• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği Anayasası Taslağı’nda Din İle İlgili Maddeler

4. AVRUPA BİRLİĞİ VE DİN

4.2. Avrupa Birliği’nde Din ve Dinî Yapı

4.2.2. Avrupa Birliği Anayasası Taslağı’nda Din İle İlgili Maddeler

Avrupa  Birliği  kapsamında,  bir  anayasa  oluşturmak  amacıyla  Nice  Anlaşması’nı  takiben,  Aralık  2001’de  Laeken’de  düzenlenen  Avrupa  Konseyi  zirvesinde  anayasaya  ilişkin  bir  deklarasyon  yayınlanmıştır.  Avrupa  Birliği’nin  geçmişten  bugüne  tüm  anlaşmalarını  bir  metinde  toplayan  ve  önerileri  ele  alan  delegeler,  ‘taslak’  bir  anayasa  üzerinde  uzlaşmışlar  ve  Anayasa  üzerindeki  son  rötuşların,  25  AB  üyesi  temsilcilerinden  oluşan  uluslararası  bir  konferansa  bırakılması  kararlaştırmışlardır.  28  Şubat  2002  tarihinde  AB  Anayasası  taslağını  oluşturmak  üzere  105  üyeli  “Avrupa’nın  Geleceği  Kurultayı”  toplanmıştır.  Kurultay, 16 aylık bir  dönemin sonunda çalışmalarını tamamlamış ve taslak metni  Hükümetler  arası  Konferans’ta  görüşülmek  üzere  AB  Dönem  Başkanlığı’na  sunmuştur.  

Avrupa  için  bir  Anayasa  oluşturan  Antlaşma  Taslağı,  17‐18  Haziran  2003  tarihlerinde  Brüksel’de  gerçekleştirilen  Zirve  sonunda  kabul  edilmiştir.  AB  Anayasası,  üye  ve  aday  ülke  liderleri  tarafından  Roma’da  imzalanmış  böylece  29  Ekim  2004  tarihinde  son  şeklini  almıştır.  AB  Anayasası,  Avrupa  Birliği  üye  ülkelerinin siyasi bir birlik kurma yolunda attıkları en önemli adımı teşkil etmekte  ve AB’nin temelini oluşturan kurucu antlaşmalar ile bugüne kadar onları değiştiren  tüm antlaşmaları tek ve yeni bir metinde bütünleştirmektedir.  

12  Ocak  2005  tarihinde  Avrupa  Parlamentosu  tarafından  kabul  edilen  Anayasa’nın  yürürlüğe  gireceği  tarih  olarak  Anayasal  Anlaşma’da  1  Kasım  2006  belirtilmiştir.  Ancak  Anayasa’nın  yürürlüğe  girebilmesi  için  tüm  üye  ülkeler  tarafından onaylanması gerekmektedir. Hâlihazırda, üye ülkeler, kendi Anayasaları  tarafından  belirlenen  sisteme  göre  –parlamento  veya  referandum  kanalıyla‐  onay  sürecini  sürdürmektedir.  Ancak,  üye  devletlerden  birinin  dahi  Anayasal  Anlaşma’da belirtilen tarihe dek onaylamaması halinde yürürlüğe giremeyecek olan  AB Anayasası zorlu bir onay süreci geçirmektedir. Özellikle, Fransa ve Hollanda’da  gerçekleştirilen  referandumlarda  çıkan  “hayır”  kararı  olumsuz  etki  yaratmıştır.  Bu  durum  karşısında,  16‐17  Haziran  2005  tarihlerinde  Brüksel’de  düzenlenen  AB 

Hükümet  ve  Devlet  Başkanları  Zirvesi’nde,  AB  Anayasası  onay  sürecine  ilişkin  olarak, referandumlardan çıkan “hayır” sonuçlarının üye ülkeler arasında “domino  etkisi”  yaratmasını  önlemek  için  onay  sürecine  bir  yıl  ara  verilmesine  karar  verilmiştir.  İngiltere,  İrlanda,  Portekiz,  Danimarka,  Çek  Cumhuriyeti  ve  Slovenya  karara uygun olarak onay sürecini dondururken, G. Kıbrıs ve Lüksemburg gibi bazı  üyeler süreci durdurmayarak AB Anayasasına onay vermiştir. 

Avrupa  için  bir  anayasa  oluşturan  antlaşma  taslağı  13  Haziran  ve  10  Temmuz  2003  tarihlerinde  Avrupa  Konvansiyonu  tarafından  uzlaşma  ile  kabul  edilmiş  ve  (18  Temmuz  2003)  Romaʹda  Avrupa  Konseyi  Başkanı’na  sunulmuştur  (Scheltema vd., 2004: 40). 

