı iş gücü, nitelikli bir iş gücüdür. Yetiştirilmesi, kendi araştırma arzusu yanında ayrı bir öze- nin gösterilmesini gerektirmektedir. Yetiştirilmesinde yurt içi, yurt dışı lisans üstü mas- tır ya da doktora düzeyinde bilgi kazandırılması zorunludur.Ülkemizde Ar-Ge çalışma- larının bir kısmı üniversite bir kısmı kamu kuruluşları bir kısmı da özel sektör tarafın- dan yürütülmektedir. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerine göre, 1995 yılında yapı- lan Ar-Ge çalışmalarının % 69'u üniversiteler, % 7'si kamu kuruluşları, % 24'ü özel te- şebbüs tarafından yapılmıştır. Özel teşebbüsün Ar-Ge çalışmalarına gereken önceliği ve önemi verdiği söylenemez. Ar-Ge çalışmalarının özellikle araştırmacı "iş gücü" yetişti- rilmesi işleri üniversitelere düşmektedir. Türkiye'nin Ar-Ge harcamalarının gayrisafi milli hasılaya oranı da binde 40 civarındadır ve çok yetersizdir.Çalışan iş gücü içinde 10.000 kişide sadece 7-8 kişi Ar-Ge çalışmalarında görev almış bulunmaktadır.Bu oran da özellikle yarışı önde götüren ülkelere oranla çok düşük düzeydedir.