• Sonuç bulunamadı

VII. Bellek Teorileri

VII.4. Negatif Bellek

1.3. Dengbêjlik Geleneği ve Dengbêjlik Geleneğini Besleyen Kaynaklar

1.3.5. Atışma

“Avêtin ber hev”12

[birbirinin önüne atmak] olarak adlandırılan atışma geleneği dengbêjlik gelenekleri arasında bulunmaktadır. Atışma yapacak dengbêjlerin pratik zekâ ve hazır cevap bir özeliğe sahip olmaları gerekir. Atışmada esas olan unsur aynı konuda kalıp, tekrara düşmeden sürdürmektir. Tekrara düşen, aynı makamı sağlayamayan, sesi kısılan dengbêjler yenilmiş sayılır. Kazanana belli bir ödül tanımlanmamıştır. Ancak ağa, mir ve paşaların dengbêjlerinin üstün gelmeleri için teşvik edici hediyeleri sunduğu zamanlar da olmuştur.

Öz’e göre, dengbêjlikte ustalaşan kişiler, “qewlik” adını verdikleri ve taşlama içeriği olan atışmalarda bulunduklarını belirtmektedir. Atışmada ustalaşan kişilerin “qewlikbêj” (Öz, 2003: 99) olarak adlandırıldıklarını belirterek bir nevi bu yeni adla bir ayrıcalık kazanmaktadırlar. Ancak bu ad sadece Kars ve Iğdır çevresinde kullanılmakta olup, genel bir kullanıma dönüşememiştir.

19. yüzyıl dengbêjlerinden Evdalê Zeynikê ile Gulê ve Evdalê Zeynikê ile Şêx Silê’nin atışmaları günümüze kadar dengbêjler aracılığıyla ulaşmıştır. Atışma, bir dengbêjin başka bir dengbêji alt etmek için ve belli bir makama bağlı kalarak düzenledikleri bir yarıştır. Asıl amaç bir dengbêjin başka bir dengbêje üstünlüğünü göstermek, toplumda kendini saydırmak, onur elde etmek gibi amaçlarla karşısındakini sınamak, yoklamak veya yarış yapmaktır. Atışma yoluyla bir dengbêj karşısındaki dengbêje yergi, hiciv, alay ve iğneleyici laflarla saldırır.

12 Atışma karşılığı olarak kimi dengbêjler “avêtin ber hev” demekte kimi ise “çixandin” olarak

Divanlarda bir yarıştan ziyade aynı nakarat/bağlama ya da ayağa bağlı kalmak kaydıyla bütün dengbêjler sırayla birer bent söyler. Bu şekilde en son kalan dengbêj galip gelmiş sayılır. Bu tarz yarışma her divanda yapılmasına rağmen belli bir atışma hüviyeti kazanmamıştır.

Günümüzde bir dengbêjin başka bir dengbêji alt etmek için giriştiği mücadele birbirlerine atışarak alt etmekten ziyade karşılıklı bildikleri kilamları söylemedir. Bazen aynı kilamın bölümlerini sırayla ve karşılıklı söyleme de atışmaya girebilmektedir.

Dengbêj Reşidê Baso ile yapılan bir röportajda Serhat’ta dengbêjler atıştığında sözünü tamamlayan öbürünü takdim ediyor ya da biri söyler öbürü ise durur, ta ki sözünü tamamlayana kadar. Ancak Kafkaslardaki (Ermenistan ve Gürcistan) dengbêjlerinde ise fazla sabır olmadığı, daha biri sözünü tamamlamadan diğerinin söze başladığını belirtmektedir (Serhedi, 2006: 11).

“Diyarbakır Dengbêj Evi”inde şahit olduğumuz bir olay atışmaya davet için hem güzel bir örnek hem de atışmanın nasıl başladığı konusunda da fikir vermesi açısından önem arz ediyor. “Diyarbakır Dengbêj Evi” dengbêjlerinden Seydxanê Boyaxci’nın [Boyacı Seyithan], dengbêj evine gelen başka bir dengbêji atışmaya davet ederken izlediği yöntem hayli ilginçtir.

Seyitxanê Boyaxci: Tu dengbêj î? (Dengbêj misin?) Diğer Dengbêj: Erê! (Evet)

Seyitxanê Boyaxci: Were em bavêjin berhev, tu yekê û ez ê yekê bêjim. (Gel atışalım. Sen bir tane söyle, ben bir tane söyleyeyim.)

Diğer Dengbêj: Tu duyan bêje, ez ê sêyan bêjim. (Sen iki tane söyle, ben üç tane söyleyeyim)

Seyitxanê Boyaxci: Tu sêya bêje ez ê çaran bêjim. (Sen üç tane söyle, ben dört tane söyleyeyim.)

Diğer Dengbêj: Tu çara bêje ez ê dehan bêjim. (Sen dört tane söyle ben on tane söyleyeyim.)

