• Sonuç bulunamadı

5. MEDYA MÜLKİYETİ VE SAHİPLİK DENETİMİ

5.1. Avrupa Birliği Ülkelerinde Medya Sahipliği Düzenlemeleri

5.1.1. Avrupa Birliği’nin Medya Politikası

Avrupa Birliği’nin medya tarihi, 1980 sonrası büyük bir değişim ve dönüşüm içerisine girmiştir. Bu tarihten önce tamamen bir devlet faaliyeti olarak görülen medya, özellikle soğuk savaşın yumuşaması ile birlikte ABD’de gelişme gösteren neo-liberal politikaların bir getirisi olarak serbestleşme ve özelleşme uygulamaları ile değişmeye başlamıştır. Bu değişimde 1974 yılında meydana gelen petrol krizinin yarattığı ekonomik bunalım da etkili olmuştur. Böylece, Avrupa’da medya sektöründe kamu hizmeti yayıncılığı tekeli kırılmış ve ticari televizyonlar kurulmaya başlamıştır (Moralı, 2008: 33-37).

Avrupa Birliği’nde yaşanan serbestleşme hareketi, üye ülkelerin her birinde farklı tarihlerde ve farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır. Bu serbestleşme politikaları, Fransa ve İngiltere’de 1980 sonrasında birbirine paralellik gösterecek biçimde aynı zamanda yaşanırken, diğer ülkeler ve özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde komünist rejimin de etkisiyle ancak 1990’lardan sonra hız kazanmıştır. Serbestleşmeyi gecikmeli olarak yaşayan ülkelere İngiltere rol model olmuştur. Bu bağlamda, ilk olarak ve aynı dönemde serbestleşme politikalarına geçmiş olan İngiltere ve Fransa’nın incelemeye alınması uygun görülmüştür.

20. yüzyılın son çeyreğinde medya sektöründe meydana gelen bu hızlı dönüşüm, Avrupa Birliği’nin medya alanında belli başlı düzenlemeler ve ilkeler

99

uygulamaya iten nedendir. Özellikle görsel medya üzerinde yoğunlaşan bu ilkeler, aşağıdaki amaçlar çerçevesinde şekillendirilmiştir.

1. Avrupa Birliği’nde çoğulculuğun, kültür ve dil çeşitliliğinin korunması: 1993 yılında Maastricht Anlaşması ile 1957 Roma Anlaşmasına eklenen 151. gereğince görsel-işitsel medya sektörü liberal-demokratik değerleri göz önünde bulundurarak Avrupa çoğulculuğunun ve kültürünün yayılması ve gelişmesinin bir kurumu olarak nitelendirilmiş ve gerekli düzenlemeler için Avrupa Birliği kurumları yetkilendirilmiştir (Kutay ve Özçeri, 2006: 21-22).

2. Avrupa Birliği’nde televizyon ve sinema eserlerinin desteklenmesi ve korunması: Avrupa Birliği’nde televizyon ve sinema yayıncılığını geliştirmek ve ABD ile rekabet eder bir hale getirmek amacıyla Avrupa Komisyonu’nun oluşturduğu MEDIA programı, 1991 yılından günümüze kadar gerçekleştirdiği MEDIA I, MEDIA II, MEDIA Plus/ MEDIA Training, I2I Audiovisual ve son olarak MEDIA 2007 projeleri ile 2013 yılına kadar 1.5 milyar Euro’yu aşan bir bütçe ile

destek vermektedir (http://ec.europa.eu/culture/media/programme/overview/index_en.htm).

3. Kişisel verilerin ve reklamcılık alanındaki ortak kurallarla tüketicinin korunması: İnsanların güvenli bir şekilde yeni hizmet ve ürünlere ulaşmasını sağlamak amacıyla reklam ve sponsorluk gibi araçların düzenlenerek piyasada adaletli rekabet yapılmasının sağlanması çalışmalarıdır.

Avrupa Birliği medya sektörünün gelişmesini sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği bütün girişimlerinde kültürel değerlerin korunmasını ön planda tutarak serbest piyasa ekonomisinin gelişimine olanak verecek ve uluslararası düzeyde rekabete katılabilecek bir medya sektörü oluşturmak amacını taşımaktadır. Bunun için Avrupa Birliği’nde medya mevzuatının temel hukuksal ilkeleri ve kaynakları şu şekildedir:

1. İfade ve iletişim özgürlüğü: Roma’da 1950 yılında imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 10. Maddesi’nde ifade ve iletişim özgürlüğü yer almaktadır. Avrupa Konseyi bünyesinde yapılan bu düzenleme, Avrupa Birliği hukukunun bir parçası olmamasına rağmen Avrupa Birliği medya sektörü

100

düzenlemelerinin birçoğunda bu maddeden faydalanılmıştır. 2000 yılında Avrupa Birliği Nice Zirvesi’nde kabul edilen Avrupa Temel Haklar Bildirgesi’nin (ATHB) 11. Maddesi de benzer bir şekilde AİHS’nin 10. Maddesi’ne dayanmaktadır. Bu maddeler (Kutay ve Özçeri, 2006: 17-18);

“Madde 10: İfade Özgürlüğü (AİHS)

1. Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir.

2. Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir. Madde 11. - İfade ve haber alma özgürlüğü (ATHB)

1. Herkes, ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ulusal sınırlarla kısıtlanmaksızın bir görüşe sahip olma, haber ve düşünceleri elde etme ve bunları ulaştırma özgürlüğünü içerir.

2. Basının özgürlüğü ve çoğulculuğuna saygı gösterilmelidir.”

2. Fikir ve sanat eserlerinin serbest dolaşımı: Avrupa Birliği’nin medya politikaları, sektörü iç Pazar kuralları çerçevesinde ele alan bir piyasa olarak kabul etmektedir. Bu konuda Avrupa Birliği düzenlemesine temel teşkil eden ilke, 1957

tarihli Roma Anlaşmasının tek pazara ait hükümleridir

(http://www.eurotreaties.com/rometreaty.pdf, 1. ve 2. Bölümler: 4-7).

3. İletişim hakkı: iletişim özgürlüğünün sağlanması ve tüm bireylerin iletişim süreçlerine erişimini sağlamak için kamu hizmeti yayıncılığından faydalanılmaktadır. 1997 yılında Amsterdam Anlaşması’na yapılan ek bir protokolde belirli ihtiyaçların karşılanmasında kamu hizmeti yayıncılığının medyada çoğulculuğun korunmasına katkı yaptığı belirtilmiş ve tek pazar koşullarında rekabetin bozulmadan, devletin kamu hizmeti yayıncılarını destekleyebileceği vurgulanmıştır (Kutay ve Özçeri, 2006: 20).

101

Avrupa Birliği görsel-işitsel medya mevzuatının temel hukuksal ilkeleri ve kaynaklarına ek olarak yayıncılık faaliyetlerini doğrudan düzenleyen Avrupa Birliği’ni kuran anlaşmalar ile birlikte, Avrupa Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi (2007/65/EC) ve Elektronik Haberleşme Çerçevesi (2002/21/EC) düzenlemeleri kapsamında ele alınan İleri Televizyon Standartları Yönergesi (1995/47/AT) incelenmesi gereken metinlerdir.

5.1.1.1. Avrupa Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi (2007/65/EC)

Özellikle 1980 yılı sonrası ortaya çıkan değişimlerle birlikte ABD’nin medya konusunda AB’nin ilerisinde yer almaya başlaması ve teknolojik gelişmelerle birlikte radyo ve televizyon yayınlarının erişimlerinin kolaylaşması sonucunda doğan hak ihlalleri, Avrupa’yı tüm üye ülkeleri kapsayacak şekilde bir medya düzenlemesi yapmaya itmiştir.

1984 yılında Avrupa Komisyonu tarafından özellikle kablo ve uydu yayıncılığında ortak bir Pazar kurulması amacıyla “Yeşil Belge” yayınlanmıştır. Bu belge, Avrupa televizyon piyasasının gelişmesini Roma Anlaşması’nda belirtilen özgürlükleri uygulayabilmek ve tek bir pazar oluşturabilmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca yine bu belgede medyanın yakınsama sürecinde yeni hizmetleri sunabilmek için altyapı piyasalarında serbestleşme faaliyetlerinin sağlanması için değişik politikalar üretilmiştir (Avrupa Komisyonu, 1984).

Avrupa Birliği Komisyonu tarafından ilk defa 1984 yılında yayınlanan “Yeşil Belge” 1989 yılında Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Yönergesi (ASTY) 89/552/EEC tüm Avrupa ülkeleri için bağlayıcı bir düzenleme olarak temel alındı. Bu yönerge ile birlikte, kamuya iletilen bütün medya biçimlerini kapsayacak şekilde düzenlemeler oluşturuldu. Aynı zamanda azınlık haklarının ve tüketicinin korunması tüketicilerin toplum açısından önemli olaylara erişimi ve Avrupa eserlerinin uluslararası rekabet koşulları içinde yer alabilmesi için teşviki gibi üye ülkeler arasında uyumu kolaylaştıracak düzenlemeler yapılmıştır (Avrupa Komisyonu, 1989).

1997 yılında yürürlüğe giren yönerge sadece televizyonu kapsamaktadır. 21. yüzyıl ile birlikte medya sektörünün gerek tanım, gerekse içerik olarak büyük bir değişime uğraması sonucunda yürürlükte olan yönergenin televizyon hizmetleri

102

tanımıyla karşılanamayacağı anlaşılmıştır. Bu nedenle 2002 yılında yönerge için verilen revizyon önerisi kapsamında 2007 yılında yeni düzenleme Avrupa Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi (AGMHY) kabul edilmiştir.