Taslağın Önsözü 

Birliğin  önemli  bir  dönüm  noktasından  geçmekte  olduğunu  göz  önünde  bulunduran  Avrupa  Konseyi,  14  ‐  15  Aralık  2001  tarihlerinde  Belçikaʹnın  Laeken  şehrinde  düzenlen  toplantısında,  Avrupa  Konvansiyonuʹnu  Avrupaʹnın  Geleceği  üzerinde  toplanmaya  davet  etti.  Konvansiyon’dan  üç  temel  konuya  ilişkin  Birliğin  yanıt  verebilmesi  için  önerilerde  bulunması  istendi.  Bunlar:  vatandaşların  Avrupa  projesi  ve  Avrupa  kurumlarına  daha  fazla  nasıl  yakınlaştırılabileceği;  politika  ve  Avrupa siyasi alanının genişlemiş Avrupa Birliğiʹnde nasıl düzenleneceği ve Birliğin  yeni  dünya  düzeninde  nasıl  istikrar  sağlayıcı  bir  etken  ve  model  haline  dönüşeceğiydi. 

Konvansiyon, Laeken bildirgesinde yer alan sorulara, yanıtlar belirlemiştir:  ‐Birliğin  ve  Üye  Devletlerin  yetkilerinin  daha  iyi  ayrıştırılması  önerilmektedir; 

‐Antlaşmaların  birleştirilmesi  ve  Birliğe  tüzel  kişilik  tanınması  tavsiye  edilmektedir; 

‐Birliğin faaliyet araçlarının basitleştirilmesi sağlanmaktadır; 

‐Ulusal  parlamentoların  Avrupa  projesinin  meşruluğuna  katılımını  geliştirerek  ve  Avrupa  kurumlarının  işleyişini  daha  şeffaf  ve  anlaşılır  kılarak 

Avrupa  Birliği’nin  demokratiklik,  şeffaflık  ve  etkinliğini  artıracak  önlemler  önerilmektedir; 

‐Özellikle  genişlemenin  sonuçlarını  dikkate  alarak  üç  kurumun  her  birinin  rolünü geliştirecek ve etkililiğini artıracak önlemler önerilmektedir. 

Laeken  bildirgesinde  ayrıca,  Antlaşma’ların  basitleştirilmesinin  ve  yeniden  düzenlenmesinin bir anayasa metninin kabul edilmesini sağlayıp sağlamayacağı da  sorulmuştur. Konvansiyonʹun görüşmeleri, son olarak 13 Haziran 2003 tarihli nihai  oturumda  geniş  uzlaşmayla  kabul  edilen  Avrupa  için  Bir  Anayasa  Oluşturan  Antlaşma taslağıyla sonuçlandı. 

Avrupa İçin Bir Anayasa Oluşturan Antlaşma Taslağı Giriş 

Avrupa  kıtasının  uygarlığın  beşiği  olduğunun;  ilk  çağlardan  bu  yana  art  arda  dalgalar  halinde  bu  kıtaya  gelen  sakinlerinin,  hümanizmin  temelindeki  değerleri, yani kişilerin eşitliği, özgürlük, usa saygı duyma değerlerini yavaş yavaş  geliştirdiklerinin bilincinde olarak, 

Geçmişten bugüne, bireyin merkezi rolüne, dokunulamaz, elinden alınamaz  haklarına ve yasaya saygı duymaya yönelik anlayışı ile değerleri her zaman toplum  yaşamının  özünde  yer  alan,  Avrupa’nın  kültürel,  dini  ve  insani  mirasından  ilham  alarak, 

En zayıfı ve en yoksunu da dahil olmak üzere, tüm sakinlerinin iyiliği için,  bütünleşmiş Avrupa’nın bu uygarlık, ilerleme ve refah yönünde yol alma niyetinde;  kültüre, öğrenmeye ve toplumsal ilerlemeye açık bir kıta olarak kalma isteğinde ve  kamu  yaşamının  demokratik  ve  şeffaf  yapısını  geliştirme  ve  tüm  dünyada  barış,  adalet ve dayanışma için gayret gösterme arzusunda olduğu inancıyla, 

Avrupa  halklarının,  kendi  ulusal  kimliklerinden  ve  tarihlerinden  gurur  duyarak, geçmişteki bölünmelerini aşmaya ve her zamandan daha yakın bir şekilde,  ortak bir kaderi paylaşmaya kararlı olduklarına kani olarak, 