Seyitxanê Boyaxci: Tu yekê bêje ez ê heta êvari bêjim. Qaqabo qaqabo qaqabo

ez kewê ribat im. Dengbêjê ku li ber min were heye? [Sen bir tane söyle, ben akşama

kadar söyleyeyim. Kakabo kakabo (keklik sesi) ben güzel sesli kekliğim. Benim karşıma çıkabilecek dengbêj var mı?]

Ancak atışma yukarıda da belirtildiği gibi iğneleyici laflar kullanarak karşıdakini alt etmekden ziyade, daha çok kimin fazla stran söyleyebilme amacı taşır. Erken yorulan ya da söyleyecek bir stranı kalmayan atışmayı kaybeder.

Kimi dengbêjler de karşıdaki dengbêjin sanatını ve niteliğini ölçmek amacıyla iğneleyici stranlar söyleyerek üstünlüğünü göstermeye çalışır. Karacadağlı dengbêjlerden Dengbêj Salih ve Dengbêj Elî’nin kısa bir atışması örnek teşkil etmesi açısından aşağıda gösterilmiştir.

Dengbêj Salih

Xwezî te pesn û pendê xwe bigota

Te walatê xwe bigota mi ti nas kiriba hela tu ji ku ye

Lê min ê ji xwe re raba wa dawatê bibe wî misafir weke wa sawîya Xwedê zane tenê ji min re bigota bira dengê te bihata

Dengê te ne dengê dîkan e weke dengê wa moriya…

[Keşke kendini övüp söyleseydin

Memleketini söyleseydin, tanışsaydım bakalım nerelisin? Yetim gibi düğününe misafir olacaktım

Kim bilir ne çok duymak istediğim sesini Horozların sesi değil olsa olsa karınca seslisin]

Dengbêj Elî

Dengê min dengê meran e Dengê min dengê beranan e Denge min yê şêr û agîdan e Ez bala xwe didim dengê te Dinêrin mîna mangan e Dengê te mîna cangan e Ez zanim barê min giran e Tu barê kekê xwe nikane Eger tu eslê min pirs dike Ez Qerejdaxî me

Eslê min belî ye, Qerejdaxî me Lê belê ez gava te têkim devê xwe Bi Xwedê kim tev digerînim cî bi cîh e Tu nizanî min ava Qerejdaxê vexwariye

Heylo heylo heyloo derdê min

[Sesim yiğitlerin sesidir.

Seslerim koçların sesidir.

Aslanların ve kahramanların sesidir. Sesine dikkat ediyorum da

Bakıyorum, inek sesine benziyor. Sesin öküz sesini andırıyor. Biliyorum yükün ağırdır.

Sen kardeşinin yükünü kaldıramazsın. Eğer aslımı soruyorsan:

Ben Karacadağ’lıyım.

Soyum bellidir. Karacadağ’lıyım. Ama sen dilime düştüğün zaman,

Allah’a and olsun ki tüm dünyada yer yer dolaştıracağım. Sen bilmiyorsun ben Karacadağ suyunu içmişim.

Vay vay dertliyim]

Dengbêj Salih

Bi mala Xwedê mi Qerejdax dît lê şîn dibiin nizar bi va kerenga Lê tu bahata welatê Têrka te bala xwe bida va sazdenga li va denga Lê binêre ji xwe re mal û dîna dêhnê xwe bida te tenê

Ji xwe we li rûyê te nema ne xwîn û ne reng e

[Allah adına yeminler ki görmüşüm kengerle tepeleri yeşillenen Karacadağı

Hele sen Têrka’ya gelip de görseydin bunca hoş sesi ve ahengi Bakıp bizzat iyice bir dikkat edeydin sadece

Dengbêj Elî

Bira,

Dengê te xweş deng e

Ez texmîn dikim rengê te îxtîyar e

Ez bi îxtîyara re tu cara nakim herb û ceng e Ez bala xwe didim dengê tim yek deng e Hey lo lo lo heylo heylo heyloo heylo

[Birader

Sesin güzel sestir de.

Tahmin ediyorum da ihtiyarsın. İhtiyarlarla asla atışıp çatışmam. Bu arada da sesin de hep tek telden Hey bre hey, hey bre hey]

Dengbêj Salih

Ey wax ey wax ey wax ey wax Wele dilê min bi te dişewite Ez ê biçim bajarê dinê...

[Eyvah, eyvah, eyvah

Vallahi sana acıyorum

Dünyayı köşe bucak dolaşmaya çıkıyorum…]

Yukarıdaki atışmada da görüldüğü gibi her ne kadar karşılıklı iğneleyici laflar söyleyerek birbirlerini alt etmeye çalışsalar da kimi yerlerde karşıdaki dengbêjin sesinin güzelliğini [Sesin güzel sestir] ve üretkenliğini takdir etmesi dengbêjin büyüklüğü olarak kabul edilir.