Bu yönerge ile birlikte, görsel işitsel medya düzenlemeleri bütün teknolojileri kapsayacak şekilde ele alınmıştır. Bundan sonra internet, mobil telefon ve televizyon gibi teknolojik araçların hepsi ortak kurallar çerçevesinde düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bununla beraber, medya servis sağlayıcılarının tanımlanması ve hak ihlallerinde olası denetlemeler engelli insanların medya hizmetine erişimi, çocukların korunması, reklam ve promosyon hizmetleri ticari iletişim için gerekli olan kalite düzeyi gibi konular da yönergede yer almıştır.

Bu düzenlemelere ek olarak, AGMHY yönergesinin gerekçe kısmında serbest pazar kurallarının ve medya çoğulculuğunun önemine yer veren ifadeler kullanılmıştır. Özellikle bu bölümde medya çoğulculuğunun 1, 3, 6, 28, ve 65. ile açıkça desteklenmesi gerektiğine dair fikirler yer alırken, yönergenin içeriğinde yoğunlaşmanın önlenmesi ya da medyada çoğulculuğun sağlanmasına ilişkin herhangi bir ifade bulunmamaktadır. Yönergenin gerekçe kısmında yer alan bu maddeler (Official Journal of European Union, 2007: 27- 35):

“Madde 1: Görsel işitsel medya hizmetleri iletişiminde meydana gelen yeni teknolojiler yapısal değişimin etkisi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşması, iş modelindeki teknolojik gelişmeler, ticari yayıncılık finansmanı ve Avrupa bilgi teknolojileri ile medya endüstrisi hizmetlerindeki rekabet için gereken koşullar, kültürel ve dilsel çeşitliliğe saygı da göz önünde bulundurularak düzenleyici çerçevenin uyumlulaşmasını öngörmektedir.

Madde 3: Görsel işitsel medya hizmetleri hem ekonomik hem de kültürel hizmetlerdir. Demokratik toplumlarda özellikle haber alma özgürlüğünün, düşünce çeşitliliğinin ve medya çoğulculuğunun güvence altına alınması ile eğitim ve kültür için artan önemi, bu hizmetler için özel düzenlemeler uygulanmasını zorunlu kılmaktadır.

Madde 6: Televizyon ve gelişmekte olan diğer görsel işitsel medya hizmetleri özellikle küçük ve orta ölçekli kurumlarda önemli iş alanları yaratırken ekonomik gelişime de katkı sağlamaktadır. Bu yüzden görsel işitsel medya hizmetleri için gerçek bir Avrupa pazarı ve eşit rekabet koşullarının önemi göz önünde bulundurularak pazarın şeffaflığını sağlamak ve pazara girişteki engelleri ortadan kaldırarak serbest rekabet ve eşit koşullar gibi temel prensiplere saygı gösterilmelidir.

Madde 28: Güçlü, rekabetçi ve bütün bir Avrupa görsel işitsel medya endüstrisi geliştirmek ve Avrupa Birliği ülkelerinin hepsinde medya çoğulculuğunu

103

artırmak için bilgi çoğulculuğu Avrupa Birliği’nin temel ilkesi olmalı ve medya hizmeti üzerinde sadece bir üye devletin yargı yetkisi olmalıdır.

Madde 65: Üye devletler, bu yönergenin şeffaf ve tarafsız bir biçimde uygulanması için kendi hukuksal yapıları ve yetkili bağımsız düzenleyici kurumların sorumluluklarına göre uygun araçları seçebilirler. Bununla birlikte, üye devletler tarafından tercih edilen araçlar medyada çoğulculuğun gelişimine katkıda bulunmalıdır.”

5.1.1.2. İleri Televizyon Standartları Yönergesi (1995/47/AT)

Teknolojik gelişmeler beraberinde sayısallaşma eğilimini de getirmiştir. Bu eğilim Avrupa’da sayısal yayına geçiş sürecinde kendisini hissettirmiş ve sayısal yayıncılık piyasasında televizyon kuruluşlarının yararlanacağı rekabete açık serbest piyasa şartlarının oluşması için 1995 yılında İleri Televizyon Standartları Yönergesi kabul edilmiştir.

Bu yönerge, 2002 yılında evrensel hizmet ve verilerin korunması, erişim, yetkilendirme ve bağlantı gibi konuları ele alan “Yeni Elektronik Haberleşme Çerçevesi” düzenlemeleri ile birlikte güncellenen dört yönergeden biri olarak “Elektronik Haberleşme Şebekeleri ve İlgili Tesislere Erişim Yönergesi 2002/20/EC” (Official Journal of European Union, 2002) adını almıştır. İlgili yönerge ile analogdan sayısala geçiş stratejileri ve şartlı erişim koşullarının belirlenmesine ilaveten teknik erişim ve iletişim şebekelerinin sahipliği gibi konular, pazar gücü ve medya piyasası tanımlamaları, rekabet hukuku kuralları ve ortaya çıkabilecek bütün sorunların serbest piyasa ekonomisi koşullarında çözümlenmesi gibi konular ele alınmıştır.