Bu  şekilde  “kendi  çeşitliliğinde  birleşmiş”  olan  Avrupa’nın,  her  bir  bireyin  haklarına  gereğince  saygı  göstererek  ve  gelecek  nesillerle  Yeryüzüne  yönelik 

sorumluluklarının farkında olarak, onun insanlık umudunun özel bir alanı olmasını  sağlayan bu büyük girişimi sürdürme yönündeki en iyi fırsatı sunduğuna inanarak, 

İyi  ve  gereken  biçimde  kurulmuş  tüm  yetkilerini  karşılıklı  birbirine  teslim  eden  Avrupa  Ülkeleri  ve  vatandaşları,  onlar  adına  bu  Anayasa’yı  hazırlamaları  dolayısıyla  Avrupa  Konvansiyonu  üyelerine  şükran  duyarak,  aşağıdaki  şekilde  anlaşmışlardır:(  Avrupa  İçin  Bir  Anayasa  Oluşturan  Anlaşma  Taslağı,  Brüksel  18  Temmuz 2003) 

Din ve İnanç ile ilgili maddeler şu şekildedir: 

Madde 51: Kiliselerin ve dini cemaatlerin statüsü 

1.Birlik,  Üye  Devletlerde  bulunan  kiliselerin  ve  dini  örgütlerin  veya  toplulukların ulusal yasa çerçevesindeki statülerine saygı gösterir ve ihlal etmez.  2.Birlik, felsefi ve dini cemaatlerin statülerine karşı eşit ölçüde saygılıdır.  3.Bu kiliselerin ve örgütlerin kimliklerinin ve özel katkılarının farkında olan  Birlik, bunlarla açık, şeffaf ve düzenli diyalogunu sürdürür.  Madde II‐10: Düşünce, vicdan ve inanç özgürlüğü  1.Herkes düşünce, vicdan ve inanç özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, tek  başına  ya  da  başkalarıyla  birlikte  topluluk  halinde  ve  herkesin  önünde  veya  özel  olarak,  din  ya  da  inanç  değiştirme  özgürlüğünün  yanı  sıra,  ibadette,  öğretimde,  uygulamada  ve  törenlerde  dinini  veya  inancını  açıkça  ortaya  koyma  özgürlüğünü  de içerir. 

 

Madde II‐14: Eğitim hakkı 

1.Herkes  eğitim  görme  hakkı  ile  mesleki  ve  sürekli  eğitime  erişebilme  hakkına sahiptir. 

2.Bu hak, ücretsiz zorunlu eğitim alma olanağını da içerir. 

3.Demokratik  ilkelere  gereken  saygı  gösterilerek  eğitim  kurumları  kurma  özgürlüğüne  ve  ebeveynlerin  kendi  çocuklarının  eğitimi  ve  öğretimini  kendi  dini,  felsefi  ve  eğitim  kanaatlerine  uygun  şekilde  sağlama  haklarına,  söz  konusu  özgürlüğü ve hakkı yönlendiren ulusal yasalara uygun olarak saygı gösterilecektir. 

Madde II‐21: Ayrım yapmama 

1.Cinsiyet, ırk, ten rengi, etnik veya toplumsal köken, genetik özellikler, dil,  din veya inanç, siyasi veya herhangi başka bir görüş, bir ulusal azınlığın üyesi olma,  mülkiyet,  doğum,  özür,  yaş  veya  cinsel  tercih  gibi  gerekçelere  dayanan  her  türlü  ayrımcılık yasaklanmıştır. 

2.Anayasanın  uygulanması  kapsamında  ve  Anayasanın  belirli  hükümlerini  ihlal etmeyecek şekilde, milliyete dayanan her türlü ayrımcılık yasaklanmıştır. 

Madde II‐22: Kültür, din ve dil çeşitliliği 

Birlik, kültür, din ve dil çeşitliliğine saygı gösterecektir.  Madde III‐3 

Birlik,  cinsiyet,  ırk  veya  etnik  köken,  din  ya  da  inanç,  özürlülük,  yaş  veya  cinsel tercihe dayalı ayrımcılığa karşı savaşmayı amaçlayacaktır. 

Madde III‐8 

Anayasa’nın  diğer  hükümlerini  ihlal  etmeyecek  şekilde  ve  Anayasa  tarafından  Birlik’e  verilen  yetkiler  dâhilinde,  bir  Avrupa  yasası  veya  Bakanlar  Konseyi’nin  çerçeve  yasası,  cinsiyet,  ırksal  ya  da  etnik  köken,  din  veya  inanç,  özürlülük, yaş veya cinsel tercih gerekçelerine dayanan ayrımcılıkla savaşılması için  gereken  tedbirleri  alabilir.  Bakanlar  Konseyi,  Avrupa  Parlamentosu’nun  rızasını  aldıktan sonra oybirliğiyle hareket eder ( EUreligionlaw, 2007).